Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Fatih İlçesi

İstanbul'un Avrupa yakasındaki en "muhafazakar" yerleşim yeri olarak bilinir. Anadolu yakasındaki Üsküdar'dan daha muhafazakar olduğu iddia edilir. Konut stoku, 1970'lerden kalmadır; yeni yapılar nadiren karşınıza çıkar.



Fatih’in tarihçesi nedir?


Fatih Belediyesi’nin resmi internet sitesinde Tarihi Yarımada ve Fatih'in tarihçesi şöyle anlatılıyor;


Bizans surları, Haliç ve Marmara'nın çevrelediği bölge, Tarihi Yarımada Fatih'tir. Kuzeyinde Eyüp ilçesi, kuzeydoğusunda Haliç, güneyde Marmara Denizi, batıda Zeytinburnu ve kuzeybatıda Bayrampaşa ilçelerine komşu olan Fatih, üç yanı denizlerle çevrili bir yarımada görünümündedir. Binlerce yıllık tarihi içinde pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan bu coğrafya, bugün İstanbul'un en önemli tarihi, turistik ve ticari merkezidir. Bölgeye Suriçi İstanbul da denilmektedir.


Asya ve Avrupa arasında bir geçiş yolu olan bölge, Paleolitik, Neolitik ve Tunç çağlarından itibaren çeşitli yerleşimlere ev sahipliği yapmıştır. Tarihi Yarımada’nın tarihi ile ilgili ilk buluntular Neolitik çağa ait buluntulardır ve Yenikapı’da, Marmaray kazıları esnasında ortaya çıkarılmıştır. MÖ 6500 yıllarına denk gelen Neolitik dönem, ilk defa insanoğlunun tarımsal üretime başladığı, bitki ve hayvanların evcilleştirildiği bir dönemdir. Bu dönemde yazı, takvim, matematik, yapı sanatı ve kent kurma bilincinin gelişmiştir.


Sarayburnu’nda da Sultanahmet Meydanı’nın altında yapılan kazılarda ise MÖ 5000-3000 yıllarına tarihlenen buluntular ortaya çıkarılmıştır. Bu bulgular ışığında bölgenin yaklaşık 8500 yıldır yerleşim yeri olduğu söylenebilir.

Tarihi Yarımada’daki ilk önemli uygarlık, Akdeniz’in doğusunda, Akdeniz ticaret ağının bir parçası olmak ve buğday ticaretinden yararlanmak isteyen Megaralılardır. Megaralılar, bir koloni kurmak amacıyla MÖ 660-670 yıllarında Sarayburnu bölgesine yerleşmiştir. Bu bölgede, Megaralılardan önce Traklar, Frigler ve Bitinyalıların yaşadığı da bilinmektedir. Megaralılar, Sparta geleneğine göre bu bölgede yaşayan halkı köleleştirerek, Bizanstion şehrini kurmuşlardır. Bu kent deniz ticaretinden beslenmektedir ve bu kentin limanı, Sarayburnu’ndan Haliç’e dönünce ilk koy, Prosphorion Limanı’dır.


Bizantion’dan yaklaşık 100 yıl kadar önce kurulan Roma ise fetihlerle büyümüş ve Akdeniz’deki en önemli güç haline gelmişti. Akdeniz üzerindeki canlı ticaret ağı, Roma İmparatorluğu’nun hem siyasi ve hem de ekonomik gücünün güvencesiydi. İmparatorluk yaşlandıkça, etkisi ve gücü azalmaya başladı. İmparatorluk, MS 395 yılında Doğu ve Batı Roma olarak ikiye ayrıldı. Kuzeyden gelen baskılara dayanamayan Batı Roma İmparatorluğu, MS 476 yılında tarih sahnesinden çekilirken, yerini ticari hayatın tüm canlılığı ile sürdüğü Doğu Roma İmparatorluğu’na, yani Bizans’a bıraktı.


Doğu Roma (Nea Roma), Batı Roma’nın yıkılmasından sonra bin yıl kadar daha tarih sahnesinde kaldı. Bunun en önemli nedenlerinden biri, Yeni Roma’nın siyasal bir başkent olmasının yanı sıra, büyük bir liman ve bir imalat merkezi olması ve kenti çevreleyen güçlü surlardı. Surlar, uzun dönem şehri işgallerden korumuştu. Ancak bölgedeki aktif ticaret hayatının Venedikliler ile Cenovalılar’ın elinde olması, Nea Roma’nın sonunu hazırladı. Kent, 1204 yılındaki Latin İstilası’na kadar, Avrupa uygarlığının başkenti olmasına rağmen, istila sonrası eski gücünü yitirdi ve 1453’te, Fatih Sultan Mehmed’in ordularına teslim oldu.


Osmanlı’nın yeni başkenti olan Suriçi Tarihi Yarımada, kısa zamanda, Latin İstilası’ndan önceki görkemli görünümüne kavuştu. Fatih Sultan Mehmed, fetihten hemen sonra, şehri imar faaliyetine girişti. İlk olarak fetih esnasında harap olan surlar tamir edildi. Bakımsız ve harap durumda olan Ayasofya, tamir ettirilerek camiye dönüştürdü. Fatih’te, Sultan’ın adını taşıyan Camii ve Külliye ile Topkapı Sarayı’nın inşası başladı. Fatih Külliyesi bünyesinde kurulan ve bugünkü İstanbul Üniversitesi’nin temellerini oluşturan Sahn-ı Seman Medreseleri de aynı dönemde hizmet vermeye başladı. Bu dönemde, Bizans’tan kalan su yolları tamir edildi ve Kapalıçarşı inşa edildi. Ayrıca, bu dönemde şehrin belediye teşkilatı oluşturuldu. Fatih Sultan Mehmet, Hızır Çelebi’yi Şehremini (belediye başkanı) olarak atadı.


Ayrıca fetihten sonra şehrin kalkındırılması için yeni iskân bölgeleri oluşturuldu. Anadolu ve Rumeli’den müslüman nüfus şehre göçe özendirildi. Çeşitli bölgelerden Hıristiyan ve Yahudil nüfus da şehre getirilerek belli yerlerde iskân edildiler. Tarihi Yarımada’nın merkezini oluşturduğu İstanbul, fetihten 50 yıl sonra Avrupa’nın en büyük şehri, bir ilim ve sanat merkezi haline geldi.


16. yüzyıla damgasını vuran ve “Küçük Kıyamet” olarak anılan 14 Eylül 1509 depremi şehre büyük zarar verdi. 45 gün süren deprem neticesinde binlerce bina harap oldu, yıkılmadık tek minare kalmadı. Şehrin merkezi olan Tarihi Yarımada’da da pek çok eser yıkıldı veya zarar gördü.


Sultan II. Bayezıd (1510) tarafından şehir, 80.000 kişinin istihdamıyla neredeyse yeniden kuruldu. 


Tarihi Yarımada da, bu ihyadan nasibini aldı ve o tarihten günümüze pek çok ölümsüz eser ulaştı.


Kanuni Sultan Süleyman’ın tahtta kaldığı 1520-1566 yılları arasındaki 46 yıllık dönem, devlet için olduğu gibi İmparatorluk Başkenti İstanbul için de bir yükseliş dönemi oldu. Bu dönem boyunca İstanbul’da birçoğu günümüze de ulaşmış çok sayıda paha biçilmez eser inşa edildi. Şehir yeni bentler, su kemerleri, suyolları ve çeşmelerle bol suya kavuştu. Medreseler, kervansaraylar, hamamlar, hasbahçeler ve köprülerle donatılan İstanbul, tam bir başkent görünümü kazandı. Yine bu dönemde Haliç Limanı Akdeniz’in en işlek limanlarından biri haline geldi.

Kanuni döneminde özellikle Mimar Sinan tarafından yapılan eserler, şehre yepyeni bir görünüm kazandırdı. 

Süleymaniye Camii ve Külliyesi, Şehzadebaşı Camii ve Külliyesi, Sultan Selim Camii ve Külliyesi, Mihrimah Sultan Cami, Hürrem Sultan adına yaptırılan Haseki Külliyesi ve Haseki Hamamı bu dönemde inşa edildi. Süleymaniye Medreseleri de İstanbul’a bir eğitim ve bilim merkezi olma özelliği kazandırdı.


Kanuni dönemi İstanbul’u bazı büyük felaketlere de şahit oldu. Veba salgınları bu dönemde İstanbul’u sık sık etkiledi. 1554’te çıkan yangın Ayasofya’dan Tahtakale’ye kadar olan kısmı büyük hasara uğrattı.

1554’teki şiddetli fırtınada ise denizin kabarması sonucu dereler taştı, birçok insan boğuldu. 1563’teki aşırı yağmur neticesi oluşan seller ise bundan da büyük zararlara yol açtı.

Lale Devri’nde şehir, birçok yenilikler ve değişiklikler yaşadı. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa özellikle Paris ve Viyana’dan getirttirdiği projelerden esinlenerek İstanbul’un imarına el attı. İlk önce Haliç ıslah edildi ve Haliç kenarları gezinti yerleri haline getirildi. Suriçi ve Surdışı’ndaki semtlerde birçok köşk ve bahçe yapıldı. Daha önce yangınlarla harap olmuş semtler yeniden inşa edildi.


Tanzimat dönemi ise, 3 Kasım 1839’da Topkapı Sarayı’nın Gülhane Bahçesi’nden halka okunmasıyla başladı. Batılılaşma sürecinin hızlandığı bu dönemde İstanbul ve Tarihi Yarımada mimariden yaşama tarzına, eğitim kuruluşlarından sanayi kuruluşlarına kadar bir çok alanda yenilikler yaşadı. Şehir, bu dönemde Suriçi’nden Bakırköy’e, Galata’da ise Teşvikiye yönüne doğru yayılmaya başladı. Boğaziçi’nde Sarıyer’e ve Anadolu yakasında Bostancı ve Beykoz yönünde büyüdü.


Tanzimat döneminde klasik Osmanlı mimarisi terk edildi ve yeni yapılar barok, rokoko, neogotik ve ampir gibi Batılı tarzlarda inşa edildi. Hatta bu üslup değişmesi cami mimarisine kadar nüfus etti.


Bu yıllar, altyapı ve kent hizmetlerinde de önemli gelişmelere sahne oldu. Haliç üzerine köprü yapılması, tünel (metro), Rumeli Demiryolu, kent içi deniz taşımacılığı yapan Şirket-i Hayriye’nin açılması, Şehremaneti (Belediye) örgütünün diğer belediye dairelerinin kurulması, ilk telgraf hattının çekilmesi, Zaptiye Nezareti’nin kurulması ve ona bağlı karakolların açılması, Vakıf Gureba Hastanesi’nin hizmete girmesi bu gelişmelerin sadece bazılarıdır.

Tanzimat döneminde İstanbul tarihinde yeni sayfa açıldı. (31 Ağustos 1876). Ancak kısa süre sonra başlayan Türk-Rus Savaşı (27 Nisan 1877) şehri paniğe boğdu. Bu savaşta Rumeli cephesine yakınlığı nedeniyle İstanbul savaşın birçok acısını yaşadı. Kentin içinden batıya asker sevki, öte yandan cepheden gelen hastalar ve yaralılarla savaştan kaçan Rumeli’li muhacirler kentte birçok sıkıntıya yol açtı. Bu muhacirler sefalet içinde cami ve medreselerde ve boş alanları saran tahta ve teneke barakalarda yaşamaya çalışıyorlardı.


Bu dönemde İstanbul Tarihi Yarımada, büyük bir deprem felaketi de yaşadı. Halk arasında “Üç yüz on Depremi” denen 1894 depreminde Suriçi, çok zarar gördü. Ama büyük süratle yapım onarım çalışmalarına girişildi.

İşgal ve Mütareke yıllarında Tarihi Yarımada pek aşina olmadığı büyük gösterilere şahit oldu. 19 Mayıs 1919’da Sultanahmet Meydanı’nda ilk kez kadın hatiplerin de konuşma yaptığı Fatih Mitingi yapıldı. Mitinge 50 binden fazla insan katıldı.


Cumhuriyet döneminde, bölgede özellikle Menderes’in imar hareketleri döneminde (1954-1960) yoğun göçle birlikte yapı ihtiyacı ortaya çıkınca, çok katlı beton yapılar da artmaya başladı. Şehrin merkezi olan Tarihi Yarımada’da geniş caddeler açıldı ve 1950’den sonra başlayan iç göç hareketi kentin sosyo-kültürel dokusunu da değiştirmeye başladı.


Tarihi Yarımada, Doğu Roma’dan Bizans’a, Osmanlı’dan günümüze kadar, önemini hep korudu. 13 Ekim 1923’te Ankara’nın Başkent olmasıyla ülkenin yönetim merkezi olması özelliğini yitirdi. 1. Dünya Savaşı’nın getirdiği olumsuzluklar ve başkentin Ankara’ya taşınması, İstanbul’un (Tarihi Yarımada) bir süreliğine fakir kalmasına neden oldu. Fakat daha sonra stratejik konumu ve doğal yapısından dolayı yeniden toparlanarak ticaretin, sanayinin ve turizmin merkezi oldu.


Bugün, İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi’nin yönetim merkezleri Tarihi Yarımada sınırları içinde yer almaktadır.


29 Mart 2009 tarihinde yürürlüğe giren 5757 sayılı kanunla Suriçi’nde yer alan Eminönü ve Fatih ilçeleri birleştirilerek, İstanbul’u fetheden kumandan Fatih Sultan Mehmet’in adıyla anılan tek bir ilçeye dönüştürüldü. 



Fatih ne zaman ilçe olmuştur?



Bugün Fatih ilçesine bağlı bir semt olan Eminönü, 1928'de İstanbul Merkez ilçesinin ikiye ayrılmasıyla ilçe haline gelmişti. Fatih ise, İstanbul’un merkez ilçesinde yer alan bir şube idi. 8 Mart 1984 yılında yapılan bir düzenlemeyle İstanbul, Büyükşehir Belediyesi’ne dönüştürülmüş; Fatih ise Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı bir ilçe belediyesi durumuna getirilmişti. Ancak 29 Mart 2009 tarihinde yürürlüğe giren 5757 sayılı kanunla (*), Tarihi Yarımada’nın iki ilçesi, “Fatih” adı altında tek bir ilçeye dönüştürülmüştür.


Kuzeyinde Eyüp ilçesi, kuzeydoğusunda Haliç, güneyde Marmara, batıda Zeytinburnu ve kuzeybatıda Bayrampaşa ilçelerine komşu olan Tarihi Yarımada Fatih, Suriçi dediğimiz bölgede yer alır. Fatih ilçesi 57 mahalleden oluşur.

Yüzölçümü 15,6 km2 olan Fatih’in 2008 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ile yapılan sayım sonuçlarına göre nüfusu 443.955’tir. (2000 nüfus sayımı sonucu Fatih 403,508; Eminönü 55,635’tir.) Kilometrekareye düşen nüfus, 28,458 kişidir.


Tarihi Yarımada’nın tamamını kaplayan Fatih, adını 1453 yılında İstanbul’u fetheden Osmanlı hükümdarı Fatih Sultan Mehmet'ten almaktadır. İstanbul'un fethinden sonra Sultan II. Mehmed Han’ın emriyle İstanbul’un dördüncü tepesine inşa edilen Fatih Cami’nin etrafında gelişmeye başlayan Fatih, hızla klasik bir Osmanlı-Türk şehri halini almıştır. Günümüze kadar ulaşabilen ahşap evleri, cami ve medreseleri, sıbyan mektepleri ve çeşmeleri ile Osmanlı-Türk yaşam tarzının ve mimarisinin en güzel örneklerinin görülebileceği bir merkez olan Fatih, bu mistik havasının yanı sıra Roma ve Bizans gibi çok önemli uygarlıkların seçkin eserlerini de bünyesinde barındırmaktadır. Fatih, sahip olduğu özellikler dolayısıyla “İlk İstanbul” veya “Asıl İstanbul” olarak da anılmaktadır.


Tarihi Yarımada Fatih, Roma İmparatorluğu’nun en önemli merkezlerinden biri olma özelliğine sahip bir yer olmasının yanında 1058 yıl Bizans’a, 469 yıl Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmıştır. Bu özelliği dolayısıyla Tarihi Yarımada’da bu üç önemli medeniyete ait çok önemli eserleri bir arada görmek mümkündür.

Ancak, Yenikapı’daki Marmaray Projesi çalışmaları sırasında bulunan son bulgularla ilçenin tarihinin, 8500 yıl öncesine kadar gittiği belirlenmiştir. Bilinen dünya tarihinin de yeniden yazılmasına neden olacak bu bulgular, Fatih’in tarihi ve kültürel açıdan önemini daha da artırmıştır.


* 5747 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçersinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 2. maddesi, 2. fıkrasına göre, Eminönü ilçesi kaldırılmış; aynı yasanın geçici 2. maddesinin, 1. fıkrası gereği, Eminönü Belediyesi tüzel kişiliği kaldırılarak, mahalleleriyle birlikte Fatih Belediyesi’ne katılmıştır.



Fatih’teki tarihi eserler hangileridir? 



Şehrin en eski yerleşim alanlarına sahip Fatih ilçesi, tarih­sel yapılar açısından oldukça zengindir. Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde cazibesinden hiçbir şey kaybetmemiştir ve sınırları içinde çok önemli tarihi ve turistik eserler barındırır. Sadece Türkiye'de değil dünyada da eşine az rastlanan bu eserlerden bazıları şunlardır:

Aksaray Valide Sultan Camii, Anemas Zindanları veKuleleri, Aya İrini Kilisesi, Ayasofya, Ayıos Yeosyios, Hagios Georgios Patrikhane Aya Yorgi Kilisesi, Beyazıt Camii, Beyazıt Meydanı, Bonus Aspar Sarnıcı,  Bulgar (Stafi Stefanos) Kilisesi, Bulgur Palas, Burmalı Sütun, Çemberlitaş, Dar'ül Muallimat (Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi), Dikilitaş, Fatih Camii, Fener Rum Erkek Lisesi, Gülhane Parkı, Hırka-i Şerif Camii, Hora-Khora Manastırı, İstanbul Üniversitesi, Kapalıçarşı, Kariye Camii, Kıztaşı (Markinos) Sütunu, Küçük Ayasofya Camii, Laleli Camii, Melandisia (Mevlana) Kapı, Mısır Çarşısı, Mihrimah Sultan Camii, Nuruosmaniye Camii, Örmeli Sütun, Pertevniyal Valide Sultan Sebili, Sultanahmet Camii, Sultanahmet Meydanı, Süleymaniye Camii, Şehzade Camii, Tekfur Konstantinnos Porfirogennatos Sarayı, Topkapı Sarayı, Valens Kemeri, Yavuz Sultan Selim Camii, Yedikule Hisar ve Zindanları, Yeni Camii, Yerebatan Sarayı, Zeyrek (Pantokrator Kilisesi) Camii ve Zeyrek (Pantokrator Fildami) Kapalı Sarnıcı.



Fatih’in coğrafi konumu ve özellikleri nelerdir?



İstanbul’un dünya ölçeğinde öne çıkmasında önemli bir rolü olan ve kentin kimliğinin oluşmasında etkin rol oynayan söz konusu kültürel birikimin varlığının yoğun olarak bir arada yer aldığı en önemli kentsel mekân Tarihi Yarımada’dır. Tarihi Yarımada (sur içi) toplam 1562 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Fatih; 41˚02' kuzey enlemleri ile 28˚55'34 doğu boylamları arasında yer almaktadır.


Fatih, kuzeyde Eyüp ilçesi, kuzeydoğu’da Haliç, güneyde Marmara Denizi, batıda Zeytinburnu ve kuzeybatıda Bayrampaşa ilçelerine komşudur.



Fatih’te kaç mahalle var?



Kuzeyden güney-güneydoğu’ya doğru Ayvansaray Mahallesi, Balat, Yavuz Sultan Selim, Cibali, Yavuz Sinan, Sarı Demir, Rüstem Paşa, Hobyar ve Hocapaşa Mahalleleri sıralanır. Doğu’da Sarayburnu’nda Cankurtaran (doğu ucu); Marmara kıyılarında Sultanahmet, Küçük Ayasofya, Sehsuvarbey, Muhsine Hatun, Nişanca, Katip Kasım, Aksaray, Cerrahpaşa, Kocamustafapaşa, Yedikule Mahalleleri yer alır. Batıda Sümbülefendi, Silivrikapı, Mevlanakapı, Topkapı, Karagümrük ve Derviş Ali Mahalleleri ile çevrilen Fatih ilçesi, 57 mahalleden oluşur. 

Denizden yüksekliği ortalama 60 m’dir. Tarım arazisi yoktur.


Tarihi Yarımada 7 tepe üzerine kurulmuştur. Şiirlere konu olan İstanbul’un yedi tepesi, Fatih sınırları içinde kalır.


1- Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultanahmet Camiinin bulunduğu tepe.


2- Çemberlitaş ve Nuriosmaniye Camiinin bulunduğu tepe.


3- Beyazıt Camii, Üniversite ve Süleymaniye'nin bulunduğu tepe.


4- Fatih Camiinin bulunduğu tepe.


5- Yavuz Selim Camiinin bulunduğu tepe.


6- Edirnekapı semtinde, Mihrimah Sultan Camiinin bulunduğu tepe.


7- Kocamustafapaşa semtinin bulunduğu tepe.


İstanbul’un en eski ilçelerinden olan Fatih’in sınırlarını tarihi surlar ile Haliç ve Marmara Denizi belirler. Haliç Ayvansaray’dan Yedikule’ye kadar uzanan surların bir bölümü tamir görmüştür ve Fatih’i Eyüp ve Zeytinburnu ilçelerinden ayırır. Haliç ve Marmara kıyılarındaki deniz surları büyük ölçüde tahrip olduğu için günümüze kadar ulaşamamıştır.



Fatih’in ulaşım bilgileri nelerdir?



İstanbul’un ulaşımını sağlayan 3 ana cadde Fatih ilçesinden geçer. Bunlar; Saraçhane başından Edirnekapı’ya uzanan Macar Kardeşler ve Fevzi Paşa Caddeleri, Aksaray’ı Topkapı’ya bağlayan Vatan Caddesi ve Aksaray’ı yine Topkapı’ya bağlayan Millet Caddesi’dir. Millet Caddesi, Ordu Caddesi ile birleşerek, Eminönü semtine ulaşır. İlçenin Marmara kıyısından Sirkeci’yi Bakırköy’e bağlayan sahil yolu geçer (Kennedy Caddesi). İstanbul’u Avrupa’ya bağlayan ve şehrin batı yakasındaki banliyö ulaşımını sağlayan demiryolu da bu caddeye paralel devam eder. Ayrıca, tramvay hattı ile Karaköy’e, Atatürk Hava Limanı’na, Yenibosna ve Esenler Otogarı’na ulaşım imkânı vardır.



Fatih’te nüfus kaçtır?



Fatih ilçesi (Eminönü hariç) 1950’de 226.853 kişilik nüfusa sahip iken, 2000 yılında 403.508 kişi olmuştur. İlçede nüfus artışı 1975 yılına kadar sürmüş, bu tarihten sonra ise düşmeye başlamıştır. 1975 yılında Fatih’in nüfusu 504.127 kişiyken, 2000 yılında nüfus 403.508’e olmuştur. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ile yapılan sayıma göre Fatih’in 2008 nüfusu 443.955’tir (Eminönü dahil).



Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir kimdir? 



1959 yılında Diyarbakır’da doğdu. İlkokul’u Ergani’de, orta ve lise eğitimini Kahramanmaraş’ta tamamladı. 1979’da İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde eğitime başladı, 1983’te mezun oldu. Kendisi gibi diş hekimi olan Şule Hanım’la evlendi. Diş Hekimleri Dostluk ve Dayanışma Derneği’nin Kurucu Başkanlığını yaptı.

1997 yılında DP’de Genel Başkan Yardımcısı olarak Korkut Özal ile birlikte aktif siyasete başladı. 2001 yılında AK Parti İstanbul İl Kurucu Üyesi, 2003 yılında Ak Parti İstanbul İl Halkla İlişkiler Tanıtım Medyadan sorumlu İl Başkan Yardımcısı oldu.


2004 Yerel Seçimleri’nde Fatih Belediye Başkanı seçildi. 2009 Yerel Seçimlerinde ise Fatih ile Eminönü birleşince Tarihiyarımada Fatih’in Belediye Başkanı oldu. Ayrıca dönemsel olarak Haliç Belediyeler Birliği Başkanlığı yaptı.  

Nerede doğduğu sorusuna cevap nedeniyle kimliğinin bir parçası ama aynı anda yaşanan zaman süresince kişiliğinin oluşmasına katkıda bulunacak şehirler oluşturma idealiyle yola çıkan Mustafa Demir, belediyecilikte hizmet anlayışını farklı bir boyuta taşıdı. 


Kentsel yenileme, eğitim, bilişim, tarihi eserlerin restorasyonu, sosyal belediyecilik gibi birçok alanda ilk ve örnek olacak projelere imza atan Demir, ‘Marka ve Akıllı Şehir’ oluşturma yönünde çalışmaya devam ediyor.

İki çocuk babası olan Demir, İngilizce biliyor. Siyasete, tarihe, sanata ve spora ilgi duyuyor.



Fatih Belediyesi iletişim bilgileri nelerdir?



T.C. Fatih Belediye Başkanlığı 


Akşemsettin Mahallesi (Hocaüveyz Mevkii) Adnan Menderes Vatan Bulvarı No:54 Fatih - İstanbul

Belediye Santral Telefonları: (Başkanlık Hizmet Binası) 0212 453 1453 - 453 14 00

FABİM (Fatih Belediyesi İletişim Merkezi): 444 0 176

Fax: (212) 453 14 83

Web Adresi: www.fatih.bel.tr



Fatih’te hayata geçirilen markalı konut projesi hangisidir?



Fatih Yedikule Evleri: 118 dairenin yer aldığı Yedikule Konakları projesinde daire fiyatları Mart 2013 itibariyle 410 bin TL'den başlangıç gösteriyor...


Yüzde 25 peşinatla banka kredisi kullanılan Yedikule Evleri, İstanbul Fatih'te hayata geçiriliyor. 2+1, 3+1 ve 3+1 dubleks daire tiplerinin yer aldığı projede yer alan konutların alanları 92 metrekare ile 172 metrekare arasında değişiyor.



Fatih İlçesi
Yedikule Evleri



7 bin 442 metrekare alan üzerinde yükselen Yedikule Konutları, 14 bloktan meydana geliyor. Projenin sosyal donatı alanları arasında; Türk hamamı, kapalı yüzme havuzu, sauna, spor merkezi, kafe, çocuk oyun parkı, yürüme yolu, süs havuzu, 24 saat güvenlik, kapalı otopark,  buhar odası bulunuyor.


Maksem Yapı imzasıyla inşa edilen Fatih Yedikule Konakları'nda; 2+'ler 410 bin TL ile 452 bin 500 TL arasında, 3+1'ler 540 bin TL ile 565 bin TL arasında, 3+1 dubleksler 712 bin 500 TL ile 775 bin TL arasında fiyatlarla alıcılarını bekliyor.


Satışların yüzde 90 oranında tamamlandığı Fatih Yedikule Evleri lokasyon olarak; İDO Yenikapı İskelesi ve Aksaray’a 3.5 kilometre mesafede konumlanıyor.


Telefon: 0212 587 33 32 

Web Adresi: www.yedikulekonaklari.com 



Fatih İlçesi hangi konularda haber oldu? 



Fatih Belediyesi Mahmutpaşa'yı yeniledi! (Emlakkulisi.com, Mayıs 2013)


Fatih Belediyesi ünlü alışveriş mekanlarından Mahmutpaşa'da yenileme çalışmaları yaptı...

Türkiye'nin en işlek alışveriş merkezlerinden biri olan Fatih Mahmutpaşa Caddesi, Fatih Belediyesi tarafından üstyapı ve altyapısıyla baştan aşağıya yenilendi. Her yanı dökülen cadde kablolarına, zemin döşemesine kadar modernize edildi.


TOKİ, Sulukule'nin tarihi binalarını restore edecek! (AA, Mart 2013)


İdare, Fatih Belediyesi işbirliğiyle gerçekleştirdiği kentsel dönüşümle Sulukule'yi modern bir görünüme kavuşturmasının ardından, bölgede yıkılma ve yok olma tehlikesi altındaki tescilli tarihsel değerlere yöneldi.

Yerel yönetimlerle işbirliği içerisinde gerçekleştirdiği projelerle modern yaşam alanları üreten TOKİ, kentsel dönüşümün yanı sıra restorasyon projeleriyle de tescilli taşınmaz kültür varlıklarını restore edip, sivil mimari örneklerinin yok olmasının önüne geçiyor. 


İdare, İstanbul'da Fatih Belediyesi işbirliğiyle uyguladığı kentsel dönüşüm projesiyle Sulukule'yi çarpık yapılaşmadan kurtardı. TOKİ, yine Fatih Belediyesi işbirliğiyle Neslişah ve Hatice Sultan mahallelerinde yer alan sivil mimari örneği 24 binayı restore ederek, asli görünümüne kavuşturacak. 


Sözleşme 7 Şubat'ta imzalandı


Özel hukuka tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan korunması gerekli tescilli taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı ve restorasyonu için kredi imkanı sunan TOKİ, bunların restorasyonu için proje ihalesine de çıkıyor. Sulukule'de sivil mimari örneği 24 binanın röleve, restorasyon ve restitüsyonu için hazırlanan projenin ihalesi yapılarak, sözleşmesi 7 Şubat'ta imzalandı. Proje tamamlandığında restore edilen binalar ilk günkü görünümlerine kavuşacağı gibi bölge de yıkılmaya yüz tutmuş, çarpık binalardan temizlenecek. 


Önerilen Bağlantılar : TOKİ indirim 2016, TOKİ Aksaray kura