Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi!

Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, bugün mecliste görüşülüyor..


Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, bugün Komisyonda görüşülüyor. Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin gerekçesi ve tam metni aşağıda sıralanıyor:


GENEL GEREKÇE

1/1/2012 tarihinden itibaren herhangi bir kapsamda sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımız, 5510 sayılı Kanun gereği zorunlu olarak genel sağlık sigortası kapsamında tescil edilmektedir. Vatandaşlarımız üç basamaklı bir sistemde öngörülen genel sağlık sigortası primlerini ödeyerek, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir. Diğer yandan, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına giderek gelirleri brüt asgari ücretin üçte birinin altında olduğu tespit edilen vatandaşımızın genel sağlık sigortası primleri, Devletimiz tarafından ödenmekte ve söz konusu vatandaşlarımız sağlık hizmetlerine ulaşabilmektedir.


2012 yılından günümüze kadar uygulanan ve sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımıza da sağlık imkânı sunan söz konusu sistemin bazı aksaklıkları içinde barındırdığı görülmüştür. Bu aksaklıkların başında bu kapsamdaki vatandaşlarımızın, genel sağlık sigortası prim borçlarım ödeme alışkanlığının bulunmaması ve sistemin sade olmaması gelmektedir. Sistemin basit, uygulanabilir ve erişilebilir olması amacıyla düzenleme yapılması ve ayrıca geçmiş prim borçlan ile ilgili de yapılandırma hakkı teklif edilmektedir.


Ayrıca, teklif ile 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (3) numaralı alt bentlerine tabi olarak çalışan sigortalıların ekonomik olarak zor duruma düşmeleri nedeniyle işyerini kapatmalan veya iflas etmeleri durumunda oluşacak gelir kayıplannı telafi etmek üzere Esnaf Ahilik Sandığı kurulması amaçlanmıştır.


Esnaf Ahilik Sandığının kurulması kapsamında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda gerekli değişikliklerin yapılması amaçlanmıştır. Buna ilave olarak, işsizlik ödeneği ödeme tarihinin belirlenmesine ilişkin düzenleme önerilmektedir.


Hükümetlerimiz döneminde yatırımın, üretimin, istihdamın arttırılması için yapılan yasal düzenlemelere ilave olarak hazırlanan Kanun Teklifiyle;


• Ülkemize döviz girişini artırmak ve inşaat sektörünü desteklemek amacıyla Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye’de olmayan ve bir işyeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde etmeyen kuramlara yapılan konut ve işyeri teslimlerinde katma değer vergisi istisnası sağlamak suretiyle konut ve işyeri satışlarının teşvik edilmesi,

• İnşaat sektöründe maliyetleri azaltmak amacıyla tapu harcı oranlan ile bu sektörde kullanılan bazı kâğıtlar bakımından damga vergisi oranlarının farklılaştınlmasına imkân sağlanması,

• Vergiye gönüllü uyumun artmlması amacıyla uyumlu gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin yıllık beyanname ile beyan ettikleri gelir ve kurumlar vergisinin belli bir kısmına kadar indirim yapılması,

yönünde düzenlemeler yapılmaktadır.


Yine DSİ tarafından yürütülen baraj projelerinin kapsamında bulunan kamulaştırma ve iskan/yeniden yerleşim çalışmalarının barajı yapan DSİ tarafından tek elden yürütülmesi neticesinde projelerin süresinde tamamlanması ve ülke ekonomisine katkısının bir an önce sağlanması amacıyla mevzuatta düzenleme yapılması teklif edilmektedir.


MADDE GEREKÇELERİ

MADDE 1- Yapılan düzenleme ile ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler hariç olmak üzere, kurumlar vergisi mükelleflerinden, maddede yer alan şartlan taşıyanların verecekleri yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’inin, ödenmesi gereken vergiden indirilmesi, indirilemeyen tutarların ise yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilmesi imkanı sağlanmakta, mahsup edilemeyen tutarların ise iade edilmemesi öngörülmektedir.


İndirim uygulamasından şartları taşımadığı halde yararlananlar ile uygulamadan yararlandıktan sonra haklarında ikmalen, re’sen veya idarece tarhiyat yapılan ve yapılan tarhiyatı kesinleşenlerden zamanında ödenmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası da uygulanmak suretiyle aranılacaktır.


Ayrıca, maddede geçen 1 milyon liralık tutarın, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanması öngörülmekte ve Bakanlar Kuruluna, indirim oranım ve 1 milyon liralık tutan iki katma kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye; Maliye Bakanlığına, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetki verilmektedir.


MADDE 2- Yapılan düzenlemeyle, damga vergisine tabi kâğıtlar arasında yer alan inşaat sektörüne ilişkin farklı sözleşme türleri, Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun “I. Akitlerle ilgili kâğıtlar” başlıklı bölümünün “A. Belli parayı ihtiva eden kâğıtlar:” fıkrasında sayılmak suretiyle, bu kâğıtlar için oran farklılaştınlmasına imkân verilmesi sağlanmaktadır.

MADDE 3- Yapılan düzenlemeyle, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin “I-Tapu işlemleri” başlıklı bölümünün (20) numaralı fıkrasının (a) bendinde düzenlenen gayrimenkullerin tapuda satış yoluyla devri işlemine ilişkin tapu harcı oranım, gayrimenkullerin türleri, sınıfları, büyüklükleri, bulunduğu yer ve vergi değerleri itibarıyla veya gayrimenkullerin asli edim kapsamında gayrimenkul sertifikası karşılığı edinilip edinilmediğine göre farklılaştırmaya yönelik Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.


MADDE 4- Yapılan düzenlemeyle, ülkemize döviz girişinin arttırılması ve inşaat sektörünün teşvik edilmesi amacıyla inşa edilen işyeri ve konutların satış bedelinin yurtdışından getirilecek döviz olarak ödenmesi şartıyla, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye’de olmayan ve bir işyeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde etmeyen kurumlara ilk satışı, katma değer vergisinden istisna edilmektedir.


MADDE 5-Madde ile 5510 sayılı Kanunun 50 nci maddesi kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılar, 6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanuna tabi jokey ve antrenörler, köy ve mahalle muhtarları ile tarımsal faaliyette bulunanlar hariç olmak üzere; 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fikrasımn (b) bendi kapsamında hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabma bağımsız çalışanlar için Esnaf Ahilik Sandığmın kurulması amaçlanmaktadır.

MADDE 6- Madde ile Türkiye İş Kurumunun faaliyet alanı ile ilgili yapılacak proje ve programlara münferiden veya yurt içi ya da uluslararası kuruluşlarla işbirliği halinde eğitim ve danışmanlık hizmeti verilebilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca 5018 sayılı Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde yer alan idarelere proje karşılığı aktarılan hibe niteliğindeki tutarların izlenmesine ilişkin usule tabi olmak amacıyla 5234 sayılı Kanunun 32 nci maddesine atıf yapılarak, Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlarla yürütülen projeler karşılığı temin edilen hibe niteliğindeki tutarların, Türkiye İş Kurumunun bütçesine gelir kaydedilmeksizin özel hesaplarda izlenmesi imkânı getirilmiştir.


MADDE 7- Madde ile Esnaf Ahilik Sandığının kurulması nedeniyle buradan ödenek alacakların genel sağlık sigortalısı sayılması amaçlanmaktadır.


MADDE 8- Madde ile Esnaf Ahilik Sandığının kurulması nedeniyle buradan ödenek alacakların genel sağlık sigortalılığı başlangıç tarihinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.


MADDE 9- Madde ile mevcut durumda üç kategoride uygulanan genel sağlık sigortası prim oranının tek kategoriye indirilmesi suretiyle sistemin etkinliğinin artırılması ve sadeleştirilmesi amaçlanmaktadır.


MADDE 10- Madde ile 5510 sayılı Kanunun 60 mcı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalılarının prim oranı prime esas kazancın %3’ü olarak belirlenmekte ve bu oranın ’ye kadar artırma konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.


MADDE 11- 5510 sayılı Kanuna eklenen ek 13 üncü madde ile, Türkiye’de ikamet eden Türk vatandaşlarının Türk soylu olmakla birlikte Türkiye’de ikamet etmeyen ve Türk vatandaşı olmayan aile fertleri ile 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanununun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilenlerden aynı Kanunun 13 üncü maddesi kapsamında olanların Türkiye’de bulundukları sürelerde sağlık hizmetlerinden yararlanamaması sebebiyle oluşan mağduriyetin giderilmesi amaçlanmaktadır.

5510 sayılı Kanuna eklenen ek 14 üncü madde ile, İşyerinde kayıt dışı veya sahte sigortalı tespit edilmesi halinde mevcut durumda işverenler bir yıl süreyle istihdam teşviklerinden yararlanamamaktadırlar. Özellikle sigortalı sayısı fazla olan işyerlerinde yapılan denetim ve kontrollerde, kasıt olmaksızın ihmal veya başka bir nedenle kayıt dışı sigortalı çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde, işyerine uygulanan teşviklerden bir yıl süreyle yasaklama işlemi işlenen fiil ile orantılı olmamaktadır.

Yapılan düzenleme ile kayıt dışı istihdamın veya sahte sigortalılığın tespiti halinde uygulanmakta olan bir yıl süreyle teşviklerden yararlaüamama uygulamasının birinci tespitte bir ay süreyle ilk tespitten itibaren üç yıl; içinde yapılan tespitlerde ise bir yıl süreyle teşviklerden yararlanamaması şeklinde değiştirilmesi amaçlanmıştır.

Maddede yer alan “Beş kişiden fazla ; olmamak koşuluyla çalıştırılan toplam sigortalı sayısının %1’ini aşmayan sayıda, çalıştırılan kişilerin sigortalı olarak bildirilmediğinin veya bildirilen kişilerin fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde birinci fıkra hükümleri uygulanmaz.” hususu ile ilgili olarak ise işverenlere 5510 sayılı Kanuna göre idari para cezaları uygulanmaya devam edilecektir.

Ayrıca bu maddenin yürürlük tarihinden önce bir yıl istihdam teşviklerinden yararlanamama durumuna düşmüş olan işyerlerinin bir yıldan kalan sürelerinde ikinci bir tespit olmadığı takdirde istihdam teşviklerinden yararlanması da amaçlanmıştır.


MADDE 12- 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 73 üncü madde ile, genel sağlık sigortası prim borçlan yeniden yapılandırılmaktadır.


MADDE 13- DSİ tarafından yürütülen baraj projeleri sebebiyle yerleşim yerleri su altında kaldığından yaklaşık 350.000 kişi etkilenmiş olup, devam eden ve yapılacak barajlardan ise yaklaşık 270.000 kişinin daha etkileneceği tahmin edilmektedir. Etkilenen bu ailelerin göçe zorlanmadan kendi yerleşim yerleri yakınındaki yeni yerleşim yerleri içerisinde iskân


edilmeleri uygun olacaktır. Halen DSİ tarafından yürütülen Ilısu, Yusufeli, Melen, Silvan ve Reyhanlı Barajları başta olmak üzere 25 projede, 2 ilçe, 3 belde ve 93 köy yerleşim yerinde yeniden yerleşim söz konusudur. DSİ tarafından yapılan baraj projeleri kapsamında kalan yerleşim yerlerinin ve bu alanlarda yaşayanların yeniden iskân edilmeleri baraj m yapımı ve tamamlanması ile senkronize olarak neticelendirilememektedir. Bu durum ise, yatırım projesinin faydaya dönüşmesini geciktirmektedir. DSİ nin yaptığı baraj projelerinden etkilenen ve kamulaştırmaya konu olan yerleşim yerlerinin iskânı, kamulaştırma ve inşaat iş programına uyumlu olarak yürütülmesinde fayda bulunmaktadır. DSİ tarafından yürütülen baraj projelerinin kapsamında bulunan kamulaştırma ve iskan/yeniden yerleşim çalışmalarının barajı yapan DSİ tarafından tek elden yürütülmesi neticesinde projeler süresinde tamamlanacak ve ülke ekonomisine katkısı bir an önce sağlanacaktır. Bu sebeplerle mevzuatta düzenleme yapılması teklif edilmektedir.

MADDE 14- Düzenleme ile sendika ve konfederasyonların işbirliği protokolü çerçevesinde, kadın istihdamım destekleyici faaliyetler kapsamında kullanılması şartıyla Bakanlığa kaynak aktarımına imkan verilmektedir.


MADDE 15- Yürürlük maddesidir.


MADDE 16- Yürütme maddesidir.


GELİR VERGİSİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ


MADDE 1- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mülga mükerrer 121 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi

MÜKERRER MADDE 121- Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler hariç olmak üzere kurumlar vergisi mükelleflerinden, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilir. Şu kadar ki hesaplanan indirim tutan, her hal ve takdirde 1 milyon liradan fazla olamaz. İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilir. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmez. Gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edilir.

Söz konusu indirimden faydalanabilmek için;

1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 10 liraya kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.),

2. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatlann kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda, bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.),

3. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezalan dahil) 1.000 liranın üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,

şarttır.

İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki dört takvim yılında Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde sayılan fiilleri işlediği tespit edilenler, bu madde hükümlerinden yararlanamazlar.

Bu madde kapsamında vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, öngörülen şartlan taşımadığının sonradan tespiti halinde ilgili vergilendirme döneminde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler yönünden vergi ziyaı doğmuş sayılır. Bu hüküm, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda herhangi bir vergiye ilişkin beyanların gerçek durumu yansıtmadığının, indirimden yararlanıldıktan sonra, tespiti üzerine yapılan tarhiyatlann kesinleşmesi halinde de uygulanır ve bu takdirde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler ile bunlara ilişkin cezalar açısından zamanaşımı, yapılan tarhiyatın kesinleştiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlar.


Bu maddede geçen vergi beyannamesi ve vergi ibareleri, Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken vergi beyannameleri ile bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade eder.

Birinci fıkrada yer alan tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde hesaplanan tutarın %5’ini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Bakanlar Kumlu, birinci fıkrada yer alan oram ve tutan iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutanna getirmeye; Maliye Bakanlığı, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

MADDE 2- 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun “I. Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün “A. Belli parayı ihtiva eden kağıtlar:” başlıklı fıkrasına (13) numaralı bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiştir.

“14. Resmi şekilde düzenlenen kat karşılığı veya hasılat paylaşımı inşaat

sözleşmeleri (Binde 9,48)

15. Resmi şekilde düzenlenen kat karşılığı veya hasılat paylaşımı inşaat sözleşmeleri

kapsamında yapı müteahhitleri ile alt yükleniciler arasında düzenlenen inşaat taahhüt sözleşmeleri (Binde 9,48)

16. Kat karşılığı veya hasılat paylaşımı inşaat işlerine ilişkin danışmanlık hizmet

sözleşmeleri (Binde 9,48)

17. Yapı denetimi hizmet sözleşmeleri (Binde 9,48)”

MADDE 3- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayıh Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin “I-Tapu işlemleri” başlıklı bölümünün (20) numaralı fıkrasının (a) bendinin sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Bakanlar Kurulu, bu bende ilişkin kanuni nispeti, gayrimenkullerin türleri, gayrimenkul sertifikası karşılığı edinimi, sınıflan, büyüklükleri, bulunduğu yer ve vergi değerleri itibanyla birlikte veya ayn ayrı olmak üzere, bir katma kadar artırmaya, onda birine kadar indirmeye yetkilidir.”

MADDE 4- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.

“i) Konut veya işyeri olarak inşa edilen binaların ilk tesliminde uygulanmak ve bedeli döviz olarak Türkiye’ye getirilmek kaydıyla, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kanuni ve iş merkezi Türkiye’de olmayan ve bir işyeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde etmeyen kuramlara yapılan konut veya işyeri teslimleri (Şu kadar ki bentte öngörülen şartların gerçekleşmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, ceza ve gecikme faizi yabancı uyruklu gerçek kişi ile kanuni ve iş merkezi Türkiye’de olmayan ve bir işyeri ya da daimi temsilci vasıtasıyla Türkiye’de kazanç elde etmeyen kuramlardan tahsil edilir. Zamanında alınmayan vergiler ile vergi cezalarında zamanaşımı, verginin tarhım veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlar.),”


MADDE 5- 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“Esnaf Ahilik Sandığı

EK MADDE 6- Esnaf Ahilik Sandığının gerektirdiği görev ve hizmetler için malî kaynak sağlamak, piyasa şartlarında kaynaklan değerlendirmek, bu Kanunun öngördüğü ödemelerde bulunmak üzere Esnaf Ahilik Sandığı kurulmuştur. Esnaf Ahilik Sandığı, Kurum Yönetim Kurulunun kararları çerçevesinde işletilir ve yönetilir. Esnaf Ahilik Sandığı, Fon kaynaklan ile aynı usul ve esaslar çerçevesinde değerlendirilir. Esnaf Ahilik Sandığı, Sayıştay tarafından denetlenir.

Esnaf Ahilik Sandığının;

A) Gelirleri;

a) Esnaf Ahilik Sandığı primlerinden,

b) Bu primlerin değerlendirilmesinden elde edilen kazanç ve iratlardan,

c) Esnaf Ahilik Sandığının açık vermesi durumunda Devletçe sağlanacak katkılardan,

d) Bu madde gereğince sigortalılardan alınacak ceza, gecikme zammı ve faizlerden,

e) Diğer gelir ve kazançlar ile bağışlardan,

B) Giderleri;

a) Esnaf Ahilik Sandığı ödeneklerinden,

b) 5510 sayılı Kanun gereği ödenecek sigorta primlerinden,

c) 48 inci maddenin yedinci fıkrasında sayılan hizmetlere ilişkin giderlerden,

d) Esnaf Ahilik Sandığı hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için Yönetim Kurulunun onayı üzerine Kurum tarafından yapılan giderler ile hizmet binası kiralanması, hizmet satın alınması, bilgisayar, bilgisayar yazılım ve donanımı alım giderlerinden,

oluşur.

Esnaf Ahilik Sandığı, bütçe kapsamı dışında olup gelirlerinden vergi kesintileri hariç hiçbir şekilde kesinti yapılamaz ve gelirleri genel bütçeye gelir kaydedilemez. Esnaf Ahilik Sandığının gelir ve giderleri üçer aylık dönemler halinde 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almış, denetim yetkisine sahip meslek mensubu yeminli malî müşavirlere denetlettirilerek denetim raporlarının sonuçlan üân edilir. Esnaf Ahilik Sandığının gelirleri ile bu gelirlerle alman her türlü taşınır ve taşınmazlar Kuruma aittir. Esnaf Ahilik Sandığı, damga vergisi hariç her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Bu muafiyetin, 193 sayılı Kanım ile 5520 sayılı Kanun uyannca yapılacak vergi kesintilerine şümulü yoktur.

5510 sayılı Kanunun 50 nci maddesi kapsamındaki isteğe bağlı sigortalılar, 10/7/1953 tarihli ve 6132 sayılı At Yanşlan Hakkında Kanuna tabi jokey ve antrenörler, köy ve mahalle muhtarlan ile tanmsal faaliyette bulun anlar hariç olmak üzere; 5510 sayılı Kanunim 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar Esnaf Ahilik Sandığı kapsamında Esnaf Ahilik Sandığı sigortalısı sayılır.

Esnaf Ahilik Sandığı sigortası zorunludur. Bu madde kapsamına giren ve halen faaliyette olanlar bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, faaliyetine daha sonra başlayanlar ise başladıkları tarihten itibaren Esnaf Ahilik Sandığı sigortalısı olurlar.

Esnaf Ahilik Sandığı sigortasının gerektirdiği ödemeleri, hizmet ve yönetim giderlerini karşılamak üzere, Esnaf Ahilik Sandığı sigortalıları ve Devlet, Esnaf Ahilik Sandığı primi öder. Esnaf Ahilik Sandığı primi sigortalının 5510 sayılı Kanunun 80 inci ve 82 nci maddelerinde belirtilen prime esas günlük kazançlarından, %2 sigortalı ve %1 Devlet payı olarak alınır. Herhangi bir nedenle sigortalılık durumunun sona ermesi halinde, o ana kadar sigortalıdan kesilen Esnaf Ahilik Sandığı primleri ile Devlet payı iade edilmez. Esnaf Ahilik Sandığına sigortalılarca ödenen primler, kazancın tespitinde gider olarak kabul edilir.


Esnaf Ahilik Sandığı primlerinin toplanmasından Sosyal Güvenlik Kurumu, bu madde kapsamındaki diğer her türlü hizmet ve işlemlerin yapılmasından Kurum görevli, yetkili ve sorumludur.

Esnaf Ahilik Sandığı primleri ile ilgili olarak 5510 sayılı Kanunun 80 inci, 82 nci, 86 nci, 88 inci, 89 uncu, 90 mcı, 91 inci, 93 üncü ve 100 üncü madde hükümleri uygulanır. Esnaf Ahilik Sandığı primlerinin toplanmasından, sigortalı bazında kayıtların tutulmasından, toplanan primler ile uygulanacak gecikme cezası ile gecikme zammının Esnaf Ahilik Sandığına aktarılmasından, teminat ve hak edişlerin prim borcuna karşılık tutulmasından ve yersiz olarak alman primlerin iadesinden Sosyal Güvenlik Kurumu görevli, yetkili ve sorumludur. Sosyal Güvenlik Kurumu bir ay içinde tahsil ettiği primler ile gecikme cezası, gecikme zammını ayrı ayrı göstermek suretiyle tahsil edildiği ayı izleyen aym onbeşine kadar Esnaf Ahilik Sandığına aktarır. Uygulamaya ilişkin hususlar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Kurum arasında düzenlenen bir protokol ile belirlenir: Kurum, Sosyal Güvenlik Kurumunun ay itibarıyla Esnaf Ahilik Sandığına intikal ettirdiği sigortalı paylarım dikkate alarak Devlet paymı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından talep eder. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı talep edilen miktarı talep tarihini izleyen onbeş gün içinde Esnaf Ahilik Sandığına aktarır.

Esnaf Ahilik Sandığı sigortalılarına bu maddede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde, Kurumca aşağıda belirtilen ödemeler yapılır ve hizmetler sağlanır.

a) Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği.

b) 5510 sayılı Kanun gereği ödenecek sigorta primleri.

c) Yeni bir iş bulma.

d) Aktif işgücü hizmetleri kapsamında kurs ve programlar.

Esnaf Ahilik Sandığı bir önceki yıl prim gelirlerinin ’i; 48 inci maddenin yedinci fıkrasında belirlenen amaçlarla hizmet sunmak için Kurum bütçesine aktarılmak suretiyle kullanılabilir. Ancak, Esnaf Ahilik Sandığı ödeneğinden yararlanmakta olanlara yönelik hizmetler için bu sınırlama dikkate alınmaz.

Günlük Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama kazancının @’ıdır. Bu şekilde hesaplanan Esnaf Ahilik Sandığı ödeneği miktarı, 4857 sayılı Kanunun 39 uncu maddesine göre belirlenen aylık asgari ücretin brüt tutamım