Philip Johnson, 1949 yılında tasarladığı Cam Ev ile dikkatleri üzerine çeken bir mimardır. Büyük başarılar elde etmiştir. Bu başarılarından biri de Amerikan Mimarlar Enstitüsü tarafından altın madalya ödülü olmuştur.
Philip Johnson kimdir?
8 Temmuz 1906 yılında doğdu. Mimarlık eğitimi Harvard Üniversitesi’nde yapan Philip Johnson, 1930 yılında New York’ta yer alan MoMa’da (Modern Sanat Müzesi) Mimarlık ve Tasarım Bölümü’nü kurdu. Johnson’a 1978 yılında Amerikan Mimarlar Enstitüsü tarafından altın madalya ödülü verildi. Pritzker Mimarlık Ödülü’ne de ilk kez Philip Johnson 1975 yılında sahip oldu. Philip Johnson, 25 Ocak 2005 yılında vefat etti.
Philip Johnson hayatında neler yaşadı?
Jansen ailesinden Huguenot Jacques Cortelyou, New Amsterdam bölgesindeki ilk şehir planlaması olan Peter Stuyvesant şehirini gerçekleştirdi. 1928 yılında Barcelona’daki Expo için Almanya’ya ait pavyonu tasarlayan Ludwig Mies van der Rohe ile tanışan Philip Johnson, ömrünün sonuna kadar arkadaş kaldı. Almanya’yı arkadaşları Alfred H. Barr, Jr ve Henry-Russell Hitchcock ile turlayan Philip Johnson burada güncel mimarlık örneklerini inceleme fırsatı elde etti.
1932 yılında MoMa’da “Uluslararası Stil: 1922’den beri Mimarlık” adlı sergisinde sergilediler. Philip Johnson, MoMa’da çalışırken modern mimarlığı savunmaya devam etti. 1935 yılında Le Corbusier’in ABD’ye göçmen olarak gelmesi için uğraş verdi. Sonradan da Mies van der Rohe ve Marcel Breuer’i ülkesine getirtmeyi başardı. Büyük Buhran sırasında MoMa’dan ayrılan Philip Johnson, gazetecilik ve popülist politikalar ile ilgili çalışmalar yaptı. Gazetecilik kariyeri sırasında 1939’da Polonya’nın işgalini ve Nazi Almanyası’nı takip etti ve haberlerini yayınladı. Daha sonra ABD’ye dönen Philip Johnson Amerikan Ordusu’na yazıldı. Birkaç yıl orduda görev yaptıktan sonra Harvard Üniversitesi’ne geri dönerek mimarlık eğitimi almaya başladı.
Philip Johnson tasarımları hangileridir?
1949 - Cam Ev, New Canaan, Connecticut
1950 - John de Menil Evi, Houston
1950 - Rockefeller Misafir Evi
1956 - Seagram Binası (Mies van der Rohe ile birlikte), New York City
1959 - Four Seasons Restaurantı, New York City
1960 - St. Anselm's Abbey Genişleme Projesi, Washington, D.C.
1960 - Munson-Williams-Proctor Sanat Müzesi, Utica, New York
1964 - Lincoln Center (Richard Foster ile birlikte), New York City
1961 - Amon Carter Müzesi, Fort Worth, Teksas (genişleme projesi 2001)
1964 - New York Eyaleti Pavyonu, 1964 Dünya Fuarı için
1967 - Kreeger Müzesi (Richard Foster ile birlikte), Washington D.C.
1970 - JFK Anıtı, Dallas, Teksas
1972 - IDS Binası, Minneapolis, Minnesota
1972 - Güney Teksas Sanat Müzesi, Corpus Christi, Teksas
1973 - Boston Halk Kütüphanesi, Boston
1974 - Fort Worth Water Bahçeleri
1976 - Thanksgiving Meydanı, Dallas, Teksas
1980 - Kristal Katedral, Garden Grove, Kaliforniya
1980 - Tata Tiyatro Salonu, Mumbai, Hindistan
1982 - Metro-Dade Kültür Merkezi, Miami, Florida
1983 - Transco Kulesi, Houston, Teksas
1983 - Cleveland Spor Salonu, Cleveland, Ohio
1983 - Wells Fargo Merkez İdare Binası, Denver, Colorado
1984 - AT&T Binası, New York City
1984 - PPG Binası, Pittsburgh, Pennsylvania
1985 - Gerald D. Hines Mimarlık Fakültesi, Houston Üniversitesi, Teksas
1992 - St Thomas Üniversitesi, St Thomas Kilisesi
1994 - Ziyaretçi Pavyonu, New Canaan, Connecticut
1996 - Case Western Reserve Üniversitesi, Cleveland, Ohio
1997 - Philip-Johnson-Haus, Berlin, Almanya
2000 - First Union Plaza, Boca Raton, Florida
Cam Ev’in özellikleri nedir?
En eski camın MÖ 5 binli yıllarda ortaya çıktığı bilinmektedir. Camın yapısı; kristalleşmeden katılaşan sıvı ürünlerden meydana gelmektedir. Cam kumu, soda veya potas, kireç ve renk verici veya ağartıcı maddelerden oluşmaktadır. C am kelimesi ise cam yapımında kullanılan latince adı glastum olan bir orman çiçeğinin adından türediği bilinmektedir.
Cam Ev hakkında detaylı bilgiler için tıklayınız
Ouroussoff , Phillip Johnson hakkında neler söyledi?
Nicolai Ouroussoff , Philip Johnson hakkında şunları söyledi:
Johnson’ın en önemli özelliği elde tutulamaz merakı, ki bu merakın onu herhangi bir mimari stil veya harekete saplanmasını engellediğini düşünürken, eserlerinde hafifçe maskelenmiş bir “hedonism” izliyor.
Seagram Binası’nın özellikleri nedir?
Philip Johnson 1956 yılında Mies van der Rohe ve Marcel Breuer’in tasarladığı 39 katlı Seagram Binası’nın tasarımı aşamalarında yer aldı.
Philip Johnson bu tasarımı ile Uluslar arası Stil’den (öncülüğünü kendisinin yaptığı) koparak daha farklı arayışlara yönelmiştir. Seagram binası dış cephe çalışmaları ve iç dekorasyon uygulamalarında en ince detayına kadar tasarlanmış bir yapı olmasıyla birlikte bronz, traverten,mermer, amber renkli cam gibi masraflı malzemelerin kullanılmasıyla zarif bir görüntüye sahip oldu ve her geçen gün turistlerin ilgisini çekmeye devam etti.
Taşıyıcı sistemi çelik L profiller ile çözülmüştür. Yapı caddeden içeriye çekilerek önünde geniş bir alan oluşturulmuştur ve ağaçlar(telifi alınmış) dahi tasarım elemanı olarak kullanılmıştır. Bu alanda mini konserler, festivaller ve sergiler gibi kamusal etkinlikler yapılmaktadır. Zemin katında bulunan Four Seasons Restaurant’ın aydınlanması, süslemeleri gibi tasarımları da Johnson tarafından yapılmıştır ve restaurant ünlü isimleri ağırlamasıyla daha bir ünlenmiş ve popülerliği artmıştır.