İzmir'in ve körfezin kuşbakışı seyir noktası olan Kadifekale, şehrin güneyinde 186 metre yükseklikteki bir tepe üzerindedir. Maalesef gecekondularla kaplıdır; İzmir'e deniz yönünden bakılınca ilk görünen yer olması nedeniyle, estetik bozmaktadır.
Kadıfekale nerede?
Kadıfekale; İzmir’de bir semttir. MÖ 4. yüzyılda kurulan kentten bugüne değin varlıklarını sürdüren Helen, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntılar vardır. İzmir’in güneyinde yer alır. Yaklaşık olarak 186 metre yükseklikteki bir tepe üzerindedir.
Kadıfekale’nin eski adı Pagos’dur. Büyük İskender'in generallerinden Lysmachos tarafından yaptırılan kalede halen bu döneme ait kalıntılara rastlanmaktadır.
Bölge, İzmir’in gecekondu mahallesi olarak bilinmektedir. Tarihi ve turistik bir semttir.
Kadıfekale semt tarihinde neler oldu?
MÖ 541'de Pers Kralı Krüs'ün, Lidya Kralı Krezüs'ü yenmesi ile başlayan Pers egemenliği İskender'in MÖ 334'de Ege kıyılarına çıkışına kadar tüm İyon yerleşimlerinde devam etmiştir. İskender'in Anadolu'ya çıkışı ve Pers egemenliğine son vermesi üzerine bölgede Helenistik dönem başlamıştır. Helenler beraberlerinde kendi şehircilik anlayışlarına uygun şehirleşme projeleriyle gelmiştir. Helenler’in istediği; Efes, Bergama, Rodos, İskenderiye gibi zamanın ticarette ve liman işletmesinde ileri gitmiş şehirleri ile boy ölçüşebilecek bir şehir olmuştur. Böylece bir şehrin eski İzmir'de kurulması hem konum hem de alanın küçüklüğü nedeniyle imkansız olmuştur. Bunun üzerine İskender, bugün Kadifekale olarak bilinen Pagos Tepesi ve eteklerine yeni şehri kurmayı düşünmüştür. Bu yeni İzmir'in kuruluşunda İskender'in Pagos Tepesi’nde gördüğü rüyanın yorumuna dayanmak yerine, dönemin deniz ve karada gelişen ticari potansiyelinin gelişmesinin dayattığı zorunluluk nedeniyle burada kurulmuş olduğuna inanmak, günümüz için çok daha bilimsel bir yaklaşım olmuştur.
İskender'in ölümünden sonra generalleri arasında ortaya çıkan çekişme nedeniyle proje bir süre sürüncemede kalmıştır. Rakibi General Antiganos'u MÖ 302'de öldüren Lysimachos yeni İzmir'in kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Şehri Pagos Tepesi ile iç limana bakan yamaçlarda kurmaya başlayan Lysimachos böylece 400 yıl önce Lidyalıların istilası ile yurtlarından edilen Meles Çayı etrafında küçük köysel yerleşimlerde yaşayan Homeros'un hemşerisi İzmirliler, İzmir'e gelip yerleşmiştir.
Kaynakların bazılarında Pagos Tepesinde Lysimachos öncesinde Leleglerce kurulu bir yerleşim bulunduğu ve depremle yerle bir olduğu, Lysimachos'un burayı tamir ederek yeni İzmir'i kurduğu belirtilse de yapılan kazılarda bu düşünceyi destekler buluntuya pek rastlanamamıştır. Bulunan eserler Helen, Roma ve Osmanlı Türk uygarlıkları karakterlerini taşıdığı görülmüştür. Akropol kalıntılarının temel bölümünde Helenistik, yükselen duvarlarda ise sıra ile Roma ve Bizans etkisinin gözlendiği kazı sonuçlarında belirtilmiştir.
Bugün Kadifekale'de izlerine rastlanan Akropol'den itibaren birisi Basmane (Şart Yolu) diğeri Eşrefpaşa (Efes Yolu) üzerinden denize inen iki sur yapılmıştır. Anadolu ticaretinde, dönemin en büyük potansiyeline sahip olan İzmir, su kemerleri, Gimnasion'u, stadyumu, tiyatrosu ve agorası ile son derece gelişmiş ve düzenli bir kent olarak imar edilmiştir. Pagos'da yer alan tiyatro 16.000 kişilik olup, kuzeye bakan seyirci tribünü denize karşı romantik ve muhteşem bir manzara sunmuştur.
Lysimachos'un başlattığı yeni İzmir şehirleşmesinin yayıldığı yamaçlar iç limana uzanmıştır. O dönemde iç liman, bugünkü Başdurak Camii ile Hisar Camii arasını kapsamakta ve Agoraya kadar uzanmaktadır. Strabon'a göre de şehir bu iç limana ve denize tümüyle hakim bir konumda bulunmakta ve hatta iç liman ağzı zincirle kapanmaktadır.
Birbirini dik kesen ve kemerlerle süslenmiş sokaklarıyla, stadyumu topluma açık meydanları ve Agorasıyla şehir çok düzenli bir plan çerçevesi içinde kurulup gelişmiştir.
Kale içerisinde kanallar ve depo yer almıştır. Bu kanallar ve deponun saldırılar esnasında şehrin su ihtiyacını karşılamak amacına yönelik olduğu sanılmaktadır.
MÖ 178 depreminde tüm şehrin yıkılması ve iç limanın da kısmen kapanmasına rağmen Roma İmparatorluğunca İzmir'in taşıdığı önem gereği kısa sürede tüm yapılar eskisinden daha iyi bir şekilde onarılmış ya da yeniden yapılmıştır.
Ortaya çıkan yapılar artık Helenistik bir karakter değil Roma damgası taşımaktadır. İzmir'in iç kalesi olarak işlev gören Pagos Tepesi 1317'den bu yana Türklerin elindedir. 1079'da Selçuklu Sultanı Kutalmışoğlu Süleyman Bey tarafından ilk kez ve ardından 1081'de Çakabey tarafından alınan İzmir, 1317'ye kadar zaman zaman bir Bizanslılar, bir Türkler tarafından alınır.
18. yüzyıla gelinceye kadar yerleşim yeri olarak kullanılmayan Kadifekale zamanla harabeye dönüşür ve bu yüzyıldan itibaren de taşları alınıp, aşağıdaki şehirleşmede kullanıldığından, tiyatro stadyum gibi büyük yapılar yok olur. 18. yüzyıldan sonra Kadifekale tekrar yerleşime açılır. Camiler, sarnıç ve yollar ile Osmanlı Türk karakterli yapılaşmalar görülür.
Bugüne kadar bu devrin eserlerinin kalıntıları belirsiz olarak gelebilmiştir. Çünkü bu devrin eserleri, gerekse antik kalıntılar, doğal tahribatın yanı sıra çok yoğun iskan nedeniyle sıkışıp kalmıştır.
Kadıfekale kentsel dönüşüm projesi kapsamında neler yapıldı?
1968 binadan 1958'inin yıkıldığı İzmir Kadifekale kentsel dönüşüm projesiyle, İzmir Büyükşehir Belediyesi TOKİ'nin Uzundere'de inşa ettiği toplam 3 bin 80 konutun, 2 bin 688'ini satın aldı. Belediye, isteyen vatandaşları Uzundere’deki yeni konutlarına taşıdı. İsteyenlere ise kamulaştırma bedelleri ödedi.
Kadifekale'de boşaltılan diğer binalar da şubat ayının başına kadar yıkılacak.
Önerilen Bağlantılar : TOKİ indirim 2016