Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Samanpazarı

Ankara Kalesi’nin eteklerinde kurulu tarihi çarşının adıdır. Samanpazarı tarihte idamlar, 104 kişinin öldüğü uçak faciası ve tarihi camileriyle bilinir. Altındağ İlçesi’nin Ulus Semti sınırları içindedir.



Samanpazarı
Samanpazarı'nın eski hali...

 



Samanpazarı nerededir?



Samanpazarı, Ankara’nın Altındağ İlçesi’ne bağlı Ulus Semti sınırları içindeki Ankara Kalesi’nin eteğinde kurulu tarihi ve turistik çarşıdır. 


Ankara Kaleiçi’ne çıkan yokuşun olduğu bölge olan Samanpazarı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin yanından aşağı doğru iner. Eskiden “Atpazarı” diye de adlandırılmış. “Kağnıpazarı” da Samanpazarı’nın 200 metre altında kalır. 



Neden Samanpazarı denilmiştir?



Bölgede meydana çıkan beş yol ve meydan çevresinde hanlar, ticaret merkezleri bulunmaktaydı. Kağnılarla getirilen saman burada satılırdı. 



Samanpazarı’nın dikkat çeken özellikleri nelerdir?



Samanpazarı’nda eski bakırlar, hediyelik eşyalar satan küçük dükkanlarla dolu turistik bir bölgedir. 

Ankara'nın en eski yerleşim yerlerinden biri olduğu için en eski camiler de buradadır. Örneğin; Kaleiçi’ndeki Alaaddin Camii, Can Sokak’taki Ahi Elvan Camii.



Samanpazarı’nda bulunan tarihi yapıların özellikleri nelerdir?



Ankara Kalesi: Ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Romalılar, Bizanslılar hakimiyetinde kalan kale, 1073 yılında Selçukluların eline geçmiştir. 1101 yılında Haçlılarca ele geçirilen kale 1227 yılında tekrar Selçukluların hakimiyetine girmiştir. Selçuklular döneminde onarılan ve eklemeler yapılan kale Osmanlı döneminde 1832'de Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa tarafından onarımdan geçirilmiştir.


Kale yapısında rastlanan heykel, lahit, sütun başlıkları kalenin yapımı ve onarımında etrafta bulunan malzemelerden yararlanıldığını göstermektedir.


Kalede roma dönemine ait kalıntılar dikkati çekerse de büyük ölçüde Bizans döneminde yapılmıştır. İmparator II.Consantantinus MS.668 'de Dış kaleyi yaptırmıştır, İmparator Isaurili III.Leonise kale duvarlarını onarırken iç kale surlarını yükseltmiştir. Bunun ardından İmparator Nikoporos 805'te , İmparator Bazileus 859'da bu kaleyi onarmıştır. Kalenin yerden yüksekliği 110m.'dir. Ankara Kalesi dışardan görümüne göre daha büyüktür. Ayrıca kale her yıl çeşitli festivallere de ev sahipliği yapmaktadır.


Samanpazarı

Ankara'nın 18. yüzyıldan kalma bir resmi. Bu anonim eser Hollanda'daki Rijksmuseum'dadır.



Samanpazarı

Ankara Kalesi'nden Ankara'nın şehir merkezinin panoramik manzarası. Kalenin hemen altında Altındağ belediyesinin Samanpazarı semti, fotoğrafın ortasında Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi, Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri, İbn-i Sina Hastanesi...... görülmektedir.


Arslanhane Camii: Arslanhane Camii veya Ahi Şerafettin Camii, Ankara'nın Samanpazarı mahallesinde bulunan Selçuklu dönemine ait bir camidir.


Cami 13. yüzyıl başında Ahiler döneminde yapılmış, 1289-1290'da ilk restorasyonu Ahi Şerafeddin tarafından yaptırılmıştır. Minberindeki bir kitabeye göre mimarı Ebubekir Mehmet'tir.


Düz, ahşap tavanlıdır, mihrabı Selçuk çinileri ile kaplıdır ve iki yanda ahşap sütunlar dizilmiştir. İnşaatta kullanılan taşların bazıları Roma ve Bizans döneminden yapılardan kalmadır. Çatısı kurşun kaplamalıdır. Kuzey, güney ve batı yönlerine açılan üç kapısı vardır.


Caminin kurucusu Ahi Şerafettin, caminin karşısında bir Selçuklu türbesinde yatar. Cami "Arslanhane" olarak da bilinmesinin nedeni, türbenin duvarına gömülü olan antik aslan heykeldir.


Ahi Elvan Camii: Samanpazar’ından kaleye çıkarken yolun solunda bulunan cami, dikdörtgen planlı, ahşap minberi ve direkleri ile önem kazanan bir yapıdır. Son cemaat yeri yoktur. Minaresi kuzeybatı köşededir. Cami kuzeye doğru yükselen bir araziye yapılmıştır. Dıştan sade bir görünüme sahiptir. 

Caminin duvarları, altta iri moloz taş, gerisi kerpiç örgüdür. Yakın zamanlarda yapılan onarımlarda duvarları tuğla örgü ile kuvvetlendirilmiştir. Çatısı alaturka kiremitlidir. 


Kuzey cephesi yamaca yaslandığından mahfel kapısından başka bir açıklık yoktur. Kesme taş kaideli minare kuzeybatı köşededir. Minarenin gövdesi ve petek kısmı tuğladır. 


Caminin ana kapısı doğu cephenin ortasındadır .Bu cephede, altta kapının sağında bir, solunda iki pencere ve üstte üç pencere vardır. Güney cephede üç alt üç üst pencere bulunmaktadır. Batı cephede iki alt, dört üst pencere ile üçüncü bir kapı yer almaktadır. 


Boyuna dikdörtgen planlı caminin ahşap tavanı üç sıra halinde dizilen dörder adet ahşap direkle taşınmaktadır.



Samanpazarı’nda da yaşanan Ulus faciası olayı nedir?



Ulus faciası ya da Middle East Airlines'in 265 sefer sayılı uçuşu, 1 Şubat 1963 tarihinde Lübnan Havayolu Şirketi Middle East Airlines-Air Liban'a ait Lefkoşa aktarmalı Beyrut-Ankara seferini yapmakta olan Vickers Viscount 745 D tipi yolcu uçağının Esenboğa Havaalanı'na inişe hazırlanırken Türk Hava Kuvvetleri'ne ait Douglas C-47 tipi nakliye uçağıyla çarpışması sonucu, her iki uçağın da Ulus semtinde bulunan meskun mahaller üzerindeki farklı noktalara düşmesiyle sonuçlanan havacılık kazasıdır. Kazada yolcu uçağında bulunan 11 yolcu ve 3 mürettebat, askeri uçakta bulunan 3 Türk askerî personeli ve uçakların düştükleri yerlerde bulunan 87 kişi ile beraber toplam 104 kişi hayatını kaybetmiştir. Kazanın Ramazan ayında Ankara'nın önemli ticari ve yaşam merkezlerinden Ulus semtinde meydana gelmesi can kaybının artmasına neden olmuştur. Enkaz altından cansız çıkarılanların ve daha sonra hayatını kaybeden ağır yaralı kazazedelerin can kayıpları da eklendiğinde ölü sayısı kazadan sonraki günlerde giderek artmıştır. Bazı internet kaynaklarında kazada ölenlerin sayısı 120 olarak gösterilmektedir.



Türkiye’nin idam tarihinde Samanpazarı’nın yeri nedir? 



Türkiye’de idam cezasının infazları 1965 yılına kadar gündüzleri ve halkın izleyebilmesi için alenen ve belirli noktalarda İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda, Ankara’da Samanpazarı’nda gerçekleştiriliyordu. 4 Şubat 1926'da İskilipli Atıf Hoca, Samanpazarı’nda idam edildi. 


14 Nisan 1955'te casusluk suçundan idam edilen Hayati Karaşahin'di. İnfazı, Ankara Samanpazarı'nda halka açık olarak yapıldı. 


Hayati Karaşahin’in idamını izleyen gazeteci Altan Öymen, 14 Kasım 2012 tarihli Radikal Gazetesi’ndeki köşesinde şu satırları kaleme alır;


“Başbakan'ın istediği o mu?


Rıza Türmen, idam cezasını yeniden getirmenin Avrupa Birliği'ne ve Avrupa Konseyi'ne veda etmek demek olduğunu hatırlatıyor.


İdam’ denilince, aklıma Ankara’nın Samanpazarı Meydanı gelir. 1950’lerde o cezalar orada infaz edilirdi. Gece yarısından sonra ve toplanan halkın gözü önünde... Ben ilk gazetecilik yıllarımda orada bir ‘infaz’ı izlemek ve gazeteye yazmak zorunda kalmıştım. Dehşet verici bir durumdu.


İdam edilenin adı Hayati Karaşahin’di. ‘Komünist casus’ diye anılıyordu. Gazetelere yansıyan bilgilere göre, 1951 yılında, Sovyetler Birliği bahçesine bir kitap attığı saptanmıştı. Gerçi, o kitabın gizli olmadığını, piyasada da satıldığını söyleyenler vardı ama, öyle de olsa, onu konsolosluk bahçesine atmışsa, suçu sabit sayılırdı.

Ama suçu sabit veya değil, cezası idam mı olmalıydı?”



Samanpazarı nasıl haber konusu oldu?



Samanpazarı alev alev yanıyor! (Ankarahaber.com, Şubat 2012)


Ankara'da, tarihi Çıkrıkçılar yokuşundaki işyerleri alev alev yanıyor. Bölgeye çok sayıda itfaiye ve ambulans sevk edildi..


Ankara Altındağ’da yer alan Çıkrıkçılar yokuşundaki işyerlerini saran alevler 3 buçuk saat sonra kontrol altına alındı. Yangında 7 dükkan kül oldu. Can kaybı ve yaralanmanın yaşanmadığı olayın ardından itfaiyenin soğutma çalışmaları devam ediyor.


Yangın, saat 02.30 sıralarında Çıkrıkçılar yokuşu Toptancılar Sitesi’ndeki bir işyerinde çıktı. Henüz çıkış sebebi bilinmeyen yangın, bitişikteki işyerlerine de sıçradı. Kısa süre içerisinde işyerlerinin çatılarından alevler yükseldi. Olay yerine çok sayıda polis, itfaiye ve ambulans sevk edildi. Sokakların dar olması nedeniyle itfaiye araçları sokağa giremedi.


İtfaiye erleri hortumları birleştirerek yangına müdahaleye başladı. Takviye olarak gelen diğer itfaiye araçları, işyerlerinin arka ve yan sokaklarına alındı. Çatıya ulaşmakta güçlük çeken itfaiye ekipleri, ana caddeye kurdukları şnorkel vasıtasıyla yangına yukarıdan müdahale etti. Polis ekipleri, cadde ve sokak giriş çıkışlarını trafiğe kapattı.

Olay yerine gelen ambulanslar yaşanabilecek herhangi bir olumsuz duruma karşı hazır bekletildi. Yangını duyup olay yerine gelen dükkan sahiplerinin bir kısmı ağladı, bir kısmı ise sinir krizleri geçirdi. İtfaiyenin yangına müdahalesi sırasında tehlikeli anlar yaşandı. Bir işyerinin çatısı çöktü. İtfaiye erleri çöken çatı altında kalmaktan son anda kurtuldu. İşyerlerinin kepenkleri elektrikli hızarla kesildi. Bazı itfaiye erleri, yanan işyerlerinin arka kısmındaki binaların çatısına merpenle çıkarak yangına buradan müdahale etti.


Dükkanlarda dolu tüplerin olduğu öğrenilince tedbirler artırıldı. Polis ekipleri, dükkan sahiplerini sokaktan dışarı çıkarmakta güçlük çekti. Yükselen alevlerle beraber gökyüzünü yoğun duman kapladı. Bir vatandaşın dumandan etkilendiği görüldü. Uzun çalışmaların ardından yangın kontrol altına alındı. 7 dükkan tamamen kül oldu, bazı dükkanlarda ise maddi hasar oluştu. 


Polis, yangınla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.



Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ulus Samanpazarı gezdi (Ankara Büyükşehir Belediyesi, Aralık 2010)


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, makamında verdiği brifingin ardından Ankara Valisi Alaâddin Yüksel ile birlikte Ulus Samanpazarı, Koyunpazarı Sokağı’ndaki Ahi Elvan Camii’nde Cuma namazını kıldılar. Cumhurbaşkanı Gül, Başkan Gökçek ve Vali Yüksel, namazın ardından esnafla sohbet ederek, sokağı gezdiler.