Hassa Mimarlar Ocağı, Saraya Bağlı Mimarlar anlamına gelmekte olup Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulmuş ilk mimarlık örgütlenmesi sayılmaktadır.
Hassa Mimarlar Ocağının temel görevleri: Osmanlı İmparatorluğu'na ait yeni yapıları tasarlamak, keşif çalışmalarını yapmak ve inşaatlarını gerçekleştirmek...
Ayrıca inşa edilmiş eski yapıların bakımından ve onarımından da sorumluydular. İstanbul'un dışında ise Hassa Mimarlar Ocağına bağlı olaran eyalet mimarları bu görevi yerine getirirlerdi.
Mimarların örgütlenmeleri Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından öncesine dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Saraya Bağlı Mimarlar anlamında gelen Hassa Mimarlar Ocağı, bu topraklar üzerindeki ilk mimarlık örgütlenmesi sayılsa da modern anlamda bir mimarlar birliği 1908 yılında Mimar Kemalettin Bey’in öncülüğünden kurulan Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti’dir.
Hassa Mimarları Ocağı, Osmanlılarda sarayın dört emanetinden Şehremaneti’ne bağlı olarak devletin inşaat işlerini yürüten örgüt. Kuruluş tarihi kayıtlara geçmemiştir. İstanbul’un alınışından sonra kentte inşaat işlerinin yoğunluk kazanması sonucu oluşturulduğu sanılmaktadır.
Ocağın bağlı olduğu Şehremaneti, genelde sarayın mutemetliğini yürütürdü. Temel işlerinden biri de, bazı eyaletler dışında devletin bütün inşaat ve onarım işlerini denetlemekti. Teknik konulara karışmadan, mimarbaşı da denen hassa mimarbaşınm başkanlığındaki, kendine bağlı bir fen heyeti aracılığıyla inşaatlara işçi sağlar, malzeme satın alır, ödemeleri yapar, muhasebe işlemlerini yürütürdü. Teknik işleri Hassa Mimarları Ocağı yerine getirirdi. Gene hassa mimarbaşının başkanlığı ve yönetimi altındaki ocakta hassa mimarlar kethüdası, kalem kâtibi, kalfalar (mimar), minareciler, mermerciler, neccarlar (dülger), nakkaşlar, bennalar (duvarcı), sengtıraşlar (taş yontucu), mutallalar (sıvacı), harratlar (çıkrıkçı), cassaslar (kireççi), hazzarlar (bıçkıcı), lağın- gerler (lağımcı), harrarlar (sıcak demirci), sürgerler (kurşuncu), camgerler (camcı), mülebbinler (kerpiççi) yer alırdı. Görevli mimar sayısı işlerin yoğunluğuna göre değişirdi.
Ocakta 16. yüzyılın ilk çeyreğinde 15′e yakın, 17. yüzyılın ortalarında 40′tan fazla mimarın çalıştığı bilinmektedir.
Ocağın yükümlülüklerinin başında devlete ait bütün yeni yapıların tasarımını hazırlamak, keşif bedellerini hesaplamak, inşaatları yürütmek ve eski yapılan onarmak gelirdi. Ayrıca vakıf yapılarının inşaat ve onarımlarını, gayri müslimlerin dinsel yapılarının onanmlarının yapar, İstanbul’daki sivil inşaatları denetler, şehircilik işlerini yürütür, seferde de ordunun inşaat hizmetlerini yerine getirirdi. Usta ve işçilerin ücretleriyle malzeme fiyatlarını saptamak, malzemenin kalitesini denetlemek de ocağın görevleri arasındaydı.
İstanbul’da ya da ülkenin herhangi bir yerinde yapılacak önemli inşaatları doğrudan hassa mimarbaşı ya da yardımcıları yönetirdi. Her inşaatta para işlemlerinden sorumlu bir de bina emini görevlendirilirdi. İstanbul dışında yapılacak daha az önemli yapıların tasarımları ocakta hazırlandıktan sonra yerine gönderilir ve eyalet mimarları eliyle uygulanırdı. Hassa Mimarları Ocağı’ na bağlı olarak çalışan eyalet mimarları ya ulufe alır ya da tımarlı olurlardı.
Ocağın en önemli işlevlerinden biri de, bir tür mimarlık okulu gibi çalışarak mimar yetiştirmesiydi. Yeniçeri Öcağı ile Acemi Ocağı’ndan ya da dışandaki gençler arasından seçilen adaylar, deneyimli mimarlann yanma verilirdi. Bunlar hem inşaatlarda çalışarak uygulama yaparlar, hem de kuramsal ders görürlerdi. Ayrıca hepsinin mimarlıktan başka en az bir sanat daha öğrenmeleri istenirdi. Örneğin Mimar Sinan’ m aynı zamanda marangoz, Sultanahmet Camisi’nin mimarı Mehmed Ağa’nın sedef- kâr olduğu bilinmektedir.
Hassa Mimarları Ocağı 19. yüzyılın ilk yansına değin varlığını sürdürdü. 1831′de onun görevlerini yapmak üzere Ebniye-i Hassa Müdüriyeti kuruldu. Son mimarbaşı Abdülhalim Efendi bu müdürlüğün başına getirildi.
HASSA OCAĞI KAPATILINCA YERİNE BU ÖRGÜT KURULDU
Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti Mimar Kemalettin Bey’in öncülüğünde 1908 yılında kurulmuş bir mimarlık birliği olup, Osmanlı İmparatorluğu tarihindeki ilk modern anlamda mimarlık örgütlenmesidir.
1908 yılında ilan edilen II. Meşrutiyet ve kabul edilen anayasanin dernek kurma özgürlüğü getirmesinin etkisiyle kurulmuştur. I. Dünya Savaşı ve hemen ardından başlayan Kurtuluş Savaşı süreçlerinde kesitilerle de olsa varlığını sürdürmüştür. Ayrıca 1909 ile 1910 yılları arasında 12 sayılık ömrü olan bir dergi de yayınlamışlardır.