Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Torba Yasa maddeleri 2016!

2016 yılında hazırlanan ve Meclisten geçen Torba Yasada, imar mevzuatı ile ilgili düzenlemeler de yer alıyor. İşte Torba Yasa maddeleri 2016..


2016 yılında hazırlanan ve Meclisten geçen Torba Yasa, Kanal İstanbul için yasal düzenlemenin yapılmasını; Kentsel dönüşüm kapsamına girmek şartı ile izinsiz yapılara elektrik, su ve doğal gaz bağlanmasını öngörüyor.


Torba Yasa maddeleri 2016 şu şekilde sıralanıyor:


T.C.

BAŞBAKANLIK

Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü

Sayı : 31853594-101- 23/06/12016

Konu : Kanun Tasarısı


TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA


Başkanlığınıza arzı Bakanlar Kurulu'nca 21/3/2016 tarihinde kararlaştırılan "65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" ile gerekçesi ilişikte gönderilmiştir.


Gereğini arz ederim.


Ahmet DAVUTOĞLU

Başbakan


GENEL GEREKÇE


Tasarı; 64 üncü Hükümet Programında ve 2016 Yılı Eylem Plamnda yer verilen bazı konuların hayata geçirilmesi için gerekli düzenlemeleri ihtiva etmektedir.


Bu kapsamda;


- 65 yaş aylığı alan vatandaşlarımızın kimin yanında yaşarsa yaşasın, maaşlarını almaları ve maaşlarında kesinti ve duraksama olmamasının sağlanması,


- Kanal İstanbul için yasal düzenlemenin yapılması,


- Kentsel dönüşüm kapsamına girmek şartı ile izinsiz yapılara elektrik, su ve doğal gaz bağlanması,


- Sosyal destek alan vatandaşlarımızdan istihdam edilenlerin işveren sigorta priminin desteklenmesi,


- Gençlerin genel sağlık sigortası prim borçlarının silinmesi,


- Sermaye piyasalarında kurumsal yatırımcıların teşvik edilmesi,


hususlarına ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır.


Ayrıca Tasarı ile;


- Uygulamada zorunlu trafik sigortası olarak adlandırılan sigorta teminatının içeriğinde meydana gelen tereddütlerin giderilmesi amacıyla zorunlu trafik sigortası teminat içeriğinin sigortacılık ilkelerine ve değişen şartlarla uyumlandınlması,


- Sendika ve konfederasyonların ilgili mevzuatına göre belirlenen şehit yakınlan ve gazilere ayni ve nakdi yardımda bulunabilmesi,


- İşçilerin yıllık izinlerini her defasında altı günden az olmamak üzere beş defada kullanabilmesine imkan sağlanması,


- Kayıtdışılıkla mücadelede etkinliği artırmaya yönelik olarak 2.610 adet sosyal güvenlik denetmeni ve sosyal güvenlik denetmen yardımcısı kadrosunun ihdas edilmesi,


- Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının, yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılmaya teşebbüs edilen işlemlerin, işleme konu malvarlığının aklama veya terörün finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe bulunması halinde, yetkili makamlara intikal ettirmek üzere yedi işgünü süreyle askıya almaya yetkili olması,


- Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine riskli alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer yapıların, değerleme çalışmalarında yapının riskli olmadığının gözetilmesi ile riskli yapıların bulunduğu taşınmazlarda ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerinin iki yıl süre ile geçici olarak durdurabilmesi ve uygulamanın gerektirmesi halinde bu sürenin bir yıl daha uzatılabilmesi,


-Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından üzerinde konaklama amaçlı turizm tesisleri yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden; 1/1/2016 tarihi ile 31/12/2016 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken kira, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni bedelleri ve hasılat payları ile ecrimisillerin ödemesinin bir yıl süreyle ertelenmesi,


- Terörizmin finansmanı suçuyla mücadelenin daha etkili yürütülebilmesi için ihtiyaç haline gelen şirket yönetimine kayyım tayini, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin terörizmin finansmanı suçu bakımından da uygulanabilmesi,


- Anayasa Mahkemesi kararı üzerine 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin murakıp ve uzmanlara ilişkin hükmünün yeniden düzenlenmesi,


öngörülmektedir.


MADDE GEREKÇELERİ


MADDE 1- Madde ile, yaşlı aylığının bağlanmasına ilişkin olarak yapılan muhtaçlık hesaplamasında, hane içinde kişi başına düşen ortalama gelir tutarı yerine aylık başvurusunda bulunan kişinin kendisi ile eşinin gelir tutannın hesaplanması suretiyle muhtaç olup olmadığına karar verilmesi öngörülmektedir.


MADDE 2- Madde ile, yaşlı aylığından yüzde yetmiş ve üzeri engelli aylığına geçişlere ilişkin olarak yapılan muhtaçlık hesaplamasında, tüm engelli aylıklarında geçerli olan hane içerisinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının dikkate alınması öngörülmektedir.


MADDE 3- Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan hukuki sorumluluk rizikosu için borçlar hukuku hükümlerinden ayrı olarak yaptırılan bir sorumluluk sigortasıdır. Motorlu araç işletilmesi ve bu faaliyete bağlı olarak yaptırılan zorunlu sorumluluk sigortasının genel hükümlerden ayrı olarak özel esaslarla düzenlenmesi dikkate alınarak bu sigorta kapsamındaki tazminatlara uygulanacak kurallar öncelikle söz konusu özel esaslara bırakılmış, özel esaslarda kural bulunmayan durumlarda genel esasların uygulanacağı açıklığa kavuşturulmuştur.


MADDE 4- Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası bir sorumluluk sigortasıdır. Bu sigortada araç işletenin sorumluluğu güvenceye alınmakta, zarar görenlere genel hükümler yanında özel kurallara bağlı olarak sigorta güvencesi sunulmaktadır. Söz konusu sigorta işletenin sorumluluğunu konu almakta olup, işletenin sorumluluğunun varlığına bağlı olarak güvence sunmaktadır. Uygulamada zorunlu sorumluluk sigortasının açıklanan içeriğinde görülen tereddütlerin izalesi amacıyla teminat kapsamı dışında kalan haller açıklığa kavuşturulmaktadır.


MADDE 5- Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortasında dikkate alman belgeler anılan sigorta kapsamındaki tazminatların gerektirdiği değerlendirme sürecine ve içeriğine göre çeşitlilik arz etmektedir. Mevcut hükümde çok sınırlı olarak yer alan belge düzeninin değişen şartlara uyumlaştırılması için düzenleme yapılmıştır.


MADDE 6- Madde ile, yapılacak su yollarına kanuni statü kazandırılması amaçlanmaktadır.


MADDE 7- Madde ile, yapılacak su yoluna isabet eden Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsaların, kamu gereksinimi ve kamu yararı nedeniyle ilgili belediye ve özel idareler tarafından satılamaması ve başka bir maksat için kullanılamaması amaçlanmaktadır.


MADDE 8- Madde ile, yapılacak su yollarının düzenleme ortaklık payından karşılanması amaçlanmaktadır.


MADDE 9- Ülkemiz çok mühim bir afet riski altında olmasına rağmen, mevcut yapıların büyük bir kısmı muhtemel afetlere karşı dayanıklı olmadığı gibi yapılaşmanın büyük bir kısmı da imar mevzuatına aykırı ve mühendislik hizmeti alınmadan inşa edilmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184 üncü maddesinde imar mevzuatına aykırı olan yani, yapı ruhsatiyesi olmayan yapılara elektrik veya su bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişilerin cezalandırılacağı hükme bağlandığından, belirtilen yapılarda fiilen ikamet edilmesine rağmen bu yapılara elektrik veya su gibi hizmetler verilememektedir. Ancak, 6306 sayılı, 5393 sayılı ve 5366 sayılı Kanunlar kapsamında yürütülen kentsel dönüşüm ve yenileme uygulamaları


neticesinde imar mevzuatına aykırı olan yapıların dönüşümünün gerçekleştirileceği gözetildiğinde, kentsel dönüşümün teşvik edilmesi amacıyla, dönüşüm ve yenileme uygulamalarına muvafakat verilmesi kaydıyla, yapı ruhsatiyesi veya yapı kullanma izni bulunmayan yapılara, geçici olarak elektrik, su ve doğal gaz bağlantısı yapılması öngörülmüştür. Bu madde ile kapsamdaki yapılara geçici süreyle elektrik, su ve doğal gaz bağlanmasına imkan sağlandığından, Kanunun bu hükmünü yerine getiren kişilerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre ceza sorumluluğundan da bahsedilemeyecektir. Ayrıca, geçici abonelik tesisinden itibaren beş yıl süre sının konulmuş olup, kentsel dönüşüm uygulama sürecinin gecikmesi halinde, beş yılı geçmemek üzere uygulama süresince ilave süre verilmektedir. İmar mevzuatına aykırı olarak yeni yapılaşmaya sebebiyet vermemek için bu madde hükümlerinin 1/11/2015 tarihinden önce yapılmış yapılara uygulanması hükme bağlanmıştır.


MADDE 10- Madde ile, kapsamı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca belirlenen sosyal yardımlardan yararlanmakta olan kişileri istihdam eden işverenlere sigorta primi desteği verilmek suretiyle, bu kişilerin iş hayatına kazandırılarak istihdamlarının sağlanması amaçlanmıştır.


Sosyal Yardımlar ile İstihdam Bağlantısının Etkinleştirilmesi çalışmaları kapsamında 2011 yılından itibaren Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) İl Müdürlükleri ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları arasında yapılan protokol ve yetkilendirmelerle tüm vakıflarda İŞKUR Hizmet Noktası oluşturulmuş ve vakıflarda hane dosya sayılarına göre görevlendirilen istihdam görevlileri İŞKUR portalımn kullanımı hakkında eğitilerek yetkilendirilmişlerdir. Bu kapsamda; sosyal yardım alan kişilerden çalışabilir durumda olanların, vakıflardaki istihdam görevlileri tarafından İŞKUR sistemine iş arayan kayıtları yapılabilmekte, bu kişiler durumlarına uygun aktif işgücü programlarına ve işgücü taleplerine yönlendirilebilmektedir. Ayrıca, İŞKUR'a kayıtlı olan sosyal yardım yararlanıcılarına sunulan hizmetler de istihdam görevlileri tarafından sorgulanabilmektedir. Bu itibarla, istihdam edilmeleri amacıyla İŞKUR'a yönlendirileceği ifade edilen kişilerin çeşitli nedenlerle İŞKUR'a gelmemeleri ihtimaline karşın işe yerleştirilmek üzere kayıt işlemlerinin vakıflardaki İŞKUR hizmet noktalarından da yapılabilmesi bu kişilerin takip edilmesini kolaylaştıracak ve mesleki eğitimi ya da teklif edilen işi üçüncü kez kabul etmeyenlerin durumları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından İŞKUR veri tabanından daha hızlı sorgulanarak sosyal yardımları herhangi bir gecikmeye yol açmadan vermeden kesilebilecektir.


MADDE 11- Milli ekonomimizin gelişmesine katkı sağlayacak olan, İstanbul İli Avrupa Yakası Projesini gerçekleştirecek olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca, kanuni süreçlerin gecikmeksizin tamamlanarak planlama ve koordinasyon faaliyetlerinin bir an önce hayata geçirilebilmesinin teminini sağlamak amacıyla bu düzenleme yapılmıştır.


MADDE 12- Madde ile, sendika ve konfederasyonların ilgili mevzuatına göre belirlenen şehit yakınları ve gazilere ayni ve nakdi yardımda bulunabilmesi sağlanmaktadır. Kapsam dahilindekilere yapılan tüm yardımlar dikkate alınarak yardımların dengeli dağılmasını teminen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile koordineli yapılması öngörülmüştür.


MADDE 13- Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı tarafından üzerinde konaklama amaçlı turizm tesisleri yapılmak üzere adlarına kamu arazisi tahsis edilen belgeli yatırımcılar ve işletmecilerden; 1/1/2016 tarihi ile 31/12/2016 tarihi arasındaki dönemde tahsil edilmesi gereken kira, kesin tahsis, irtifak hakkı, kullanma izni bedelleri ve hasılat payları ile ecrimisillerin ödemesinin bir yıl süreyle erteleneceği düzenlenmektedir. Ertelenen söz konusu


alacakların, ilk taksiti 2017 yılı Eylül ayında, müteakip taksitler de izleyen yılların aynı ayında ödenmek üzere üç yılda ve üç eşit taksitle herhangi bir zam ve faiz uygulanmadan tahsil edileceği, süresinde ödenmeyen taksitlerin ise ilgili mevzuatı gereği zam ve faiz uygulanarak tahsil edileceği hususu düzenlenmektedir.


MADDE 14- Yıllık ücretli izinlerin en çok üçe bölünebilmesi ve bir bölümünün on günden az olamaması, ülkemizde genel tatil ve ulusal bayram günleri arasındaki birkaç günlük yıllık izin kullanımı ile ortalama dokuz günlük tatiller yapılabilmesi nedeniyle uygulamada sorunlara yol açabilmektedir. Madde ile, yıllık iznin bir bölümünün altı günden az olmamak üzere kalan kısmının tarafların anlaşması halinde beşe bölünebilmesine imkan sağlanması amaçlanmaktadır.


MADDE 15- Sorumluluk sigortası, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda zorunlu mali sorumluluk sigortası olarak düzenlendiği için, aynı konuda mükerrer düzenlemenin ortadan kaldırılması amacıyla 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununda düzenleme yapılmaktadır.


MADDE 16- Ülkemizin önemli sorunlarından biri de kayıtdışı istihdam olup bugüne kadar verilen mücadele ile kayıtdışı istihdam seviyesi azaltılmış olmakla birlikte istenilen seviyelere ulaşılamamıştır. Kayıtdışı istihdam doğrudan sosyal güvenlik sistemim ve dolaylı olarak da ülke ekonomisini etkilemektedir. Bu öneminden dolayı 2023 hedefleri doğrultusunda hazırlanan 10 uncu Kalkınma Planında da (2014-2018) bu konuya yer verilmiştir.


Kalkınma Planının Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılması Programı başlığında; kayıtdışı ekonominin önemli sorun alanlarından biri olduğu ve kayıtdışı ekonominin azaltılmasının orta ve uzun dönemde ekonomik istikrar, gelir dağılımı ve istihdam gibi birçok makroekonomik unsurun iyileşmesine, ekonomide verimlilik düzeyi ve rekabet gücünün yükselmesine, ayrıca kamu gelirlerinin artmasına katkıda bulunacağı belirtilmiş olup, söz konusu planda programın hedefleri ise kayıtdışı ekonominin GSYITye oranının beş puan azaltılması tarım dışı sektörlerde kayıtdışı istihdam oranının beş puan azaltılması belirtilmiştir. Planda belirtilen hedefi gerçekleştirmek için denetim ve yaptırımların daha etkili kılınmasını gerçekleştirmek için denetimlerin nitelik ve niceliğinin artırılması da Programın bileşenleri arasında yer almıştır.


Ayrıca, Kayıt Dışı Ekonominin Azaltılması Programı Eylem Planının (Ocak 2015) Kayıtdışılıkla mücadele denetimlerin daha nitelikli hale getirilmesi ve gerekli düzenlemelerin yapılması başlığındaki (40) numaralı eylemde ise; "Kayıt dışı istihdamla ilgili denetimlerde etkinliğinin artırılması amacıyla, tüm denetim sürecinin elektronik ortamda yürütülmesini sağlayacak otomasyon programları hazırlanacak ve denetim kapasitesinin artırılması amacıyla SöK'da görev yapan denetmen sayısı 5000'e çıkarılacaktır." politikası yer almakta olup, Aralık 2017'ye kadar eylemin gerçekleştirilmesi öngörülmüştür.


Bilindiği üzere; kayıtdışılıkla etkin mücadelede denetim faaliyetleri özel önem arz etmekte olup, söz konusu fiili denetim faaliyetlerinin sosyal güvenlik il müdürlüklerinde görev yapan sosyal güvenlik denetmenleri aracılığı ile yerine getirilmektedir.


Bu amacı gerçekleştirebilmek için sosyal güvenlik denetmen ve yardımcısı kadrosunun ihdası amaçlanmaktadır.


MADDE 17- Maddenin yayımı tarihinden önce 60 mcı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortalılarının 25 yaşma kadar olan genel sağlık sigortası prim borçlarının silinmesi amaçlanmıştır.


MADDE 18- Mali istihbarat birimlerine veya diğer yetkili makamlara işlemleri askıya alma ve gerçekleşmesine izin vermeme yetkisi verilmesini öngören uluslararası düzenlemeler 198 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanması, Araştırılması, El Konulması, Müsaderesi ve Terörizmin Finansmanına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (m. 14 ve m.47) ile Avrupa Birliği 2015/849 No.lu Direktifidir (m.32/7).


Sözleşmenin 14'üncü maddesi; bir işlemin kara para aklama ile ilgili olduğu konusunda şüphe bulunması halinde, işlemi analiz etmek ve şüpheyi teyit etmek amacıyla, devam eden bir işlemi askıya almak veya sonuçlanmasını ertelemek için ivedilikle harekete geçilmesine imkan sağlayacak yasal ve gerekli görülebilecek diğer önlemlerin alınmasını gerektirmektedir. Diğer taraftan, Sözleşmenin 47 nci maddesinde bu yetkinin yabancı bir mali istihbarat biriminin gerekçeli talebi üzerine kullanılması da öngörülmüştür.


Benzer bir düzenlemeye 2015/849 Numaralı Avrupa Birliği Direktifinde de yer verilmiştir. Söz konusu düzenlemelere de uygun olarak aklama ve terörizmin finansmanı ile etkin mücadele edilebilmesi için işlemlerin askıya alınması ve gerçekleşmesine izin verilmemesi maddede belirtilen şekilde düzenlenmiştir.


MADDE 19- Madde ile, 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin yedinci fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 27/2/2014 tarihli ve E.: 2012/87, K.:2014/41 sayılı Kararı ile iptal edilmesi üzerine, iptal gerekçeleri de gözetilmek ve uygulama bütünlüğünü sağlamak için; belirlenen alanların sınırları içinde olup riskli yapılar dışında kalan diğer yapılardan Bakanlıkça gerekli görülenlerin, değerleme çalışmalarında yapının riskli olmadığı gözetilmek kaydıyla 6306 sayılı Kanun hükümlerine tabi olması amaçlanmıştır.


MADDE 20- Madde ile, 6306 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 27/2/2014 tarihli ve E.:2012/87, K.: 2014/41 sayılı Kararı ile iptal edilmesi üzerine, iptal gerekçesindeki ölçülülük ilkesi gözetilmek suretiyle, riskli alan ve rezerv yapı alanlarında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerinin iki yıl süreyle durdurulabilmesine ve gerekli hallerde de bu sürenin bir yıl daha uzatılabilmesine imkan tanınmaktadır.


MADDE 21- Madde ile, kuruluşların ilgili mevzuatına göre belirlenen şehit yakınları ve gazilere ayni ve nakdi yardımda bulunabilmesi sağlanmaktadır. Kapsam dahİlindekilere yapılan tüm yardımlar dikkate alınarak yardımların dengeli dağılmasını teminen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile koordineli yapılması öngörülmüştür.


MADDE 22- Madde ile, ülkemizde sunulan merkezi karşı taraf hizmetlerinin kanuni altyapısının sağlamlaştırılması hedeflenmektedir. Önerilen değişiklikler Türkiye'de yerleşik merkezi takas kurumlarmca verilen merkezi karşı taraf hizmetinin Avrupa Birliği sermaye piyasası otoritesi ESMA başta olmak üzere yabancı ülke sermaye piyasası otoriteleri tarafından kabul ve tanınmasını kolaylaştıracaktır. Halen Avrupa Birliğinde yerleşik finansal kuruluşların ve hatta bunların Türkiye'de yerleşik iştirak ve bağlı ortaklıklarının, Türkiye'de kurulmuş merkezi takas kuruluşları ile engellenmeden işlem yapabilmeleri, Türkiye'deki merkezi karşı taraf mevzuatı ve uygulamalarının ESMA tarafından tanınması şartına bağlıdır.


6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 78 inci maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklik ile, organize para piyasasının, 6362 sayılı Kanunun merkezi karşı taraflara getirdiği düzenlemelere tabi kılınarak hukuki altyapıya kavuşturulması amaçlanmıştır.


Aynı maddenin ikinci fıkrasında yapılan düzenleme ile, ülkemiz açısından oldukça yeni olan "merkezi karşı taraf' (central counterparty, CCP) hizmetleri uygulamasına ilişkin hukuki tereddütlerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Merkezi karşı taraf hizmeti ile ilgili takas kuruluşu tarafından alman teminatların mülkiyetinin takas kuruluşuna geçeceği hükme


bağlanarak söz konusu teminatların temerrüt yönetiminde kullanılmasında mülkiyetin naklinden kaynaklı doğabilecek tartışmaların engellenmesi amaçlanmıştır. Aksi kanunda öngörülmedikçe mülkiyeti takas kuruluşuna geçen teminatlara 6362 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin ikinci fıkrası ile dördüncü fıkrasının (a) bendinin ve beşinci fıkrasının uygulanacağı ifade edilerek söz konusu teminatların kullanılmasında uyulması gereken yöntem belirlenmiştir. Söz konusu fıkra ile üyelerin kendi müşterilerine ilişkin yükümlülüklerinden takas kuruluşunun sorumlu olmadığının açıkça vurgulanması, özellikle temerrüt durumunda muhatabın belirlenmesi anlamında hukuki altyapı oluşturulması hedeflenmektedir. Diğer taraftan eklenen hükümler 6362 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ile birlikte değerlendirildiğinde tasfiye amaçlı netleştirme (close-out netting) gibi uluslararası uygulamada genel kabul gören temerrüt yönetim sürecine ilişkin esaslara kanun seviyesinde altyapı oluşturulması amaçlanmaktadır. Riskin fmansal sistemin tamamına yayılmasının ve sistemik bir hale gelmesinin önlenmesi amacıyla, teminatlar ve garanti fonu gibi kaynakların yanı sıra takas kuruluşunun sermayesinden tahsis edilen kısmın kullanılması, pozisyonların diğer üyelere taşınması veya resen kapatılması ve bu amaçla kar dağıtımının kısıtlanması dahil tüm imkanların kullanılması amaçlanmaktadır.


Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik ile, merkezi takas kuruluşları nezdinde merkezi karşı taraf uygulaması çerçevesinde yatırılan teminatların kullanımına, nemalandırılmasma, mülkiyetinin temerrüt yönetimi kapsamında merkezi karşı tarafa devrine ve teminatlara ilişkin korumanın şüpheye mahal vermeyecek şekilde sağlanmasına ilişkin hususlara, uluslararası prensipler ve uygulamalar esas alınarak açıklık getirilmesi amaçlanmaktadır. Merkezi takas kuruluşlarının temerrüt yönetimine tahsis edecekleri sermaye ve sermaye benzeri kaynaklan temin etmelerine imkan sağlanmakta ayrıca temerrüt yönetimi için tahsis edilen sermaye ve sermaye benzeri kaynakların amacı dışında kullanılması yasaklanmaktadır. Ayrıca 6362 sayılı Kanunda takas teminatları için tanınan bazı hakların takas mutabakatının kesinleşmesine kadar geçecek sürede değişim yapılacak kıymet veya nakit anaparası için de geçerli olduğu, ayrıca bu varlıklar için verilen takas talimat ve transfer emirlerinin iptal edilemeyeceği veya geri alınamayacağı tartışmaya yer bırakmayacak şekilde açıklatmaktadır.


Aynı maddeye eklenen dokuzuncu fıkra ile, bu madde kapsamında takas kuruluşları tarafından yürütülecek temerrüt yönetimine ilişkin usul ve esaslar ile alınacak teminatlara ve garanti fonlarına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi takas kuruluşunun önerisi üzerine Sermaye Piyasası Kuruluna verilmiştir.


Maddeye ilave edilmesi önerilen onuncu fıkrada, takas kuruluşları tarafından bir piyasada verilen merkezi karşı taraf hizmeti için tahsis edilen kaynaklar, alman teminatlar ve oluşturulan garanti fonlarının amaçları dışında kullanılamayacağı ve teminat ve garanti fonu varlıklarının sermaye piyasaları ve para piyasaları için ayrı izleneceği hüküm altına alınarak bir piyasada oluşan risklerin diğerlerine de yayılmasının önlenmesi amaçlanmaktadır.


MADDE 23- Terörizmin finansmanı suçu yapısı itibarıyla çok büyük oranda örgütlü işlenen bir suç olup, aynı zamanda sınır aşan niteliği de bünyesinde barındırmaktadır. Bu nedenle klasik koruma tedbirleriyle terörizmin finansmanı suçuyla mücadelede tam bir başarı sağlanması mümkün olamamaktadır. 29/1/2016 tarihli ve 6665 sayılı Kanunla Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanması uygun bulunan Ülkemizin taraf olduğu 198 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanması, Araştırılması, El Konulması, Müsaderesi ve Terörizmin Finansmanına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinde de bu suçun soruşturulmasını kolaylaştıracak özel soruşturma tekniklerinin kullanılabilmesi için yasal ve gerekli diğer tedbirlerin alınması öngörülmüştür. Yapılan düzenlemeyle, terörizmin finansmanı suçuyla mücadelenin daha etkili yürütülebilmesi için ihtiyaç haline gelen şirket yönetimine kayyım tayini, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin bu suç bakımından da uygulanabilmesi amacıyla Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine hüküm eklenmektedir.


MADDE 24- Anayasa Mahkemesinin 22/10/2015 tarihli ve E.: 2015/1, K.: 2015/91 sayılı Karan ve 3/12/2015 tarihli ve E.: 2015/101, K.: 2015/111 sayılı Kararı ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan murakıp ve uzman ibarelerinin 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında bulunmadığından iptal edilmesi sonucu, iptal edilen düzenlemenin Kanunla düzenlenmesi amaçlanmaktadır.


MADDE 25- Yürürlük maddesidir.


MADDE 26- Yürütme maddesidir.




Işıl Seren KESKİN/Emlakansiklopedisi.com