Mimar Ahmet Vefik Alp tarafından projelendirilen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın onayına sunulan Taksim’e cami projesi, Türkiye gündemini 45 yıldır meşgul eden bir tartışma…SON DAKİKA: Taksim'e cami projesini de içeren Beyoğlu Nazım İmar Planı, 10. İdare Mahkemesi tarafından İPTAL EDİLDİ...
Ahmet Vefik Alp'in Taksim Camii projesi...
Taksim'e cami projesi nasıl iptal oldu?
Hürriyet Gazetesi'nde Mustafa Küçük imzalı ve 24 Aralık 2013 tarihli haber şöyle;
Beyoğlu Nazım İmar Planı 10. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi
İstanbul 10’uncu İdare Mahkemesi, Taksim Cami projesi ve Galatasaray Katlı Otoparkı dahil, bir çok projenin dayanağı olan 1/1000 ölçekli “Beyoğlu Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Uygulama Planı” ile 1/5000 ölçekli “Beyoğlu Nazım İmar Planı”nı iptal etti.
Mahkeme, her iki planın bölgenin özelliğini yeterince gözetmediği, bütünsellikten uzak, korumaya en çok muhtaç alanların özelleştirme, kentsel yenileme veya turizm alanı ilan edilerek koruma planı kapsamı dışına çıkarıldığı gibi pek çok gerekçeyle iptal kararını oy birliğiyle verdi. Karar sonrası belediye 6 ay içinde, mahkemenin gerekçeli kararındaki itirazlar dikkate alarak planları yeniden yapmak zorunda. Bu süreçte, Beyoğlu’ndaki imar hareketleri, kurul kararları onayıyla ‘Geçici Yapılaşma Koşulları’yla yürütülecek.
Cihangir Güzelleştirme Derneği ve Galata Derneği’nin, Beyoğlu Belediye Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine 2011 yılında açtığı dava 25 Eylül 2013’te oybirliğiyle sonuçlandı. Karaköy’deki Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nde, Beyoğlu Semt Dernekleri Platformu üyeleri basın toplantısıyla kararı kamuoyuna açıkladı.
18 YIL KADERİNE TERK EDİLDİ
Beyoğlu Semt Dernekleri Platformu Sözcüsü Cem Tüzün, 1993 yılında Beyoğlu’nun önemli bir bölümünün “Kentsel Koruma Alanı” olarak ilan edildiğini ve yasa gereği 6 ay içerisinde bir koruma amaçlı imar planı hazırlanması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Ancak bu gerekliliğin başladığı 1994 yılı ilkbaharından itibaren bu koruma amaçlı imar planı yapmakla sorumlu olan büyükşehir belediyesinde Recep Tayyip Erdoğan, Ali Müfit Gürtuna ve Kadir Topbaş ile Beyoğlu’nda ise Nusret Bayraktar, Kadir Topbaş ve Ahmet Misbah Demircan dönemlerinde 18 yıl boyunca bu imar planı hazırlanmadı. Beyoğlu bir anlamda kaderine terk edildi. Bu süreç içerisinde ‘Geçici Yapılaşma Koşulları’yla Beyoğlu’ndaki imar hareketleri yürütülmeye çalışıldı. Bu durumda çok sayıda rüşvet, yolsuzluk yolları açıldı. Kaçak yapılaşma ve göz yummalar oldu. Beyoğlu’nun birçok mahalleside çöküntü haline getirildi. Tarlabaşı bunun en bariz örneklerinden biridir. Aynı şekilde Bedrettin Mahallesi’nde yurttaşların kendi oturdukları evlere bir çivi dahi çaktırmadılar. 2011 yılında aniden bir imar planı hazırlandı. Koruma amaçlı olduğu iddia edilen 1/1000 ve 1/5000’lik planlar ard arda açıklandı. Buna ilişkin bizim Beyoğlu’ndaki semt dernekleri olarak başlattığımız çeşitli süreçler oldu. Belediyeye katkılar koymaya çalıştık. İmar planları açıklandığında itirazlarımızı yaptık. Akabinde yargıya başvurmak zorunda kaldık.”
Haberin devamı için tıklayın!
Son dönemde cami projesi hız kazanmış, hatta Ahmet Vefik Alp, caminin projesini bile çıkarmıştı. Peki mimar Ahmet Vefik Alp kimdir?
Taksim Cumhuriyet Camii Projesi'ni tasarlayan Ahmet Vefik Alp hakkındaki detaylı bilgiler için tıklayın!
Taksim’e cami tartışmaları ne zaman başladı?
Türk medyasında 2002 yılında çıkan bir habere göre; Ziraat Bankası, Taksim'deki 1624 metrekare arsasını 40 trilyon 600 milyar liraya satışa çıkardı. İmar planına göre buraya ya cami ya yeşil alan yapılabilir. Tek alıcı var Taksim Cami Vakfı. Ancak paraları yok.
İstanbul Taksim Meydanı'na cami yapılsın mı yapılmasın mı tartışması 1968'den beri var. Danıştay 1983'te Taksim'e cami, çarşı, otopark yapılmasının kamu yararına uygun olmadığını belirtip camiye izin vermedi.
1994'te İstanbul Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan da caminin yapılması için kampanya yürüttü. Ancak caminin yapılması planlanan arsanın altında tarihi eserler bulununca tartışma küllendi.
(…) Taksim Meydanı'na birkaç metre mesafede, Sular İdaresi'nin hemen arkasında olan bu arsa 1626 metrekare.
Bir dönem otopark olarak da kullanılan arsa, imar planına göre sadece yeşil alan ya da mescit olarak
değerlendirilebilir. Bunun dışında arsa üzerinde herhangi bir yapılaşma mümkün değil. Ancak kimse 41 trilyon ödediği arsayı yeşil alan yapmak istemez. Bu yüzden de arsanın tek bir alıcısı var. O da Taksim Cami Kültür ve Sanat Vakfı. Her ayın birinci ve üçüncü Salı günleri ihaleye çıkan arsa için teklif veren bu vakıf, 40 trilyon 600 milyar lira fiyatı pahalı bulduğu için şimdilik vazgeçti. Vakfın Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa İmamoğlu ise arsanın fiyatının çok yüksek olduğunu ileri sürdü. İmamoğlu 'Sadece yeşil alan ve cami yapılabilecek bir arsanın astronomik bir rakamla satışa çıkartılmasında artniyet olduğunu düşünüyoruz' dedi.
Taksim’e camiye onay ne zaman çıktı?
Yıllardır gündemden düşmeyen Beyoğlu İmar Planı, 21 May 2009 günü Büyükşehir Meclisi'nde onaylandı. Peki cami nereye yapılacak?
Yıllardır gündemden düşmeyen Beyoğlu İmar Planı, sonunda Büyükşehir Meclisi'nde onaylandı. Plana göre Maksem'in yanında bulunan ve mescit olarak geçen yapı arkasındaki otoparkla birleştirerek buraya büyük bir cami yapılacak.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 1993 yılında SİT alanı ilan etmesinden sonra Belediye'den istediği 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı geçen hafta İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ne sunuldu. CHP'lilerin ret oyu verdiği plan İstanbul Belediye Meclisi'nce kabul edildi. CHP'li meclis üyesi Mehmet Yıldız, daha önceki planda olmayan Taksim Su Maskemi'nin arkasında mescidin yeni plana işlendiğini söyledi.
Taksim'deki mescidi planlara işleyen not raporun 14. maddesine şöyle tanımlanıyor: "Plan Notlarının III. Arazi kullanım Kararları IIILD.11.maddesi kısmen iptal edilerek ve yeni not eklenerek 'bu alanda Dini Tesisler' yapılabilir şeklinde düzenlenmiştir."
Taksim’e cami projesine ilk tepkiyi kim verdi?
Nazım Planı'na ilk tepki Mimarlar Odası'ndan geldi. Oda'nın İstanbul Şube Müdürü Eyüp Muhçu, planın iptali için dava açacaklarını söyledi. Muhçu şöyle konuştu: "1/5000 ölçekli planda mescit ve arkasındaki otopark cami alanı olarak gösterilmiş olsa bile bunun hukuken bir geçerliliği olmaz. Çünkü hazırlanan Koruma Amaçlı Nazım Planı'dır. Tarihi yapının bitişiğinde yeni bir yapı yapılamaz. Son derece yanlış bir işlem yapılmıştır. Bir dayatma yapılmak isteniyor ama hukuka aykırıdır. Belediyenin hazırladığı planda tarihi su kemerinin arkasına yapılacak cami için 'yan ve ön bahçe aranmaksızın' deniyor. Bu ifade su kemerine bitişik yapılabilir anlamına geliyor."
Taksim'e cami projesi mahkemeden ne zaman onay aldı?
Taksim'e cami projesiyle ilgili Şehir Plancıları Odası'nın açtığı davayı, Akşam Gazetesi’nin 20 Haziran 2012 tarihli haberine göre; İstanbul 1.inci İdare Mahkemesi reddetti.
Uzun yıllardır tartışılan Taksim'e cami projesinde önemli gelişme. İstanbul 1.inci İdare Mahkemesi, Şehir Plancıları Odası'nın açtığı iptal davasını reddetti. Kararda 'Bölgenin Müslüman nüfus yapısı değişti. 100 yıldır cami yapılmadı, ihtiyaç aşikar' denildi.
Taksim'e cami projesinde önemli gelişme yaşandı. İstanbul 1'inci İdare Mahkemesi, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi'nin, projenin meydanın tarihsel kimliğine zarar vereceği iddiasıyla açtığı iptal davasını reddetti. Mahkeme, kararında camiye vize gerekçelerini şöyle sıraladı.
- Taksim cami alanının öngörülen alan büyüklüğü ve parselin konumu büyük ölçekli bir mimari boyuta ulaşmıyor.
- Cami yapılması öngörülen yerde bir mescit yer alıyor. Tuvalet ile iç içe ve teneke minareli oluşu nedeniyle görsel olumsuzluk oluşturuyor.
- Tüm önyargılardan uzak tarafsız bir gözlemle bilimsel veriler olarak proje kamu yararı açısından olumsuzluk oluşturmuyor.
- Müslüman nüfus yapısı Cumhuriyet döneminde önemli şekilde değişen ve yaklaşık 100 yıldır herhangi bir cami inşaa edilmediği gibi Taksim Kışlası içinde bulunan cami de yıkıldı.
- Bölgede cami sayısı yetersiz, Cuma günleri cadde ve sokaklarda ibadet ediliyor. Yörede cami ihtiyacı aşikar.
- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, yakın çevresindeki geleneksel mimari ve kentsel doku göz önünde bulundurularak hazırlandığını ve caminin meydandan ağımsız düşünülmesi gerektiğini ifade ediyor.
- Büyükşehir Belediyesi mahkemede verdiği savunmasında, 'Dava konusu imar planı bölgede yaşayan halkın ve sivil toplum örgütlerinin yazılı ve görsel görüşleri alınarak, bilimsel-teknik ve hukuki alt yapısı ile birlikte meri koruma ve imar mevzuatına, planlama teknikleriyle kamu yararına uygundur' demişti.
- Kültür ve Turizm Bakanlığı 'su maksemine zarar vermemek, civardaki mezbeleliği kaldırmak şartıyla sakınca yok' demiştir.
- Tesis olunan işlem hukuka uygundur.
Öte yandan Davaya müdahil olarak katılan Taksim Cami Kültür ve Sanat Vakfı, 'Yapılacak Taksim Camii sadece bir ibadet mekanı değil, bir buluşma odağı olarak algılanması gerekiyor' diyor.
Mimar Alp projeyi hazırlamıştı
Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı Mimar Ahmet Vefik Alp'e 'Taksim Cumhuriyet Camii ve Dinler Tarihi Müzesi Projesi' hazırlatmış ve bu proje Uluslararası Mimarlar Birliği Ödülü' almıştı.
Gizli tutulan Taksim’e cami projesi ne zaman açıklandı?
Yıllardır tartışılan Taksim Meydanı'na cami gerçek oluyor.Ahmet Vefik Alp 'gizli proje'yi hazırladıklarını söyledi. 09 Şubat 2012 tarihinde Habertürk televizyonunda Türkiye 'nin Nabzı programına katılan Mimar Ahmet Vefik Alp projeyi ilk kez açıkladı.
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp "gizli proje" dediği proje hakkında şu açıklamayı yaptı: "2 yıl evvel Taksim Camii Sanat ve Kültür Vakfı bize bir görev verdi. Taksim'e bir cami yapılması konusunda yetki verdi. 2 sene çalışıldı, 5 proje hazırlandı. Bir tanesi öne çıktı. Projelerdeb ikisini biz hazırladık. Sonunda bir tanesi öne çıktı. Yerini de söyleyeyim: Sular İdaresi diye bildiğimiz, şimdi sergi alanı olarak kullanılan binanın arkasında bir otopark var. Hatta ucunda çiçekçiler var. Arsa orası ve çok küçük bir arsa... 2500 metrekare... İlk günden vakfa şunu söyledim, ki bu vakıf eskiden dernekti başkanı da Sayın Başbakan'dı. 'Ben Sinan kopyası çizmem' dedim. Çağının teknolojisini, gelenek ve göreneğini yansıtıyorsa mimari değerlidir. Sadece bir cami olarak görmedik, bir kültür merkezi olarak gördük. Dinler tarihi müzesi var. Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlığın tanıtıldığı bir medeniyetler beşiği. Turistlerin de gezebileceği, dinlerin nasıl oluştuğunu görebileceği bölümler var. Bu projede çağdaş bir yorum getiriyorum. Belki cami mimarisinde yeni bir ekol yaratılıyor. Sinan bugün yaşasaydı nasıl bir yorum yapardı, diye düşündük. Şuna dikkat ettik: Bugünkü teknoloji, değerler hakim olacak. Ama caminin de geleneksel görüntüleri kaybedilmeyecek. Beyoğlu Belediye Başkanımız, Büyükşehir Belediye Başkanımız, Müftümüz, milletvekilleri projeyi gördü. Şu anda Sayın Başbakan, Vakıf Başkanı'nın konuyu değerlendirmesini bekliyor. Taksim'e cami isteyenler var istemeyenler var. Bu konulara girmek istemiyorum. Ama yurtdışında tanınmış hocalarla paylaştık çok iyi not aldık. Bu projenin ideolojik kavgalar arasında harcanması beni çok üzer."
Taksim’e cami alanı kimin?
Vatan Gazetesi’nde 29 Kasım 2012 tarihinde yayımlanan habere göre; Başbakan'ın sözleriyle gözlerin bir kez daha çevrildiği Taksim camii için, tarihi su maksemin arkasındaki 2 bin 600 metrekarelik alan dini tesis alanı olarak ayrıldı. Alan, Vakıflar ile Hazine'ye ait....
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "Çamlıca'daki cami için proje içime sindi. Taksim'e cami için de birkaç parsel kamulaştırılıyor" açıklamasının ardından gözler tekrar Taksim'e çevrildi. Sözkonusu cami, tarihi su maksemin arkasında, bugün otopark olarak kullanılan alana yapılacak. Dini tesis alanı olarak yaklaşık 2 bin 600 metrekarelik alan ayrıldı. Caminin yapılacağı alan, Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait. Maksemin arkasındaki 22 parseldeki, 180 metrekarelik mescit de bu alan içinde yer alıyor.
13 Ocak 2011 tarihinde askıya çıkan planların tümüne, Mimarlar Odası İstanbul Şubesi itiraz ederek, mahkemeye başvurdu. İstanbul 1.İdare Mahkemesi, Şehir Plancıları Odası'nın plan iptal istemini redderek, bölgede caminin ihtiyaç olduğuna karar verdi. Taksim Cami Kültür ve Sanat Vakfı'nın da müdahil olduğu mahkeme, karar gerekçesinde, "Bölgenin nüfus yapısı son 100 yılda ciddi şekilde değişti. " ifadelerine yer verdi. Taksim Camisi Kültür ve Sanat Vakfı'nın Avukatı Reşat Sezgin, dini tesis alanının etrafındaki diğer küçük parsellerin de kamuya ait olduğunu belirterek, "Bu parseller de maliye, vakıflar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait. 116 metrekarelik 8 parsel ile 222 metrekarelik 10 parsel İBB'ye ait. Kamulaştırmadan bilgimiz yok" dedi. Mescitin hemen yanındaki işyerleri çalışanları da, kamulaştırma için herhangi bir girişimin olmadığını belirtti. Taksim Camisi Kültür ve Sanat Vakfı tarafından sözkonusu alana cami projesi hazırlayan Mimar Ahmet Vefik Alp, 'Dolaylı yoldan gelen bilgilere göre Başbakan arsayı büyüterek bu alanda yine klasik cami tercih ediyormuş" dedi. Alp, 'projeniz uygulanır mı' sorusuna, "ümit ediyorum" yanıtını verdi.
Taksim tarihinde var olan cami hangisiydi?
Ekrem Buğra Ekinci'nin 18 Eylül 2012 tarihinde Türkiye Gazetesi'nde yayınlanan yazısından o bölüm şöyle;
Prost "günah keçisi"
1940'ta İstanbul vâli ve belediye reisi Lütfi Kırdar, Taksim Meydanı'na dikilen heykelin daha ihtişamlı görünmesi için İnönü'nün emriyle kışlayı yıktırdı. O devirde İstanbul'un Osmanlı havasından kurtarılması hedefleniyordu. Bunun için Fransa'dan Henri Prost adında bir de şehircilik mütehassısı getirtilmişti. Prost, hükümetin arzuları istikametinde şehir planı çizdi. Osmanlı'dan kalan perişan izlerden büyük bir kısmı da böylece ortadan kaldırıldı.
Bazı insaf ehli, kışlanın yıkılmayarak tamir edilmesi için yalvardılarsa da, tamir için gereken paranın bulunmadığı gerekçesiyle kulak asan olmadı. Tamir için bulunamayan para, sanat değeri olmayan heykeller için harcandı. Taksim Kışlası'nın yanı başındaki Taşkışla, belki de câmisi olmadığı için yıkımdan kurtuldu. Şimdi teknik üniversitedir. Bazıları, "Bizim zâlimimiz iyidir" psikolojisi içinde, bu işin yegâne mesulü olarak Prost'u görür. Halbuki Prost, profesyonel olarak kendisinden istenileni yapmıştır.
Taksim Kışlası'nın yerine İnönü Gezisi adı verilen park yapıldı. O zamanın imkânları içinde çiçek ve ağaçlarla, mermer merpenlerle gayet güzel tanzim edildi. Prost'un burayı park olarak tanzim etmesi büyük bir şanstır. Çirkin binalar da yapılabilirdi. Taksim Meydanı'na bakan kısmına İnönü'nün at üzerinde heykeli için kaide yaptırıldı ise de heykel dikilemedi. İnönü düştükten sonra adı Taksim Gezisi oldu. İnönü heykeli de Maçka Parkı'na dikildi. Taksim Gezisi'nin kuzeyinde 1870'lerden kalma Taksim Bahçesi ve Cumhuriyetin ilk devirlerinde baloların yapıldığı Belediye Gazinosu vardı. Burada şimdi Sheraton Oteli yükselmektedir. Gezinin alt kısmında dükkânların bulundu set üzerine Beyoğlu Evlendirme Dairesi yapılmıştır.
TEK ŞEREFELİ MİNARESİ VARDI
Kışlanın câmisi hakkındaki malumat kışlanınkinden de azdır. Ampir üslubundaki tuğla câmi fırtınadan hasar gördüğü için 1847'de kâgir olarak yeniden yaptırılmış; Sultan Hamid tarafından 1893'te tamir ettirilmişti. Mete Caddesi tarafında ve tek şerefeli zarif bir minaresi vardı. Kışla boşaltılınca, câmi suyu kesilmiş hamama döndü. Kışla yıkılırken, o da yıkıldı.