Vecihi Paşa’nın kızı ve Berlin büyükelçisi Sadullah Paşa’nın eşi Necibe Hanım’ın gelini Mısırlı Prenses Rukiye’ye yüz görümlülüğü olarak hediye ettiği yalıdır. Prenses Rukiye'nin lanetinin günümüze kadar ulaştığı söylenir.
Prenses Rukiye Yalısı
Prenses Rukiye Yalısı nerededir?
Yalı, eşinin ailesi tarafından yüz görümlüğü olarak son Mısır Hıpi Abbas Hilmi Paşa’nın kızı Prenses Rukiye’ye hediye edilmiş. XIX. yüzyılın sonlarında yapılmış olan bina, bir zamanlar en büyük yalılardan biriymiş. Arkasında Mihrabad Korusu bulunan yalıyı Türkiye Jokey Kulübü’nün ünlü isimlerinden Özdemir Atman 1957 yılında satın almış.
Prenses Rukiye Yalısı’nın tarihçesi nedir?
Prenses Rukiye yalısı ; İstanbul Boğazı’nın Anadolu yakasında Beykoz Kanlıca Körfez Caddesi ile Mihrabat koyu arasındaki yalı 1800 tarihlerinde Vecihi Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Bugünkü yalı o eski yalı değildir. Bugünkü yalı Mihrabat koyundaki en büyük yalıdır. Vecihi Paşa, Haremeyn-i Şerifeyn Muhafızı idi. Ama çok becerikli bir adam olduğundan bir çok işle uğraşmıştır. Bir çok yerde valilik ve Belgrad ve Hicaz’da muhafızlık görevlerinde bulunmuştur. Vecihi Paşa aynı zamanda ressamlık, şair ve romancı idi. Gönül Güneşi ve Mehcüre isimli romanları vardır. Ayrıca oldukça iyi derecede keman, ud ve tambur çalardı. Çok büyük miktarda gayrimenkulleri vardı. Mihrabat korusu ve koydaki iki yalıda Vecihi Paşa’nındı. Ankara Havalimanı olan Esenboğa’nın 1000 dönümlük arazisi Vecihi Paşa’nın çiftliğinin bir parçası idi. Vecihi Paşa Yalısı’nın Harem bölümü daha sonra Prof. Hazım Atıf Kuyucak tarafından satın alınmıştır. Bu yapı yıktırılarak yerine bir apartman yapılmıştır. Bugünkü yalının Prenses Rukiye yalısı olarak adlandırılması ise ayrı bir hikayedir.
Vecihi Paşa’nın kızı ve Berlin büyükelçisi Sadullah Paşa’nın eşi Necibe Hanım, gelini olan Prenses Rukiye’ye yüz görümlülüğü olarak hediye etmiştir. Prenses Rukiye, Mısırlı Mehmet Ali Paşa’nın torunu Abdülhalim Paşa’nın kızıydı. İlerki yıllarda Prenses Rukiye, 1895 yılında yalıyı yıktırarak bugünkü yalıyı yaptırmıştır.
Yalının plan özellikleri neler?
Yalı, Körfez Caddesi üzerinde, Kanlıca Koyu'nda deniz kıyısında bahçe içinde yer almaktadır. Arkasında Mihrabat korusu bulunur. üç katlı, ahşap inşa edilen yalı, orta sofalı plan şemasındadır. Dikdörtgen planlı sofa uzun kenarı denize paralel şekilde uzanır.
Yalının cephe özellikleri nelerdir?
Ahşap, üç katlı yalının görünümü neo-klasik üslup özellikleri sergiler. Güney batıda bir su basman üzerinde yükselen deniz cephesinde önde bir rıhtım bulunmaktadır. köşelerde konumlanan odalar iki kat yüksekliğinde öne doğru uzanır. Ortada eyvan cephesi geridedir. Bu bölüme üçüncü katta bir balkon yerleştirilmiştir. Katlar arası dişli friz bir kornişle belirlenmiştir. Her iki katta da pencereler panjurludur. Üçüncü kat pencerelerinin üzerine üçgen alınlıklar yerleştirilmiştir. Üstte kırma çatı yükselir. Kuzeybatı cephesinde de benzer mimari öğelere yer verilmiştir. Bu yönde eksende sofa iki kademede öne taşırılmıştır. Katlar arası dişli friz bir kornişle belirlenmiştir. Eksende zemin katta giriş, dört sütunla desteklenen çıkmanın altından düzenlenmiştir. İki yanda pencereler ile üst katlarda ikişer pencere bulunur. Geride kalan yüzeyde her katta birer pencere düzenlenmiştir. Cephenin iki ucunda her katta bir pencere bulunur. Farklı olarak kuzeybatı uçta zemin katta bir servis kapısı yer alır. Cepheler ahşap kaplı üzeri beyaz badanalıdır. (Kaynak: istanbulkulturenvanteri.gov.tr)
Prenses Rukiye’nin laneti mi tuttu?
Star Gazetesi’nin 27 Haziran 2008 tarihli haberi şöyle; Tapu çetesinin Vanda Ayaşlı Esen’i öldürüp gasp ettiği ‘Prenses Rukiye Yalısı’, sahiplerine mutluluk getirmedi. Sadullah Paşa’dan Ayşegül Tecimer’e kadar kimse yalıda huzurlu bir hayat yaşayamadı
Kanlıca’daki yalı 1900’lerin başında Rukiye Hanım tarafından yenilenerek ‘Prenses Rukiye Yalısı’ adını aldı. Prenses Rukiye’nin eşi Abbas Halim Paşa, sarrafa olan borç yüzünden yalıyı Esad Muhlis Paşa’ya sattı. Yalı Esad Muhlis’ten oğlu Sadullah Paşa’ya kaldı. Lanet burada başladı. Sadullah Paşa Viyana elçisi iken Avusturyalı Anna Schumann ile yaşadığı yasak aşk ortaya çıktı. Sadullah Paşa, bunalıma girerek intihar etti. En büyük oğlu Asaf Bey de yasak aşk yaşadı. Ve zorla evlendirildi, mutsuz oldu. O da babası gibi intihar etti. Ardından yalı Vanda Ayaşlı Esen’e kaldı. Önce yalıyı satmak isteyen Vanda Hanım, emlak şirketiyle anlaşamayınca vazgeçti. Yalıyı Ayşegül Tecimer’e kiraladı. Tecimer, 1997’de adı tarihi eser kaçakçılığına karışınca 1998’de Marakeş’e kaçtı. Vanda Ayaşlı Esen de çete tarafından öldürüldü. Yalısı gasp edildi, oğlu kaçırıldı. Ancak yalı çete lideri Çetin A’ya da yar olmadı. Çete operasyonla çökertildi. Yalı Vanda Hanım’ın oğlu İbrahim Esen’e kaldı.
Önerilen Bağlantılar : 3. Havalimanı