Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Kolanaki - Kolonaki - Atina

Atina'nın en lüks semtlerinden biri. Atina'nın Nişantaşı'sı.


Yunan alfabesiyle (Κολωνάκι) şeklinde yazılır.


Atina'nın merkezinde, Plaka adıyla bilinen semte, bizim İstiklal Caddesi'nin bir benzerinden geçilerek ulaşılır. Plaka, bir benzetme yapmak gerekirse, İstanbul'un Sultanahmet'inin Atina'daki eş değeridir. Buradan tepedeki Akropolis tüm haşmetiyle kendini gösterir.


Zaten Atina'nın dört bir yanında, şehrin en yüksek ikinci tepesi olan Akropolis'i görebilirsiniz. 


Kolanaki ise, Atina'da elit insanların; seçkin gazeteci, politikacı, sanatçı, meslek sahibi insanların yaşadığı bir semt olarak bilinir. Atina'nın en güzel insanlarına, bu semtte piyasa yaparken denk gelebilir; en kalburüstü barlarında eğlenebilirsiniz.

Bu semt bugün bir intihar haberiyle gündemde: TIKLAYIN.


Bu semt için de Atina'nın Nişantaşı diyebiliriz.


Kolanaki - Kolonaki - Atina


Şüphesiz Atina’nın en gözde, sofistike ve şık bölgesi Kolonaki. Sanat galerileri ve butik otelleri ile Haritos, stil sahibi restoran, kafe ve barları ile Skoufa ve Millione, lüks ve şık dünya markaları mağazaları ile Patriarchou Loakim, Valaoritou ve Voukourestiou, tasarımcı butikleri ile Ploutarchou ve Loukianou, harika mücevher ve taki butikleri ile Tsakalof, müzeleri ile Vassilissis Sofias caddeleri ziyaret edilmesi gereken caddeler arasında yer alıyor. 


Atina için bir görülmesi gereken yerler listesi çıkartılmışsa, Kolonaki o listede şu sırada yer alır:

Akropolis (antik kent) - Agora (antik kanlıntıları) - Syntagma meydanı - Stiles Olymbiou Dios (Zeus Tapınağı) - Parthenon Tapınağı - Plaka semti (eğlence,yeme-içme) - Kolonaki caddesi (alışveriş).


Gece dışarı çıkmak isterseniz Kolonaki’deki kulüpler oldukça in.


Syntagma ve Kolonaki, kaliteli ve pahalı yemek alternatifleriyle ön plana çıkan kentin önemli bölümleridir. Kolonaki ayrıca moda tutkunları için kentteki en iyi yerlerden biridir.


Yunanistan'daki krizden en çok etkilenen semt de Kolonaki olmuştur. 


Hürriyet gazetesi Atina temsilcisi Yorgo Kırbaki, Mart 2003'te Kolonaki'de yaşadıklarını gazetesine şöyle yazmış:

Kolanaki - Kolonaki - Atina



Günlerden cuma idi... Fenerbahçemin Kocaelispor ile 1-1 berabere kaldığı cuma. Öğle vakti. Hürriyet bürosunun da bulunduğu Atina’nın Nişantaşı’sı Kolonaki semti cıvıl cıvıl. Birkaç dakika sonra kopacak fırtınanın en ufak işareti yok.


Aniden büyük bir gürültü. Yer yerinden oynuyor. Balkona fırladım. 

Yüzleri kukuletayla örtülü, siyahlara bürünmüş 30 kadar “genç” ellerinde demir çubuklar, büyük çekiçler ve iri taşlarla o birbirinden ünlü markaların ürünleri ile süslü dükkanların vitrinlerini yerle bir ediyorlar, yolda park etmiş otomobillere saldırıyorlar. Kimilerinin ellerinde molotof kokteylleri.  


Her şeyi 5 metre yükseklikten izliyordum. Anarşistler kırıp döküyor, dükkan sahipleri ve tezgahtarlar bir yandan polis diye bağırıyor, bir yandan da can korkusuyla gizlenmeye çalışıyor. 


Uğruna şarkılar yazılmış Kolonaki, 30 kukuletalının insafına teslim. Ortalık ana baba günü. Dükkanların, otomobillerin alarm sesleri birbirine karışmış. Anarşistler “işlerini” yaparken sokaklarda insanlar kaçmak için birbirini eziyor.  


Yaklaşık 20 dakika sürdü kabus, Sonrasında derin bir sessizlik. Sonra polisler geldi. Sonrasında kameralar. 

Kolonaki tarihindeki en büyük darbelerden birini yemişti. 


Anarşistler tam 67 dükkanı ve 40 kadar otomobili tahrip ettiler. Sonra da güle oynaya dokunulmazlığı bulunduğundan Atina hukuk fakültesine sığındılar. Ne gözaltına alınan oldu, ne de tutuklanan. 

Sokağa çıktım. Esnaf, küfür ederek kırılan vitrin camlarını topluyordu. Yerde anarşistlerin bıraktığı bildiriler. Hapisteki iki arkadaşlarının serbest bırakılmasını istiyorlarmış. 


Kolanaki - Kolonaki - Atina



Eskiden de vardı anarşistler bu diyarda. Ama eylem şekilleri aynı değildi. Yılda üç dört kez gösteri yaparlar, genellikle şehir merkezindeki devlet dairelerine, bankalara filan saldırırlardı.  Şimdi neresi olsa vurup kırıyorlar.  

Atina’nın sakinleri de kendilerini eskisi gibi güvende hissetmiyorlar. Hırsızlık, soygun, cinayet olayları da giderek artıyor. 

Ya terör? 

O da iyice hortladı.


Şiddetin,  Atina’nın vitrini sosyete semti Kolonaki’ye sıçraması üzerine Yunan hükümeti kukuletayı afaroz etti. Şiddet olaylarında yer alanlar yakalandıklarında eğer kukuletalı iseler 2-10 yıl arasında ekstra hapis cezasına çarptırılacaklar. İyi güzel de, polis kukuletalı ya da kukuletasız pek kimseyi yakalamıyor ki! Hükümetin aldığı bir başka tedbir de 3 bin polisin şehir merkezinde 24 saat devriye gezmesi. Bu da iyi güzel ama 

söz konusu timleri oluşturacak  gönüllü polis bulunamıyormuş...

Anarşist eylemleri, terör saldırıları, kundaklamalar, soygunlar Atina’nın “façası”nı bozdu vesellam.  



Yorgo Kırbaki, bu kez 2000 yılında, Radikal gazetesinde Kolonaki semti için şunları yazmış:


Sosyete semti


Atina'da sosyete semti dediniz mi ilk akla gelen Kolonaki, sehir merkezinde luks dukkânlari, kafeleri, barlari ile civil civil bir yer. Kolonaki'nin ana caddesi Patriarhu iokim ile Cakalof ve Sina sokaklari gunun 24 saati yasiyor. istanbul'un Tesvikiye'sine benzetebilecegim bu semtte binalarin cogu eski. Bes alti katli beton yiginlari. Kapilarinda, hep unlu avukatlarin, estetik cerrahlarinin, politikacilarin adlarini yazan levhalar var. Kiralar el yakiyor suphesiz. Zaten burada fiyatlar hakkinda bilgi edinmek isteyenin manavdan bir kilo domates almasi yeterli. Gunduzleri calismalarina artik gerek kalmayan isadamlarinin veya mahdumlarinin, sanatcilarin, sporcularin bulusma noktasi burasi. Jackson gibi 'in' ya da Likovrisi gibi 'classic' kafelerin yol ustundeki masalarinda 

hep bir seyler konusurlar, hep birilerine bakarlar. Masalarda, 

parali olduklari her halinden belli, ancak yanlarinda oturan yaratiklarin gozunu biraz daha kamastirmak icin 'sohretini' de kullanan ve bu nedenle 'ne kadar cok kisiye selam verirsem o kadar iyi' dusuncesiyle yoldan her geceni goz ucuyla kontrol eden dinazorlar da gorebilirsiniz. Kocalarinin kredi kartlarini her 

gun birkac defa cikarmayi hobi edinen kadinlar da burada. Genclikleri, guzellikleri sayesinde bir yere ulasacaklarina 

inananlar da. Ne ararsaniz var yani. 

Aksamuzeri mudavimler degisiyor sanki. Kolonaki'nin gercek sakinleri cikiyor ortaya. Kimi sik, kimi kokona ihtiyar bayanlar, sinekkaydi tiras olmus, bastonlu, sapkali beyler. Onlarin gunduz dolasanlar gibi beklentileri bulunmadigindan, samimi sohbetlerinde hep eski Kolonaki'yi anarlar. Gercek sosyete semtini. 

O bayanlar ve beylerin yogurt yiyip ihlamur icmek vakti geldiginde birkac saatlik sukûnet hukum surer. Sonra sik tuvaletler, kostumler, 100 km'ye birkac saniyede ulasan otomobiller kendini gosterir. Ara sokaklardaki pahali restoranlarin, barlarin vakti geldi.

Hayat sabaha dek surer Kolonaki'de.


Aynı semt için bu kez 2002'de yine Radikal'de şöyle yazmış:


Kolonaki'de demokrasi


Atina'nın en eski sosyete semti, şehir merkezinde, parlamento binasının da bulunduğu Sintagma Meydanı'nın bitişiğinde başlar ve Likavitos Tepesi'nin eteklerine kadar uzanır.


Kolonaki'nin yokuşları dik, sokakları dar, binaları eskidir. Kiralık daire bulmak zordur. Bulunsa da çok pahalı. Herhangi bir sokakta lüks bir Fransız ya da bir İtalyan restoranı, bir galeri ya da bir antikacı çıkabilir karşınıza. Ancak, Kolonaki'yi asıl ünlü yapan meydanıdır. Bir yanında küçüçük bir park, diğer yanda yan yana dizilmiş kafeler ve bu meydanı yalayan sokaklarda Yunan malı nedir bilmez giyim eşyası satan dükkânlar. Yılbaşı arifesinde, her zamanki gibi görgü kurallarını çiğneyerek, hangi kafeye gireyim diye göz ucuyla masalara oturanları teftiş ederken, Simitis çiftiyle karşılaştım. Başbakan Kostas Simitis üniversitede ders verdiği yıllardan beri Kolonaki'de kalır. Eşi Dafni ile birlikte biraz hava almak, biraz da vitrin seyretmek için dolaşmaya çıkmışlardı. Yanlarında iki koruma, hepsi o kadar. Başbakan geçecek diye, ne yasak yerde park etmiş otomobiller çektirildi, ne özel bir trafik düzenlemesine gidildi ne de başka bir hazırlık. Simitis çifti, meydanı şöyle bir turladıktan sonra bir kitapçıya girdi. Sonrasını televizyondaki haber bülteninde öğrendim. Kitapçıda sıranın kendilerine gelmesini beklediler. Simitis, 20. yüzyıl tarihinden söz eden bir kitap aldı. Dafni ise tercihini şiir kitaplarından yana kullandı. Kitapçıda çifte gösterilen tek iltimas, dükkân sahibinin daha sonra gelip soru soran bir müşteriye "Sıranızı bekleyin öncelik başbakanda" demesiydi. Simitis, kitapların parasını ödedi, fişini aldı ve kitapçıdan öyle çıktı. Televizyonlara önceden haber salınmıştı tabii. Ne de olsa siyasetçinin profili önemli, ama habercilerin işi Simitis çifti kitapçıdan çıkıncaya kadardı. Dafni, yılbaşı için kocasına kızlarına, dostlarına hediyeler alacaktı. İki korumadan birisi eşlik etti kendisine ve dar sokaklara karıştı. Başbakan ise sakin adımlarla evine döndü. Kolonaki, bir benzetme yapılacaksa İstanbulumun Nişantaşı'sı gibidir. Ancak, Kolonaki'nin Atina'nın başka bir yerinde bu kadar cömert bulamayacağınız 'demokrasisini' seviyorum.



10 Aralık 2012'de gazetelerde yayınlanan bir haberde ise şunlar yazıyor:


İflasla mücadele eden Yunanistan'da lüks giyim mağazaları Atina'daki dükkanlarını tek tek kapatıyor


"Atina'nın Nişantaşı'sı" olarak anılan Kolonaki semtindeki lüks markalara ait dükkanlar kapanmaya başladı. DKNY, Burberry, Valentino, Fendi, Manolo Blahnik mağazalarını kapattı.