Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Karantina - Konak - İzmir

1985 yılında veba salgınını önlemek için inşa edildi. Son günlerde ise Karantina Adası içinde yer alan yapıların müzeye dönüştürülmesi gündemde yer aldı.



Karantina-Konak-İzmir


Karantina nerede?


Karantina; İzmir’in Konak ilçesine bağlı bir semtidir. Adını; 1845 veba salgınını önlemek için kurulan karantina binasından dolayı alır. İzmir'in Küçükyalı, Mektupçu ve Halil Rıfat Paşa semtleri arasında yer alır. 


Bu bina, 1950'lerde Deniz ve Güneş Enstitüsü, 60'larda Kemik ve Mafsal Hastalıkları Hastanesi olan tesisler, 1986'da Urla Devlet Hastanesi'ne dönüştürüldü.  Antik çağ bağlantıları zamanla yıkılırken 1955 yılında dolgu alanlar yapıldı. Adada devlet hastanesi, Sağlık Bakanlığı Dinlenme Tesisleri, etüt merkezleri ve bir otel yer aldı. 


1865'te Osmanlılar tarafından Fransızlara yaptırıldı. Bu dönemde adanın karayla bağlantısı olması için Fransızlar bir de köprülü yol yaptı.


11 Şubat 1937 yılında aldığı bir karara göre eski adı Rum Karantina olan 2.Karantinanın adı Murat Reis Mahallesi olarak değiştirilerek Hatay bölgesi sınırları içerisine dahil edilmiştir. İslam Karantina olan, 1.Karantinanın adı ise Mithatpaşa mahallesi olarak değiştirilerek, bu bölgeye Küçükyalı ismi verilmiştir. Tarihsel adı olan Karantina'nın neden Küçükyalı olarak değiştirildiği bilinmemektedir.


Karantina’ya nasıl gidilir?


Urla'dan Karantina Adası'na kara bağlantısı var. Adaya geçtiğinizde yol ikiye ayrılıyor. Sağ tarafa dönen yol İzmir Urla Devlet Hastanesi'ne giderken soldaki Sağlık Bakanlığı Urla Eğitim ve Dinlenme Tesisleri'ne çıkıyor. Bu tesislere bakanlığa bağlı çalışanlar ve kamu personeli girebiliyor. Çok fazla ziyaretçisi olmayan adayı hastanede muayene olanlar, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü'nde çalışanlar ve Sağlık Bakanlığı Urla Eğitim ve Dinlenme Tesisleri'nde kalanlar ziyaret ediyor. 


Karantina geçmişinde sistem nasıl işliyordu?


Yolcular gemilerden indirilip soyunma odalarına alınırdı. Kıyafetler çıkarılıp filelere konulurdu. Peştamal ve takunya giyen yolcular, giysilerini 360 derece dönen dolaplara yerleştirirdi. Soyunma odalarının arka duvarında olan görevliler dönen dolaplardan kıyafetleri alıp dezenfekte işlemini başlatırdı. Peştamal ve takunyaları giyenler özel duş odasına alınırdı. Burada kendilerine verilen sabunlar ve özel sterilize edilmiş suyla yıkanırlardı. Duştan çıkanlara kıyafetleri iade edilirdi. Giyinenler doktor odasında muayeneden geçtikten sonra hasta olanlar karantinaya alınırdı. Sağlıklı olanlar da yolculuğuna devam ederdi. Hastalık taşıyanlar bir daha asla adadan çıkamazdı. Ölene kadar adada misafir edildikten sonra sönmüş kireç dökülen mezarlıklara gömülürlerdi.


Karantina Adası’nda neler yaşandı?


1894: Yemen'den gelen askerler Klazomen (Urla) Tahaffuzhanesi’ ne gönderilerek muayene edilip, karantina altına alındı. Bingazi'den Girit'e uğrayan Kayseri vapurunda karahumma hastalığı görüldüğü için yolcular karantinaya alındı.


1896: Petersburg'da kolera hastalığı görülmesi nedeniyle Finlandiya Körfezi'nden gelen gemiler Beyrut, Trablusgarb ve Klazomen'de karantinaya alındı. Koleranın yoğun olarak görüldüğü Flemenk ve Belçika limanlarından gelen gemiler, Beyrut, Trablusgarb ve Klazomen tahaffuzhanelerinde beş gün boyunca karantinada tutuldu.


1903: İzmir'de veba hastalığı yüzünden bir kişinin ölmesi üzerine tüm gemiler, burada karantinaya alındı, gemideki tüm eşyalar dezenfekte edildi. Klazomen Tahaffuzhanesi'nde karantina altına alınan Mısır Valisi Abbas Paşa'nın kardeşi Mehmet Ali Paşa'nın, Karantina bölgesinden çıkması doğrultusunda hakkında resmi işlem yapılıp yapılmayacağı sorun haline gelmişti.


1912: Klazomen'de karantina altında tutulan Rusyalı hacılar, adada olay çıkardı. Ancak yine de karantina süresi bitene kadar hacca gönderilmediler.


1917: Klazomen Hastanesi doktoru iken Berlin'de cinayet işleyen ve Berlin Konsolosluğu'na sahte mühürlü mektup götürmesinden dolayı takibe alınan Naster Rod, şüpheli halinden dolayı sınır dışı edildi.


Karantina hakkında Ertuğrul Günay neler söyledi?


İzmir’de yer alan Karantina Adası hakkında eski Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, 2011 yılında Karantina Adası’na yaptığı gezi esnasında ada hakkında şu açıklamalarda bulundu:


Şimdiye kadar çeşitli biçimlerde sağlık ünitelerinin kullandığı bir adaydı. Ama Urla'ya yeni bir hastane yapılması için ihale yapıldı. Bu hastane buradan çıkarsa, geri kalan ünitelerin de 1980'lerden bu yana arkeolojik alan olarak tespit edilmiş bu adadan bir ölçüde arındırılması, adadaki eski karantina merkezlerinin belki yine tarihi baskıyla müzeye dönüştürülmesi, üzerinde yeni yapı kullanmamak kaydıyla belki birkaç binanın butik otel haline getirilmesi ve adanın çekiciliğinin artırılması için arkeolojik kazı yapılması gerekiyordu.


Bu yaz yeni başladık, güzel veriler elde edilmiş, gelecek yaz burada nasıl bir yerleşimini olduğunu daha iyi anlarız. Karantina Adası'ndaki öteki yapılarla ilgili mülkiyet ya da kullanım fonksiyonlarını değiştirince, İzmir'in genelinde Urla'nın özelinde bir kültür turizmi merkezi haline umarım getirebiliriz.



Önerilen Bağlantılar : TOKİ Kayseri kura