Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Emek Sineması

Cumhuriyet tarihinin en eski sineması olan Emek, 20 Mayıs 2013 tarihinde Kamer İnşaat tarafından oluşturulan Grand Pera projesinin hayata geçirilmesi sebebi ile yıkıldı.




Emek Sineması nasıl açıldı?


Emek Sineması; 1924 yılında Melek adı ile Beyoğlu’nda açıldı. İsmini ise perdenin iki tarafında bulunan meleklerden aldı. Emek Sineması’nın bulunduğu bina daha önce  “Club des Chasseurs de Constantinople” (İstanbul Avcılar Kulübü) olarak açıldı. Bina daha sonra; Strangali’nin Rum Atletik Jimnastikhanesi, ardından 1909'da “Nouveau Cirque” (Yeni Sirk) ondan sonra da “Skating Palace” (Tekerlekli Paten Pisti ve eğlence merkezi)'a ev sahipliği yaptı. 1918 yılında kapılarını Yeni tiyatro olarak açan bina, 1924 yılında Melek Sineması oldu. 


1884 yılında Mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edilen bina, 1940’lı yıllarda belediye tarafından satın alındı. 1957 yılında Emekli Sandığı’na ihale edilen binada bulunan Melek Sineması bundan sonra Emek Sineması olarak anılmaya başlandı. 1969 yılında Turgut Demirağ’a geçen sinemanın işletmesini 1975 yılından beri İsmet Kurtuluş ve Süheyla Kurtuluş yaptı.


Emek Sineması, 1993 yılında restore edildi ve 2000 yılında perdesi, koltukları ve ses düzeni yeniden yapıldı. Fakat Emek Sineması 20 Mayıs 2013 tarihinde yıkıldı.


Emek Sineması yıkım kararı nasıl ortaya çıktı?


1970'lerde İpek Sineması'nda çıkan yangın Serkldoryan'a da sıçradı. Zarar gören bu binanın bir kısmı atıl durumda kaldı. 1976'da ise Serkldoryan ve Emek Sineması, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun kararı ile korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edildi. Bu sebepten dolayı da binalara çivi bile çakılmadı. Emekli Sandığı’da 1992 yılında ihale açtı ve ihaleyi Kamer İnşaat kazandı. Emekli Sandığı ile Kamer arasında bir protokol imzalandı ve 25 yıllığına kiralandı. Protokol sonucunda Kamer İnşaat bir proje hazırladı. 


Bu yıkım projesi, Kültür ve Turizm Bakanları (Ertuğrul Günay ve Ömer Çelik), Beyoğlu Belediye Başkanı (Ahmet Misbah Demircan) ve mülk sahibi Sosyal Güvenlik Kurumu’nu bürokratik süreçteki onaylarıyla hayata geçirildi. Yıkım işlemleri de 20 Mayıs 2013 tarihinde başladı. Yıkım işlemleri ile birlikte Grand Pera projesi için çalışmalara başlanmış oldu. 


Yıkım kararı ile ilgili TMMOB Mimarlar Odası bir dava açtı. Bu dosya Danıştay’da olmasına rağmen yıkım işlemlerine devam edildi. Sinemada yaklaşık olarak 1.500 adet parça söküldü. 


Emek Sineması’nın yıkım kararı ile ilgili Mimarlar Odası ne dedi?


Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi tarafından Emek Sineması için düzenlenen toplantıda kültür kompleksleri tartışıldı. Toplantıda konuşan Yönetmen Erden Kıral: "Ticaretin kültüre olan üstünlüğü söz konusu, yıkmıyoruz taşıyoruz. AVM değil pasaj ve kültür alanlarını artırıyoruz" dedi. 


Konu ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Emek sineması tartışmalarıyla ilgili açıklamada bulundu. Çelik, Emek Sineması'nın yıkılmayacağını, bulunduğu yerde bir kaç kat yukarı taşınacağını ifade etti. Çelik, dünyada bunun örneğinin olduğunu da sözlerine ekledi.


Toplantıda ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı konuştu. Yapıcı, sinemanın restorasyon adı altında AVM projesinin uygulamaya sokulduğunu ifade etti. Avukat Can Atalay, projenin yürütmesinin durdurulması ve iptal istemiyle açılan davanın Danıştay'da beklediğini söyledi. 


Emek Sineması yıkım kararına kimler karşı çıktı?


Bir tarihe şahitlik eden Beyoğlu’ndaki Emek Sineması’nın yıkım kararına sanatçılar, gazeteciler, mimarlar, profesörler ve birçok vatandaş karşı çıktı. Kararın çıkması sonucu Mimarlar Odası’nın açtığı dava danıştayda olmasına rağmen yıkımın başlaması ile yıkıma karşı çıkanlarda eylem yaptı. Bu eylemler Emek Sineması önünde, Galatasaray Lisesi önünde ve Beyoğlu Belediye Binası önünde gerçekleşti. Basın açıklaması yapan sanatçılar, Emek Sineması’nın yıkımına karşı çıktıklarını dile getirdi.


7 Nisan 2013 tarihinde yapılan Emek Sineması eyleminde Costa Gavras, Erden Kıral, Ezel Akay, Onur Ünlü ile Tuncel Kurtiz, Ahmet Mümtaz, Taylan, Cem Davran, Derya Alabora, Can Bonomo, Rıza Kocaoğlu, Serra Yılmaz’da bulundu.  Emek Sineması önünde toplanan sanatçılara polis biber gazı ve tazyikli su sıktı. Eylem esnasında Özgür İpek, Hazar Berk Büyüktunca, Mehmet Ferit Aka ve Altyazı sinema dergisinin editörlerinden Berke Göl’ü gözaltına alındı.


Emek Sineması yıkımına karşı çıkanlar neler söyledi?


Costa Gavras: “Bu sinemayı yok etmek  sosyal  ve politik olarak büyük bir hatadır.  Emek Sineması’nı yıkmak ayıptır. Emek Sineması yaşayıp devam etmeli.”


Ahmet Mümtaz Taylan: “Emek Sineması Sosyal Güvenlik Kurumu’na, halka aittir. Biz, Emek Sineması’nın yerinde ve olduğu gibi kalmasını istiyoruz. Bu proje durdurulmalı, Emek Sineması’nın sokağa açılan kapısı korunmalı.”


Mehmet Ali Alabora: “Şehirlerin ruhları, sesleri, duyguları vardır. Bu duygular şairleri, ressamları, müzisyenleri, sinemacıları yaratır. Şehrin ruhunu yok edince sanat, kültür, ruh ölür, alışveriş merkezleri kalır. Çığlık tablosuna döndük; ağzımız açık bağırıyoruz ama sesimizi duyan yok. Emek, İstanbul bizim.”


Serra Yılmaz:  “Emek Sineması yıkılmıyor diyen Bakan Ömer Çelik biliprojeyi okuduysa bilir; Emek Sineması taşınmıyor, yıkılıyor. Emek Sineması ancak bulunduğu yerde kaldığında korunur, kapısı sokağa açılır, başka yere açılmaz.”


Avukat Can Atalay: “Kentsel dönüşüm dedikleri yalana karşı olduğumuz, Sulukule’de yeterli ses çıkaramadığımız için onca insanın heder edildiğini, Tarlabaşı’nda ses çıkaramadığımız için pişmanlık duyduğumuz, mekanların sınıf mücadelesinin sembolü olduğu için Emek Sineması’nın yıkılmasına karşı olduğumuz için buradayız.”


“Bizler kent merkezinde yaşıyor, sadece Emek Sineması’nın yıkılmasına karşı çıkıyor, yetersiz kalıyor olabiliriz, bu bizim utancımız. Ama bu mücadeleyi bırakmayacağız. Bize Emek Sineması’nın yıkılmayacağına dair söyledikleri yalanı geçen hafta teşhir ettik, Atilla Dorsay bu nedenle darp edildi.”


ICOMOS nasıl bir açıklama yaptı?


Emek Sineması yıkımı ile ilgili Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) Türkiye'ye şöyle bir açıklamada bulundu:


Emek Sineması, İstanbul kültür yaşamının özgün mekânsal değerlerini yaşatan bir yapı olmanın yanı sıra, Beyoğlu’nun günlük hareketliliğine katılan canlı odaklardan biridir. 19. Yüzyıldan bu yana kentin modernleşmesine ilişkin her değişim Emek Sineması ve ona eklemlenen yapılar bütününde önemli izler bırakmıştır. Emek Sineması ve çevresindeki mekanlar en azından 19. Yüzyıl ortalarından bu yana kentin kültür yaşamının merkezinde yer almışlardır. Bu adanın kentin ilk opera-tiyatro yapısını barındırdığı, elçilikler dışında ilk baloların burada verildiği, İstanbul’da kendisi için inşa edilmiş bağımsız bir yapıya sahip ilk kulübün burada konumlandığı gibi tarihsel gerçekler bilinmektedir. Yaklaşık olarak son yarım yüzyıldaysa sunduğu nitelikli filmler ve diğer düzeyli etkinliklerle kentlilerin belleklerinde unutulmaz izler bırakmış olan bu sıra dışı mekan ve bulunduğu yapı adası bütün olarak korunması gereken bir kültür varlığıdır. Beyoğlu’nda korunmaya değer bulunarak tescil edilen ilk yapılar da yine bu yapı adasında konumlanmaktadır. Söz konusu yapı birikiminin koruma statüsünün düşürülmesi ve yerine bir AVM yapılması İstanbul’da geç 19. Yüzyıl ile erken 20.Yüzyılda ortaya konmuş en önemli tarihsel yapı topluluklarından birini ortadan kaldıracaktır. 


Böyle bir girişim İstanbul’da tarihi çevrenin karşı karşıya olduğu en vahim saldırılardan biri olarak nitelenebilir. Cercle d’Orient ve Emek Sineması’nın üzerinde konumlandığı yapı adası 19. Yüzyılın ikinci yarısından başlayarak 1960’lara uzanan aralıkta İstanbul’da uygulanmış en gelişkin inşaat tekniklerinin ve bir dizi mimari üslubun düzeyli örneklerini de içermektedir. Sadece Emek Sineması özelinde ele alınırsa, yapı İstanbul’da 20. Yüzyıl başından bugüne ulaşmış en geniş iç mekandır. Bezeme özellikleri bakımından 1900’lü yılların biçim tercihlerini önemli ölçüde korumaktadır. Yapım teknolojisi açısından olduğu gibi, üslupsal olarak da aynen korunması gereken 1. Derece eser niteliğindedir. Bu denli önemli bir tarihi mekan yerinde ve özgün mimarisi ile korunmalıdır. Yapım özellikleri nedeniyle başka bir yere, konuma, kota taşınarak korunacağını savunmak, koruma ilkelerine aykırı olmanın ötesinde teknik olarak imkansızdır. 


Yıkıldıktan sonra benzer bezemeleri üzerinde barındıran bir başka mekan inşa edilmesi kuşkusuz mümkündür; ancak, buna tarihsel çevreyi koruma değil, “tarihsel gibi gözüken” bir yeni bina yapmak denir. Koruma ve restorasyon disiplini yeni malzeme ve tekniklerle “sözde tarihsel” mekanlar inşa etme aldatmacasının bir diğer adı değildir. Tarihsel eser ve çevreleri önemseyen duyarlı hiçbir uzman ve yurttaş bu aldatmacaya kanmayacaktır, kanmamalıdır. 


Tarihsel çevre ve yapıları koruma yaklaşım ve ilkelerini hiçe sayarak, sadece kısa vadeli maddi çıkarları ön plana alarak bu alanda yapılmak istenenler kamu yararına aykırıdır. Beyoğlu’nun tarihi kimliğine, yapı stokunun inşai ve mimari özelliklerine saygı gösterilmeli ve semtin Emek Sineması gibi özgün bileşenleri özenle, yerinde korunmalıdır.


Emek Sineması ile ilgili mimarlar neler söyledi?


Mimar Ömer Kanıpak: “Projenin plan ve kesitlerini detaylı incelesek daha doğru bir yorum yapmak mümkün olabilirdi belki ama sanırım daha proje ortalarda yok. Bu gönderdiğiniz görseller az çok fikir veriyor. Şöyle ki, Yeşilçam Sokak’ta Emek Sineması’nın girişinin olduğu taraftaki binaların cepheleri korunarak arka tarafında tamamen yeni bir yapı yükseliyor. Bu yapının fonksiyonu belli değil ancak yükseklikten göründüğü kadarı ile mevcut kullanım alanlarının en az iki katına çıkartılması hedefleniyor. Metal ve cam kaplı yeni yapının zemin kotuna ise sokaktaki eski binaların bir, iki katlı cepheleri bir tiyatro dekoru gibi korunmuş oluyor ve bu cephelerdeki kapılardan arkada yeni binaya geçiyorsunuz. Sinema salonu yerinde korunarak çevresindeki yapıların farklı fonksiyonları barındıracak şekilde iyileştirilmesi kısa vadede metrekare artışından elde edilecek kârdan çok daha fazla bir değer yaratabilirdi.”


Mimar Korhan Gümüş: “Emek Sineması’nın yalnızca mimari projesini tartışmak bence yeterli değil. Bir kamu yapısı olan sinemanın dönüştürülmek amacıyla bir yatırımcı-müteahhit kuruluşa devredilmesi kültür yönetimi açısından tartışılması gereken bir sorun. Bu tür projelerin piyasa ve kâr odaklı olmayan kuruluşlarla geliştirilmesi gerekir. Proje hizmetleri uzman kuruluşlardan alınır. Sonra müteahhitler veya hizmet için işletmeciler sürece dahil olur. Emek’te tam tersi yapılıyor. Mimarlar, projeyi geliştirenler müteahhitlere hizmet veriyor. Elbette ki binada değişiklik yapılabilir, taşıyıcı sisteme de müdahale edilebilir. Ama buradaki niyet başka. Mevcut haliyle Emek Sineması yatırımcı-müteahhidin ihtiyacını karşılamıyor. Yeni katlarla ve hacimlerle kullanım alanını beş misli arttırıyor. Sorun yatırımcının sinemaya yaklaşımında değil, bu yaklaşımı aynen benimseyen kamunun bakışında.”


Emek Sineması planları nasıl?


Emek Sineması


Emek Sineması


Emek Sineması


Emek Sineması


Emek Sineması


Emek Sineması


Emek Sineması