Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Rehabilitasyon

Harap yada terk edilmiş eski yapıların, tarihi çevrelerin, değişen gereksinimleri karşılayacak biçimde onarılarak yeni bir işlevle çağdaş yaşama katılmasının sağlanmasıdır.



Rehabilitasyon


Rehabilitasyon nedir?



Zamanla değişen yaşam biçimi ve ona bağlı isteklerle işlevini yitirmiş tarihi yapıların farklı bir işleve uyarlanması ya da işlevleri devam eden, ancak konfor koşulları eskiyerek standart altı kalan tarihi yapıların güncelleştirilmesidir. 



Rehabilitasyon nasıl yapılır?



Çevresel özellikleri nedeniyle korunması istenen yapıların yeniden kullanımlarında, yeni işlevin dış görünümü bozmadan gerçekleştirilmesi arzu edilir. Bu binaların kurtarılması için tek ekonomik yol olan yeniden kullanım sırasında, iç düzenlemede daha esnek uygulamalara gidilmesi söz konusudur. Yangın, bakımsızlık nedeniyle döşeme ve tavanlarını yitirmiş ve ilk tasarıma ait yeterli veri bulunmayan 2. grup yapılarda, yeni bir iç düzenleme yapılmasına izin verilebilir. Çok önemli mimari öğeler, plan ve iç mekan değerlerine sahip olan 1.grup yapılarda ise yeni kullanıma elverişli, serbest iç düzenlemeler uygulanmaktan çok tarihi mekanların anısını sürdüren düzenlemelere gidilmesi doğrudur.



Rehabilitasyon konusu nasıl haber oldu? 



Dünyaya örnek proje olarak gösterilen Fener Balat Rehabilitasyon Programı sona erdi (Fatih Belediyesi, Haziran 2010)


Avrupa Birliği ve UNESCO'nun tarihi kentlerin yenilenmesinde örnek gösterdiği Fener Balat Rehabilitasyon Programı, düzenlenen törenle bitirildi. Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: "Bu programın başarısı İstanbul ve insanlık için çok önemli” derken, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, "Ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel yönleriyle UNESCO'nun örnek gösterdiği, dört dörtlük bir projeyi hayata geçirdik” dedi.

1996 yılında İstanbul’da yapılan Habitat toplantısında yapılmasına karar verilen ancak 2004 yılında Mustafa Demir’in belediye başkanı olmasından sonra başlatılan Fener Balat Semtleri'nin Rehabilitasyonu Programı, 121 binanın, Tarihi Balat Çarşısı’nın ve Sosyal Merkez Binası’nın restore edilmesiyle tamamlandı.


Programın tamamlanması töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, programın başarısının İstanbul ve insanlık için çok önemli bir olay olduğunu söyledi.


Avrupa Birliği ve Fatih Belediyesi tarafından yürütülen Fener Balat Semtleri'nin Rehabilitasyonu Programı’nın başarıyla bitirilmesi nedeniyle Fener’de düzenlenen törene, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Marc Pierini, Romanya Başkonsolosu Radu Safta, TBMM anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan danışmanı Erman Tuncer ile çok sayıda vatandaş katıldı.


Tören sırasında okunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kutlama mesajı alkışlarla karşılandı. Sıcak Yuva Vakfı’nın perküsyon grubu tarafından verilen mini konserden sonra programın direktörü Louis Mezzano’nun projenin desteklenmesine teşekkür ettiği konuşmasına geçildi. Programı birlikte yürüttükleri mimar Burçin Altınsay ile birlikte kürsüye gelen ve konuşmasını Türkçe yapan Mezzano, projenin hayatı geçirildiği yıllarda mahalle halkıyla çok yakın ilişkiler kurduklarını, yapılanın öneminin de bundan kaynaklandığını söyledi. Mezzano, “Tarihi semtin konutlarını restore ederken içinde yaşayanların da yaşamlarını iyileştirmeye ve aidiyet duygusunu güçlendirmeye çalıştık” dedi.


İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan danışmanı Erman Tuncer’in Kadir Topbaş adına yaptığı ve projenin başarısından söz ettiği konuşmasından sonra Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir çalışmayı özetle anlatan bir konuşma yaptı.


Demir, Avrupa Birliği’nin katkılarıyla gerçekleştirilen Fener ve Balat Semtleri Rehabilitasyon Programını tamamladıklarını dile getirerek son 4 yıllık dönemde, Fatih’in tarihi değerlerine sahip çıkma adına çok büyük mesafeler kaydettiklerini belirtti. İstanbul’un Avrupa 2010 Kültür Başkenti olarak ilan edilmesi sürecinin Fatih’te daha önce başlatılan projelere anlam ve ivme kazandırdığını kaydeden Demir, Fener ve Balat Semtleri’nin anıtsal, tarihi ve kültürel değerleriyle özgün bir karaktere sahip olduğunu dile getirdi.


Demir şöyle dedi: “Projelerimiz içinde, Fener ve Balat Programının gönlümüzde ayrı bir yeri var. Çünkü burada yalnız 121 adet evin ve tarihi Balat Çarşısının restorasyonunu tamamlamadık. Aynı zamanda, UNESCO tarafından örnek gösterilen, ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel yönleriyle dört dörtlük bir proje hayata geçirdik. Programın bizim açımızdan en güzel ve en önemli yönü, bölge sakinlerince anlaşılıp benimsenmiş olması ve sahip çıkılmasıdır. Demir, konuşmasında program koordinatörleri Louis Mezzano ve Burçin Altınsay olmak üzere tüm proje ekibine teşekkür etti.


Tarihi eserlerden sorumlu İstanbul vali yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı da konuşmasında Eminönü ilçesinin Fatih’e katılmasından sonra dünya mirası eserlerin tamamının Fatih’te olduğuna işaret etti. Bunlardan Fener Balat projesinin dünya mirası çalışmalarına örnek gösterildiğini dile getiren Taşbaşı, Fatih Belediyesi’nin tarihi eserlerin gün ışığına çıkarılması çalışmalarının çok başarılı olduğunu ve hazırladığı projelerle bugüne kadar devletin çeşitli kurumlarından 20 milyon YTL ödenek aldığını belirtti.


AB Büyükelçisi Pierini: Örnek proje


Daha sonra konuşan Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Marc Pierini, küçük bir miktar katkıda bulundukları bir projenin sonuçlanmasından mutluluk duyduklarını söyledi. Pierini, tarihi bir semtte kentsel yenileme yapılabildiğini göstermesi açısından bu projenin çok önemli olduğunu dile getirdi. Pierini “Aynı zamanda içinde insanların yaşadığı bir tarihi semtin, bir müze kent haline getirilmeden yenilenebileceğini göstermesi açısından da örnek bir proje” dedi. Projenin benzer projeler için bir bilgi birikimi de sağladığını belirten Pierini, böylelikle 2010 çalışmalarına da altlık hazırlandığını kaydetti. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da konuşmasında çok güzel bir olaya tanıklık ettiklerini dile getirerek “Bu İstanbul için, İstanbul için yapılanlar insanlık için yapıldığından çok önemli bir olay” dedi. Projenin doğru semtte ve doğru zamanda yapıldığını belirten Günay, Halicin geçmişte İstanbul’un dünyaya açılan kapısı olduğunu, şimdi de burada başarıyla bitirilen projeyle 2010 Avrupa Kültür Başkenti olmasında Avrupa Birliği’ne katkıda bulunduğunu dile getirdi.


Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, AB Büyükelçisi Marc Pierini, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve diğer yetkililerden oluşan heyet daha sonra Program çerçevesinde restore edilen tarihçi ve müzik adamı Dimitri Kantemir’in evini ziyaret etti. Buradan proje kapsamında yapılan ve özellikle kadınlar ve çocuklar için sosyal çalışmalar yürütülecek olan sosyal merkezin açılışını yapıldı. Heyetin restore edilen Balat Çarşısı’nı gezmesinden sonra tören sona erdi.



Louviers Müzik Okulu Rehabilitasyonu ve Genişletilmesi (Mimdap.org, Nisan 2013)


Louviers Normandiya’nın şehir merkezindeki antik manastır, ardışık yapıların karmaşık bir montajı şeklinde yapılmıştır. Manastır Fransisken kardeşleri için 1646 ve 1659 arasında inşa edilmiştir.


Batı ve merkez bina çevresindeki iki manastır kanat kilise olarak kullanılmıştır. Manastır ulusal bir servet olarak 1789 yılında satıldı: Manastır binasının parçaları bir mahkeme haline ve onun cezaevi haline getirilirken diğer parçası kiliseye dönüştü. 1827 yılında kilise yıkılmış ve mahkeme yapısı yeniden kısmen transfer edilmiştir. Eski binanın güney kanadında eskime başlamış ve cezaevi 1934 yılında kapanmıştır. Bina kısmi olarak 1990 yılında bir müzik okulu olarak yeniden yapılmıştır.


Formingan ‘Empresyonist’ resimle güzel bir uyum içinde eski manastır binasının taş görünümünü, bitki örtüsü ve ‘L’Epervier’ nehriyle; yani su birleştiren manastır kalıntıları yeni bir tasarım konusunu meydana getirdi. Bu manzara önemli bir değer ortaya çıkardı ve rehabilitasyon projesinin yorumlanmasında ana tema oldu.


Louviers yapısı ile modern, fonksiyonel çekici ve kasabanın kültür politikası temsil eden yeni bir müzik okulu sunmak esas hedefti. Plan, şehrin kalbinde, arkeolojik mirastan dolayı olağanüstü önem taşıyan yeni bir mimarinin koşullarını sunuyordu.


Son olarak, projede bu yerin yeni bir durumunu görüntülemek için ve cezaevi özellikleri kısmen hissettiren bir tavır amaçlandı. Penitents (eğitim) manastırı, Louviers Yeni Müzik Okulu projesi 24 derslik, kütüphane ve iki büyük oda orkestrası gibi aslında eski binanın rehabilitasyonu için önemli müdahaleler gerektiren ağır bir programı içeriyordu. Bu yüzden proje gereksinimlerinin hepsini tarihi binada değil, bugüne dair çağdaş uzantılarda çözmek fikri öne çıktı.

Bunun için mevcut duvarların üzerine bu uzantıları yükselterek, mimarlar tüm boşlukları özgürce doldurmayı denediler. Sonuç olarak yeni parçalar eski elemanlarla kompakt bir proje olmakla birlikte, tarihsel inşaat bir restorasyon titizliği ile ele alındı. Müzik okulu fonksiyonları izolasyonu ve konsantrasyonu gerektirir ve projenin tarihi yapıyla kompakt uyumu tasarım yanında mühendislik çözümlerini de gerekli kılmıştır.


Yapının Güney kanadındaki ikinci uzatması yapının eksik olan parçasının yerine, manastır ve şehre doğru ve suyu öne çıkaracak şekilde planlanmıştır. Yapının inanılmaz pozisyonu projenin anahtarını temsil eder.


Büyük orkestra salonu, bu programın en önemli unsurudur. Bu müzikal okulun amblemi doğal elemanları yanında içinde bulunduğu manzara ile temsil edilir.


Ek yapılan bu yapı parçasının cephesi gökyüzünü kendi krom çizgili cam doğramasından içeriye alır. Burada müzik yapmak, sesi şiirsel bir görüntü içinde bir yankı haline getirir. Gün boyunca yaratıcılık, geceleri parlayan bir yıldıza çevirir. Bu mekan, şeffaflık ve hafifliği ile ciddi şekilde çevreden dikkat çekmektedir. Bu kısım, binanın yaratıcı bir yaşamı sergileyen adeta bir vitrini gibidir.


Kompleksin Kuzey cephesi ayna cam ile kaplanmış, iç tabakası içinde lamine camlı paneller yapılmıştır (titanyum, siliconitride, krom et siliconitride) ve bir geçişsiz bağlantı sistemli cam tutucular dışarıdan görünmez şekilde sabitlenmiştir.


Yapının dış sınır cepheleri 8 cm kalınlığında 180 cm genişliğinde ve değişken yükseklikleri olan prefabrik beton paneller ile yapılmıştır. Bu paneller güçlendirilmiş ve uzantıları ‘metal yapı ile bağlanmıştır.


Mimari: Opus 5 Architectes

Yer: Rue Des Penitents, Louviers, Fransa

Sorumlu Mimar: Bruno Decaris, Agnès Pontremoli, Pierre Tisserand

Alanı: 2.000 m²

Yıl: 2.012

Kaynak: Arch Daily

Çeviri: Mimdap