UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmesi uygun olan varlıklara ilişkin listedir. Türkiye ilk geçici listeyi 1994 yılında UNESCO’ya iletmiştir.
Galata Kulesi, Dünya Mirası Geçici Listesi'ne kabul edilen varlıklardan...
Dünya Miras Listesi nedir?
UNESCO Dünya Miras Komitesi tarafından belirlenen ve tüm dünyada öncelikli olarak korunması için çalışmalar yapılan kültürel ve doğal varlıkların yer aldığı bir listedir.
UNESCO bu faaliyetlerine ilişkin olarak 190 ülke ile antlaşma imzaladı. 2013 yılı itibarıyla Dünya genelinde UNESCO Dünya Mirası Listesine kayıtlı 981 kültürel ve doğal varlık bulunmakta, bunların 759 tanesi kültürel, 193 tanesi doğal, 29 tanesi ise karma varlık.
Geçici liste nedir?
Geçici Liste, Miras Listesi için adeta ön adım. UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmesi uygun olan varlıklara ilişkin envanter. Geçici Listeler hazırlanırken varlıkların Dünya Miras Komitesi’nce belirlenen kriterleri karşılama durumları ile mimari, tarihi, estetik ve kültürel, ekonomik, sosyal, sembolik ve felsefi özellikleri de dikkate alınıyor. Bu listede yer alan varlıklara ilişkin hazırlanan adaylık dosyaları Dünya Miras Komitesi’ne sunuluyor.
Dünya Miras Geçici Listesi nasıl hazırlanır?
UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme kapsamında Taraf Devletler, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmesi uygun olan varlıklara ilişkin envanterlerini (geçici liste) UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne iletmekle yükümlüdürler. UNESCO Dünya Miras Merkezi’nce yayınlanan bu listede yer alan varlıklara ilişkin hazırlanan adaylık dosyaları Dünya Miras Komitesi’ne sunulmaktadır. Geçici Listeler hazırlanırken varlıkların Dünya Miras Komitesi’nce belirlenen kriterleri karşılama durumları ile mimari, tarihi, estetik ve kültürel, ekonomik, sosyal, sembolik ve felsefi özellikleri de dikkate alınmaktadır.
Türkiye’nin geçici listesinde kaç varlık var?
İlk kez 1994 yılında UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne iletilen Geçici Liste 2000, 2009, 2011 ve 2012 yıllarında güncellenmiş olup bu listede 2 karma (kültürel/doğal) 1 doğal ve 38 kültürel olmak üzere toplam 41 adet varlık bulunmaktadır.
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde aşağıdaki varlıklar yer almakta olup; detaylı bilgilere UNESCO Dünya Miras Merkezi’nin resmi web sitesi olan http://whc.unesco.org/en/tentativelists/state=tr adresinden ulaşılabilmektedir.
Geçici listeye eklenen yeni kültürel varlıklar hangileridir?
İstanbul Galata Kulesi ve Yoros Kalesi, İzmir Foça ve Çandarlı kaleleri, Bartın Amasra Kalesi, Düzce Akçakoca Kalesi ve Sinop Kalesi artık Unesco Dünya Miras Geçici Listesimizde.
Akçakoca Kalesi Sarnıçı
Cenevizliler 11. ve 15. yüzyıllar arasında Akdeniz, Karadeniz, Atlantik Okyanusu ve Kuzey Avrupa’da ticaret kolonileri kuran Cenevizlilerden kalan bu tarihi yapıtlar insanlık tarihi için tescillendi. Bu yedi eser 15 Nisan 2013 tarihi itibarıyla” Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri olarak kaydedildi.
Foça Kalesi
Bakan Ömer Çelik’in ayrı bir önem verdiği ve her platformda sahiplendiği bu konuda, Bakanlık müsteşarından, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ndeki uzmanına kadar her kademede yoğun çalışmalar yürütülüyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, yıllardır sürdürdüğü kararlı ve profesyonel çalışmalarla bugüne dek Türkiye adına 11 adet varlığımızın UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİNE alınmasını sağladı.
Amasra Kalesi'nin Unesco Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınması nasıl haber oldu?
Amasra Kalesi
Anadolu Ajansı’nın 18 Temmuz 2013 tarihli haberine göre; TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Artar, Amasra Kalesi'nin UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınmasını sevinçle karşıladıklarını bildirdi.
Artar, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de sayıları 11'i bulan Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınan alanlara yenilerinin eklendiğini belirterek, yapılan çalışmaları yakından takip ettiklerini kaydetti.
Amasra Kalesi'nin "Ceneviz Ticaret Yolu'nda Akdeniz'den Karadeniz'e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri" olarak UNESCO'nun geçici listesine alınmasının kendilerinde büyük heyecan yarattığını ifade eden Artar, şunları bildirdi:
"Amasra Kalesi'nin, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınmasını sevinçle karşıladık. Ayrıca, Amasra ile ilgili bütün olarak Dünya Miras Listesi yolunda çalışmaların yoğunlaşması bizleri sevindirmektedir. Bu durum, ülkemizin kültürel peyzaj değerlerinin gelecek kuşaklara aktarımı adına büyük önem taşımaktadır. TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak, başta Amasra olmak üzere, Foça, İstanbul, Akçakoca ve Sinop'u da içine alacak bu koridorun miras listesine girmesi son derece önemli ve değerlidir."
Artar, ilgili kurum ve kuruluşlarla UNESCO için yapılacak ortak çalışmalara her zaman hazır olduklarını belirtti.
Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde hangi kültürel varlıkları yer alıyor?
1-Ahlat Eski Yerleşimi ve Mezar Taşları (Bitlis)
Ahlat Eski Yerleşimi ve Mezar Taşları
Yeri : Doğu Anadolu Bölgesi, Bitlis
Boylam : 42˚30’ Doğu
Enlem : 38˚45’ Kuzey
Kriter : (i), (iii)
Kategori: Kültürel
Van gölü kıyısında yer alan ve tarihi M.Ö. 900’e uzanan Ahlat yerleşimi; Selçuklu dönemi taş işçiliği, inanışları ve yaşam biçimini en güzel şekilde yansıtan mezar taşları ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilecek adaylar arasındadır.
2- Alahan Manastırı (Mersin)
Alahan Manastırı
Yeri : Akdeniz Bölgesi, Mersin
Boylam : 32˚30’ Doğu
Enlem : 37˚52’ Kuzey
Kriter : (i), (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
M.Ö. 5. yy başlarında yapıldığı bilinen ve doğal yapı ile bütünleşmiş olan Alahan Manastırı, bir manastır ve ona bağlı kilise ile müştemilat yapılarından oluşmakta ve malzeme, tasarım ve yapıdaki süslemeleri ile Bizans Dönemi dini mimarisinin ender örneklerinden biri olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilecek adaylar arasındadır.
3- Alanya (Antalya)
Alanya
Yeri : Akdeniz Bölgesi, Antalya
Boylam : 31˚59’ Doğu
Enlem : 36˚32’ Kuzey
Kriter : (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
Alanya’nın Helenistik dönemlere tarihlenen kalesi Roma, Bizans ve son olarak da Selçuklulara ev sahipliği yapmıştır. Kalede bulunan Selçuklu sarnıcı, Bizans Kilisesi, Sultan Sarayı ve Selçuklu hamamı kalıntıları geleneksel kent dokusuyla bütünleşmiştir. Tarihi Alanya Tersanesi ise Selçuklular tarafından yapılmış ve bugüne dek korunabilmiş tek tersane olma özelliği taşımakta olup, deniz kenarında kırmızı taş ve tuğladan inşa edilmiş 33 metre yüksekliğinde sekizgen yapılı Kızılkule orta çağ savunma mimarisinin en özgün ve önemli örneklerinden biridir.
4- Afrodisias Antik Kenti (Aydın)
Aphrodisias Antik Kenti
Yeri: Ege Bölgesi, Aydın
Enlem: 37˚43’ kuzey
Boylam: 28˚44’ batı
Kriter: (ii), (iv)
Kategori: Kültürel
Aphrodisias Antik Kenti, Türkiye’deki Yunan ve Roma dönemlerine ait en görkemli antik kentlerden birisidir. Tarihte kentin en önemli tanrıçası olan Afrodit tapınağı ile ünlü olan Aphrodisias M.Ö. II. yüzyıldan M.S. 6. yüzyıla kadar uzun ve varlıklı bir hayat sürmüştür. Kentin kesintisiz olarak bu kadar uzun yerleşim görmüş olması, antik dönemde pek çok önemli gelişmeye tanıklık etmesi açısından da önem taşımaktadır. Diğer yandan, antik kente yakın olan mermer ocakları, daha sonraları mermer heykelcilik konusunda tüm Akdeniz’de ünlü olan yerel bir geleneğin gelişmesinde de etkili olmuştur. Aphrodisias Antik Kenti bu nitelikleri ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilmektedir.
5- Bursa ve Cumalıkızık Erken Osmanlı Kentsel ve Kırsal Yerleşimleri (Bursa)
Bursa ve Cumalıkızık Erken Osmanlı Kentsel ve Kırsal Yerleşimleri
Yeri : Marmara Bölgesi, Bursa
Boylam : 29˚04’ Doğu
Enlem : 40˚12’ Kuzey
Kriter : (i), (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
İlk kez M.Ö. 200 yılında yerleşim görmüş olan Bursa, Roma ve Bizans dönemlerinden sonra Osmanlıların ilk başkenti olarak en görkemli yıllarını yaşamıştır. Bursa’da, Osmanlıların ilk altı padişahı döneminde yapılmış olan 127 cami, 45 türbe, 34 medrese, 25 han, 37 hamam ve 14 imarethane bulunmaktadır. Uludağ’ın kuzey eteklerinde bulunan Cumalıkızık ise Osmanlıların Bursa’yı fethinden önce lojistik destek görevi görmek amacıyla kurulmuş olup; sadece tarihi dokusunu korumakla kalmamış aynı zamanda geleneksel yaşam biçimini günümüze kadar taşımıştır.
6- Diyarbakır Kalesi ve Surları (Diyarbakır)
Diyarbakır Kalesi ve Surları
Yeri : Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Diyarbakır
Boylam : 40˚14’ Doğu
Enlem : 37˚55’ Kuzey
Kriter : (i), (iii), (v)
Kategori: Kültürel
Dicle Nehri Vadisi’nden 100 metre yükseklikte konumlanan ve birbirini tamamlayan iç ve dış kaleden oluşan Diyarbakır Kalesi ve Surları kente egemen olan 30 kadar uygarlığın mimari karakterlerini, dönemlerinin sanatsal üsluplarını yansıtan oyma ve kabartma motiflerini ve kitabelerini sergileyerek Anadolu tarihinin yazıya dönüştüğü ve toplu olarak görülebildiği tek örnektir. Diyarbakır Kalesi ve Surları geçirdikleri tarihi dönemlerin en önemli yazılı belgelerini bulunduran ve insan eli ile yapılan en görkemli ve büyük anıtsal yapılardan biridir. Sur duvarları boyunca, Dağ Kapı, Urfa Kapı, Mardin Kapı ve Yeni Kapı olarak adlandırılan, 4 ana giriş bulunmaktadır. Siyah bazalt duvarlar Ortaçağ Askeri mimarisinin önemli örneklerindendir. Duvarlar 10-12 metre yüksekliğinde ve 3-5 metre genişliğindedir.
7- Efes (İzmir)
Efes
Yeri : Ege Bölgesi, İzmir
Boylam : 27˚20’ Doğu
Enlem : 37˚07’ Kuzey
Kriter : (i), (ii), (iii), (v)
Kategori: Kültürel
6000 yıl sürekli yerleşim gösteren Efes; tarihinin tüm aşamalarında çok önemli bir kültürel ve ticari merkez olmuştur. Efes, en görkemli zamanını Roma döneminde yaşamış ve “Asya'nın ilk ve en büyük metropolü” unvanını taşımıştır. Efes Roma dönemi yaşam tarzını çok açık bir şekilde sunmaktadır. Bir benzeri daha bulunmayan Teras Evler ise Anadolu’daki kent seçkinlerinin ev dekorasyonu zevkini göstermektedir. Şehrin dini merkez konumunda olan Artemision, şu anda tapınağın ayakta kalmış tek sütunu ile temsil edilmektedir. Efes, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne mevcut antik kent yerleşimi Artemision, St. John Bazilikası ve Ayasuluk Kalesi ile birlikte önerilmektedir.
8- Harran ve Şanlıurfa Yerleşimleri (Şanlıurfa)
Harran ve Şanlıurfa
Yeri : Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Şanlıurfa
Kriter : (i), (ii), (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
Peygamberler Şehri olarak bilinen Şanlıurfa, Yukarı Mezopotamya’nın bereketli ovalarında kurulmuş tarihi bir yerleşimdir ve yöresel mimari ve geleneksel taş işçiliğinin en güzel örnekleri olan çok sayıda tarihi, dini, resmi ve sivil mimari örnekleriyle bezenmiştir. Kentin güneyinde yer alan Harran sadece eski medeniyetlere ev sahipliği yapmış olmasıyla değil; birçok İslam alimini yetiştiren ilk İslam Üniversitesinin kurulmuş olması ile de önemlidir. Tarihi şehir geleneksel sivil mimarlık örnekleri, konik çatılı kerpiç evleri ile de benzersizdir.
9- İshakpaşa Sarayı (Ağrı)
İshak Paşa Sarayı
Yeri : Doğu Anadolu Bölgesi, Ağrı
Boylam : 44˚08’ Doğu
Enlem : 39˚31’ Kuzey
Kriter : (i), (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
İpek Yolu üzerinde bulunan İshak Paşa Sarayı, İran sınırına yakın bir konumda, stratejik önemi olan 7600 metrekarelik bir alanda yer almaktadır. Bursa, Edirne ve İstanbul gibi başkentlerde Kraliyet Saraylarının yapımında kullanılan model ile inşa edilen İshak Paşa Sarayı, Osmanlı mimarisinde Batı etkisinin görülebildiği, taş oymacılığı ve bezemelerinin İran’dan Anadolu Selçuklu devletine, Gürcistan’dan Kafkasya’ya kadar çok değişik kültürlerin izlerini taşıması nedeniyle UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilmektedir.
10- Karain Mağarası (Antalya)
Karain Mağarası
Yeri : Akdeniz Bölgesi, Antalya
Boylam : 30˚34’ Doğu
Enlem : 37˚05’ Kuzey
Kriter : (iii), (vi)
Kategori: Kültürel
Karain Mağarası, Anadolu ve Yakın Doğu tarihi açısından önemli bir paleolitik merkezdir. Karain Alt Paleolitik'ten geç Roma dönemine kadar görülen yerleşim izleri ile Anadolu arkeolojik çalışmalarında önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Yeryüzünde bilinen paleolitik mağaraların çoğu sadece bir dönemi temsil ederken Karain Alt, Orta ve Üst olarak kesintisiz bir katmanlaşma göstermekte ve bu katmanlardan elde edilen veriler, özellikle Avrupa ve Yakın Doğu arasındaki bağlantılar ve göç yolları hakkında fikir vermesi açısından önem taşımaktadır. Karain'den ele geçirilen Anadolu'da bilinen en eski insan kalıntılarının yanısıra mağarada ortaya çıkarılan taşınabilir sanat ürünleri Anadolu sanatının ilk örnekleridir. Ayrıca, verdiği bitki ve hayvan kalıntıları ile Batı Akdeniz'in eski çevresinin ortaya konmasında önemli bir rol üstlenmektedir.
11- Konya Selçuklu Başkenti (Konya)
Konya Selçuklu Başkenti
Yeri : İç Anadolu Bölgesi, Konya
Boylam : 32˚30’ Doğu
Enlem : 37˚52’ Kuzey
Kriter : (i), (ii), (iv)
Kategori: Kültürel
Birçok medeniyetin beşiği olan Konya, Selçuklu Dönemi’nde kültürel ve siyasi bir merkez haline gelmiştir. 12. ve 13. yy’da Selçuklu Türklerinin başkenti olan Konya, Selçukluların Asya’dan getirdiği sanatsal öğelerin ve taş işçiliğinin en görkemli eserlerini barındırır. Dış Kale, Alaaddin Camii, Sırçalı Medrese ve birçok irili ufaklı camii ve türbe Konya’daki Selçuklu anıtlarının örnekleridir.
12- Likya Uygarlığı Antik Kentleri (Antalya ve Muğla)
Likya Uygarlığı Antik Kentleri
Yeri: Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, Teke Yarımadası
Enlem:
Boylam:
Kriter: (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
Antik Likya Uygarlığı Kentleri, Akdeniz Bölgesi’nde Teke Yarımadası’nda yer almaktadır. Antik Likya, güneyde Akdeniz, batıda Karya ve doğuda ise Pamfilya ile komşudur. M.Ö. 1. yy.’ın ortalarında ise 23 kentten oluşan “Likya Birliği” oluşturulmuştur. Bu birlik tarihteki ilk demokratik birlik olup, günümüz demokratik sistemleri için de esin kaynağı olmuştur. Bu federasyonun önemli kentleri Patara (başkent), Xanthos, Pinara, Olympos, Myra ve Tlos’tur. Bunlara daha sonra Phaselis de eklenmiştir. Teke Yarımadası’nda Likya Birliği’ne ait daha küçük kentler de bulunmakta ve bu kentler sistemli kazılar, sikkeler ve yazıtlardan bilinmektedir. Bunlar arasında ise Andriake, Sura, Kyaenai, Limyra, Theimmusa, Simena, Istlada, Trebende, Aperlae bulunmaktadır. Bu seri adaylık önerisi, dünyada sadece bu bölgede yaşamış ve yok olmuş olan Likya Uygarlığına ait Patara’daki Parlamento binası, Likya kaya mezarları, kale kalıntıları, toplumun inanç sistemlerini yansıtan tapınak kalıntıları, Likyalıların toplumsal hayatları ile ilgili bilgiler veren kent kalıntıları gibi benzersiz kalıntıları içermektedir. Likya parlamentosunun yapısı ve kentlerin büyüklük ve nüfusuna oranlı olarak belirlenen temsilci sayısı antik dünyada benzersizdir. Antik Likya Uygarlığı Kentleri bu nitelikleri ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilmektedir.
13- Mardin Kültürel Peyzaj Alanı (Mardin)
Mardin Kültürel Peyzaj Alanı
Yeri : Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Mardin
Boylam : 40˚44’ Doğu
Enlem : 37˚19’ Kuzey
Kriter : (ii), (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
Mardin, Türkiye’nin güneydoğusunda, Suriye sınırında, Mezopotamya Ovasına hakim bir alanda kurulmuştur. Dicle ve Fırat nehirlerinin arasındaki “Bereketli Hilal” bölgesinde yer almaktadır. Doğal yapı ile insan etkileşimi sonucu ortaya çıkan taş mimarisinin benzersiz dini ve geleneksel yapılarını barındıran Mardin, bir ortaçağ kenti görünümüyle “kültürel peyzaj alanı” olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilmektedir.
14- Perge Antik Kenti (Antalya)
Perge Antik Kenti
Yeri: Akdeniz Bölgesi, Antalya
Enlem:
Boylam:
Kriter: (ii)
Kategori: Kültürel
Perge Antik Kenti, Geç Klasik, Helenistik ve ağırlıklı olarak Roma İmparatorluk dönemleri bağlamında planlama açısından önem taşıyan bir kenttir. Geç Klasik Dönem’de akropoliste uygulanan plan, Helenistik Dönem içerisindeki genişlemeyle birlikte aşağı kente de taşınmıştır. Kent planlaması çerçevesinde, aşağı kentin kuzey-güney eksenini oluşturan sütunlu cadde iyi korunmuş bir örnek olarak dikkate değerdir. Diğer yandan, kuzey-güney doğrultulu sütunlu caddeyi ortasından boylu boyunca kat eden su kanalı ise, bu anlamda önemli bir tasarımdır. Kanal, kentteki dört anıtsal çeşme yapısı ve iki büyük hamam ile beraber, sıcak Pamphylia ovasındaki Perge’ye bir “su kenti” kimliği kazandırmıştır. Helenistik Dönem’de inşa edilen, Roma İmparatorluk Dönemi ve Geç Antik Dönem’de onarım gören savunma sistemi Perge’yi öne çıkaran bir diğer öğedir. Aşağı kentin etrafındaki sur duvarı, kuleler, bastionlar ve kapılar büyük oranda ayaktadır. Akropolis surları da göz önüne alındığında Perge, antik çağ askeri mimarisine dair değerli bir bilgi kaynağı olarak belirmektedir. Perge Antik Kenti, yukarıda sayılan nitelikleri ile UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilmektedir.
15 - Sagalassos Antik Kenti (Burdur)
Sagalassos Antik Kenti
Yeri: Akdeniz Bölgesi, Burdur
Enlem: 30˚31’ kuzey
Boylam: 37˚40’ doğu
Kriter: (ii), (iii)
Kategori: Kültürel
Sagalassos Antik Kenti, antik dönemde Pisidia olarak bilinen bölgede yer almaktadır. Dağlık bir alanın bitişiğinde yer alan kentte ilk yerleşim izleri günümüzden 12.000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Sagalassos Antik Kenti, orijinal yapı taşlarının neredeyse tamamının bulunabildiği anıtsal yapıları ile son derece iyi korunmuş durumdadır. Diğer yandan, kentin planı, üzerinde kurulmuş olduğu teraslı yapı düşünüldüğünde oldukça çarpıcıdır ve bu yapı ile uyumlu ve etkileyici bir anıtsal merkez yaratılmıştır. Ayrıca, en az bin yıllık seramik üretimi ile Sagalassos antik dönemlerdeki en uzun seramik üretimi merkezi olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilmektedir.
16- Selçuklu Kervansarayları Denizli-Doğubayazıt Güzergâhı
Selçuklu Kervansarayları (Denizli-Doğubayazıt Güzergahı)
Yeri : Güzergah Anadolu’da Batı-Doğu yönünde uzanmaktadır.
Kriter : (ii), (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
Orta Asya’daki göçebe Türk boylarının geleneksel yaşam biçiminden esinlenerek Selçuklu Dönemi kültür ve mimarisinde önemli bir yer tutmuş olan kervansaraylar ve hanlar en çok bu dönemde çeşitlenmiş ve Anadolu mimarisini de etkilemiştir. Ülkemizin sınırları dışında Asya’ya da uzanan bu güzergah üzerinde yer alan kervansaray ve hanlar Denizli-Doğubayazıt kervan yolu örneklenerek UNESCO Dünya Miras Listesi’ne aday gösterilmektedir.
Öneri Güzergahta Yer Alan Önemli Han ve Kervansaraylar aşağıda yer almaktadır:
Akhan, Pınarbaşı Han, Eğridir Han, Pınarpazarı Hanı, Kantarcı Han, Obruk Han, Oklu Han, Sultan Han (2), Akhan, Ağzıkarahan, Sünnetli Han, Sikre Han, Ertokuş Han, Kireli Han, Elikesik Han, Kavak Han, Kuruçeşme Han, Altınapa Han, Sadettin Han, Zincirli Han, Akbaş Han, Öresin Han, Han Camisi, Sultan Han, Şahruk Köprüsü Han, Lala Kervansarayı, Gedik Han, Latif Han, Mugar Han, Cibci Han, Pervane Han, Kargı Han, Köprüköyü Hanı, Mamahatun Kervansarayı, Hacı Bekir Han
17- St. Nicholas Kilisesi (Antalya)
St. Nicholas Kilisesi
Yeri : Akdeniz Bölgesi, Antalya
Boylam : 36˚7.5’ Doğu
Enlem : 29˚58’ Kuzey
Kriter : (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
Bir Likya yerleşimi olan Myra antik kentinin parçası durumundaki St. Nicholas Kilisesi mimari üslubu ve süslemeleri ile orta Bizans dönemi kilise mimarisinin günümüze kadar ulaşmış en seçkin örneğidir. Myra, eski dönemlerin doğu ve batıdan gelen ticaret yolları ile St. Nicholas kültünün farklı parçalarını taşıyan farklı kültürlerin kavşak noktasında yer almaktadır. İmparatorluk başkenti Constantinople ve diğer şehirler ile olan ilişkileri gerek kentsel yaşam gerekse Hıristiyanlığın gelişimi açısından Myra’yı kozmopolitan bir merkez haline getirmiştir. St.Nicholas kilisesinin büyük ölçeği ve zenginliği Myra’nın bütün kentsel yapıyı etkileyen merkez olma rolünü de desteklemektedir.
18- St. Paul Kilisesi, St. Paul Kuyusu ve Çevresi (Mersin)
St. Paul Kilisesi, St. Paul Kuyusu ve Çevresi
Yeri : Akdeniz Bölgesi, Mersin
Kriter : (ii), (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
St. Paul’un doğum yeri olarak bilinen Tarsus, verimli Çukurova’nın batısında yer almaktadır. St. Paul Kilisesi ve kuyusu ruhani bir merkez olarak mevcut geleneksel kent dokusu ile bütünleşmiş biçimiyle, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne aday olarak gösterilmektedir.
19- Sümela Manastırı (Trabzon)
Sümela Manastırı
Yeri : Karadeniz Bölgesi, Trabzon
Boylam : 39˚02’ Doğu
Enlem : 40˚48’ Kuzey
Kriter : (i), (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
Altındere Vadisi’nin dik yamaçlarında doğal yapı ile bütünleşen manastır kompleksi; tasarım, malzeme, mimarlık ve işçilik açısından eşsiz bir yapı olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilecek adaylar arasında yer almaktadır.
20- Beyşehir, Eşrefoğlu Camii (Konya)
Yeri: İç Anadolu Bölgesi, Konya
Koordinatları: UTM: y:387031.52 / x:4171622.69
Kriter: (ii), (iv)
Kategori: Kültürel
Eşrefoğlu Camii, Beyşehir Gölü’nün 100 metre kuzeyinde, Eşrefoğlu Mahallesi’nde yer alır. Cami, 1299 yılında bir türbe, kervansaray ve hamam ile bir külliye şeklinde, Eşrefoğlu Emir Süleyman Bey tarafından yaptırılmıştır. Yapı, genel olarak Selçuklu geleneğini devam ettirmektedir.
Kuzey-güney doğrultusunda uzanan yapının harim kısmı, mihrap duvarına dik 7 sahın oluşturacak şekilde ahşap direklerle tanzim edilmiştir. Orta sahın yan sahınlardan daha geniş tutulmuştur. Tavanın ortasında aydınlık feneri olarak da adlandırılan hem iç mekana ışık verdiği, hem de zemindeki havuza dolan kar sayesinde ahşap aksamın ihtiyaç duyduğu nemi sağladığı düşünülen bir boşluk yer almaktadır. Mihrap önü kubbesi Türk mimari geleneğini yansıtır.
Çini mozaik mihrap ve kündekari tekniğinde yapılmış minber caminin önemli süsleme unsurlardır. Camiyi, ünik kılan özelliği ise büyük ölçüde özgün olan ahşap aksamı ve bu yüzeylerin üzerinde örneklerinin en başarılısı ve gösterişlisi olan kalem işleridir.
21- Hatay, St. Pierre Kilisesi (Hatay)
Yeri: Akdeniz Bölgesi, Hatay
Koordinatları: UTM: y: 4008561.56 / x: 516038.51
Kriter: (iii), (vi)
Kategori: Kültürel
St. Pierre Kilisesi, Asi Nehri’nin batısında, Hac Dağı’nın batı eteklerinde yer alır. Kesin inşa tarihi bilinmemekle birlikte Aziz Petrus’un ilk kez vaaz verdiği yer olduğuna inanılan mağaranın dışına, Hıristiyanlığın Roma Devleti tarafından resmi din olarak kabul edilmesinden sonra yapılan eklemelerle kilise formunu kazanmıştır.
St. Pierre Kilisesi, kendilerini ilk kez “Hıristiyan” olarak adlandıran insanların dinsel yaşamına tanıklık etmiş, Hıristiyanlık dininin, özellikle Aziz Petrus’un ilk Papa olarak kabul edilmesinden dolayı Katolik inancının Dünya’ya yayılmasında bir merkez konumunu kazanmıştır.
22- Bergama (İzmir)
Yeri: Ege Bölgesi, İzmir
Koordinatlar: 39º 7' 8'' Kuzey - 27º 9' 56'' Doğu
Kriter: (i), (ii), (iii), (iv)
Kategori: Kültürel
Ege Bölgesi’nin kuzeybatısında yer alan Bergama, İzmir kent merkezine 107 kilometre ve deniz kıyısına 30 kilometre uzaklıktadır. Bergama, tarih öncesi dönem ile Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden eserlerin bir arada olduğu bir kenttir.
Akropol (Yukarı Şehir), Bergama’da yerleşimin başladığı alandır. II. Eumenes (M.Ö. 197-159) zamanında Bergama Akropolü en önemli yapılarıyla donatılmış, Helenistik Dünyanın en önemli kültür, mimarlık ve heykelcilik merkezlerinden biri haline gelmiştir. Buradaki başlıca yapılar, Athena Tapınağı, Traian Tapınağı, Tiyatro, Kütüphane, Heroon, Zeus Sunağı, Dionysos Tapınağı, Agora, Saraylar ve Silah Depolarıdır.
Asklepion, Apollon’un oğullarından biri olan ve sağlık tanrısı olarak bilinen Asklepios’a adanmış, döneminin en önemli sağlık merkezlerinden birisidir. Telkinle tedavi, su tedavisi, uyku tedavisi ve fizik tedavinin uygulandığı Asklepion’da bir kütüphanenin de bulunması burada aynı zamanda akademik çalışmaların da yapıldığını göstermektedir.
Bir yaratıcı deha ürünü olarak kabul edilen Zeus Sunağı kabartmaları barok tarzı ve patetik figürleriyle “Laokoön heykel grubu” gibi daha sonraki önemli yapıtları da etkilemiştir. Zeus Sunağı kabartmaları parça parça sökülerek Almanya’ya götürülmüş olup şu anda Berlin, Pergamon Museum’da sergilenmektedir.
23- Göbeklitepe Arkeolojik Alanı (Şanlıurfa)
Yeri: Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Şanlıurfa
Koordinatları: 38º 55' 24'' Doğu, 37º 13' 24'' Kuzey.
Kriter: (i), (ii), (iii), (iv), (vi)
Kategori: Kültürel
Göbeklitepe Arkeolojik Alanı, Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarındadır. Alan 1963 yılında, İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında keşfedilmiş ve “V52 Neolitik Yerleşimi” olarak tanımlanmıştır. Alanın gerçek değeri, 1994 yılından sonra başlatılan kazı çalışmaları ile ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu çalışmalar sonrasında, Göbeklitepe’nin 12000 yıl öncesine uzanan bir kült merkezi olduğu anlaşılmıştır.
Çapları 30 metreyi bulan yaklaşık 20 yuvarlak ve oval yapının ortasında 2 adet “T” biçimli, 5 metre yüksekliğinde, kireçtaşından bağımsız sütun yer almaktadır. Yapıların iç duvarlarında da daha küçük sütunlar bulunmaktadır.
Göbeklitepe ile ilgili bahsi geçen bilimsel veriler, arkeoloji çalışmalarında neolitik dönemle ilgili kuramsal çerçevenin ve tarihlendirmelerin yeniden değerlendirilmesini gerektiren önemli bilgiler vermektedir. Göbeklitepenin, konumu, boyutları, tarihlendirilmesi ve yapılarının anıtsallığı ile Neolitik dönem için ünik bir kutsal alan olduğu anlaşılmıştır. Alan, 12000 yıl boyunca doğal çevresi içinde dokunulmadan kaldığından önemli arkeolojik buluntu vermektedir.
24- Ani Tarihi Kenti (Kars)
Kars şehrinin güneydoğusunda, şehir merkezinden 42 kilometre uzaklıktaki Ocaklı Köyü sınırları içinde bulunan Ani Ören Yeri, yerleşim ve savunmaya çok elverişli topografyası nedeniyle tarih öncesi dönemlerden itibaren çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Ortaçağ Döneminde önemli bir ticaret yolu olan İpek Yolu’nun Kafkaslardan Anadolu’ya ilk giriş noktasında kurulmuş olan kent, bu dönemde büyük bir gelişme göstererek bölgenin politik, kültürel ve ekonomik merkezi konumuna yükselmiştir. Ani, büyük oranda ayakta kalmış olan etkileyici surları, dini ve sivil mimarlık örnekleri ve şehir planlaması ile Ortaçağ kentinin bir özeti niteliğindedir. Ani’de tarih boyunca süren çok kültürlülük buradaki dini ve sivil mimarinin biçimlenmesinde de etkili olmuştur. Ateşgede Tapınağı, çeşitli plandaki kiliseler ve Selçuklu Dönemine ait cami gibi farklı dinlere ait yapıları bir arada bulunduran Ani, çok kültürlü bir yapıya sahip ticaret kenti olarak Ortaçağ Dönemi mimarlık ve şehircilik tarihi içinde de özel bir konuma sahiptir.
25- Aizanoi Antik Kenti (Kütahya)
Kütahya İli, Çavdarhisar İlçesi sınırları içersisinde yer alan Aizanoi Antik Kenti, Zeus Tapınağı, Stadyum- Tiyatro Kompleksi ve Macellumu ile Roma Döneminin en önemli kentlerindendir. Bir tepe üzerine kurulmuş olan ve şehrin önemli dinsel yapısı olarak görülen Zeus Tapınağı dünyanın en iyi korunmuş Zeus Tapınaklarından biridir. Etrafındaki sütunla çevrili mekânın üstünün mermer kirişlerle kaplı olması nedeniyle Zeus Tapınağı pseudodipteros plandaki tek örnektir. Şehrin kuzeyinde 13.500 kişi kapasiteli Stadyum ve 20.000 kişi kapasiteli Tiyatronun bir kompleks şeklinde yapılması antik dönemde Aizanoi’den başka hiçbir yerde görülmemektedir. M.S. 2. yüzyılın 2. yarısına tarihlenen Aizanoi Macellum’u, dünyanın ilk borsalarından biridir. Macellum’un duvarlarında İmparator Diocletian'ın M.S. 301 yılında enflasyonla mücadele için tespit ettiği imparatorluk pazarlarında satılan malların fiyatlarının yer aldığı ve günümüze kadar oldukça iyi durumda korunmuş olan yazıtlar bulunmaktadır.
26- Beçin Ortaçağ Kenti (Muğla)
Muğla’nın Milas İlçesi’nin 5 km. kadar güneyinde yer alan Beçin, tarihi ve coğrafyasıyla Türk kültür tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Kent, başta Geometrik, Arkaik, Klasik dönemler olmak üzere Roma, Bizans, Menteşeoğulları ve Osmanlı gibi pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Menteşeoğulları Beyliğine başkentlik yapmış olan kent, özellikle Beylikler döneminden kalma yapıları ile bu devrin Batı Anadolu mimarisi kadar, yöredeki ilk Türk iskanının biçim ve mahiyetini aydınlatacak niteliktedir.
27- Birgi Tarihi Kenti (İzmir)
İzmir İli, Ödemiş İlçesi’nde yer alan Birgi, sırasıyla Frig Uygarlığı (MÖ 750-680), Lydia Uygarlığı (MÖ 680-546), Pers Krallığı, Bergama Krallığı, Roma ve Bizans İmparatorluğu hakimiyeti altında bulunmuştur. Kent Anadolu Beylikler döneminde, 13. ve 14. yüzyılda Aydınoğlu Beyliği’ne başkentlik yapmıştır. 1426 yılında ise kesin olarak Osmanlı hakimiyetine geçmiştir. Birgi, kendine has geleneksel mimari dokusunu günümüze kadar koruyabilmiş ender yerleşim yerlerinden biridir. Konakları, camileri, türbeleri, medreseleri, hamamları, çeşmeleri ve daha birçok eseriyle, beylikler döneminden başlayıp günümüze ulaşmış çok sayıda tescilli yapıya sahiptir. Beldede geleneksel mimari dokuyu en iyi biçimde yansıtan iki mimari yapı; ahşap süsleme ağırlıklı mihrabı ve minberiyle döneminin en başarılı örneklerden biri olan Ulu Cami ile ahşap işçiliği ile dikkat çeken Çakırağa Konağı’dır.
28- Gordion (Ankara)
Ankara’nın 70 km güney-batısında yer alan Gordion’da, ana yerleşimin bulunduğu höyük bugünkü Yassıhöyük Köyü’nün sınırları içerisinde bulunmaktadır. Alanda yapılan bilimsel kazılardan elde edilen bulgulara göre, alanda yerleşim, Erken Bronz Çağından Ortaçağ’a (M.S. 12 – 13. yüzyıllar) kadar uzanan uzun süreyi kapsamaktadır. Gordion, M.Ö. 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte yükselen Frigya ve Friglerin politik ve kültürel başkenti olmasıyla öne çıkmaktadır.
29- Hacı Bektaş Veli Türbesi (Nevşehir)
13. yy.da yaşamış büyük Türk düşünürü Hacı Bektaş Veli’nin Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda ve Anadolu’nun Türkleşmesinde etkisi olmuştur. 1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile örtüşen insan, evren ve Tanrı sevgisine ve hoşgörüye dayalı öğretileri bugün yalnızca Anadolu’da değil Balkanlar ve Orta Doğu’da da varlığını sürdüren Bektaşilik tarikatının temellerini oluşturmaktadır. Bektaşiler tarafından bu tarikatın öğretilerinin ortaya çıktığı ve tüm Dünyaya yayıldığı merkez olarak kabul gören Hacı Bektaş Veli Türbesi, uluslararası önem taşıyan bu inanç sistemiyle doğrudan ilgili olması ve bu inanç sisteminin ritüel ve sembollerinin türbe mimarisi ve iç tasarımında kullanılması nedeniyle Dünya Miras Listesi’ne aday olarak gösterilmiştir.
30- Hekatomnos Anıt Mezarı Ve Kutsal Alanı (Muğla)
Hekatomnos Anıt Mezarı ve Kutsal Alanı, Anadolu’nun güneybatısında yer alan Karya Bölgesi’nin en önemli kentlerinden olan Muğla İli’nin Milas İlçesi’nde yer almaktadır. Söz konusu Anıt Mezar ve Kutsal Alanı; Temenos Duvarı, Menandros Onur Sütunu, Podyum ve Mezardan (Taşıyıcı Oda, Mezar Odası, Lahit ve Dromos) oluşmaktadır. Antik dünyanın yedi harikasından biri sayılan ve günümüze “Mozole” (Mausoleum) kavramını taşıyan, “Halikarnas Mozolesi”nden (Halicarnassus Mausoleum) daha erken bir dönemde, aynı boyutlarda Mausolus’un babasına ait olan ve günümüze kadar ulaşabilmiş tek örnek olması bakımından Anıt, eşsiz bir değer taşımaktadır. Antik çağ dünyasının en önemli mezar anıtı ve ölü kültünün temsilcisi olan yapıt, hem mimari tasarımı hem de sanatın diğer önemli kolları olan heykeltraşlık ve duvar resim sanatı açısından üst düzeydedir. Özellikle “Hekatomnos Frizli Lahdi” büyüklüğü, niteliği ve sahibinin öne çıkan kişiliğiyle Klasik ve Hellenistik Anadolu’da tek örnektir.
31- Niğde’nin Tarihi Anıtları (Niğde)
Niğde Şehri’nin eski çekirdeğini oluşturan Alaeddin Tepesi’nde kale, Alaeddin Camii, Rahmaniye Camii, Hatıroğlu Çeşmesi, Sungur Bey Camii, Sokullu Mehmet Paşa Bedesteni, Nalbantlar Çeşmesi, Ermeni ve Rum Kiliseleri gibi şehrin tarihsel geçmişini yansıtan birçok anıtsal yapı yer almaktadır. 1223 yılında kurulan Alaeddin Camii, Klasik Selçuklu Camii mimarisinin tüm unsurlarını orijinal hali ile bünyesinde taşımaktadır. Tamamen geometrik süsleme programına sahip Alaeddin Camii, Anadolu’ya özgü taş süslemelerin ilk örneklerini vermesi açısından önemlidir. Doğu taç kapısında; yıldızlı geometrik örgü şeması Selçuklu mimari süslemesinin ilk örneklerini yansıtmaktadır. 1335 yılında kurulan Sungur Bey Camiinin özellikle kapılarında kullanılan kündekari ve kakma teknikleri ile kapı kanatlarında kullanılan kakma tekniği ilk örneklerdendir. Camiinin minberi ise sedef kakmalı ilk örneklerden biri olması açısından önemlidir.
32- Mamure Kalesi (Mersin)
Mamure Kalesi, Anamur’un 6 km güney-doğusu, Mersin’in 216 km batısında Antalya-Mersin otobanının Akdeniz kıyısına bakan kısmında bulunmaktadır. Kale, 23,500m2 yüzölçümüyle Türkiye’nin en büyük kaleleri arasında yer almaktadır. Ortaçağ dönemine ait bu kale Roma, Bizans, Selçuklu, Karamanlı ve Osmanlı Dönemlerine ait izleri taşıması nedeniyle benzerlerinden ayrışmaktadır.
33- Odunpazarı Tarihi Kent Merkezi (Eskişehir)
Eskişehir Ovası’na hakim bir noktada yer alan Odunpazarı Tarihi Kent Merkezi’nde, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemine ilişkin bir çok tarihi eser bulunmaktadır. Geleneksel Türk Evi özelliklerine uyan iç ve dış mekansal kurguların, malzeme özelliklerinin, yapı elemanlarının, iç donanım öğelerinin ve doğal sokak dokusuna uyumlu biçimlenmelerinin çok değerli örneklerini barındırması; geleneksel Türk mahalle yapısının tüm dokusuyla birlikte korunarak günümüze ulaşması; Mevleviliğin dört yüz yıllık dönemine ev sahipliği yapmış olması ve kentin ve bölgenin kentsel ve demografik gelişiminde Mevlevilik yaşam ve gelenek kalıplarının büyük öneme sahip olması nedeniyle benzersizdir.
34- Yesemek Taşocağı Ve Heykel Atölyesi (Gaziantep)
Yesemek Taşocağı ve Heykel Atölyesi; Gaziantep İli, İslahiye İlçesi’nin 23 km kadar güneydoğusunda, bugünkü Yesemek Köyü’nün güneyindeki Karatepe’nin (Aslanlıtepe) batıya bakan yamaçlarında yer almaktadır. Bilimsel kazılara göre Geç Hitit Devletleri Dönemi içerisinde MÖ. 900/800 yıllarına ait olduğu kabul edilen Yesemek Heykel Atölyesi, antik dünyada benzeri olmayan son derece önemli bir merkezdir. Yesemek sadece Eski Önasya’nın en büyük açık hava heykel atölyesi olmasından ve içinde hâlâ çok sayıda heykel taslağı bulunmasından dolayı değil, aynı zamanda bu atölyeden elde edilen bilgilerle, taş bloklarının taşocağından kesilmesinden, değişik türde heykellerin taslak haline getirilmesine kadar, pek çok aşamanın öğrenilebilmesi ve eserlerin tipolojik açıdan da bir oranda anlaşılabilmesinin mümkün olması nedeniyle benzersizdir.
35- Zeugma Arkeolojik Siti (Gaziantep)
Gaziantep İli, Nizip İlçesi sınırları içerisinde yer alan Zeugma Arkeolojik Siti, Helen ve Roma dünyasının doğu sınırının en önemli şehri olup, Kommagene Krallığı döneminde benzersiz özelliklere erişen iki adet bütünleştirilmiş tapınak ile çoğu M.Ö. 2. ve 3. yüzyıllara tarihlenen muhteşem mozaiklerle süslenmiş Roma evleri gibi şekli ve süslemesi açısından ünik olarak değerlendirilen yapıları içinde barındırmaktadır. Zeugma Arkeolojik Siti, bölgedeki antik Helenistik ve Semitik kültürel alanların entegrasyonu ve sinkretik karma kültürlerin doğuşunun anlaşılması açısından çok büyük bir tarihi öneme sahiptir. Şehirde Antiochus tarafından kutsanmış olan iki adet tapınağın, sinkretik kültler ve Kommagene Krallığı’nın hakim kültü tarafından temsil edilmesi nedeni ile Zeugma Kommagene’de ünik bir konuma sahip olmuştur. Zeugma’da çoğu M.Ö. 2. ve 3. yüzyıllara tarihlenen göz alıcı mozaik ve fresklerle süslenmiş pek çok Roma evi bulunmaktadır. Zeugma mozaikleri, Helenistik ve Doğu Roma’da kozmopolit bir şehirdeki özel yaşamı yansıtan resimsel sanatın ünik bir koleksiyonudur. Biçimsel mozaikler antik edebiyat ve mitolojinin ünik resimsel sunumlarını içermekte olup; Zeugma bu açıdan da antik resimsel sanatın çok önemli bir hazinesi konumundadır.
36- Laodikeia Antik Kenti (Denizli)
Laodikeia Antik Kenti, Denizli İli’nin 6 km. kuzeyinde yer almaktadır. Helenistik kent, M.Ö. 3. yy.’ın ortalarında Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından karısı Laodike adına kurulmuştur. M.Ö. 130/129 yılında ise bölge tamamen Roma’ya (önce Cumhuriyet, sonra İmparatorluk) bağlanmıştır. Hıristiyanlığın ilk 7 kilisesinden birine sahip olan kent, Erken Bizans Dönemi’nde metropollük seviyesinde dini bir merkez haline gelmiştir. Laodikeia’da yapılan kazı çalışmaları, Erken Kalkolitik Dönem (Bakır Çağı, M.Ö. 5500’den M.S. 7. yy.’a kadar kesintisiz yerleşimlerin varlığını ortaya koymuştur. Laodikeia, önemli arkeolojik kalıntılara sahiptir. Yaklaşık 5 kilometrekarelik alana yayılan Laodikeia’nın önemli ve günümüze kadar gelebilen yapıları içinde; Anadolu’nun en büyük stadyumu (ölçüleri 285x70 m.), 2 tiyatrosu, 4 hamam kompleksi, 5 agorası, 5 nymphaeumu, 2 anıtsal giriş kapısı, Bouleuterionu, tapınakları, Peristylli evleri, Latrina, kiliseleri ve anıtsal caddeleri sayılabilir. Kentin dört tarafını ise nekropol alanları çevirir. Laodikeia, Hıristiyanlık dünyası için çok önemlidir. Çünkü kent M.S. 4. yy.’dan itibaren Kutsal Hac Merkezi olma gibi dinsel bir özelliğe sahip olmuştur. Bu nedenle İncil’de adı geçen ve Laodikeia Kilisesi adına vahiy gönderilen bir kentte Laodikeia Kilisesi’nin ortaya çıkarılması, bu kutsallığı bir kat daha artırmaktadır. Kilise, Büyük Constantinus zamanında (M.S. 306-337), Hıristiyanlığın M.S. 313 yılında Milano Fermanı ile serbest olmasıyla birlikte yapılmıştır. Bu yönüyle Hıristiyanlık dünyasının en eski ve en önemli kutsal yapılarından biri olma özelliğini korumaktadır ve bu nedenle yapı bir hac kilisesidir.
37- Sardes Antik Kenti ve Bintepeler Lidya Tümülüsleri (Manisa)
Manisa İli, Salihli İlçesi, Sart Beldesi sınırları içerisinde yer alan Sardes Antik Kenti, Demir Çağı Lidya Krallığının başkentidir. Batı Anadolu’yu hakimiyeti altına almış bir imparatorluğun başkenti, sikkenin doğum yeri ve adı hayal bile edilemeyecek zenginlikle özdeşleşen Krezüs’ün (Karun) vatanı olan Sardes, antik dünyanın önde gelen şehirleri arasında yer almaktaydı. Şehir, kent planlaması konusunda emsalsiz olup, Mezopotamya dışındaki en büyük savunma duvarı ile çevrelenmiştir. Günümüze kadar koruna gelmiş olan dünyanın belki de en görkemli İon düzeni tapınaklarından birine ev sahipliği yapan antik kent, korunmuş Roma yapıları içerisinde anıtsal bir hamam-gymnasium kompleksi ve antik dünyanın en büyük havrasına sahiptir. Lidyalıların başkenti ve tek şehri olan Sardes’ten başka hiçbir şehir ortadan kalkmış bu uygarlıkla doğrudan bağlantılı değildir. Marmara Gölü’nün güney kenarında yer alan ve Lidya tümülüs mezarlık alanı olan Bin Tepeler, dünyanın en büyük tümülüs alanıdır. Lidya tümülüsleri, M.Ö. 6. ve 5. yüzyıllarda bu peyzajın önemini ortaya koyan unsurlardır. Kraliyet mezarlığı olarak Sardes’e sıkı bir şekilde bağlı olan Bin Tepe, daha erken ve daha geç dönemlere tarihlenen kalıntıları ile Lidya dönemine ait sadece bir mezarlık alanı değil, kültürün devamını gösteren bir anıttır.
38- Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri
Cenevizliler, 11. ve 15. yüzyıllar arasında Akdeniz, Karadeniz, Atlantik Okyanusu ve Kuzey Avrupa’da ticaret kolonileri kurmuş ve kıyılarda kaleler inşa etmiş veya eski kale kalıntılarını onarıp kullanmışlardır. Tarih boyunca önemli ticaret yollarının kavşağında yer almış Anadolu kıyılarında da Cenevizlilerin bir dönem kullandığı birçok yerleşim bulunmaktadır. Bu yerleşimler arasında İstanbul’da Boğaz’ın Karadeniz çıkışında Anadolu Kavağı’nın hakim bir tepesi üzerinde yer alan Yoros Kalesi ve bir kale yapısı olmamasına rağmen Cenevizlilerden kalan kentsel savunma sistemindeki önemi nedeniyle Galata Kulesi, Karadeniz’de özellikle Cenevizliler döneminde ticari canlılığın merkezi olmuş Amasra Kalesi, Sinop Kalesi ve günümüzde de Ceneviz Kalesi olarak adlandırılan, denizcilik ve ticarette önem taşıyan Akçakoca Kalesi, Ege’de ise Cenevizliler döneminde önemli bir ticaret limanı olan ve kentin savunmasında önem taşıyan Foça Kalesi ile sağlamlığı ve görkemli yapısıyla dikkat çeken Çandarlı Kalesi sayılabilir.
Kültürel olarak;
39- Güllük Dağı-Termessos Milli Parkı (Antalya)
Güllük Dağı – Termessos Milli Parkı
Yeri : Akdeniz Bölgesi, Antalya
Boylam : 30˚30’ Doğu
Enlem : 37˚00’ Kuzey
Kriter : (ii), (iii), (v) (Kültürel) – (viii), (ix), (x) (Doğal)
Kategori: Karma
Denizden yaklaşık 1050 m. yükseklikte Antalya’nın kuzeyinde dağlar arasında gizli Termessos (Güllük Dağı Milli Parkı) antik kenti, yerleşim biçimi, savunma sistemleri ile doğanın sunduğu olanakları en iyi şekilde kullanan kentlerden biridir. Alanın en önemli kalıntıları şehir surları, kuleler, kral yolu, Hadrian kapısı, gymnasium, agora, tiyatro, odeon, mezarlar, kemerler ve drenaj sistemidir. Güllük Dağı’nın dik yamaçları ise Güver Uçurumu ve tipik Akdeniz bitki örtüsünün yanısıra nesli tehlike altında olan hayvanları da barındıran özel bir bölgedir.
40- Kekova (Antalya)
Yeri : Akdeniz Bölgesi
Boylam : 29˚53’ Doğu
Enlem : 36˚13’ Kuzey
Kriter : (ii), (iii) (Kültürel) – (vii), (ix) (Doğal)
Kategori: Karma
Akdeniz Bölgesinde yer alan Kekova Adası, arkeolojik Üçağız ve Kaleköy yerleşmeleri ve adayı çevreleyen batık kentin yanı sıra, gerek görsel, gerekse doğal özellikleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilecek adaylar arasındadır. Kültürel özelliklerinin yanı sıra; Kekova çok önemli jeolojik oluşumlar, oluklu kıyı hattı, hidrobiyolojik özellikler ve görsel güzelliğe sahiptir. Yaşayan kültürel varlığın yanı sıra kültürel devamlılığın da önemli bir örneğidir.
Karma olarak
41- Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Alanı
Ankara, Konya ve Aksaray illeri ile çevrili olan Tuz Gölü, Van Gölü’nden sonra Türkiye’nin ikinci büyük gölüdür. Yer altı sularıyla beslenen Tuz Gölü, kapalı bir havza olan Konya Havzası’nda yer almaktadır. Ortalama derinliği 50 cm.’nin altında olan Tuz Gölü, Doğuda Kızılırmak, Güneyde Obruk, Batı’da Cihanbeyli ve Kuzeyde Haymana Platoları ile çevrilidir. Gölün bulunduğu bölge, Türkiye’nin en az yağış alan bölgesidir. İlkbaharda gölün genişliği 164.200 hektara ulaşırken yaz aylarında göl yüzeyinde oluşan yaklaşık 30 cm.lik tuz tabakası, bölgedeki aşırı buharlaşmanın bir kanıtıdır. Türkiye’nin tuz ihtiyacının % 70’i Tuz Gölü’nden sağlanmaktadır.
Sayılamayacak kadar çok çeşitli kuş türüne ev sahipliği yapan Tuz Gölü havzası, yaklaşık 6.000 kadar kuş yuvalama alanına sahiptir. Bunun yanında bölgede 279 bitki ve bakteri türünün yaşadığı tespit edilmiştir. Dünyanın önemli doğal alanlarından biri olan Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi, sahip olduğu bu özellikleri nedeniyle UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne kaydedilmiştir.
Doğal olarak listede yer almaktadır. (Kaynak: http://www.kvmgm.gov.tr/ T.C. Kültür ve turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü)
Önerilen Bağlantılar : TOKİ Aksaray kura