Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Doğan Hasol

Ünlü, ödüllü mimar. Yapı Endüstri Merkezi’nin (YEM) ve Has Mimarlık’ın kurucusudur. Doğan Hasol, kentleşme konusunda sözü dinlenen mimardır.



Doğan Hasol

Mimar Doğan Hasol



Doğan Hasol kimdir? 



Dr. Y.Müh.(Mimar) Doğan Hasol, 02.11.1937’de doğdu. 1944 - 1948  yılları arasında Üsküdar 30. İlkokul (Bugün Halil Rüştü İlköğretim Okulu) , 1948-1956 yılları arasında Galatasaray Lisesi’nde, 1956-1961 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde eğitim gördü.   


Kasım 1961-Kasım 1967 tarihleri arasında İTÜ Mimarlık Fakültesi II. Yapı Bilgisi Kürsüsü’nde asistanlık yaptı. 1961’de daha öğrenciyken Mimarlık ve Sanat Dergisi’ni çıkaran gruba katıldı.


1965-66’da Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nin Sekreter Üyeliği’ni, 1966-69 arasında da Oda’nın dergisi MİMARLIK’ın Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Mimarlar Odası Yönetim Kurullarında görev aldı.


1968’de bir grup arkadaşıyla birlikte, yapı alanında bir bilgi merkezi olan Yapı-Endüstri Merkezi’nin kuruluşunu gerçekleştirdi. YEM’in üyesi olduğu Uluslararası Yapı Merkezleri Birliği (UICB)’nin 1989 ve 1992’de üçer yıllık dönemler için başkanlığına seçildi; başkanlığı sona ererken kendisine UICB Genel Kurulu kararıyla onursal üyelik verildi.


Yapı-Endüstri Merkezi’nin başında olduğu süre içinde Doğan Hasol, bu kurumun bilgi merkezi işlevi doğrultusunda YAPI Dergisi’nin yanısıra, başta Yapı Kataloğu olmak üzere mesleki kataloglar ve mimarlık kitaplarının yayımlanmasına, kurslar, konferanslar, seminerler, sergiler düzenlenmesine öncülük etti. Yayın etkinlikleriyle, Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin 1994/95 dönemi Basın-Yayın Ödülü’nü kazandı.


Serbest mimarlık çalışmalarını eşi A. Hayzuran Hasol ve kızı Ayşe Hasol Erktin ile birlikte kurdukları Has Mimarlık grubu içinde sürdürmektedir. Bu kapsamda eşi ile birlikte, yapı dalında, Mimarlar Odası’nın 1990 Ulusal Mimarlık Ödülü’nü kazandı.


İlk baskısı 1976 yılında çıkan ve 12 kez basılan “Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü” ile, daha sonra yayımlanan İngilizce-Fransızca-Türkçe ve İngilizce-Türkçe-İngilizce Mimarlık ve Yapı Sözlükleri önemli kaynak yayınlar olmuştur. İngilizce-Fransızca-İngilizce olarak hazırladığı bir sözlük de Fransız yayınevi Le Moniteur tarafından “Architecture et Bâtiment/ Architecture and Building” adı altında 1997’de Paris’te yayımlanmıştır. Hasol’un ayrıca, “Yağma Var!”, “Her Şeyin Mimarı Var”, “Mimarî İzlenimler”, “Galatasaray’da Düşler/Gerçekler”, “Anılar Kuşlar Gibidir”, “Mimarlık Cep Sözlüğü”, “Mimarlar Dik Durur!” ve ''Aferin Desinler Diye...'' adlı kitapları ve çok sayıda mesleki makalesi bulunmaktadır.


Hasol, 1990-96 arasında Galatasaray Spor Kulübü yönetiminde 2.Başkan olarak görev almış, 1997'den sonra Cumhuriyet Gazetesi’nde haftalık spor yazıları yayımlanmıştır. Mesleki makaleleri ve spor yazıları www.doganhasol.net adresli kişisel web sitesinde toplanmıştır.


2004-05 döneminde Mimarlık Vakfı’nda, 2009-11 arasında da İstanbul Serbest Mimarlar Derneği’nde başkan olarak görev almıştır.


Kendisine, 1998 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nce "Fahri Doktor", 1999’da Yıldız Teknik Üniversitesi ve 2012'de İstanbul Kültür Üniversitesi’nce “Onursal Doktor” unvanı, 2000’de Mimarlar Odası’nca “Mesleğe Katkı Başarı Ödülü”, 2007’de de Beykent Üniversitesi’nce “Mimarlık Onur Ödülü” verilmiştir.



Doğan Hasol’un meslek yaşamından kesitler nelerdir?



SERBEST MİMARLIK ÇALIŞMALAR: Önce eşi A. Hayzuran Hasol ile birlikte; 1986’dan sonra yine eşi ve kızları Ayşe Hasol Erktin ile birlikte kurdukları Has Mimarlık Ltd.Şti. bünyesinde sürdürülen çalışmalar. (Çalışmalara ilişkin ayrıntılı bilgiler için bkz. http://www.hasmimarlik.com.tr/ ) 


ÖTEKİ MESLEKİ ETKİNLİKLER:


• Mimarlar Odası 

- İstanbul Şubesi Sekreter Üyeliği 1965-66 

- Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği 1966-69 

- Yayın Komitesi Sekreter Üyeliği 1966-69 


• Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) 

1968’de bir grup arkadaşıyla birlikte, yapı alanında bir bilgi merkezi olan ve Türkiye’de mimarlık  mesleğinin gelişmesine büyük katkılar getiren Yapı-Endüstri Merkezi’nin kuruluşunu gerçekleştirmiş ve kuruluştan bu yana önce genel müdür, sonra da Nisan 2013'e kadar Yönetim Kurulu Başkanı olarak yöneticiliğini üstlenmiştir. 


• UICB 

- 1978’de, YEM’in üyesi olduğu Uluslararası Yapı Merkezleri Birliği (International Union of Building Centres / UICB)’ nin yönetim kurulu üyeliğine seçilmiştir. 

- 1980-83 UICB Başkan Yardımcılığı 

- 1989-95 UICB Başkanlığı 

- 1995 -> UICB Onursal Üyeliği (Bu unvan 1995 Lyon Genel Kurulu’nda verilmiştir) 


• Türkiye Prefabrik Birliği 

  1994 -1996> Danışma Konseyi Başkanlığı 


• İMSAD İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği  

  Sekreter Üyeliği, Yönetim Kurulu Üyeliği, Başkan Yardımcılığı, Başkanlığı (Haz. 1999 - Haz. 2004) 


• Mimarlık Vakfı , Başkan Yardımcılığı, Başkanlığı ( Haz. 2004 - Haz. 2005) 


• Taşkışla Eğitim Kültür Derneği , Başkanlığı 


• ARCHIPRIX – Türkiye (Mimarlık Okulları Bitirme Projeleri Arası Yarışma) Grubu Kurucu Üyeliği 


• Ağa Han Mimarlık Ödülleri Büyük Jüri üyeliği, 2001 


• UIA 2005 İstanbul Dünya Mimarlık Kongresi Bilimsel Komite üyeliği 


• İSMD İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Başkanlığı (2009-2011)



Doğan Hasol hangi yarışmalarda jüri üyesi oldu? 



• Ağa Han Mimarlık Ödülleri Büyük Jüri Üyeliği (2001) 

• Aydın Doğan Ödülleri jüri üyeliği (2005) 

• Archiprix International jürisi başkanlığı (2004) 

• Archiprix-Türkiye jüri üyelikleri

• WAF World Architecture Festival Proje Yarışması jüri üyeliği (2008,2009,2010) 



Doğan Hasol hangi yayınlara imza attı?



Kendi Kitapları: - Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü - YEM Yayın, 1975. Geliştirilmiş 12. Baskı, Ekim 2012. 

- Mimarlık ve Yapı Sözlüğü - YEM Yayın, 1993. Geliştirilmiş 3. Baskı, Haziran 2005. İngilizce / Fransızca / Türkçe Sözlük. 

- Architecture et Bâtiment / Architecture and Building - Le Moniteur Yayınevi, Paris 1997. İngilizce-Fransızca / Fransızca-İngilizce Sözlük.  

- Yağma Var - YEM Yayın, 1997. 

- Her Şeyin Mimarı Var -  YEM Yayın, 1998. 

- Mimari İzlenimler -  YEM Yayın, 1999. 

- Mimarlık ve Yapı Sözlüğü -  YEM Yayın, 2003. Geliştirilmiş 4. Baskı, Nisan 2010. İngilizce-Türkçe / Türkçe-İngilizce Sözlük. 

- Anılar Kuşlar Gibidir -  Remzi Kitabevi, 2007. 

- Mimarlık Cep Sözlüğü, YEM Yayın, 2009, Geliştirilmiş 2. Baskı 2012. 

- Mimarlar Dik Durur!, YEM Yayın, 2011, Geliştirilmiş 4. Baskı 2012.

- Aferin Desinler Diye / Doğan Hasol Kitabı, T.Iş Bankası Kültür Yayınları 2011

Mesleki Yazıları: • Çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış yaklaşık 370 yazı.

Meslek Dışı Yazılar: • Cumhuriyet Gazetesi’nde haftalık köşe yazıları (spor) (yaklaşık 530 köşe yazısı).

Dergiler: - Mimarlık ve Sanat Dergisini çıkaran grupta yer almıştır (1961-62). 

- MİMARLIK (Mimarlar Odası Yayın Organı) önce Yayın Uzmanı, sonra Yayın Müdürü, (1964-69) (60 sayı). 

- YAPI Dergisi kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni (1973-Nisan 2013) (Nisan 2013'e kadar 377 sayı).



Öteki Yayın Etkinlikleri: - Yapı-Endüstri Merkezi bünyesinde Yapı Dergisi’nin yanısıra başta Yapı Katalogları olmak üzere mesleki kataloglar ve mimarlık, şehircilik, sanat kitaplarının yayımlanmasına öncülük. 

- Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi Yayın Kurulu üyeliği 

- Beton Prefabrikasyon Dergisi Yayın Kurulu üyeliği 

- Building Research and Information Dergisi (İngiltere) Danışma Kurulu Üyeliği (1993-1995) 

- ITÜ Vakfi Dergisi Yayın Kurulu üyeliği



Doğan Hasol hangi konferanslara katıldı? 



Yurt içinde ve dışında (Münih, Lyon 2 kez, KKTC, Kuveyt, Isfahan) mesleki konferanslar.



Doğan Hasol’un sosyal etkinlikleri neler? 



Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeliği ve Sözcülüğü (1990-96), Başkan Yardımcılığı (1991), 2. Başkanlığı (1991-96)



Doğan Hasol hangi kuruluşlara üye olmuştur? 



UICB (Onursal üye), Mimarlar Odası, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İSMD), Mimarlık Vakfı (MİV), Mimarlık Vakfı Enstitü Meclisi, CICA International Committee of Architectural Critics, Europa Nostra, İTÜ Vakfı Mütevelli Heyeti, Taşkışla Eğitim ve Kültür Derneği, Galatasaray Spor Kulübü ve Divanı,  Galatasaraylılar Derneği ve Divanı, Galatasaray Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti, Galatasaraylılar Yardımlaşma Vakfı Mütevelli Heyeti, Türkiye Fuar Yapımcıları Derneği (kurucu üye), T. Prefabrik Birliği Danışma Konseyi,  Türk-Fransız Mühendisleri Dostluk Derneği, Archiprix-Türkiye Grubu, ÇEKÜL Vakfı Yüksek Danışma Konseyi, Bilim Merkezi Vakfı, Baron de Coubertin Türkiye Komitesi, Yıldız Sarayı Vakfı Mütevelli Heyeti. 



Doğan Hasol hangi ödüllere layık görüldü? 



UICB Onursal Üyeliği; Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Ödülü, 1990. (Yapı dalında, Çamlıca’da Zeytinoğlu Evi ile);  Türkiye Serbest Mimarlar Derneği (TSMD) Basın-Yayın Ödülü,1994/95 ; Mimari Proje yarışmalarında ödül ve mansiyon; Fahri Doktorluk, İTÜ, 1998; Onursal Doktorluk, YTÜ, 1999; Mimarlar Odası Mesleğe Katkı Başarı Ödülü, 2000; Mimarlık Onur Ödülü, Beykent Üniversitesi, 2007 ve Onursal Doktorluk, İstanbul Kültür Üniversitesi, 2012.



Doğan Hasol hangi haberlere konu oldu?



Kentsel dönüşümü mimar gözüyle Doğan Hasol yorumluyor! (Emlakkulisi.com, Mayıs 2013)


Kentsel dönüşümü mimari bir bakış açısıyla değerlendiren Dr. Yüksek Mühendis, Mimar Doğan Hasol, kentsel dönüşüm soylulaştırma havasında yapılırsa insanlar mağdur olur dedi...


Röportajı izlemek için tıklayın! 


HAS Mimarlık Kurucularından Dr. Yüksek Mühendis, Mimar Doğan Hasol ile kentsel dönüşüm, yeşil binalar ve Türk mimarisi üzerine keyifli bir söyleşi yaptık. Doğan Hasol, İstanbul'a ve mimariye gönül vermiş bir isim olarak kentsel dönüşümle ilgili çok önemli bir konuya dikkat çekiyor. "Kentsel dönüşüm soylulaştırma havasında yapılırsa insanları mağdur eder" diyen başarılı mimar, İstanbul'da kentsel tasarımın eksik olduğuna da vurgu yapmadan geçemiyor. Doğan Hasol, kentsel dönüşümü mimari bir bakış açısıyla şöyle yorumluyor, "Bu süreçte ne kadar çok metrekare üretirsem o kadar çok karlı çıkarım anlayışı ile hareket etmemeliyiz. Amaç daha az metrekarelerde daha kaliteli bir yaşam sunmak olmalı". 


Her mimarın kendine has bir tarzı stili vardır. Siz kendi stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Çağımızda üsluplar geride kaldı. Son zamanlarda Osmanlı, Selçuklu tarzı diyorlar ama bunların bir tutarlılığı yok. Bunlar olsa olsa nostaljik beklentiler olabilir. Mimarlık artık küreselleşti. Her mimar her ülkede projeler üretiyor. Önemli olan yaptığınız projenin o coğrafyaya ait olmasıdır, oranın insanlarına hitap ediyor olmasıdır. Çünkü her şeyi insanlar için yapıyoruz. Ayrıca mimarlığı bir sanat olarak kabul ettiğimizde sürekli olarak da yeni birşeyler söylemek zorundayız. Yani kendinizi taklit etmek zorunda değilsiniz. 


Türk mimarisinin yerel kimliğini kaybettiği söyleniyor. Bir taraftan da klasik mimariye övgü yapılıyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Türk mimarisi gerçekten yerel kimliğini kaybetti mi?

Artık geleneksel tarzda bina üretmek diye bir şey yok. Bu dünyanın hiç bir tarafında kalmadı. Çünkü o geride kaldı, o günün teknolojisine aittir. Örneğin bugün yapılan camiler var. 16.yüzyıl mimarisi taklit edilmeye çalışılıyor. Ama bu çok fazla anlam taşımıyor. Çünkü 16.yüzyılda yapılmış bir camiyi bugünün teknolojileriyle yeniden taklit etmek çok fazla anlam taşımıyor. Onlar taşın ve tuğlanın meydana getirdiği formlardı. Bugün onu betonarme ile yapmak bir marifet değil. Yapılması gereken bugünün mimarisidir. Marifet bugünün teknolojisi ve anlayışı ile mimari eserler vermek. 


Her mimari döneminden izler taşır felsefesi vardır. Şimdi 50 yıl sonraya gidip bugünün mimarisini yorumlarsanız neler söyleyebilirsiniz?

Bugünün mimarisi sıkıntı içinde aslında. Mimarlık sadece mimarlığın işi değil. Mimarlık toplumun istemesine bağlı bir şeydir. Bir mimar ressam gibi çalışamaz. Ressam tuailini kurar ve istediği gibi resmini yapar. Mimar ise bir çok taraftan kuşatılmış durumda. Bir çok isteğe yanıt vermek zorunda. En azından kendisine belediyenin verdiği kısıtlaması var. Mal sahibinin istekleri var. Ben her zaman şunu söylüyorum; iyi mimari için mimarın iyi olması yeterli değil, her şeyin iyi olması lazım. Mal sahibinin her şeyden önce iyi bir mimarlık eserine sahip olmak istiyorum anlayışı ile yola çıkması lazım. 


TARİHİ MİRASIMIZ ÇARPIK YAPILAŞMANIN KÖTÜ ÖRNEKLERİ ARASINDA YOK OLUYOR


Türkiye'de çok iyi mimarlık örnekleri var. Ama bunlar çarpık yapılaşmanın kötü örnekleri arasında yok olup gidiyor. İleriye bunlar kalacaktır diye düşünüyorum ama son zamanlarda bir savurganlık başladı. Cumhuriyet döneminin en iyi mimari örneklerini yıkmaya başladı. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Üstelik üzerinde koruma kararı olan yapılar yıkılıyor. Böyle olursa biz ileriye ne bırakacağız. Bugünün iyi şeyleri muhakak ileriye kalacaktır ama korunması lazım. Yoksa ben bunu beğenmiyorum deyip yerine olmayacak büyüklükte ve yükseklikte yapılar yaparsak bundan kazançlı çıkmayız. 


1999 DEPREMİ YAPI SEKTÖRÜNDE BİR MİLATTIR


Bir mimaride mal sahibinin istekleri çok önemli dediniz. Bu anlamda işverenler ne tür taleplerle geliyorlar size?

1999 depremi bir çeşit milad oldu. Ondan önce mimari bir projeye adeta bir evrak gibi bakılıyordu. Bir imza olsun biz bunu nasıl olsa inşa ederiz diye bakılıyordu. 1999 depreminden sonra önce sağlamlık gündeme geldi. İşin karakteri değişmeye başlandı. Önce mühendislik hizmeti doğru düzgün alınmaya başlandı. Peşinden bu işin estetiği de olmalı denmeye başlandı. Son yıllarda yapılan yapılarda mimari değer arttı. Gayrimenkul sektöründeki aktörler de şunu öğrendiler; "İyi tasarım kendini sattırır". 


Ama maalesef özellikle İstanbul'da arsa kıtlığından dolayı yeşil alanları kullanmaya başladık. Yükseklikler gerekli gereksiz artmaya başladı. Bunlar mimarimize yansıyan kusurlar oluyor. 


Yükseklikten konu açılmışken sormak istiyorum. Yeni yapılan yüksek binaların İstanbul'un silüetini bozduğu söyleniyor. Katılıyor musunuz bu görüşe?

İstanbul'da gelişmeler her zaman plansız oluyor. Oysa yapılan şeylerin önceden bilinmesi lazım. Planlamada bir gökdelene izinler verilecekse, bunun çevreye, silüete  ve kentsel mekana yapacakları etkinin değerlendirilmiş olması lazım. Bu plandır. Bugün kentsel tasarım dediğimiz şey budur işte. 


İSTANBUL'DA KENTSEL TASARIM EKSİK


Ne yazık ki bugün bizim şehirlerimizde kentsel tasarım eksik. Türkiye'de hiç azınmayacak düzeyde mimarlık var. Yurtdışında başarılıyız. Türk mimarları yurtdışında ödüller kazanıyor. Bunlar göz ardı edilecek şeyler değil. Yani Türkiye'de bugün ciddi bir mimarlık birikimi var. Zaten tarihte de Osmanlı'nın dünya çapında kendini kabul ettirebildiği tek sanat dalı mimarlıktır. Ben o zincirin hala koplamış olduğunu düşünüyor. Ama sıkıntı bizim mimarlığımızda değil şehirciliğimizde. İstanbul'un hala çok ciddi planları yok. Bütüncül planlamalar yerine parçacıl planlamalar yapılıyor. 


KENTSEL DÖNÜŞÜM SOYLULAŞTIRMA HAVASINDA YAPILMAMALI


Kentsel dönüşüm sektör ayağında bir maddi kaynak, vatandaşlar tarafından da rant kapısı olarak konuluşuluyor ve tartışılıyor. Sizce kentsel dönüşüm bu ülkede doğru algılandı mı?

Kentsel dönüşümün doğru algılandığını sanmıyorum. Ayrıca kentsel dönüşüm yeni bir şey değil. İstanbul Bizans döneminden bu yana dönüşümlere uğruyor. En azından yangınlar sonrasında dönüşümlere uğramıştır. Bugün Avrupa'da da pek çok yerde kentsel dönüşüm var ama gerekçeleri farklı. Onlarda daha çok terk edilmiş sanayi ve liman tesislerinin bugünün gereksinimlerine uygun yapılmasına dayandırılıyor. Biz de deprem ve yapıların sağlamlaştırılması öne konuyor. Düşünün ki bu şehrin yüzde 75'i kaçak olarak inşa edilmiş. Bu politikacıların verdiği ödüllerle oldu. Bundan dolayı çok fazla bir çürük yapı stoğumuz var. Bunların dönüştürülmesinde yarar yok değil var. Ama kentsel dönüşüm bir soylulaştırma havasında yapılırsa insanları mağdur eder. Kentsel dönüşümün toplumsal bir boyutu da var. Orada yaşayan insanların dönüşümden sonra da orada yaşamlarını sürdürmeleri sağlanması lazım. Bunu yapabilirsek başarılı oluruz. Ama bir taraftan da ekonomik baskılar geliyor. Bu süreçte çok fazla ekonomik beklenti içine girilmemeli. Bizim toplumumuzda şöyle bir anlayış var; ben bu arsada ne kadar çok metrekare inşa edebilirsem o kadar çok karlı çıkarım. Oysa ki orada daha az metrekare ama mimarlık değeri daha kaliteli işler üretirseniz yine siz kaliteli çıkarsınız. 


YEŞİLİMİZİ KAYBEDİYORUZ


Siz nasıl bir İstanbul hayal ediyorsunuz? Biri çıkıp dese ki İstanbul'u siz tasarlayın, nasıl bir İstanbul tasarlardınız?

Hayali bile çok güzel bunun ama yanıtı çok zor. İstanbul istenmeyen bir noktaya geldi. Bugün şehrin nüfusu 15 milyon civarında. 1980 tarihinde 3,5 milyon civarındaydı. Bu korkunç bir nüfus artışı var. Bu insanların yerleşmesi lazım. Yapılaşma giderek yoğunlaşıyor, artıyor. Yeşil alanların aleyhine gelişmeler var. Bu yoğun yapılaşmanın içinde İstanbulluların mutlu olması kolay değil. Ulaşım sorunu çözemiyoruz, şehrin kuzeye doğru gitmesiyle ormanlarımızı kaybediyoruz ki ormanlar bu şehrin akciğerleridir, su havzalarını kaybediyoruz. 1.köprüden sonra gelişme kuzeye doğru olmaya başladı bu kötü. Bazı şeylerin geriye dönüşü zordur ama İstanbul'da bir an önce nüfus akışının durdurulması lazım. İstanbul artık zor yaşanır bir şehir olmaya başladı. Oysa ki İstanbul dünyanın en güzel şehirlerinden biri. O kadar güzel ki onca yapılan çarpık yapışmaya rağmen İstanbul'u hala yeterince çirkinleştiremedik. İstanbul'un denizle iç içe olduğunu gözetmek lazım. Yeşilden hiç bir şekilde vazgeçmemek lazım. Yeşil alanların dönüştürülmemesi lazım. Yine şehir kuzeye doğru kaymamalı. Ne yazık ki yeni projelerin çoğu şehrin kuzeyine doğru yapılıyor. 


Kentsel dönüşümde enerji verimliliği nasıl sağlanabilir sizce?

Teknolojiler hatta binanızın yönlendirilmesi bile enerji verimliliğine yönelik olabilir. Rüzgarların hesap edilmesi, onların projelendirilmesi, hacimlerin yönlendirilmesi... Bütün bunlar sizin yanıt masraflarınızın azalmasına yol açar. Belki uzak ama öyle bir dönem gelecek ki elinizde paranız olsa bile yakacak bir şey bulamayacaksınız. Bugün savaşlar bile bundan dolayı oluyor. O nedenle bu kaynakların olabildiğince az tüketilmesi lazım. 


Kentsel dönüşüm aynı zamanda bir yeşil dönüşüm gibi düşünülebilir mi?

Bu büyük bir fırsat. Bunu kaçırırsak Türkiye'nin gelişimi için de büyük bir fırsatı kaçırmış oluruz diye düşünüyoruz. Yenilenmesi gereken 14-15 milyon konuttan bahsediyoruz. Bunların yüzde 50'sinin hakiketen çok kötü durumda olduğu söyleniyor. Biz enerjimizin büyük bir kısmını yurtdışından ithal ediyoruz. Yılda 50 milyar dolarlık enerji ithal ediyoruz. Eğer gerçekten bu yenilediğimiz binaları yeşil bina olarak yapabilirsek Türkiye'ye yılda 4-5 milyar dolarlık tasarruf kazandırır çünkü konutlar enerjisinin yüzde 40'ını kullanıyor. Bu sadece konunun parasal yönü. Yeşil bina sağlıklı bina demek. Eğer doğru planlayabilirsek sağlıklı yaşam da inşa etmiş oluruz. 


Doğan Hasol’un kurduğu Has mimarlık hakkında detaylı bilgiler neler? 


HAS Mimarlık Ltd., çeşitli büyük binaların mimari proje çalışmasının yanısıra, özellikle büro ve banka binaları için sayısız içmimarlık proje ve uygulamaları gerçekleştirmiştir.


Firma, 1990 yılında, Yapı dalında, Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Ödülü’nü kazanmıştır. Gebze’de gerçekleştirdiği Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi, Urban Land Institute (ULI) tarafından açılan "2006 ULI Mükemmellik Ödülleri" yarışmasında finalist olmuştur. Aegean Hills projesi, 2007 CNBC Uluslararası Gayrimenkul Ödülü ile Homes Overseas Ödülü altın madalyasına layık bulunmuştur. Ekoyapı projesi ile, World Architecture Community 2008 Ödülü’nü kazanarak, Türkiye’de bu ödülü alan ilk mimarlık firması olmuştur.


HAS Mimarlık Ltd., dünyaca ünlü uluslararası mimarlık firmaları olan Skidmore, Owings and Merrill (SOM) ile 1993 yılında, Rees Associates, Inc. ile 1999 yılında, NBBJ ile 2003 yılında, Pei Cobb Freed & Partners ile 2006 yılında, Llewelyn Davies Yeang ile 2007 yılında, RMJM ile 2009 yılında başarılı iş ortaklıkları kurmuştur.

HAS Mimarlık Ltd., gerek yatırım, gerekse işlevler açısından üst düzeyde deneyim gerektiren İzmir Büyük Efes Oteli, Hyatt Regency Dushanbe, Cezayir El Aurassi Oteli projeleri ile Anadolu Sağlık Merkezi gibi çeşitli büyük hastane, otel ve ofis binalarının da mimari proje çalışmalarını gerçekleştirmiştir.


Son dönemde, İstanbul Levent’te 168 m. yüksekliğinde bir ofis binasının projeleri Pei, Cobb, Freed&Partners ile birlikte tamamlanmış; ayrıca, Beyaz Rusya’da Minsk’te başkanlık sarayının tam karşısında 5 yıldızlı bir otel projesinin çalışmaları yapılmıştır. Basra’da 120 yataklı bir hastanenin ve Gebze’de Anadolu Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin proje çalışmaları sürmektedir.


HAS Mimarlık Ltd. Türkiye’nin BREEAM yeşil bina değerlendiricisi ilk mimarlık firması ve Kanıta Dayalı Tasarım Akreditasyon ve Sertifikası (EDAC) olan ilk ve tek firmasıdır.


Has Mimarlık kurucuları: Doğan Hasol, A.Hayzuran Hasol ve Ayşe Hasol Erktin’dir. 


Doğan Hasol ve Has Mimarlık iletişim bilgileri neler?



Has Mimarlık Ltd.

Adres: Kaya Aldoğan Sok. No:15 34394 Zincirlikuyu İstanbul Türkiye

Telefon: +90 (212) 272 28 30 

Fax : (212) 211 34 20

E-Posta: merkez@hasmimarlik.com.tr

Web Adresi: www.hasmimarlik.com.tr