Dimitri Kantemiroğlu ya da Dimitrie Cantemir; Osmanlı Devleti'ne bağlı Boğdan eyaletinin beyi, Romen asıllı tarihçi ve yazar, İstanbul'da yaşadığı süre boyunca Klasik Türk müziğine büyük katkılarda bulunmuş müzik uzmanıdır.
Dimitri Kantemiroğlu 14 yaşına geldiğinde Osmanlı Devleti, babasını Boğdan beyliğine atadı. Geleneğe uyularak genç Dimitri 1687 yılında rehin olarak İstanbul’a gönderildi. Dimitri Kantemiroğlu'nun İstanbul'da kaldığı ev, "Dimitrie Cantemir Evi" diye bilinir ve bu isimle müze haline getirilmiştir.
1688-1710 yılları arasında 22 yıl boyunca İstanbul Fener’de yaşayan
Dimitrie Cantemir'in evi için hayli para harcadığı söylenir.
14 yaşında rehin getirildiği İstanbul'da öğrenimini sürdüren Dimitri, Rum Ortodoks Patrikhanesindeki akademide antik Yunan ve Latin kültürüyle Bizans ağırlıklı Ortodoks kültürünü, Enderunda ise Osmanlıca, Farsça ve Arapça dillerini öğrendi.
Osmanlı siyaset ve kültür çevreleriyle yakın ilişki kurdu. Osmanlı Devleti’nin siyaseti, kurumları, etnik durumu ve İslam dini ve sanatına ilişkin bilgiler edindiği gibi Batı’daki hümanizma hareketlerini izlemeyi de ihmal etmedi. Müziğe olan ilgisi İstanbul'da da devam etti. Türk müziğine merak sardı. Kemani Edirneli Ahmed Çelebi’den bu müziğe ait bilgiler, Tamburi Angeliki’den ise tambur öğrendi. II. Ahmet zamanında Enderuna öğrenci olarak alındı. Kantemiroğlu’nun besteci olarak önemi, oluşturduğu nota sistemiyle pek çok yapıtı notaya almış olmasındadır.
Dimitrie Cantemir’in Fener’de yaşadığı ev, 2007‘de yapılan restorasyon sonrası Romanya Büyükelçiliği’ne verilmiş, Romanya Cumhurbaşkanı Train Basescu’nun katılımıyla Dimitrie Cantemir Evi olarak hizmete açılmıştı. Fakat müze ilgi görmedi, ziyaretçi çekmedi. Bu yüzden tekrar restorasyona alınan ev'in ne zaman açılacağı bilinmiyor.
Yazdıkları aracılığıyla doğu ile batı
arasında köprü olan Cantemir’in ismi Leibnitz,
Newton gibi bilginler arasında da geçiyordu.
Önce Boğdan Prensi ardından da Boğdan
Voyvodası olan bilgin aynı zamanda tarihçi,
coğrafyacı, müzisyen, filozof, dil bilgini, mimar
ve siyasetçiydi.
Romen ve Osmanlı kültürünün ikisine de
hakim olan Cantemir, icat ettiği nota sistemiyle
birçok bestenin yok olmasını engelleyip Türk
musikisine katkılarda bulundu; edindiği
Osmanlı kültürünü de batıya tanıtan Cantemir
için, yaptığı bu kültürel etkinlikler sayesinde
kendisi hakkında olumlu düşünceler hakim
olduğu gibi, Osmanlı’dan ayrılmasının
ardından Rusya ile Osmanlı’ya karşı yaptığı
iddia edilen anlaşma yüzünden olumsuz
düşünceler de mevcut.
Cantemir'in şimdilerde bir müze olarak
tahsis edilen sarayının yapımına yaşadığı
dönem yüklü miktarlarda para harcamıştı.
Rivayet edilir ki inşaat halindeki sarayın
yüksek kulelerinin Haliç’teki sarayların
haremlerini görmesi bahanesiyle sarayın
yapımı durdurulmuş, ancak bir süre sonra
tamamlanabilmişti.
Küçük bir müze haline dönüştürülen Dimitrie
Cantemir Evi, Merpenli Mektep Sokağı’nın
başında zamanında bir kültür elçisine ev
sahipliği yaptığının bilincinde ziyaretçilerinin
geleceği günü (2013 Aralık sonu) bekliyor.