Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Gökdelenler ve meteorolojik olaylar

İstanbul’da hayata geçirilen gökdelen projeleriyle meteorolojik olayların engellendiğini öne süren iddiadır. Çevre uzmanlarına göre gökdelenler, İstanbul’un hava koridorunu kesiyor ve İstanbullu yaz aylarında boğucu sıcağa mahkum oluyor…



Gökdelenler ve meteorolojik olaylar
İstanbul'da gökdelenler...



Gökdelenler ile meteorolojik olaylar arasındaki bağlantı nedir?



Şehircilik ve mimari uzmanları, İstanbul'da gerçekleşecek kentsel dönüşümün sadece deprem odaklı değil, mimari ile ilgili tüm faktörler göz önüne alınarak gerçekleştirilmesini istiyor. Zaman Gazetesi’nin 18 Eylül 20132 tarihli haberine göre; İstanbul'da, kentsel dönüşüm yaşanan bölgelerdeki binaların rüzgâr koridorunu kesmeyecek şekilde yapılmaması eleştiri konusu oldu.


Gökdelenlerin hava akımını engelleyip yazın nem oranı ve hava sıcaklığında artışa sebep olduğunu; kışın ise kirlilik oluşturduğunu söyleyen İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Şen ise, “Yüksek binalar yüzünden şehre gelen rüzgârın ancak 3'te 1'i içerilere ulaşabiliyor.” diyor. Gökdelenlerin hava akımına engel olmaması için rüzgârın geliş yönüne doğru yapılmaması gerektiğini belirten Şen, gökdelenlerin bulunduğu bölgelere rüzgâr kanalları yapılmasını çözüm olarak gösteriyor. Rüzgâr kanalları Türkiye'de gerçekleştirilmeyen bir uygulama. Kanallar yüksek binaların yapıldığı bölgelerde binaların hava akımına engel olmaması için caddeler şeklinde yapılıyor. Kanal şeklinde olan bu caddeler gelen rüzgârın binalara hiç takılmayarak şehrin içine aynı hızda ulaşmasını sağlıyor. 



Mimari açıdan gerileme mi yaşanıyor? 



Meteoroloji ve afet yönetimi uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, İstanbul'da kentsel dönüşüm çerçevesinde yapılan binalarda dikkat edilmesi gereken birçok hususun gözden kaçırıldığını belirtti. Kadıoğlu, ulaşım, eğitim, sağlık, yeşil alan, iklimsel olaylar gibi konuların kentsel dönüşümde öncelikli olarak ele alınması gerektiğini kaydediyor. Dönüşümün, bütüncül bir bakış açısıyla yapılması gerektiğini ifade eden Kadıoğlu, “Kentsel dönüşüm, fiziksel, ekonomik ve sosyal olarak üç aşamalıdır.” diyor. Kadıoğlu, “Bizde sosyo-ekonomik dönüşüm yok. Sadece yeniden yapma var.” diyor.


Eski mimari anlayışında Karadeniz bölgesindeki evin yapısıyla, Güneydoğu bölgesinde bulunan bir evin yapısı ve şeklinin farklı olduğunu dile getiren Kadıoğlu, mimari açıdan gerileme yaşandığını vurguluyor.



Gökdelenler, İstanbul’un iklimini mi bozuyor? 



Şehirleşme anlayışının İstanbul'un iklimini olumsuz yönde etkilediğini belirten mimar ve kent bilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, ise “Kuzey projelerini İstanbul'un makro ve mikro klimasının bozulmasına bir adım olarak görüyorum. Yüksek yapılaşma şehrin iklimini olumsuz etkiliyor.” diyor. Mimari kimliğin bozulduğunu ve ‘kopyala yapıştır' tekniği ile bina tasarlandığını kaydeden Alp, “Kentsel dönüşümün mühendislik ve finans boyutuna indirgendiğini ve özgün mimari ve sosyo-psikolojik konuların dikkate alınmadığını görüyoruz.” diyor.



İstanbul’da yaz aylarında bunaltıcı sıcağın nedeni gökdelenler mi?



Sabah Gazetesi’nin 21 Ağustos 2013 tarihli haberine göre; İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliğinden Prof. Dr. Orhan Şen, İstanbul'daki bunaltıcı havaya şehrin kuzeyine yapılan gökdelenlerin neden olduğunu belirterek, 'İstanbul'un bütün kuzeyi kaplanmış değil ama gene de büyük bir kısmında ilk gelen rüzgar bu engele çarpıyor. Böyle bir durumda 30 kilometre hızla esen bir rüzgar şehir içerisinde 10-15 kilometreye kadar düşüyor. Buradaki rüzgar hızı azaldığı için bunaltıcılık hissettiğimiz sıcaklığın oluşmasına neden oluyor' dedi.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği'nden Prof. Dr. Orhan Şen, İstanbul'daki bunaltıcı havaya şehrin kuzeyine yapılan gökdelenlerin neden olduğunu söyledi. Prof. Dr. Şen, Ağustos ayı boyunca sıcaklığın düşmediğini belirterek, 'Bunun çeşitli nedenleri vardır. Bunların çeşitli nedenleri vardır; güneşteki patlamalar, iklim değişikliği ve deniz yüzeyindeki sıcaklığın artması. Bunun yanında lokal olarak da şehirlerin kendi klima özellikleri vardır. Bu özelliklerin etkisi de bu sıcaklığı yükseltti. İstanbul olarak düşündüğümüz zaman tabi çok büyük bir şehir. 17-18 milyon nüfusa sahip olan bir şehir. Böyle olunca da tabii binalaşma, şehirleşme alabildiğine yürüdü. Bunun yanında da gökdelenler olmazsa olmazıdır. Yalnız mega kentlerdeki bu gökdelenler bu şehirlere iklimsel olarak zarar veriyor. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Onun için büyükşehirler kurulurken bu gökdelenlerin etkisi göz önüne alınır, ona göre dizayn edilir. İstanbul'da maalesef bu yapılamamış. İstanbul'un gökdelenleri de İstanbul'un kuzey doğusunda kurulmuş vaziyette' dedi.


Bunaltıcı havaya şehrin kuzeyine yapılan gökdelenlerin neden olduğunu belirten Şen, 'İstanbul'un bütün kuzeyi kaplanmış değil ama gene de büyük bir kısmında ilk gelen rüzgar bu engele çarpıyor. Çarptığı zaman yön değiştiriyor, yön değiştirdiği zaman da hızı kesiliyor. Böyle bir durumda 30 kilometre hızla esen bir rüzgar şehir içerisinde 10-15 kilometreye kadar düşüyor. Buradaki rüzgar hızı azaldığı için bunaltıcılık hissettiğimiz sıcaklığın oluşmasına neden oluyor' diye konuştu.


'RÜZGAR TÜNELLERİ AÇILMASI LAZIM'


Gökdelenler dizayn edildiğinde rüzgar tünellerinin de açılması gerektiğini belirten Orhan Şen şunları söyledi;

'Bu gökdelenler yapılırken dizayn edilirken, ona göre yapılması lazım. Ona göre bu bölgelerde şehrin hakim rüzgarın olduğu bölgelerde rüzgar tünelleri gibi caddeler açılması lazım. Gökdelen yeri seçilirken çok dikkat edilmesi lazım. Şehrin güneyine yani İstanbul 'un güney kesimlerine yapılması lazım. İllaki kuzey bölgelere yapılıyorsa rüzgar tünelleri gibi yapılıp dizayn edilmesi lazım.'