Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Turgut Toplusoy kimdir?

Çekmeköy’ün en önemli toprak zenginlerinden biri olarak tanınıyor.



Turgut Toplusoy kimdir?



1980 yılında, tekstil sektöründe yarattığı Roman markasıyla kadın giyim sektörünün zirvesine çıkan Roman Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Toplusoy, 90’lı yılların sonlarında tekstil sektöründeki ilerleyişine kardeşine ve eşini de ortak etti. 


Kadın giyimin yanında, inşaat ve gayrimenkul sektörüne yönelen Toplusoy, bu alanda da başarılı projelere imza attı. 


1992 yılından itibaren Çekmeköy’ün geleceği ile ilgili planlamalarına başladığını belirten Toplusoy, dedelerinden kalan 400 yıllık tapulu arsalar üzerine yarattığı yaşam alanlarıyla Çekmeköy’ün çehresini değiştirdi. 


İstanbul Şile yolu üzerindeki Anadolu yakasının şirin köyünde dedesinden kalma arazilere, kendi satın aldıklarını da ekleyerek 5 bin dönüm araziye sahip oldu. Arazileri ise son 10 yılda inanılmaz değer kazanmış durumda. 


Çekmeköy’de; Dumankaya, Carpe Diem, Lalezar, Evrensel gibi önemli villa projelerinin arazilerini şirketlere Toplusoy satmış. İş adamının dedesinin köyünde kurduğu muhteşem bir evi var.


Şile yolu üzerindeki Çekmeköy’ü markalaştırmak için çalışıyor. Amacı ise 10 yıl önce eşi Suzan Toplusoy’la yerleştiği dede yadigârı Çekmeköy’ü şık bir İtalyan kasabası haline getirmek.


Toplusoy’ların Çekmeköy’e yerleşmesi ise bundan tam 10 yıl öncesine dayanıyor. Turgut Toplusoy, Ulus’ta lüks Naciye Sultan Sitesi’nde otururken doğayla baş başa olmak, temiz hava solumak için Çekmeköy’e yerleşmeye karar veriyor.


48 yaşında şehir merkezinden dedesinin köyüne gelen Toplusoy, ardından işlerini de buraya taşıyor. Babaanne ve dedesinin yattığı mezarlığın karşısına fabrikasını, dedesinin yeşillikler içindeki arazisine de 5 bin dönüm içindeki ilk çiftlik evini yapıyor.


O dönem çoğu arkadaşı, Çekmeköy’de oturulur mu? diye kendisiyle dalga geçiyor. Ancak Toplusoy’un haklılığı çok geçmeden ortaya çıkıyor.


İstanbul-Şile yolu üzerindeki Anadolu yakasının şirin köyü, 10 yıl içinde inanılmaz değer kazanıyor. Toplusoy’un 1974’te 10 liraya aldığı arsasının metrekaresi 1.000 liraya çıkıyor.


“Şimdi arkadaşlarım buradan ev almak için milyon dolarları gözden çıkarıyor” diyen Toplusoy, en iyi yatırımın gayrimenkul ve borsa olduğunu düşünüyor.


Çekmeköy aşığı Toplusoy eşiyle ve ikiz çocuklarıyla yeşillikler içindeki Terra Portia Sitesi’ndeki lüks villalarında oturuyor.


Toplusoy, Çekmeköy'ü şöyle anlatıyor:


“Dedelerim Balkanlar’dan göç edip Çekmeköy’e yerleşmiş. 7 göbektir buralıyım. Babaannem köyün ağasıydı. Herkes ona ‘hala’ diye seslenirdi. Çocukken hep köye gezmeye gelirdim. Burada ailemin çiftlikleri, taş ocakları vardı. O zamanlar Çekmeköy, 60 haneli bir köydü. Yerlileri kömür, süt, sebze satarak geçimlerini sağlardı. Daha sonra herkes arazilerini sattı. Çekmeköy büyüdü. Hala dedemden kalan 350 yıllık Osmanlı tapuları var. Burada çok gayrimenkulümüz olduğu için gençlik yıllarım hep arazi satmakla geçti. 80’li yıllardan önce Roman’ı kurana kadar dedemden kalan arazileri satıyor, Moda’da, Bağdat Caddesi’nde lüks Amerikan arabalarıyla geziyordum. Bir gün baktım ülkeme faydam yok. Sanayici olayım güzel şeyler üreteyim dedim ve tekstilci oldum. Roman’ı kurduktan sonra da çok gayrimenkul sattım. Daha sonra bu gayrimenkullerin bir kısmını tekrar geri aldım.


1974’te Çekmeköy’de metrekaresi 10 liradan arazi aldım. İsteseydim köyün tamamını alırdım ama korktum. Daha sonra ise burada gecekondu yapılmaması için çok büyük mücadele verdim. Hayatımı ortaya koydum diyebilirim. Devlet ve üniversite Armutlu’yu koruyamazken ben, Çekmeköy’ü korudum. ‘Arazilere girmek için önce bizi öldürmeniz gerek’ dedim. Çok tehdit aldım ancak mücadelemizden ödün vermedik. Bugün Çekmeköy değer kazanmış, popüler olmuşsa bu hale gelmesinde çok büyük emeğim var. Çünkü burası belediye olmayan,  muhtarlıktan ibaret, herkesin her yeri işgal edebileceği bir köydü. Ben de burada dedemden babaannemden kalan mala mülke sahip çıktım. Buranın güzelleşmesi için de yıllardan beri mücadele veriyorum. Örneğin Caddebostan’da otururken hiç işimiz olmamasına rağmen Çekmeköy’deki çam ormanları korunsun diye bekçi tuttuk. Şimdi hem evim hem fabrikam her şeyim Çekmeköy’de. Yeşilliklerin içinde yaşıyorum.


Çekmeköy’de oturmam 10 yıl öncesine dayanıyor. Buraya gelmeden önce Ulus’ta ünlü Naciye Sultan Sitesi’nde oturuyordum. O evimi çok güzel dekore ettim ancak bir türlü oturmak kısmet olmadı. Depremden sonra şehir merkezinden soğudum. Çekmeköy’de arazilerimizin üzerine villalar yaptık. O zaman bekardım. Dedemin 5 bin metrekarelik arazisinin üzerindeki 1.000 metrekarelik yere ev yaptım. Bu Çekmeköy’de yaptığım ilk ev oldu. Sonra da 33 villadan oluşan şimdi oturduğumuz bu siteyi yaptım.


Tek başıma koskoca eve taşındım. Sonra bir baktım meğerse cennete taşınmışım. Oksijen var, doğa var. Ulus’taki evde kalamamaya başladım. Bir gün sabaha kadar uyuyamadım. Gelip Çekmeköy’de uyudum. Buraya ilk taşındığımda 15 gün dışarı çıkamadım. O zaman şirketim Çağlayan’daydı. Defile olacaktı. ‘Gelemem, siz buraya gelin, defileyi yapalım’ dedim. Evde defile yaptık. Sırf fabrikaya gitmeden 15 gün böyle evden dışarı çıkamadım. Şimdi o evde meşhur Adanalı dizisi çekiliyor. Demek ki beni Çekmeköy çekti. Şimdi burada bir butik otel ve SPA merkezi açma projem var.


Çekmeköy, son 10 ila 15 yıl arasında çok değer kazandı. Benim buradaki arazilerime yatırdığım rakamlar çok yüksek rakamlar değil. Çok ucuz, çok ufak paralara gayrimenkuller aldım. Şimdi geriye dönüp baktığımda çok doğru yatırımlar yaptığımı görüyorum. 1974’te 10 liraya aldığım yerin bugün metrekaresi 1.000 lira oldu. 65 dönüm yeri 1 milyon 400 bin mark’a aldım. İnanılmaz büyük paralara da sattım. Çekmeköy’de Maya İnşaat’a bütün arazilerini biz sattık. Onlara 180 bin metrekare yer verdik.


Dumankaya, Carpe Diem, Lalezar, Evrensel gibi projelerin inşaat alanlarının hepsi bizim arsalarımızdı. 1990’lı yıllarda ‘Buraya yatırım yapın’ dediğim tekstilci arkadaşlarım, ‘Buraya bir çadır kur, bir defile yap. Güzel olur’ diye dalga geçmişti. Şimdi hepsi yanıldı.


Çekmeköy, gecekondu olmaması için verdiğimiz mücadele sayesinde değerini artırdı. Düzgün yapılaşması, ormanlarla çevrili olmasından dolayı çok değer kazandı. Bu da benim Çekmeköy’e inanmam ve mafyaya karşı mücadele etmem sayesinde oldu. Şimdi tüm bunları hayal gibi anlatıyorum.


Çekmeköy’ün havası çok güzel. İstanbul’un Avrupa yakası böyle değil. Karadeniz’den gelen temiz hava, çam ormanlarından süzülerek ilk defa bizimle temas ediyor. Bu köyde doğayla barışık çok mutlu yaşıyoruz. Ulus’tan buraya taşındığımda kesinlikle şehir dışında yaşamanın dezavantajını yaşamadım. Bekarlar tabii ki evlerinin şehrin içinde olmasını ister. Ancak bizim yaşımızdaki insanlar, şehrin gürültüsünden, hava kirliliğinden kurtulmak istiyor. Ben de belli bir olgunluğa eriştiğimden burada yaşamanın dezavantajını hiç yaşamadım. Her gün sporumu yapıp, ormanda yürüyüş yapıyorum. Atv aldım. Polenezköy ve Alemdağ’a kadar ormanın içinden bu araçlarla gidiyorum. Şimdi Çekmeköy’den başka yerde uyuyamıyorum. Burada oturdun mu bir daha başka yerde oturamazsın. Burası böyle bir yer. Trafik sorunu da yaşamıyorum. Yolların açık olduğu belli saatler var. İstediğim zaman 15 ila 20 dakikada Bağdat Caddesi’ne ya da Ulus’a gidebiliyorum. Bana göre Çekmeköy, İstanbul’un göbeğinde bir vaha. Burada yaşadığım için çok mutluyum.”


Söyleşinin tamamı için TIKLAYIN


TERRA PORTİA EVLERİ

Turgut Toplusoy kimdir?



Turgut Toplusoy'un yaptığı Terra Portia Evleri, Çekmeköy'de 33 adet lüks villadan oluşuyor.


Toplusoy projeye başlarken, "sadece yalı kültürü olanlara satarım" diyordu.


Toplusoy'un Ada Mimarlık'la birlikte imza attığı Terra Portia Evleri projesi, Çekmeköy'de 43 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu.


Projelerin daha önceden 'yalı kültürü' almış ve bu kültürü yaşamış özel bir kesime hitap ettiğini söyleyen Toplusoy, villaların satışını da bizzat yaptı. Burada birlikte yaşayacak insanların aynı kültüre, mantaliteye sahip insanlar olmasına dikkat ediyorum" diyen Toplusoy, bu insanlar biraraya geldiğinde sitenin değerini yükseleceğini de iddia ediyordu. 782 ve 429 metrekarelik iki ayrı tipte inşa edilen villaların metrekaresi bin 500 dolardan satışa sunulmuştu.


1974 - 1980 yılları arasında gayrimenkul alım satımıyla uğraşan Toplusoy, 1980'de sektörün durma noktasına gelmesiyle birlikte tekstil işine girmişti:


- Daha önce müteahite vermiş olduğumuz villalarda ve dostlarımızın oturdukları evlerinde yaşanılan problemleri gördüm. Bu sorunların yaşanmadığı, yüksek standartlarda bir ev inşa etmeyi kafaya koydum. 'İnsanlar aldıkları bu evin çatısına 25 yıl dokunmasın' dedim, ortaklarım '100 yıl dokunmasın' dedi. Amacımız, çok para kazanmak değil kaliteli işlere imza atmak. Uzun vadeli inşaat projelerinde yer almak istiyorum.


İnşaat 2004 yılının Mart ayında başlayıp, 2007 yılının Ağustos ayında tamamlandı.


KUŞBAKIŞI HELİKOPTERDEN İZLEMEK İÇİN tıklayın.



Önerilen Bağlantılar : Anneler günü konut kampanyaları