Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Miras kaçırma nasıl olur?

Mirasbırakan kişilerin mallarını mirasçılarından kaçırmak isteyebiliyor. Peki, miras kaçırma nasıl olur?



Mirasbırakan kişi, bazı mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak için amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşme ile devir yapabiliyor. 


Mirasbırakan kişilerin mallarını mirasçılarından kaçırması için yaptıkları tapu devir işlemleri miras kaçırma oluyor.


Medeni Kanun gereğince, saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasar ruflarının tenkisini dava edebiliyor.


Muris muvazaası davası miras bırakanın ölümünden sonra açılabiliyor. Miras bırakan ölmeden önce hem muris muvazaası davası hem de taraf muvazaası davası açılamıyor. 


Muris muvazaası davasında zamanaşımı ve hak düşürücü süre yoktur. Muvazaayı öğrenen taraf hiçbir süre ile kısıtlı olmaksızın dava açabilir.


T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 1991/14140

K. 1991/1517

T. 8.2.1991


• MUVAZAA İDDİASI ( Zamanaşımına Tabi Olmaması )

• ZAMANAŞIMINA TABİ OLMAMA ( Muvazaalı İşlem )


818/m.18


ÖZET : Muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmayacağı gibi zaman geçmekle de geçerlilik kazanamaz. O nedenle zamanaşımına tabi değildir. 


DAVA : Taraflar arasında görülen davadan dolayı verilen 27.12.1988 tarih 427837 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen incelenmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek, gereği düşünüldü:


KARAR : Davacı; gerek dava dilekçesinde, gerekse duruşma sırasında verdiği layıhasında "muvazaa" hukuksal nedenine dayandığını bildirmiş, iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, zamanaşımının gerçekleştiğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ne varki, muvazaalı işlemin hiçbir hüküm doğurmayacağı ve böyle bir işlemin zaman geçmekle de geçerlilik kazanamayacağı kararlılık gösteren yargısal uygulamada ve öğretide açıkca vurgulanmış bulunmaktadır. O halde, davanın esasının incelenip değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu: üzere reddedilmesi doğru değildir.

 

SONUÇ : Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 16.5.1989 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 100.000 lira duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden tahsiline, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Işıl Seren KESKİN/Emlakansiklopedisi.com