Avustralya’nın başkenti Sidney’in 10 yılda tamamlanabilen sembol binası. Sidney Opera Binası (Evi), mimarı Danimarkalı Joern Utzon’a 2003 Pritzker Mimarlık Ödülü’nü kazandırmıştır. Sidney Opera Binası’nın 1963’te açılması bekleniyordu ama 1973’te açılabildi. 7 milyon dolara mal olması beklenirken maliyeti 100 milyon doları da geçti.
Sidney Opera Binası, Avustralya
Sidney Opera Evi’nin ölçüleri nelerdir?
Sidney Opera Evi (Sydney Opera House), Sidney'in sembolü ve 20. yüzyılın en ünlü yapılarından biri. Danimarkalı ünlü mimar Jørn Utzon bu eseriyle 2003 Pritzker Mimarlık Ödülünü kazanmıştır. UNESCO Dünya kültür mirasına eklenmiştir.
Bina 183 m uzunlukta ve 118 m genişlikte olup 1,8 hektarlık bir alanı kaplar. Benzersiz çatısı 67 m ye kadar yükselir ve İsveç'ten getirilmiş 1.056.000 adet beyaz seramik fayansla bezenmiştir. 580 m adet beton ayak, yerin 2222 m kadar derinine inerek yaklaşık 160.000 ton ağırlığındaki yapıyı taşırlar.
Sidney Opera Binası’nın içinde neler var?
Opera binası 5 tiyatro salonunu içerir. Bunlar, 2679 koltuklu Concert Hall (Konser salonu), 1547 koltuklu Opera Theatre (Opera tiyatrosu), 544 koltuklu Drama Theatre, 398 koltuklu Playhouse ve 364 koltuklu Studio Theatre 'dır. Yapının toplam 1000 odası vardır. Bunlar içinde 5 tane prova stüdyosu, 60 tane soyunma odası, 4 lokanta, 6 bar ve çok sayıda hatıra dükkânı vardır. 25.000 kişilik bir şehirin ihtiyacını karşılayacak kadar elektrik kapasitesine sahiptir ve elektrik kablolarının uzunluğu 645 km dir.
Sydney Opera Evi’nin 40'ıncı yaşı nasıl kutlandı?
Avustralya'nın en önemli sembollerinden Sydney Opera Evi, Ekim 2012’de görkemli bir törenle 40'ıncı yaşını kutladı.
Radikal Gazetesi’nin haberine göre; "İnsanoğlu tarafından yaratılan başyapıtların tartışmasız bir örneği" olarak Dünya Miras listesinde yer alan Sydney Opera Evi'nin 40'ıncı yaşgünü törenlerle kutlandı. Pazar günü gerçekleştirilen törende cankurtaran filosu ve Aborjin dansçıların yanı sıra dev bir 'cupcake' de vardı. Büyük bir kalabalık tarafından izlenen törende, Sydney Opera Evi'nin Danimarkalı mimarı Jorn Utzon'un ailesinin üç kuşağı kapsayan üyeleri de onur konuğuydu. Utzon, çocukluğunda gördüğü limanlardan etkilenerek yaptığı tasarımla 1956'da Sydney Opera Evi için yapılan yarışmayı kazanmış, Avustralya da böylece en ünlü sembolüne kavuşmuştu. Avustralya'yla özdeşleşen unsurların kullanıldığı kutlamada cankurtaranlar, doğumgünü pastası yerine kullanılan dev 'cupcake'i sahneye taşıdı, Aborjin dansçılar, ruhani arınma amaçlı geleneksel duman törenlerini gerçekleştirdi, Avustralyalı Cold Chisel grubunun solisti Jimmy Barnes da deniz bandosu ve okul korosu eşliğinde 'Mutlu Yıllar' şarkısını seslendirdi.
Sydney Opera Binası’nın yapım hikayesi nedir?
1959'da Sydney'e bir opera binası yapmak için düzenlenen tasarım yarışmasına 32 ülkeden 222 kişi katıldı. Kazanan neredeyse hiç tanınmayan, 40'lı yaşlarında Hollandalı bir mimar, Joern Utzon oldu. Diğer yarışmacıların çoğu gibi binanın yapılacağı yeri hiç görmeden, fotoğraflara bakarak çalışmıştı. Tasarımı, kısmen Sydney'in eşsiz güzellikteki limanında duran yatların yelkenlerinden, kısmen de Meksika'da gördüğü Maya ve Aztek tapınaklarından ilham almıştı.
Binanın yapımına 1959 yılında başlandı. Ove Arup & Partners firmasının yaptığı inşaat çalışmaları 3 ana etap halinde ilerledi. Birinci etap podyumların inşaasıydı (1959–1963), ikinci etap çatının tamamlanmasıydı (1963–1967) ve üçüncü etap ise iç mekanların tamamlanmasıydı (1967–73). Böylece 183 m uzunlukta ve 118 m genişlikte olan binanın yapımı 14 yıl gibi bir sürede tamamlanmış oldu.
Utzon'un tasarımı diğerlerine göre çok daha sıra dışı ve heyecan verici olmasının yanı sıra, hayata geçirilmesi en zor projeydi. Önerilen binanın hem görüntüsü hem de yapım masrafı büyük tartışmalara yol açtı. Sydney sokaklarındaki taksi şoförleri bina üzerine, yumrukların konuştuğu tartışmalara girdiler. Binanın 1963'te açılması ve yedi milyon dolara mal olması bekleniyordu. Ancak 10 yıl sonra açılabildi ve tutarı 100 milyon doları geçti.
Paranın çoğu düzenlenen piyangolarla toplandı. Aralıksız tartışmalar ve şiddet olayları arasında proje yine de ilerledi. Utzon 1966'da hoşnutsuzluk içinde istifa etti. Yapının güzel beton iskeletinin ya da 'yelkenlerinin' (elips paraboloitler), orijinalindekine uygun yapılmasının imkansız olduğu anlaşıldı ve tasarımda değişiklik yapıldı.
Sorunu çözmek için binlerce saat süren bilgisayar çalışmaları yapıldı. Sonuçta ortaya çıkan yapı Utzon'un tasarımının olduğu kadar, Ove Arup'un mühendisliğinin de bir zaferidir.
Bina, Sydney limanının yanında, adını koloninin ilk valisinin Aborijin bir arkadaşından alan Bennelong Noktası’nda kurulmuştur. Bina 1.8 hektarlık bir alanı kaplar. Çatı iskeleti 161 bin ton ağırlığındadır ve 350 km lik kablolarla desteklenir. Yelkenlerde bir milyondan fazla temizlik gerektirmeyen ve güneşte parlayan anti bakteriyel, seramik İsveç kiremidi bulunur.
Bina, dünyadaki en büyük tiyatro perdelerine sahiptir. Yün perdelerin her biri yaklaşık 93 metrekare alanı kaplar ve altı kişi tarafından çekilir. Konser salonundaki org dünyanın en büyük mekanik orgudur ve 10 bin 500 boruya sahiptir.
Bina 183 m uzunlukta ve 118 m genişliktedir. Benzersiz çatısı 67 m'ye kadar yükselir ve İsveç'ten getirilmiş 1.056.000 adet beyaz seramik fayansla bezenmiştir. 580 m adet beton ayak, yerin 2222 m kadar derinine inerek yaklaşık 160.000 ton ağırlığındaki yapıyı taşırlar.
Binada beş farklı gösteri salonu, bir sinema ve iki restoran bulunur. Opera salonu 1550, konser salonu ise 2700 kişilik oturma kapasitesine sahiptir.
Opera binası 5 tiyatro salonunu içerir. Bunlar, 2679 koltuklu Concert Hall (Konser salonu), 1547 koltuklu Opera Theatre (Opera tiyatrosu), 544 koltuklu Drama Theatre, 398 koltuklu Playhouse ve 364 koltuklu Studio Theatre 'dır. Yapının toplam 1000 odası vardır. Bunlar içinde 5 tane prova stüdyosu, 60 tane soyunma odası, 4 lokanta, 6 bar ve çok sayıda hatıra dükkânı vardır. 25.000 kişilik bir şehirin ihtiyacını karşılayacak kadar elektrik kapasitesine sahiptir ve elektrik kablolarının uzunluğu 645 km dir.
Opera Binası resmen 20 Ekim 1973'te, Kraliçe II. Elizabeth tarafından açıldı. Bina, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana inşa edilmiş en güzel yapılarından biri olma iddiasını taşır. En iyi limanın suları üzerinden görüntü veren bina, havalanmaya hazır dev bir kuğuyu andırır.