PKK'nın "Kürtlerin eski dini" sayması ve ritüellerini canlandırmaya çalışması nedeniyle Zerdüştlük ve Zerdüşt tapınakları 21'inci yüzyılda tekrar gündemde. İşte Zerdüşt tapınağı:
Ateşgede ne demektir?
Ateşe tapanların, Zerdüştlük inancına sahip olanların ateş yaktıkları tapınak. Tasavvufta; Sürekli hak aşkı ile yanan gönül anlamında kullanılır.
Ateşgede binası nedir?
Zerdüştlük dininin tapınağına ateşgede denir. Ateşgedeler, İslam döneminde kubbe sistemlerinin evrimini etkilemişlerdir. En ünlüsü Kars’taki Ani Harabeleri arasında yer alanıdır.
Ateşgede, İslamiyet öncesinde İran’da kutsal ateşin içinde yandığı yapı ya da alana verilen isimdir. Örtülü bir mekân zorunluluğu olmayan ateşgedenin mekânı, üstü açık özel bir kesim ya da doğal petrol sızıntısının yandığı bir alan da olabilir. Yapı olarak inşa edilmiş ateşgelerin temel örneği, dört masif ayaklı, üstü kubbeyle örtülü bir strüktürdür. Tromp geçiş öğelerine oturtulmuş kubbeleri ve masif taşıyıcılarıyla bu tür ateşgedeler, İslam döneminde kubbe sistemlerinin evrimini etkilemişlerdir.
En ünlü ateşgede nerededir?
Kars’ın Ocaklı Köyü sınırları içinde yer alan Ani Harabeleri içinde yer alan ateşgedenin 4. yüzyılda inşa edildiği sanılmaktadır. Yapının kitabesi yoktur. Surp Arak’elots Kilisesi ile Gürcü Kilisesi arasında yer almaktadır.
Ani ateşgedesinin mimari özellikleri nelerdir?
Üst kısmı yıkılmış durumda olan yapı, yüksek silindirik kaideler üzerine oturtulmuş, dört büyük sütunun oluşturduğu baldaken şemaya sahiptir. Baldakenin çevresinde işlevleri tam olarak saptanamayan mekanlar bulunmaktadır. Sütunların arası 12. yüzyılda örülerek yapı tetrakonchos (dört yapraklı yonca) planlı bir şapele dönüştürülmüştür.
Bu olağandışı yapının temelleri Birinci Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre önce Nikoli Marr'ın 1909 yılı kazısı sırasında gün ışığına çıkartılmıştır. Bu kazılardan sonra, ateşgede ihmal edilmiştir ve ona, Ani harita ve tariflerinde yer verilmemiştir.
Kalıntıların, M.S. birinci yüzyılın başı ile dördüncü yüzyılın ortalarına ait Zerdüşt "ateşgedesi" olduğu düşünülmektedir.
Öte yandan, Hristiyanlığın ilk dönemine ait bir eser, yani dördüncü veyahut beşinci yüzyıla ait bir açık-hava şehitliği (İng. "martyrion") olması da olasıdır.
1998 ve 1999 yıllarında, ateşgede, Ani kazıları şefi Prof. Beyhan Karamağaralı tarafından yeniden kazılır.
Ateşgedenin kalıntıları, yaklaşık 1.30 m çapında, silindirik kaidelere oturan dört adet kalınca yuvarlak sütundan ibarettir. Sütunlar, 1.80 m aralıkla ve bir kare plan oluşturacak şekilde yerleştirilmiştir. Kolonlar yekpare taştan değil, küçük bloklardan oluşmuştur. Kendileri de üç veyahut dört küçük bloktan oluşan sade sütun başlıkları taşırlar. Rus veyahut Türk kazıcılar tarafından yapının çatısına ait delil bulunamamıştır, ancak sütunların iriliği taştan yapma dam olduğunu ima etmektedir. Bir altar (bu sayfanın sonundaki sikkeye bakınız), muhtemelen bu çatının altında, karenin merkezinde yer alıyordu. Rus kazıcılar, ateşgedeın neye benzeyebilir olduğunu göstermek için varsayıma dayalı bir model çizmişlerdir. Düz bir çatı da aynı derecede mümkündür.
Bilinmeyen bir tarihte, yapı, sütunların arasına dört eksedra eklenerek bir şapele dönüştürülmüştür. Bu duvarlar nispeten kabaydı ve Rus kazıcıların zamanında sütun başlıklarına kadar uzanıyor olmalarına karşın, bugün bunlardan geriye pek birşey kalmamıştır. Güney duvarında bir kapı vardır ve doğu apsiste yerden yüksek bir "chancel" (kilisede mihrabın yanında din adamlarına ayrılmış bölge) görülmektedir. Bu yükseltilmiş kısmın yüzü dört kemerlik sıra ile süslenmiştir.
Türk ekibinin yürüttüğü kazı sonucunda yakınlardaki bazı yapılar ortaya çıkarılmıştır Bunlar şu an sütunların boylarının yarısında bile ulaşmayan vasatça inşa edilmiş duvarların kalıntılarından ibarettir. İşçilik kalitesi bunların daha sonraki bir döneme, yani yapının bir şapele dönüştürülmesinden sonraki döneme ait olduğunu belirtmektedir.
Şapelin önündeki duvarlar bir küçük avlu oluşturuyormuşa benzemektedir. Bir yoldan daha ziyade başka bir odacık bu avludan önce yapılagelmişe benzemektedir. Bu, yapının bir haneye bitişik özel bir şapel olduğunu önerir. Belki de cenazeye bağlı işlevi vardı - mihrab apsisinden güneye devam eden duvarın altından çıkan kemik parçalarının düzensiz ve birkaç insana ait olduğu saptanmıştır.
Sütunlar, epey pütürlü siyah bazalttan yapılmıştır. Bu, bir istisna dışında, Ani'de bu çeşit taşın kullanılışının tek gözle görülür örneğidir. Kalenin surunda, tamamen aynı cins taştan blokların yeniden kullanılmasıyla inşa edilmiş bir kule vardır. Bunlar, ateşgede kompleksinin başka bölmelerinden (belki de avlu duvarından) veyahut aynı döneme ait başka bir yapıdan alınmış olabilir. Blokların uçlarına işlenmiş oyuklar, büyük blokların kurşun içine yerleştirilmiş demir kırlangıç-kuyruğu mengenelerle birbirine tutturulmasından yararlanan eski taşçılık tekniğiyle inşa edilen bir yapıdan geldiğini göstermektedir.
Dört sütun üzerine oturtulmuş kare şeklinde kubbeli Zerdüşt tapınaklarının Ermenistan’da varlığının, Hristiyanlık dönemi Ermeni mimarisinin alameti olan kubbeli ve merkez planlı kiliselerin evrimine katkısı olmuş olabilir.
Kars il merkezinden Ani’ye ulaşım nasıl sağlanır?
Kars il merkezinden 42 km uzaklıkta bulunan Ocaklı Köyü sınırları içerisinde yer alan Anı Örenyeri'ne karayolu (duble asfalt) yol ile ulaşmak için ziyaretçiler kendi arabalarıyla gidebilirler. Ayrıca her türlü ticari dolmuş veya taksiyle de bölgeye ulaşılabilmektedir.