Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Yerel yönetimlerin yetkilerine ilişkin KHK'da değişiklik teklifi komisyonda!

644 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Komisyona havale edildi.


644 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Komisyona havale edildi. CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun imza sahibi olduğu Kanun teklifinin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:


GEREKÇE

2011 yılında yayımlanan 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile belediyelerin neredeyse bütün temel yetkileri Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredildi.


Kararnamenin 2. Maddesinin h) fıkrasındaki hükümle belediye meclisleri ve yerel halkın iradesi hiçe sayılarak Bakanlığa, “üç ay içinde onaylanmayan etüt, harita, her tür ve ölçekteki çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını, parselasyon planlarını ve değişikliklerini ilgililerinin valilikten talep etmesi ve valiliğin Bakanlığa teklifte bulunması üzerine bedeli mukabilinde yapmak, yaptırmak ve onaylamak, başvuru tarihinden itibaren iki ay içinde yetkili idarece verilmemesi halinde bedeli mukabilinde resen yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatını vermek "gibi yetkiler tanındı ve belediyeler yetkisiz hale getirildi.


Anayasanın demokratik hukuk devleti ilkesine, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına, kamu yararına ve şehircilik ilkelerine tamamen aykırı nitelikteki bu düzenleme ile kentlerimiz ranta açıldı.


Nitekim bir çok yandaş müteahhit, AKP’li belediyelerden bile alamadıkları imar izinlerini bu düzenleme sayesinde gidip Çevre ve Şehircilik Bakanlığından almaya başladı.


7/992 esas numaralı soru önergemize verilen yanıta göre Bakanlık söz konusu Kararnameye dayanarak bugüne kadar toplam 921 adet yapı ruhsatı, 695 adet yapı kullanma izin belgesi. 8 adet is veri açma ve çalıştırma ruhsatı düzenlemiş durumdadır. Ayrıca ve belki daha önemlisi imar planı değişikliği taleplerine de resen onay vererek. 53’ü İstanbul’da olmak üzere toplamda 215 adet imar uygulaması gerçekleştirmiştir.


Bu düzenlemelerle İktidar, seçilmiş yerel organları baskı altına almış ve merkezi bir dayatma karşısında bırakmıştır. “Üç ay içinde ya onaylarsın ya da ben resen onaylarım" anlayışının demokrasiyle bağdaşması mümkün değildir. Bu düzenlemelerle, belediye meclislerinin ve il genel meclislerinin Anayasa, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve kanunlardan kaynaklanan yetkilerine açıkça el konulmuştur.


Türkiye Büyük Millet Meclisinin 8.5.1991 tarihinde 3723 sayılı kanun ile onayladığı Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın 4. maddesinin 4. fıkrasına göre, “Yerel makamlara verilen yetkiler normal olarak tam ve münhasırdır. Kanunda öngörülen durumların dışında, bu yetkiler öteki merkezi veya bölgesel makamlar tarafından zayıflatılamaz veya sınırlandırılamaz.’’



Anayasamızın 127. maddesinde ise "Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir"  denilmektedir. Burada geçen "yerinden yönetim ilkesinin ne anlama geldiği konusunda Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarına bakıldığında bunun yerel yönetimlerin özerkliği olarak yorumlandığı net olarak görülmektedir.


Dolayısıyla yerel düzeyde halkımızın iradesini yok sayan bu anti-demokratik, rantçı düzenlemenin bir an önce ortadan kaldırılması Türkiye Büyük Millet Meclisine düşen çok önemli bir görevdir. Demokrasiye açık bir şekilde aykırı olan bu düzenlemenin kaldırılması konusundaki çaba, sürekli olarak "yeni, demokratik anayasa" nutukları atanların samimiyetlerini de test edecektir.


644 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ

MADDE 1- 29/06/2011 tarih ve 644 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2 inci maddesinin, 1 inci fıkrasının h) bendi ile 2 inci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.


MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.


MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.