Kira sözleşmesinin bildirim ya da dava sonucunda sona ermesi halinde kiracının belli bir süre içerisinde taşınmazı tahliye etmesi gerekiyor. Peki, kiracı anahtarı teslim etmezse ne yapılır?
Kira sözleşmesinin bildirim ya da dava sonucunda sona ermesi halinde kiracının belli bir süre içerisinde taşınmazı tahliye etmesi gerekiyor. Kiracının evi boşaltması durumunda kiracının anahtarı mal sahibine teslim etmesi gerekiyor.
Kanunen anahtar tesliminin ispatı kiracı yükümlülüğünde oluyor. Anahtar tesliminde, anahtar teslim tesellüm tutanağı imzalanabiliyor.
Ancak kimi kiracıları bu durumdan habersiz bir şekilde anahtarı teslim etmeden evi boşaltabiliyor. Ancak, anahtarın teslim edilmemesi kiracı adına dezavantajlar yaratabiliyor. Peki, kiracı anahtar teslim etmezse ne olur? Kiracı anahtarı teslim etmezse ne yapılır?
Kiracı anahtar teslim etmezse..
Yargıtayın bu konuda aldığı kararlara göre, kiralanan yerin fiilen boşaltıldığını ancak anahtarın teslim edilmediğini ispat eden ev sahibi, kontrat bitse bile kiracıdan aidat ve kiraları isteyebiliyor.
Yargıtay Kararı:
Kiracının kiralananı teslim ettiğini ispat etmesi gereği:
Özet: Tahliye taahhüdünün verilmiş olması kiralanının mutlaka o tarihte tahliye edildiğini göstermez. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tahliyenin hangi tarihte gerçekleştiği konusunda toplanmaktadır.
Davacı, teslim tesellüm başlığı altında düzenlenen belgeye rağmen kiralananı 15 Haziran 2012 tarihinde tahliye ettiğini ileri sürerek ödenmeyen kira bedelini istemiştir.
Davalı kiralananı taahhüt ettiği tarihte boşalttığını savunmuş ise de bu savunmasını kanıtlayamadığı gibi Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğünün 4.2.2004 tarihli cevabı yazısının ekindeki davalının vergi dairesi müdürlüğüne verdiği 13.1.2004 tarihli dilekçesinde Karabacak Mevki Yakacık Köyü 8 Sk. No: 13 Yenimahalle/Ankara adresindeki dava konusu kiralanana ait iş yerini 15.12.2003 tarihi itibariyle İstanbul Yolu 25 km. 263/3 Sarayköy/Kazan adresine taşıdığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davalının vergi dairesine bu başvuru dilekçesi dahi davacının iddiasını doğrulamaktadır. Bu durumda taraflar arasında kira bedeli konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığına göre talep gibi karar vermek gerekir.
Dava:
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar:
Dava kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Mahkeme davayı ret etmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalının müvekkiline ait işyerinde 1.2 1998 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı iken 15.6.2002 tarihinde sözleşmeyi tek taraflı olarak feshederek tahliye ettiğini, 1.2.2002 tarihinde başlayan yeni dönem kirasının net 1.850.000.000.-TL olduğunu, eksik ödenen 2002 Mayıs ayı kirası ile 2002 haziran ayına ait 15 günlük kira bedeli ve işleyen faizi için icra takibi yaptıklarını, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılmasını ve %40 icra tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili ise, davanın haksız ve yersiz açıldığını 15.5.2002 tarihinde sözleşmenin sona ermesi nedeniyle karşılıklı mutabakat sonucu tahliye edildiğini, kiralarında ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan davalının imzasını taşıyan 6.2.2002 tanzim tarihli teslim tesellüm belgesinde davalı kiralananı 15.5.2002 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt etmiştir. Davalının bu beyanına davacıda katılarak belgeyi imzalamıştır. Davacının bu şekilde belgeyi imzalamış olması diğer haklarından vazgeçtiği anlamına gelmeyeceği gibi kiralananında bu tarihte tahliye edildiği anlamına gelmez. Tahliye taahhüdünün verilmiş olması kiralananın mutlaka o tarihte tahliye edildiğini göstermez. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tahliyenin hangi tarihte gerçekleştiği konusunda toplanmaktadır.
Davacı teslim tesellüm başlığı altında düzenlenen belgeye rağmen kiralananı 15 Haziran 2002 tarihinde tahliye ettiğini ileri sürerek ödenmeyen kira bedelini istemiştir. Davalı kiralananı taahhüt ettiği tarihte boşalttığını savunmuş ise de bu savunmasını kanıtlayamadığı gibi Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğünün 4.2.2004 tarihli cevabı yazısının ekindeki davalının Vergi Dairesi Müdürlüğüne verdiği 13.1.2004 tarihli dilekçesinde Karabacak mevki Yakacık Köyü 8.Sk.No:13 Yenimahalle/Ankara adresindeki dava konusu kiralanana ait iş yerini 15.12.2003 tarihi itibariyle İstanbul yolu 25 Km.263/3 Sarayköy/Kazan adresine taşıdığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davalının vergi dairesine bu başvuru dilekçesi dahi davacının iddiasını doğrulamaktadır. Bu durumda taraflar arasında kira bedeli konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığına göre talep gibi karar vermek gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
Işıl Seren KESKİN/Emlakansiklopedisi.com