Şimdi organizasyon şirketi Yalı tarafından işletilen; konser, davet, iş toplantıları organizasyonları düzenlenen yalıdır. Üsküdar’daki bir mahalleye adı verilen Hekimbaşı Salih Efendi’nin adıyla anılır.
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı nerededir?
Anadoluhisarı'nda bulunan Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı, ilk bina 18. yy. sonu, bugünkü bina ise 19. yy başlarında ahşap / bağdadi üslubunda olarak inşa edilmiştir.
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı kime miras kaldı?
Osmanlı İmparatorluğu’nda, II. Mahmud zamanında açılan ilk tıp okulundan mezun olan Salih Efendi üç sultanın doktorluğunu yapmış. Bir botanik bilgini olan Salih Efendi’nin bahçesinde diktiği ve kendi aşıladığı bir gül “Hekimbaşı Gülü” adıyla anılıyor. Hekimbaşı 63 yaşında iken ders verdiği 16 yaşında bir Çerkez güzeli olan Payidar’la evlenmiş. XX. yüzyılın ortalarında İngiliz gezi yazarı Freya Stark’ın da misafir olduğu yalı, 1905 yılında 89 yaşında ölen Salih Efendi’nin Payidar’dan olan mirasçılarına ait. “Bin Bir Gece” gibi gibi dizilere de ev sahipliği yapan yalının orijinal Türk hamamı ilgimizi çekmişti. 2010’da restore edildi.
Hekimbaşı lakabıyla şöhret bulan Salih Efendi, XIX. yüzyılboyunca üzerinde durulmaya layık fen ve idare adamlarımızdandır. İleri görüşleri ve bilimsel düşünen kafasıyla örnek olacak yetenekleri taşırdı. Sultan II. Mahmut zamanında açılan Tıbbiye Mektebi'nin ilk mezunlarındandır. Tophane'de 1816 da doğmuş, 18 Mart 1895 e kadar Sertabibi Sultani, Mektebi Tıbbiye Reisliği, Valide Kethüdalığı, muallimlik Maarif müsteşarlığı yapmıştır. 89 yaşında bu yalıda ölmüştür.
Burada ayrıca, Salih Efendi zamanında Tıp Kongresi toplanmıştır. Orta katta, ön misafir odasında, bu kongrenin otuzüç kişilik üyelerinin birlikte çekilmiş fotoğrafları bulunmaktadır. Eski perdeler ve diğer eşyalar Salih Efendi zamanından kalmadır.
Yalının teknik özellikleri nelerdir?
Adres: Körfez Cad. No:53 Ada 66 / parsel 8
Üslubu: Ahşap - bağdadi
Yüzölçümü: Arsası 1330 m2.Binası: (tabanı) 375m2 + (kagir) mutfak 25m2
İnşa tarihi: İlk binası XVIII.Yüzyıl sonu; bugünkü binası XIX. Yüzyılın ilk yarısı yapılmıştır. Ön ve kuzey cepheleri – çürümüş olduğu için – 1978 -1980 yılları arasında Anıt ve Çevre Koruma Vakfı’nın (Taç Vakfı) teknik sorumluluğunda Anıtlar Yüksek Kurulu izni ile aile tarafından yenilenmiştir. İstanbul Boğazı’nda fotoğrafı en çok çekilen yapılar arasında yer alan Hekimbaşı Salih Efendi yalısı, kuzeyden güneye üç-iki- bir katlı yapısı ve aşı boyasıyla, Boğaziçi ile ilgili takvim / poster / broşür ve rehberlerde sık yer almaktadır. Hala canlılığını koruyan yalının bu özelliği, dünyada en çok nişan almış bilgin insanın "Hekim Başı"nın ününe bağlanabilir.
Yalının tarihçesi nedir?
Hekimbaşı Salih Efendi yalıyı XVIII. Yüzyıl başında iki oda bir sofadan oluşan küçük bir yapı olarak satın almış, daha sonra ilave inşaatlarla büyütmüştür. Kuzey kısmı selamlık, güney kısmı ise harem olarak inşa edilmiştir.
Selamlıkta güney bölümü gibi kazıklar üzerinde bulunmaktaydı. Kuzey tarafı büyük çiçek bahçesine, batısı denize, doğusu da yalının arkasındaki ormana bakan etrafı çepeçevre şark sedirleri ile döşenmiş, bu büyük salonun ortasına kadar deniz süzülerek girer, ortadaki kapaklar kaldırılarak etrafına limon saksıları dizilir ve denizin sesi dinlenirmiş. Bu bölüm Hekimbaşı’nın ortanca kızı Meliha hanım tarafından 1947 yılında yıkılarak satılmıştır.
Günümüze kadar ayakta kalmayı başaran harem kısmı ise Hekimbaşı Salih Efendi’nin eşi Payidar Hanıma kalan kısımdır. Payidar hanımın ölümünden sonra bu bölüm en küçük kızı Sakibe’ye geçmiş ve onun varisleri tarafından günümüze kadar korunmuştur.
Büyük botanik bahçesi Hekimbaşının büyük kızı Übeyde’ye kalmış, varisleri bahçeyi 1966 yılında satmışlardır.
Hekimbaşı Salih Efendi 1866 yılında Galatasaray'da gerçekleştirilen uluslararası karantina toplantısına başkanlık yapmıştır. Bu dönemde İstanbul da bulunan Avrupalı tıp bilginlerini Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nda ağırlamış, davetler vermiştir. Orta katta, ön misafir odasında, bu kongrenin otuz üç kişilik üyelerinin birlikte çekilmiş fotoğrafı yer almaktadır. Resmin bulunduğu odadaki ve evin diğer bölümündeki eşyaların tümü Salih Efendi zamanından kalmadır.
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nın mimari özellikleri nelerdir?
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nın tarihçesi üzerinde yapılan çalışmalar yapının ahşap karkas olduğu ve Boğaz sahilindeki birçok yalı gibi ahşap kazıklar üzerine oturtulduğu sonucuna varılmasını sağlamıştır. Yalının bugünkü taksimatı üçüncü kattan aşağıya doğru şöyledir.
Üçüncü kat: 3 oda, yüklük, koridor, merpen sahanlığı ve ikinci kata inen merpenden oluşur. Merpenler dik, 19 adet kavallı basamaktan oluşur.
İkinci kat: deniz tarafında 1 küçük, 2 büyük; arkada daha büyük 3 oda. Deniz tarafı kuzey köşe odası misafir odası, özgün mobilyalarla döşenmiş, önünde ahşap dört kare sütunlu, demir dökme korkuluklu balkonu var. Arka büyük odanın üç kapısı, dokuz penceresi var. Tavanı düz ahşap. Dışında bir taşlık, bir küçük servis mutfağı ve caddeye ulaşılan merpenler.
Zemin kat: Aşağıya dönerek inilen ahşap merpenler üç odanın açıldığı bir koridorda son buluyor Bu katta 2 misafir yatak odası, yemek odası; mutfak ve hamam yer almakta.
Hamam külhanlı ve üç kurnalı. Kubbe pencereleri "dağınık sivri yapraklı çiçek" denilen şekilde. Boğaziçi yalılarının uçup giden çeşitli özelliklerinden bir sahne burası. Koridordan siyah beyaz yuvarlak taşlarla döşenmiş bir iç bahçeye çıkılıyor. Bahçede büyük bir mermer çeşme ve oluklardan gelen suyun toplandığı bir hazne var. Hamam da ve taşlıkta bulunan mermer çeşmede oluklarda toplanan yağmur suları kullanılıyor.
Kuzey tarafında koridorun sonundan geçilen taşlıkta ön sağda yüklük içinde bir dönme dolap bulunuyor. O devirde harem mutfağında pişen leziz yemekler kadın hizmetliler tarafından bu dolap yardımı ile salamlık tarafına gönderiliyor ve erkek hizmetliler tarafından selamlıkta servise sunuluyor. Bu dolabın İstanbul'da ancak bir kaç örneği kaldı.
Mutfak zemini, kiremidi renkte, sekiz köşeli büyük mozaiklerle döşeli. Yalının yegâne kagir kısmı, bu mutfak bölümü. Son tamirde Anıtlar Yüksek Kurulu izni ile yalının bütünlüğünü sağlamak için bu bölüm de dıştan ahşap kaplandı. Zamanından kalma davlumbazı, asma kata çıkan asma merpeninin inşa tekniği ve görüntüsüyle, kanımızca yalının en ilginç bölümü.
Salih Efendi yalının bahçesinde, yıldız, kasımpatı, sümbül, şakayık, lâle gibi çiçekler yetiştiriyordu. Çapraz aşılama ile yarattığı yeni türlerle bezediği botanik bahçesi o zamanın en ünlüsü idi. Bu çiçeklerin bir yağlı boya (natürmort) tablosu, yalının ikinci katındaki bahçe giriş salonunda bulunmaktadır ve Hekim başının damadı mimar Süleyman Sami bey tarafından yapılmıştır.
Hekimbaşı Salih Efendi kimdir?
Hekimbaşı Saih Efendi Karadeniz eşrafından İsmail Efendi hacı olup Mekke’den döndüğü yıl 1816’da oğlu Mehmet Salih doğdu. Mehmet Salih, bebeklikten çocukluğa, çocukluktan ergenliğe geçerken Osmanlı İmparatorluğu, Sultan II. Mahmut’un yönetiminde her alanda uygar bir ülke olma yolunda ilerliyordu. Yapılan yeniliklerden biri de, 14 Mart 1827'de, İstanbul'da, Batı’lı anlamda ilk tıp okulu olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin kurulmasıydı.
Fransızca eğitim verecek olan “Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane”, 1839’da Sultan II Murat tarafından açıldı. Açılış yılında eğitime başlayan öğrenciler arasında Hacı İsmail Efendi’nin oğlu Mehmet Salih de vardı.
Sultan II Mahmut, Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane’nin açılışından birkaç ay sonra ölünce yerine oğlu Abdülmecit Osmanlı Padişahı oldu. Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane’nin ilk mezuniyet sınavı da, dört yıl sonra, Sultan Abdülmecit’in huzurunda yapıldı. Dört yıllık Fransızca eğitimi başarıyla tamamlayarak 1843’te mezun olmaya hak kazanan onaltı öğrenciden biri, mezunlar listesindeki ilk isim Mehmet Salih Efendi idi.
Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane’yi bitirdikten bir yıl sonra Doçent, ertesi yıl da Profesör olan Dr. Mehmet Salih Efendi’nin Tıbbiye’deki çalışkanlığı ve serbest hekimlikte gösterdiği başarısı kısa sürede kulaktan kulağa ulaşarak ünü yayıldı. Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, çocuklarına öğretmenlik yapmasını isteyince de, Salih Efendi Mısır’a gönderildi. Bir yıl Kahire’de kaldıktan sonra İstanbul’a döndü ve Saray’da, Abdülhak Hâmid’in dedesi Hekimbaşı Abdülhak Molla Efendi’nin yanında, İkinci Hekimbaşılık görevine atandı. Çok geçmeden, gene aynı yıl içinde Sultan Abdülmecit’in Başhekimliğine getirildi.
Hekimbaşı olduğu dönemde Avrupada ve Osmanlı topraklarında müthiş bir veba salgını oldu. 1866 da bütün Avrupa’lı hekimleri de toplayarak Galatasaray Lisesinde geniş çapta bir konferans düzenledi ve Uluslar arası Karantina kurallarının belirlenmesinde en önemli rolü üstlendi.
Hekimbaşı olarak saray yaşamının içine katılması, Salih Efendi için önemli değişikliklere atılan bir adım oldu. Sarayda gördüğü bir cariyeye âşık oldu. Onunla evlenebilmesi için Padişah’ın iznini alması gerekti. Ne var ki, bu ilk evliliğinden çocuğu olmayınca ikinci bir evlilik yapacak, bu eşinden 3 oğlu( Muhterem, Cevat, Hayri) doğacak ve 2. eşini de çocuklarını 60 yaşında çeşitli hastalıklardan kaybedince aşık olup evlendiği padişahın kız kardeşinin sevgili cariyesi Çerkez güzeli 16 yaşındaki üçüncü eşi Payidar Hanım’dan üç kızı ( Übeyde, Meliha ve Sakıbe) doğacaktı.
Gene Saray’a girip Hekimbaşı olarak çalıştığı yıllarda Dr. Mehmet Salih Efendi Anadolu Hisarı’ndan Kanlıca’ya giden yolda, deniz üzerinde olduğu için o gün ‘sahilhane’ bugün ‘yalı’ denilen ahşap bir ev sahibi oldu. Önceleri yalnız orta bölümündeki geniş sofa ile altında ve üstünde odaların bulunduğu bu yalıyı, eline para geçtikçe, her iki yanına ekler yaparak büyüttü. Denizden bakınca sol tarafında selamlık, sağ tarafında harem bölümleri bulunan yalının bahçesi ve kara tarafındaki tepelere uzanan arazide ilaç yapımında kullanılan çeşitli bitkiler, meyve ağaçları ve çiçekler yetiştirmeye başladı.
Sultan Abdülmecit’in ölümünden sonra saraydan ayrılan Dr. Mehmet Salih Efendi ölümüne kadar Tıp fakültesinde Nebatat ( Botanik) dersleri verdi . Tıp eğitiminin Fransızca yerine Türkçe okutulması için mücadele etti ve sultanı bu konuda ikna etti. Ders kitaplarının Fransızcadan Türkçeye çevrilmesinde büyük katkıları oldu.
Yetmişdokuz yaşına kadar uzun ve üretken bir ömür süren Hekimbaşı Salih Efendi, kızı Sakıbe altı yaşındayken bir Bayram Günü Anadolu Hisarı’ndaki bu yalıda öldü (1895). Cenazesi yalıdan kayıkla alındı ve Eyüp sultan’a deniz yoluyla nakledilip orada gömüldü.
Bugün, adını taşıyan bu yalıda, Hekimbaşı Salih Efendi’nin en küçük kızı Sakıbe Hanım’dan doğma torunu Mehlika Hanımın kızları Süveyda ve Zerhan ile çocukları Zeynep ve Salih Burak yaşamaktadır. (Kaynak: hekimbasiyalisi.com)
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’nı kim işletmektedir?
Yalıda düzenlenen konser, iş toplantısı, özel davet gibi organizasyonlar Yalı Organizasyon tarafından gerçekleştirilmektedir.
Hekimbaşı Salih Efendi Yalı organizasyon iletişim bilgileri nelerdir?
Adres: Körfez cd. no:53 Anadolu Hisarı-Beykoz-İstanbul
Telefon: 0216-462-2522
E-Posta: info@yaliorganizasyon.com
Web Adresi: www.hekimbasiyalisi.com