Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Mimarlar Odası

En son Gezi Parkı olmak üzere bir çok plan ve projeye itiraz etmesiyle gündeme gelen meslek örgütüdür. Mimarlar Odası 1954 yılında kurulmuştur ve şimdiki başkanı Eyüp Muhçu’dur. Son dakika bilgisi; polis, Ankara Şubesi'ne baskın düzenledi. Peki neden?



Mimarlar Odası


Polis, Mimarlar Odası Ankara Şubesi'ne neden baskın düzenledi? 


Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yayın deposuna polis baskın düzenledi. Bandrolsüz kitap basıldığı ihbarı üzerine yapılan baskında, birçok yayına el konuldu.


Hurriyet.com.tr'nin haberine göre; güvenlik Şube ekipleri, Cumhuriyet Savcısı’nın talimatıyla Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin yayın odasına operasyon yaptı. Öğle saatlerinde Türközü’ndeki yayın deposuna giden polis, burada basımı yapılan birçok eseri inceledi. Korsan ve bandrolsüz kitap ve eserlerin basıldığı iddiasıyla polis birçok numune aldı.



GÖZALTI KARARI YOK



Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi tarafından yapılan baskınla ilgili Emniyet yetkilileri, "Bandrolsüz kitap ve eserler basılarak piyasaya sürüldüğü ve bu yolla vergi ödenmeyerek devletin zarara uğratıldığı iddiası üzerine çalışma başlatıldı. Yapılan incelemelerin ardından Savcılık talimatıyla depoda arama yapıldı. Söz konusu kitap ve diğer yayınlardan incelenmek üzere numuneler alındı. Yayınların korsan olup olmadığı yapılacak incelemelerin ardından ortaya çıkacak" dediler.



BÖCEK BULUNMUŞTU



Ankara'da Mimarlar Odası'nda Ağustos ayında da yönetim kurulu toplantılarının yapıldığı salonda da dinleme cihazı bulunmuştu. 




Mimarlar Odası’nın kuruluş öyküsü nedir?



TMMOB Mimarlar Odası, 1954 yılında özel bir kanunla kurulmuş, mimarlık mesleğinin uygulanması ile ilgili kuralların belirlenmesiyle görevli ve zorunlu üyeliğe dayanan, kamu ve toplum yararına çalışan Anayasal bir meslek kuruluşudur. 


Mimarlar Odası 57 yıllık birikimi ile özgün bir yapıya sahiptir. 1950'lerde kurucu bir meslek Odası niteliğinde iken, 1960'larda o günlerin toplumcu dinamiğinden etkilenmiş, 1970'lerde toplumcu bir nitelik kazanmıştır. Bu birikim,1980'lerde yaşanan kesintiye rağmen, kamu ve toplum yararına yapılan kentsel mücadelede önemli bir rol üstlenmesine neden olmuş ve yeniden örgütlenme süreci başlatılmıştır. 1990'larda bu sürecin doğal bir sonucu olarak bir meslek kuruluşu olma yönünde önemli atılımlar yapılmış, 1999 -2002 arasında yaşanan fiziki ve ekonomik depremlerin yarattığı olumsuzluklara rağmen, 2000'lerin başlarında örgütlenmede yeni bir aşamaya geçilmiştir. 2005 yılında ise bu 50 yıllık birikim, UIA 2005 İstanbul Dünya Mimarlık Kongresi organizasyonu ile uluslararası boyutlar kazanmış ve uluslararası anlamda kurumsal yetkinliğimiz kanıtlanmıştır. 



Mimarlar Odası’nın tarihçesi nedir?



Türkiye’deki mimarların örgütlenmesi Osmanlı döneminde başlamıştır. O dönemdeki adı Hassa Mimarlar Ocağı (saraya bağlı mimarlar) olan ilk örgütün görevi, devlete ait bütün yeni yapıların tasarımlarını hazırlamak, keşfini çıkarmak, inşaatlarını yürütmek, eski yapılarının onarımlarını yaptırmak gibi tüm teknik hizmetleri kapsardı. İstanbul dışında ocağa bağlı olarak çalışan Eyalet Mimarları bulunurdu.



Mimarlık eğitiminin öncü okulları hangileriydi? 



Osmanlı’da modern anlamda mimarlık eğitiminin öncü okulları ise Mühendishane-i Bahri-i Hümayun (Deniz Mühendishanesi) 1776’da ve Topçu ve Mimar Mektebi olarak da anılan Mühendishane-i Berri-i Hümayun (Kara Mühendishanesi) 1795’te kuruldu. Yaklaşık bir asır sonra, 1883’te, mimarlık, resim, yazı ve süsleme bölümleri olan Sanayi-i Nefise Mektebi Âlisi; ardından 1914’te kızlar için uzun ömürlü olmayan İnas Sanayi-i Nefise Mektebi kuruldu. Böylece, mimarlığın modern eğitim sistemi içinde öğretilmesi ve Batılılaşma hareketleriyle Hassa Mimarlar Ocağı etkisini yitirdi.



Mimarlar Odası’nın öncülü kabul edilebilecek ilk dernekler hangileridir? 



1908 yılında ilan edilen II. Meşrutiyet Anayasası, dernek kurma özgürlüğü getirmekteydi. Aynı yıl mimar ve mühendisler Mimar Kemalettin Bey’in çağrısı ile Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti’ni kurdular. I. Dünya Savaşı, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı gibi ülkenin en zor günlerinde çalışmalarını kesintilerle de olsa sürdüren cemiyet, 1909-1910 yılları arasında 12 sayı süren bir dergi de yayımladı.


1909 yılında ağırlıklı olarak Sanayi-i Nefise Mektebi mezunları tarafından kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti ise, 9 Mart 1927’de mimarlık, resim, heykel ve süsleme bölümlerini de kapsayacak şekilde Güzel Sanatlar Birliği adı ile yeniden örgütlendi ve böylece İstanbullu mimarlar Güzel Sanatlar Birliği Mimari Şubesi çatısı altında toplandılar.

Ancak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla mimarlar kendi bağımsız örgütlerine kavuşmak istediler. 18 Şubat 1927’de Ankara’da mimarların ilk ve Oda kurulana kadar tek bağımsız örgütü Türk Mimarlar Cemiyeti kuruldu. Bağımsızlık mücadelesi sonunda ilan edilen Cumhuriyetin ve Cumhuriyet mimarlığının kuruluş ve kurumlaşması iç içe ve özdeş olmuştur.


1934 yılında Türk Mimarlar Cemiyeti yöneticileri ile İstanbul ve İzmirli mimarların temsilcileri biraraya gelerek örgütün tüm ülkeyi kapsayacak şekilde çok şubeli bir hale getirilmesini ve adının Türk Yüksek Mimarlar Birliği olarak değiştirilmesini kararlaştırdılar. Uluslararası Mimarlar Birliği’nin (UIA) 1948’de Lozan’da yapılan ilk kongresine de katıldılar ve bu örgütün kurucu üyelerinden biri oldular. (1956’da Mimarlar Odası bu görevi Türk Yüksek Mimarlar Birliği’nden devir aldı.)


Mimarlar, yaklaşık 25 yıl süren ve mühendislerle birlikte yürüttükleri mücadeleleriyle 27 Ocak 1954’te, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nun yasalaşmasını sağladılar. Böylece yetki ve olanaklarının büyük bir kısmını Mimarlar Odası’na devreden Türk Yüksek Mimarlar Birliği’nin İstanbul ve İzmir Şubeleri kapandı. Birlik, çalışmalarını halen Ankara’da Mimarlar Derneği 1927 adı ile sürdürmektedir.



Mimarlar Odası ilk genel kurul toplantısını ne zaman, nerede yaptı?



18 Ekim 1954’te Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde TMMOB Kurucu Genel Kurulu toplandı ve TMMOB’nin resmen kurulmasını sağladı. 15 Aralık 1954’te İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde yapılan Mimarlar Odası Kurucu Genel Kurulu’nda da Mimarlar Odası fiilen kuruldu. Başlangıçta ülke, Ankara, İstanbul ve İzmir Şubeleri olarak üç bölgeye ayrılmıştı. 1960’lı yıllarda yeni temsilcilikler açılmış, mesleki denetim uygulamasıyla örgüt yurt çapında daha da yaygınlaşmış, kasabalara dahi ulaşmıştır. 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren bu temsilciliklerin büyük bir kısmı şube statüsü kazanmıştır.


2011 yılı itibariyle Mimarlar Odası 26 Şube ve 85 Temsilciliği ile faaliyetlerini sürdürmektedir. (Kaynak: www.mimarlarodasi.org.tr)



Mimarlar Odası yönetiminde hangi isimler var?



19 Nisan 2012 tarihinden itibaren halen görevde olan 43. Dönem yönetim kurulu şöyledir;


Genel Başkan: Eyüp MUHCU


Genel Başkan Yrd. : Güven Arif SARGIN


Genel Sekreter : Necip MUTLU


Genel Sayman : Ali EKİNCİ


Üye : Esin HACIALİOĞLU


Üye : Ahmet İmran KARAMAN


Üye : Sabri KONAK



Mimarlar Odası şimdiye kadar nelere karşı çıktılar? Niçin dava açtılar? 



Mimarlar Odası’nın internet sitesinde yer alan Davalar listesi şöyle; 


Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin Bazı Maddeleri’nin İptali için Dava Açıldı: 15 Aralık 2012 tarih ve 28498 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği”nin;

- 3. maddesinin (e) ve (f) fıkraları

- 4, 5, 6, 7, 8, 9, 13, 15 ve 18. maddelerinin

iptali ve dayanağı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”un 

- 2. maddesinin (c) ve (ç) bentlerinin

- 3. maddesinin birinci ve yedinci fıkralarının,

- 6. maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci ve dokuzuncu fıkralarının,

- 8. maddesinin birinci, üçüncü ve yedinci fıkralarının,

- 9. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının 

Anayasa’ya aykırı olması nedeniyle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması talebi ile dava açılmıştır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne ilişkin, 25 Nisan 2012 tarih ve 1310 sayılı ile yayımlanan Genelgesi: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne ilişkin, 25 Nisan 2012 tarih ve 1310 sayılı ile yayımlanan Genelgesi’nin 6. ve 7. maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açılmıştır.

İptali istenen düzenlemeler;

“6- 03.04.2012 tarihinden itibaren yapı ruhsatı düzenlemeye yetkili idarelerce ruhsat sürecinin kısaltılabilmesi adına; proje müellifleri, fenni mesuller veya yapı denetim kuruluşunun denetçi mimar ve mühendisleri için daha önceki mevzuatta da zorunlu olmayan meslek odası incelemesi, vizesi vb. işlemler yapılmayacak, ayrıca bu doğrultuda sicil durum belgesi istenmeyecek ve projelerin meslek odasınca vizelenmesi talep edilmeyecek, mimar ve mühendislerden Yönetmelik eki taahhütname istenecektir. Elektrik, telefon ve doğalgaz tesisat projelerinin ilgili kurumunca onaylanması haricinde, projeler ruhsat düzenlemeye yetkili idare onayı ve proje müellifinin imza ve parafı dışında, mevzuat uyarınca da zorunluluk arz etmediğinden meslek odaları dahil hiçbir kurum veya kuruluşça inceleme yapılmayacak ve vizelenmeyecektir.

7- Yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerinin birer örneği ve bir önceki ayda yapılan işlemlere ilişkin bilgiler, incelenmek ve üye kısıtlılığının olup olmadığı hakkında ilgili idareye bilgi verilmek üzere her ayın ilk haftası ilgili meslek odalarına liste halinde topluca bildirilecektir. Üyelerin mesleği uygulamada kısıtlılıklarının idareye bildirilmesinde sorumluluk meslek odalarına aittir.”

Dava konusu Genelge Anayasa’ya ve 6235 sayılı Yasaya aykırıdır.


19 Nisan 2012 tarih ve 28269 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliği: 19 Nisan 2012 tarih ve 28269 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Yönetmeliği nin; 18. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi ile 2. ve 4. fıkralarının, Geçici 1. maddesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması ile 2863 sayılı Yasanın 61. maddesinin 2. fıkrasının “Bakanlıkça değerlendirilerek gerekli görüldüğü takdirde” ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması istemiyle dava açılmıştır.

23.03.2012 tarih ve 28242 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik: 23.03.2012 tarih ve 28242 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik’in 11. maddesinin 1. fıkrasındaki “şehir plancısı veya şehir ve bölge plancısıdır” ifadeleri, 11. maddesinin 2. fıkrasındaki“şehir plancısı veya şehir ve bölge plancısı” ifadeleri ile 12. maddesinin 2. fıkrasındaki “ihale yöntemi ile elde edilmesi durumunda” ifadelerinin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açılmıştır.

Dava konusu Yönetmeliğin 11/1 ve 2. fıkraları aşağıdaki gibidir.

(1) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanlarda hazırlanacak her tür ve ölçekte planların müellifi, şehir plancısı veya şehir ve bölge plancısıdır.

(2) İlk kez yapılacak koruma amaçlı imar planları ile revizyon ve ilave koruma amaçlı imar planlarının müellifi şehir plancısı veya şehir ve bölge plancısı olup, planlama ekibinde alanın konumu, sit statüsü ve özellikleri göz önünde bulundurularak şehir plancısı ve peyzaj mimarı ile birlikte orman mühendisi, ziraat mühendisi, çevre mühendisi, mimar, harita-kadastro mühendisi, hidrolog, biyolog, zoolog, ekolog veya gerekli görülen diğer meslek gruplarından yeterli sayıda uzman görev alır.


14 Nisan 2012 tarihli ve 28264 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan "Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 14 Nisan 2012 tarih ve 28264 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 2. maddesinin, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin 58. maddesinin 2. fıkrasının üçüncü paragrafının son cümlesini değiştiren, “Ayrıca, noter tasdikli imza sirküleri, sosyal güvenlik numarası ve vergi kimlik numarası da idareye verilir.” şeklindeki cümlesinin iptali ve öncelikle yürütmenin durdurulması istemiyle dava açıldı.

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin 58. maddesindeki “İdare; aynı zamanda, Kanuna ve mevzuata aykırı uygulama nedeniyle süreli olarak faaliyetleri kısıtlanan fenni mesullerin bu durumu hakkında bilgilenmek ve aşağıda belirlenen inşaat alanı sınırlamalarının denetimini sağlamak üzere, ilgili meslek odasınca düzenlenen, sicil durumunu ve fenni mesuliyet üstlenilen işin adı ile fenni mesulün üzerinde bulunan fenni mesuliyete ilişkin inşaat alanını (m2) belirtir belgeyi ister.” düzenlemesi 3 Nisan 2012 tarihli ve 28253 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 3. maddesi ile değiştirilmiş, yerine “İdare; aynı zamanda, kanuna ve mevzuata aykırı uygulama nedeniyle süreli olarak faaliyetleri kısıtlanan fenni mesullerin bu durumu hakkında bilgilenmek ve aşağıda belirlenen inşaat alanı sınırlamalarının denetimini sağlamak üzere, ilgili fenni mesulce düzenlenen, sicil durum taahhütnamesini ve fenni mesuliyet üstlenilen işin adı ile fenni mesulün üzerinde bulunan fenni mesuliyete ilişkin inşaat alanını (m2) belirtir belgeyi ister.”kuralı ile meslek odası belgesi yerine mimar ve mühendislerin taahhütnamesinin alınması öngörülmüştür.

Bu değişiklik yapılırken 58. maddesinin 2. fıkrasının üçüncü paragrafının son cümlesinde “Ayrıca, noter tasdikli imza sirküleri, ek-5’te yer alan oda kayıt belgesi örneği, sosyal güvenlik numarası ve vergi kimlik numarası da idareye verilir.” Denilerek fenni mesuliyet üstlenen mimar ve mühendislerin oda kayıt belgesi ibrazı şartı getirilmişti.

13 Mart 2012 Tarih ve 28232 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik: Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 13 Mart 2012 tarihli ve 28232 sayılı Resmi Gazete’de yayımladığı “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik”in 8. maddesinin 6. fıkrasının iptali ve yürütmenin durdurulması istemi ile dava açılmıştır.

Yönetmelik”in 8. maddesinin 6. fıkrasında;

“3402 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının ( c) bendinde belirtilen, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar ile bunlardan çıkan kaynaklar gibi tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular ile yol, meydan, köprü, yeşil alan ve park gibi tescil ve sınırlandırması yapılmayarak tapu siciline kayıt edilmeyen alanlar için yukarıda belirtilen kayıt konulmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Bu düzenleme Anayasa’nın 63. maddesindeki Devletin, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlamak ve bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri almakla görevli olduğu hükmüne ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na ve Yasanın amacına açıkça aykırıdır.


4 Nisan 2012 Tarih ve 28254 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2012/10 sayılı Ilısu Barajı ve HES Projesi Genelgesi: 4 Nisan 2012 Tarih ve 28254 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2012/10 sayılı Ilısu Barajı ve HES Projesi Genelgesi’nin 7. maddesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi ile Peyzaj Mimarları Odası ile birlikte dava açılmıştır.

Dava konusu 2012/12 sayılı Ilısu Barajı ve HES Projesi'ne ilişkin Başbakanlık Genelgesi'nin 7. maddesinde; “7. Projenin gerçekleştirilmesi için gerekli olan bütün altyapı ve üstyapı inşaatları için gereken tesislerin çevresel etki değerlendirmeleri yapılırken projenin, 7 Şubat 1993 tarihinden önce yatırım programına alınmış olması durumu dikkate alınacak ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinden muafiyet hususu buna göre değerlendirilecektir. Proje için çevre mevzuatı uyarınca alınması gereken izinlere ilişkin talepler ile bu taleplere dayanılarak gerçekleştirilecek işlemler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bu hususta görevli diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca ivedilikle sonuçlandırılacaktır.” hükmüne yer verilmiştir.

28 Şubat 2012 tarihli ve 28218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 24 nolu “Depremde Hasar Gören Tescilli Taşınmaz Kültür Varlıkları ile Sit Alanları ve Etkileşim-Geçiş Sahalarındaki Yapılarda Yapılacak Uygulamalara İlişkin İlke Kararı”: Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 28 Şubat 2012 tarihli ve 28218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 07.02.2012 tarih ve 2/24 nolu “Depremde Hasar Gören Tescilli Taşınmaz Kültür Varlıkları ile Sit Alanları ve Etkileşim-Geçiş Sahalarındaki Yapılarda Yapılacak Uygulamalara İlişkin” İlke Kararı ile;

“Ülkemizin önemli bir kesiminin deprem bölgesinde yer alması nedeniyle, sit alanlarındaki yapılar ile sit alanları dışındaki tescilli taşınmaz kültür varlıklarının depremlerde hasar görüldüğü, yıkılarak can ve mal kaybına sebebiyet verdiği belirlenmiştir. (...) 

Bu kapsamda 28 Şubat 2012 tarihli ve 28218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 24 nolu “Depremde Hasar Gören Tescilli Taşınmaz Kültür Varlıkları ile Sit Alanları ve Etkileşim-Geçiş Sahalarındaki Yapılarda Yapılacak Uygulamalara İlişkin İlke Kararı”nın iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açılmıştır.


İnternet aracılığıyla reklam yaparak üniversite öğrencilerine para karşılığı proje çizdiği tespit edilen Planet Interior Design & Project Co. Ltd. Şirketi hakkında yapılan suç duyurusu: http://www.projeyardim.com/sss.html adresinde hizmet veren ve söz konusu sitede kendilerini “PROJE YARDIM şirket unvanı ile 'PLANET INTERIOR DESIGN & PROJECT CO. LTD.' 2005 yılında Thailand ' da kurulmuş Mimarlık ve İç Mimarlık ve Proje şirketidir. Başta Thailand olmak üzere İsveç, İngiltere, İtalya, Amerika, Kıbrıs ve Türkiye’ye hizmet vermektedir. Proje ve projecilik ile alakalı branşlarda eğitim gören, tüm dünyadan öğrencilere hizmet verebilmek amacı ile 2007 yılında şirket bünyesinde ayrı bir departman olarak kurulan PROJECT ASSISTANCE TEAM ( PROJE YARDIM ) branşlarında uzman Mimar ve İç Mimarlar tarafından öğrencilere hizmet vermektedir.” ifadeleriyle tanıtan şahıslar mimarlık ve içmimarlık bölümü öğrencilerinin projelerini sözde yardım adı altında öğrencilerin kendileri tarafından yapılması gereken projeleri onlar adına hazırlayarak hem haksız kazanç elde etmekte hem de öğrencilerin bilgisizliklerinden faydalanarak suça teşvik etmektedirler. Kendilerine başvuran öğrencileri, başka öğrencileri de yönlendirmeleri için kullanmaktadırlar.


Bu kapsamda şüpheliler hakkında 3458 sayılı Kanuna muhalefetten, ayrıca 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa muhalefet, nitelikli dolandırıcılıktan cezalandırılmaları talebiyle suç duyurusunda bulunulmuş ancak Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir, bu kararlara karşı tarafımızca itiraz edildi.


09 Şubat 2012 tarih ve 28199 sayılı Resmi Gazete’de ilan ettiği “Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Ağadere Hastanesi ve Şehitliği Fikir Projesi Yarışması”: Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından "Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Ağadere Hastanesi ve Şehitliği Fikir Projesi”nin hazırlanması işi 9 Şubat 2012 tarihli Resmi Gazete’de ilan edilerek yarışmaya çıkarılmıştır.


Yarışma “daha sonraki plan ve proje kademelerine temel olacak fikir, kavram ve yaklaşımların ortaya konulması, temel veri ve programların belirlenmesi amacı ile açılan yarışmalar” olarak tanımı yapılan fikir yarışması niteliğinde değildir. Çünkü yarışmacılardan fikir ve yaklaşım değil, doğrudan mekân tasarımı istenmektedir. Dolayısıyla yarışmanın fikir yarışması adı altında yapılması hukuka aykırıdır.


22 Kasım 2011 tarihli ve 28120 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 01.11.2011 tarih ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 1/2 nolu ilke kararı: 22 Kasım 2011 tarihli ve 28120 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 01.11.2011 tarih ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 1/2 nolu ilke kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemi ile dayanak 648 sayılı KHK’nın 42’nci maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanun’un 17’nci maddesinin üçüncü paragrafının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verilmesi istemi ile dava açıldı.


18.10.2011 tarihli ve 28088 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonları Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik” hakkındaki dava: Söz konusu davanın konusu; 

18 Ekim 2011 tarih ve 28088 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonları Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik”in iptaline ve öncelikle yürütmenin durdurulmasına, dayanak 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin;

10uncu maddesi ile 644 sayılı KHK’ya eklenen 13/A maddesinin birinci fıkrasının (b), (ç), (d) ve (e) bentleri ile (c) bendindeki “… doğal sit alanları” ibaresinin; (2) numaralı fıkrasının ilk cümlesindeki  “… ile Bakanlıkça tespit edilen doğal sit alanları, tabiat varlıkları ve bunların koruma alanlarının …” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “… Ancak Bakanlıkça …” ibaresinin,

17nci maddesi ile 644 sayılı KHK’ya eklenen Geçici 6ncı Maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarının,

41nci maddesindeki “21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda yer alan ‘Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’ İbareleri ‘Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’ şeklinde ve ‘kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurulu’ ile ‘Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ İbareleri ‘Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ şeklinde değiştirilmiş …” ifadesi ile 41nci maddesiyle 2863 sayılı Kanunun 3üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine eklenen (13) numaralı alt bendinin,

51nci maddesiyle 2863 sayılı Kanuna eklenen Ek 4ncü Maddesinin, iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına karar verilmesi istemidir.


9 Nisan 2011 tarihli ve 27900 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik”: Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin eki EK-1’de yer alan “Kentsel, Sosyal ve Teknik Altyapı” tablosunun değiştirilmesine ilişkin “Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik”in iptali istemi ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı aleyhine dava açılmıştır.


Taşınmaz Kültür Varlıklarının Tescil Kararlarının Başvuru Sahiplerinin Kendi Talepleri Doğrultusunda Hazırlatacakları “Bilimsel” Görüşlere Bağlı Olarak Kaldırılmasına İmkan Tanıyan Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararının Yürütmesi Durduruldu: 25 Ocak 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 779 sayılı İlke kararı ile “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı” olarak tescil edilmiş olan taşınmazlara ilişkin alınan tescil kararlarının yeniden görüşülmesine ilişkin yapılan başvuruların, yapıların tescil edilmesine neden olan değerlere sahip olmadığına ilişkin ayrıntılı ve bilimsel nitelikli bilgi ve belgeleri içermesi halinde, koruma bölge kurulu müdürlüklerince gündeme alınabileceğine karar vermişti.


Korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının tescil kararlarının, başvuru sahiplerinin ekonomik imkânlarını kullanarak edinecekleri “bilimsel” görüşlere bağlı olarak kaldırılmasını sağlamaya yönelik 779 sayılı İlke Kararının öncelikle 2863 sayılı Yasa ve ilgili yönetmeliklere aykırı olduğu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun Koruma Bölge Kurulları ve müdürlüklerinin görev ve yetkilerinin kapsamına dair karar alma yetkisi bulunmadığı, daha önceki ilke kararlarıyla çeliştiği, Bakanlık tarafından yani kamu eliyle yapılması gereken incelemenin, menfaati olan kişilere bırakıldığı,  kişilerin ekonomik gücüne bağlı olarak elde edebilmesi mümkün olan görüşler ile Kurullara başvuru hakkı tanınması  eşitlik ilkesine aykırı olduğu, başvuru sahiplerinin başvurularının gündeme alınabilmesi için bir önkoşul olan raporların doğal olarak koruma kurulu kararlarını da etkileyeceği 

açıklanarak iptali istenmiştir.


19 Ocak 2011 tarihli ve 27820 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Vakıf Kültür Varlıkları İhale Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”: Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 19 Ocak 2011 tarihli ve 27820 sayılı Resmi Gazete’de yayımladığı “Vakıf Kültür Varlıkları İhale Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 2. maddesi ile değiştirilen “Vakıf Kültür Varlıkları İhale Yönetmeliği”nin 23. maddesi ile 5. maddesi ile değiştirilen 34. maddesinin iptali ve öncelikle Yürütmesinin Durdurulması istemli dava açılmıştır.


Yargı Kararlarına Uymamanın Önünü Açan Koruma Yüksek Kurulu İlke Kararı Hakkında Yürütmenin Durdurulması Kararı Verildi: 25 Ocak 2011 tarihinde yayınlanan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 780 sayılı İlke Kararı ile “…Koruma bölge kurulu kararlarına karşı açılan davalarda, idari yargı tarafından verilen iptal veya yürütmenin durdurulması kararına ters düşmemek koşuluyla, kamu yararı bulunan konuların koruma bölge kurullarınca değerlendirilebileceğine” karar verilmişti.  


Yargı kararlarına uymama yönündeki uygulamaların “kamu yararı” kavramı arkasına sığınarak sürdürülebilmesinin hedeflendiği açıkça anlaşılan ilke kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açılmıştır. Dava dilekçesinde bütün idari işlemlerin kamu yararı amacına yönelik olmak zorunda olduğu, koruma kurullarının kamu yararı amacıyla kültür ve tabiat varlıklarını korumak için  bir takım tedbirler almak üzere kararlar almasının zaten görevleri icabı olduğu, dolayısıyla Yüksek Kurulun kamu yararı bulunan hallerde karar alınabileceğine dair bir karar vermesine lüzum bulunmadığı, burada korumadaki kamu yararını gerçekleştirmek dışında başka bir amacın güdüldüğü üzerinde durularak, 


“Son yıllarda özellikle çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması ve imar uygulamalarına ilişkin idari işlemlere karşı açılan davalarda yargı kararlarına uymama yönündeki uygulamaların oldukça arttığı görülmektedir. Bu durum yönetsel organların “hukuk devleti”  anlayışındaki sorunlardan kaynaklanmaktadır. Yürütmenin gerçekleştirmeyi planladığı projelere ilişkin yargı kararlarını bir engel olarak gördüğü bu anlayışı, son sözü yargının söyleyeceği, yargı kararlarının kesin ve bağlayıcı olduğu, güçler ayrılığı ve yargının bağımsızlığı gibi hukuk devleti ilkeleriyle bağdaştırmak mümkün değildir. 


Bu bağlamda; idari yargı kararı ortada iken, içinin neyle doldurulacağı belli olmayan “kamu yararı” kavramı ile  koruma kurullarının yeniden değerlendirme yapabileceği yönündeki karar, idarenin yargı kararlarına uymak zorunda olduğu, hiçbir surette değiştiremeyeceği ve yerine getirilmesini geciktiremeyeceğine ilişkin anayasal hükme aykırıdır.”  denilmiştir.

Danıştay Ondördüncü Dairesi bu iptal sebeplerini haklı bularak;

“Dava konusu edilen ilke kararı ile, koruma bölge kurulu kararlarına karşı açılan davalarda iptal ve yürütmenin durdurulması kararı verilmiş ise yargı kararlarına ters düşmemek koşuluyla kamu yararı bulunan konularda koruma bölge kurullarında değerlendirme yapılacağı belirtilerek bu hususta bölge kurullarına takdir yetkisi tanınmış olup, kamu yararı amacına yönelik işlem tesis etme ve yargı kararlarına uyma yükümlülüğü bulunan davalı idareye bağlı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca alınan bu zorunluluğu bertaraf eder nitelikteki dava konusu ilke kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”  gerekçesiyle 780 sayılı ilke kararının yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir.


22.01.2011 tarihli ve 27823 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları ile Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik: Dava konusu Yönetmelikle 11/6/2005 tarihli ve 25482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Koruma, Uygulama Ve Denetim Büroları, Proje Büroları ile Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul Ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 5. maddesine “İl sınırları ile büyükşehir belediye sınırlarının müşterek olduğu büyükşehir belediyeleri bünyesinde; kültür ve tabiat varlıklarının yoğunluğu göz önüne alınarak bu Yönetmelikle KUDEB’lere verilen görevleri yürütmek üzere norm kadro ilke ve esaslarına uygun olarak daire başkanlığı kurulabilir. Bu daire başkanlığı bünyesinde tadilat ve tamirat ile restorasyon uygulamalarının incelenmesi ve denetlenmesi maksadıyla laboratuarlar ve atölyeler oluşturulabilir.” cümleleri eklenmiştir.


Dava konusu Yönetmelik değişikliği ile, yerel yönetimlerde koruma uygulamalarını yürütmek üzere kurulan ve uzman kişilerin görev alacağı KUDEB’lerin görevlerini yürütmek üzere; il sınırları ile büyükşehir belediye sınırlarının müşterek olduğu büyükşehir belediyeleri bünyesinde norm kadro ilke ve esaslarına uygun olarak daire başkanlığı kurulması öngörülmektedir.


Kurulacak olan daire başkanlıklarına, norm kadro esaslarına göre belediye başkanı tarafından atanacak olan personel –ki bu personel Yasada sayılan mimarlık, şehir planlama, mühendislik, sanat tarihi ve arkeoloji meslek alanlarında uzmanlaşmış kişiler arasından olmayabilir- kültür varlıkları ile ilgili uygulamaları yürütecek ve denetimlerini yapabilecektir. Yani kültür varlıkları uzman olmayan kişilerin denetimine bırakılmış olacaktır.

Bu düzenleme 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 10 ve 57. madde hükmüne ve Yasanın bu düzenlemelerinin amacına açıkça aykırıdır.

Bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 22 Ocak 2011 tarihli ve 27823 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları İle Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açılmıştır.

Danıştay Savcısının “Dava konusu Yönetmelik ile KUDEB’ler, il sınırları ile büyükşehir belediye sınırlarının müşterek olduğu büyükşehir belediyelerinde, Yönetmelikte “bünyesinde” ibaresine yer verilmekte ise de; norm kadro ilke ve esaslarına uygun olarak, Daire Başkanlığı kurulmak suretiyle 2863 sayılı Yasa haricinde büyükşehir belediyesinin idari işleyişine tabi kılınan bir Daire Başkanlığına dönüştürülmekte, Bakanlık ve Kurullarla kurulan çalışma sistemi değiştirilmektedir. Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları, Proje Büroları ile Eğitim Birimlerinin Kuruluş, İzin, Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik ile düzenlenen KUDEB’lerde, görev yapacakların norm kadro ilke ve esaslarına uygun olarak çalıştırılacağı yolunda bir kural yer almamaktadır. Yine KUDEB’lerin Bakanlıkla olan bağlantıları dışına çıkılarak, büyükşehir belediyelerine bağlı, sistem haricinde yeni bir yapı oluşturulmakta, norm kadro ilke ve esaslarına uygun olarak çalışacakların niteliği de belirtilmemektedir. Bu haliyle, Yönetmeliğin çıkarılış amacıyla çelişen yeni bir yapıyı öngören dava konusu Yönetmeliğin dayanağı mevzuata uygunluğundan söz etme olanağı bulunmamaktadır” şeklindeki düşüncesine rağmen Danıştay 14. Daire yürütmeyi durdurma talebimizi reddetmiştir. Bu karara tarafımızca itiraz edilmiştir.



Mimarlar Odası hangi haberlere konu oldu?



Türkiye’nin 1 numaralı emlak-konut sitesi www.emlakkulisi.com’da yayımlanan haberler şöyle;



Mimarlar Odası, ABD'ye Atatürk Orman Çiftliği'ni sordu!  (Haziran 2013)


ABD Büyükelçiliği'nin Atatürk Orman Çiftliği'ni aldığına dair iddialar için Mimarlar Odası Ankara Şube Yöneticileri, ABD Konsolosluğu'ndan açıklama istedi...


Son günlerde ortaya atılan Atatürk Orman Çiftliği'ne ait iddialar için  Mimarlar Odası Ankara Şube Yöneticileri hareket geçti. Atatürk Orman Çiftliği'nin ABD Büyükelçilik binası yapılması için anlaşmaların sağlandığı iddiaları için yöneticiler ABD Konsolosluğu'ndan yazılı açıklama istedi.



TMMOB: AKM Hukuken yıkılamaz! (Haziran 2013)



TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi AKM hakkında kamuoyu açıklaması yaptı...

Mimarlar Odası İstanbul Şubesi, AKM'yi yıkıp yerine opera binası inşa edileceğine dair söylemler üzerine AKM hakkında bir kamuoyu açıklaması yaptı. TMMOB yaptığı açıklamada "AKM korunması gereken 1. Derece Anıtsal Yapı niteliğinde olup özgün niteliklere sahiptir" ifadesinde bulundu.



Mimarlar ve Şehir Plancıları Odası Topçu Kışlası için başvuruda bulundu! (Haziran 2013)


Mimarlar ve Şehir Plancıları Odası, ‘Topçu Kışlası’ projesine yönelik yeni bir başvuruda bulundu...

Kurul, 3 Haziran’da yaptığı başvuruda, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin acilen yürütmeyi durdurma kararı vermesi gerektiğini bildirdi. Habertürk’ten Tülay Acar’ın haberine göre başvuruda, “Süre dolmuştur, mahkeme konunun önemi açısından karar vermelidir” talebinde bulundu. Mimarlar ve Şehir Plancıları Odası imar planının iptali için Büyükşehir Belediyesi aleyhine 1. İdare Mahkemesi’ne, yürütmeyi durdurma talebiyle başvurmuş, ancak mahkeme bilirkişiden görüş alınmasını uygun görmüştü.



Mimarlar Odası: AVM değil kültür alanlarını artırıyoruz! (Mayıs 2013)


Emek Sineması'nın yıkımı sonrası bir araya gelen Mimarlar Odası toplantısında yıkılan sinema ve yapılacak projeler tartışıldı.


Yıkılan Emek Sineması'nın ardından gündemi tartışmak için Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi'nin düzenlediği kamuya açık toplantıda kültür kompleksleri masaya yatırıldı. Toplantıda konuşan Yönetmen Erden Kıral: "Ticaretin kültüre olan üstünlüğü söz konusu, yıkmıyoruz taşıyoruz. AVM değil pasaj ve kültür alanlarını artırıyoruz" dedi.



Mimarlar Odası'nın düzenlediği Kent ve Kültür Forumu sona erdi! (Mayıs 2013)


Mimarlar Odası Trabzon Şubesi tarafından organize edilen Kent ve Kültür Forumu 81 ilden gelen katılımcılarla gerçekleşti...


Mimarlar Odası-Trabzon Şubesi'nin düzenlediği Kent, Kültür ve Demokrasi Forumu insan toplum ve mimarlık ilişkilerinin yeniden örgütlenmesi amacıyla gerçekleştirildi.  81 ilden katılımcının geldiği forumda son dönemlerde gündeme gelen kentsel dönüşüm konusu da ele alındı.



Galataport Kruvaziyer Liman projesinin ikinci ihalesine dava! (Nisan 2013)


TMMOB Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Mühendisleri Odası İstanbul şubeleri, Galataport Kruvaziyer Liman projesinin ikinci ihalesinin durdurulmasını istiyor...


Başbakanlık Özelleştirme İdaresi tarafından birincisi mahkemece iptal edilen Galataport Kruvaziyer Liman projesinde, ikinci ihalesi de mahkemelik oldu. İhalenin mahkemelik olmasına rağmen teklif alımları sürüyor.

TMMOB Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Mühendisleri Odası İstanbul şubelerinin açtığı davada Salıpazarı Kruvaziyer Limanı projesinin iptal edilen birinci projeyle aynı sorunları taşıdığı belirtildi ve yürütülmesinin durdurulması isteniyor.



Sakarya'da ADA AVM ve Hal arasına yapılacak üst geçit belirlendi! (Nisan 2013)


Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından, ADA AVM ile Hal arasında yapılacak üst geçit için Mimarlar Odası ile ortaklaşa yürütülen çalışmanın ardından proje belirlendi


Büyükşehir Belediyesi tarafından, ADA AVM ile Hal arasında yapılacak üst geçit için Mimarlar Odası ile ortaklaşa yürütülen çalışmanın ardından proje belirlendi. Başkan Toçoğlu, projenin mimarı Abdullah Küçük’ü tebrik ederken, alternatif projeler geliştiren tüm mimarlara ve Mimarlar Odası Sakarya Temsilcisi Sami Kafadar’a teşekkür etti.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi şehrin önemli girişlerinden biri olan Erenler’de üst geçit yapıyor. Erenler ADA AVM ile Sebze-Meyve Hali arasında yapılacak olan üst geçit projesinin belirlenmesi için Sakarya Büyükşehir Belediyesi ile Mimarlar Odası ortak bir çalışma yaptı. Çalışma kapsamında Sakarya Mimarlar Odası’na kayıtlı mimarlar tarafından toplam on adet proje geliştirilerek Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edildi. Hazırlanan 10 projeyi büyük bir titizlikle incelen Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Mimar Abdullah Büyük’ün hazırladığı üst geçit projesini hayata geçirme kararı aldı.



Bursa Myrleia Antik Kenti'ndeki AVM inşaatına tepki! (Şubat 2013)


Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Nizamettin Kaya, yasalara karşı hareket edildiğini ve kültürel değerlerin yok edildiğini dile getirdi.


Bursa Mudanya'da AVM çalışmaları için başlayan kazılar esnasında, antik kent kalıntılarına rastlandı. Olay üzerinde çalışmalar Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından durduruldu. İnşaatı durdurma kararı tekrar gözden geçirilince, AVM inşaat çalışmalarının yeniden başlamasına izin çıktı. 



Eyüp Muhcu : Taksim Meydanı yapılaşamaz! (Kasım 2012)


Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın açıklamaları ile yeniden ortaya çıkan Taksim Camii projesi için Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu ; Taksim Meydanı'nın her ne şekilde olursa olsun yapılaşması oradaki tarihin yok olması anlamına gelmektedir.


Taksim Meydan'ındaki tarihi maksemin arkasında şuanda otopark olarak kullanılan alan, imar planlarında dini tesis alanı olarak yer alıyor. Bu imar planı onaylanırsa Taksim Camii projesi hayata geçirilebilir.  Bu konu hakkındaki düşüncelerini dile getiren Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, Taksim'in kentsel sit alanı olduğunu ve bu yüzden yapılaşmaya açılamayacağını söyledi. Taksim Meydanı'nda yer alan Taksim Maksemi'sinin kurul kararları ile korunması gerektiğinin altını çizen Muhcu: " Simgeselliği nedeniyle mevcut haliyle korunması gereken Taksim Meydanı'nın her ne şekilde olursa olsun yapılaşmaya açılması bu tarihin yok sayılması anlamına gelmektedir" dedi.



Taksim projesi bitiminde yayalar 2 metrelik kaldırımda yürüyecek! (Kasım 2012)


Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi İkinci Başkanı Sabri Orcan,roje kapsamında yapılacak tünellerden sonra yayalar meydana ulaşmak için iki metrelik kaldırımlarda yürümek zorunda kalacak dedi...

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi İkinci Başkanı Sabri Orcan, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi’ni eleştirerek, “Proje kapsamında yapılacak tünellerden sonra yayalar meydana ulaşmak için iki metrelik kaldırımlarda yürümek zorunda kalacak” dedi


Taksim projesinde Cumhuriyet Caddesi, 5 Kasım'dan itibaren trafiğe, Tarlabaşı Bulvarındaki otopark ile Divan Otelin önüne kadar olan 400 metrelik yerin kapatılmasıyla projenin ilk etabı başlamış oldu.


Taksim Meydanı’nın araç trafiğine kapatılıp, şu anda Gezi Parkı’nın bulunduğu alanda Taksim Kışlası’nın yapılması gibi düzenlemeleri içeren proje, birçok görüş ve tartışmalara sebep oldu.


Böyle bir projede mimar ve çevre planlamacıları gibi bilim insanlarından da görüş alınması gerektiğini söyleyen Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi İkinci Başkanı Sabri Orcan, Taksim’in yayalaştırılmasını kendilerini de istediklerini ancak projenin bir günde ortaya çıkmasından duydukları rahatsızlığı dile getirdi.


“Taksim Anıtı’nın da bulunduğu meydana geçiş bu tünellerle sağlanacak. İnsanlar bu tünellerden meydana yürüyecek. Fakat mevcut yollara tüneller yapıldığında yeterli alan kalmayacağı için, kaldırımlara yayalar için sadece iki metrelik alanlar kalacak. İki metrelik kaldırımla Taksim gibi devasa toplulukların buluştuğu bir yere giriş ve çıkışta sorun yaşanması işten bile değil” diyerek sözlerini sürdürdü.


Projeyle birlikte, toplanan kalabalığın dağılmasının zorlaşacağını belirten Orcan, meydanda herhangi bir etkinlik yapma imkanının olmayacağını söyledi.



Mimarlar Odası iletişim bilgileri nelerdir?



TMMOB Mimarlar Odası Genel Merkezi


Adres : Konur Sokak 4/2 06650 Kızılay-Ankara Türkiye


Tel : +90 0 312 417 37 27


Fax: +90 0 312 418 03 61


E-Posta: info@mimarlarodasi.org.tr 


info@mo.org.tr


Web Adresi: www.mimarlarodasi.org.tr