Duvar ressamlığıdır. Mural, apartman duvarına resim yapma sanatıdır. Graffiti sanatının günümüz uygulamasıdır. En son Kadıköy’de Çekül Vakfı ve Kadıköy Belediyesi organizasyonuyla düzenlenen etkinlikte gündeme gelmiştir.
Mural: Duvar ressamlığı
Mural ne demektir?
İngilizce bir sözcük olan “Mural” şu anlamlara gelir: Duvarsal, Duvara ait olan.. (en) Mural. Duvara ait; Duvara asılan, Duvar gibi, Duvara yapılan resim. Duvar resmi.
Vatan Gazetesi’nde 5 Ekim 2013 tarihinde Eda Solmaz imzasıyla yayınlanan habere göre; çok büyük alanlara yapılan resimlere mural deniyor. Genelde illegal yollarla yapılıyor ama dünyanın birçok şehrinde belediyeler artık bu sanatı destekliyor. Kadıköy de İngiltere’nin Brick Lane’i, Berlin’in Kreuzberg’i olma yolunda. Uluslararası sokak sanatçıları ile anlaşan Kadıköy Belediyesi Muralist etkinliğini başlattı. Apartmanların duvarları sanat eserleriyle doldu. Etkinliği Yeldeğirmeni Canlandırma Derneği ve Çekül destekliyor.
Her resmin farklı hikayesi var. Eserler sanatçıların iç dünyaları, yerel kültürlerinin izleri, Türkiye ile ilgili izlenimlerinin izlerini taşıyor. Sanatçılar muralların her birini izleyicinin yorumlamasını tercih ediyor. Haziran ayında yapılan işlerde Gezi olaylarına gönderme var. Sanatçılar olaylardan etkilenerek düşündükleri işleri değiştirmiş. Macit Erbudak Sokak’taki resmin içinde İspanyolca “Direniş hatırası” yazıyor. İskele Sokak’taki çarpışan iki at çarpışan güçleri temsil ediyor.
Belediye sanatçıları seçerken ise yerel detaylar ile bağ kurup kuramadığına dikkat etmiş. Çünkü mahalle içi bir projede yapılacak işin mahallelilerle bağ kurması büyük önem taşıyor. Bir bianelde ya da modern sanat müzesinde sergilenen eserlerden çok farklı bir durumu var. Daha önce bu tarz projelerde yer almış sanatçılar tercih edilmiş.
Mural nasıl yapılır?
Sanatçılar semt sakinleriyle tanıştırılıyor ve eskizleri ev sahipleri ile paylaşıyor. Mahalleli resimler yapılırken de büyük destek verip sanatçılarla dostluk kuruyorlar. Belediye özellikle altını çiziyor, “Resimler mahalleli tarafından benimsenmeseydi zaten projeye devam etmeyecektik. Şimdi herkes evlerindeki resimlere sahip çıkıyor.” Her resim 3 ya da 7 gün arasında tamamlanıyor. Proje ise toplamda bir yıldır devam ediyor. Resimler normal dış cephe boyası ve sprey boya kullanılarak yapılıyor.
Mural’ın tarihçesi nedir?
Graffiti’nin ya da başka bir şekilde tanımlamak gerekirse sokak sanatının sanıldığı aksine geçmişi çok eskiye, ilkçağlara kadar dayanıyor. Bu çağlardan itibaren insanlar duvarlara bir şeyler kazımaya, çizmeye başlamamış mıydı? Yıllar, yüzyıllar ilerledi ve modernleşmenin de getirdiği etkiyle birlikte çizimler duvarlardan tuvallere aktarıldı. Ama bu hiçbir zaman sokak sanatçılarını engellemedi. Onlar klasikleştirilmeye çalıştırılmış sanatın isyancı çocuklarıydılar. Onlar tuvalleri değil; duvarları, yerleri, sokakları tercih ettiler. Gelişen teknoloji ve artan imkanlar sayesinde kendilerini geliştirdiler ve yüzyılımızın getirdiği mutsuz boş bina cephelerine, fabrika duvarlarına hayal dünyalarını yansıtarak onlara birer ruh, sokaklara ise canlılık getirdiler. Işte bu yapılan büyük heybetli eserlere “Mural” deniyor. Bina cepheleri, dev fabrika duvarları ve gözümüze sığmayacak kadar büyük yapılar artık bu isimle anılıyor.
Ünlü Muralistler kimler?
Kadıköy’deki muralist etkinliği 2012 yılında da düzenlendi ve Avrupa’nın ünlü ‘mural’ları buraya geldi… İşte onlardan bazıları, eserleri ve hakkında detaylar…
Pixel Pancho 1984 yılında İtalya’nın Torino kentinde doğmuş. Çocukluğundan itibaren renge ve resmin farklı biçimlerine ilgisi olan Pancho, sanat ve tasarım için beslediği tutkunun hayatı boyunca onu bırakmayacağını biliyormuş. 2003 yılında Albertina Güzel Sanatlar Akademisi’ne kayıt olan Pancho, iki yılın ardından Valencia Güzel Sanatlar Akademisi’ne geçiş yapmış. Akademide geçirdiği yıllar -özellikle sokak sanatı ve graffiti konusunda- ona her ne kadar büyük bir ilham kaynağı olsa da, çalışmalarını yapmak istediği şekil akademinin öngördüğü klasik sanat şeklinin dışına çıktığından ve Pancho sadece tuvaller ile boya fırçalarıyla değil; spreyler ve markörler ile binaların, duvarların yüzeyine çizimler yapmak istediğinden, diğer öğrencilerden her zaman farklı bir noktada durmuş. Bugün bir nevi imzası haline gelen robot çizimi ile onu tanımak kolay olsa da, Pancho’nun kompozisyonlarındaki karmaşıklık aslında sanatının detaylarındaki hayal gücüdür. Pancho çalışmalarına 2010 yılından beri doğduğu şehirde, Torino’da devam etmektedir.
1979 doğumlu Fransız Amose çalışmalarına 1996 yılında Belçika’daki St Luc Enstitüsü’nün illüstrasyon bölümünde başlamış ve Beaux Sanat Akademisi’nde devam etmiş. Amose daha çok insan bedeni üzerine çalışmasıyla biliniyor. Çizimlerinde bedeni deforme ederek, farklılaştırarak kullanan Amose klasik çizimin yerine farklı şekiller, renkler kullanarak bir nevi insan bedenini baştan yaratıyor. Fakat bu aynı zamanda Amose’un ortaya koyduğu sanatı dinamik ve kimi yorumculara göre de soyut kılıyor. İnsan kafasını bedenine göre daha farklı boyutlarda çizerek, klasikleşmiş çizim tekniklerinin çok ötesinde duran Amose, aynı zamanda sprey boya kullandığı gibi geleneksel teknikleri de bırakmayan, serigrafi baskı tekniğinden de yararlanarak çalışmalarına devam eden bir sanatçıdır.
1995 yılında keşfettiği sprey boya ile çalışmalarına başlayan Dome, 1975 Almanya doğumlu. 2000 yılında Mainz Sanat Akademisi’nde iletişim tasarımları üzerine çalışmaya başladı. 2002 yılında akademiden ayrılan Dome, çalışmalarına tek başına devam etmeye başladı. 2010 yılından itibaren çalışmalarında ağırlıklı olarak mürekkep kullanmaya başlayan Dome’un çizimlerinde çeşitli yüz ifadelerine rastlanmaktadır. Dome bir sokak sanatçısı olmakla birlikte tuvalleri de bırakmayan, aslında sanatını hayatın her yerinde ve her düzleminde uygulayan bir sanatçıdır.
Sprey boya ile 15 yaşında tanışan Claudio Ethos, 1982 yılında São Paulo’da doğmuş. Devasa muralları ve bunlardaki karmaşık ama bir o kadar da göz alıcı detayları ona dünya çapında bir tanınma/ün getirmiş. Özellikle Brezilya’daki çizimleriyle halk tarafından rahatça tanınabilen Ethos’u, São Paulo sokaklarında görmek bir rutine dönüşmüş. Çalışmaları İtalya, San Francisco, New York ve daha bir çok farklı şehirde, ülkede de sergilenen Ethos her ne kadar sprey boya ile duvarları resmetsede, o “geleneksel” graffitinin ötesinde bir sanatçı. Tekniğinin farklılığı onu günümüzün sürrealist sokak sanatçısı olarak dünyaya tanıtmıştır. (Kaynak: Kadikoydehayatbaska.com, Işıl Şahin, 2012)