Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

TBMM Alt Komisyonu 'devre mülk mağduriyeti' raporunu hazırladı!

‘Devre mülk’ ve ‘devre tatil’ satın alımları için rapor düzenlendi. Raporda mağduriyetlerin engellenmesi amacıyla hazırlanan çözüm önerileri sunuldu.


Devre Mülk ve Devre Tatil Sektöründe Yaşanan Mağduriyet İddialarının Araştırılması ve Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonu, 2.5 senedir çalışmalarına devam ediyordu. Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; komisyonun raporunda mağdur olan vatandaşların şikayet dilekçeleri kapsamındaki değerlendirmelerini sonuçlandırdı ve çözüm tavsiyelerini açıkladı. 

Raporda, devre mülk ve devre tatil sektörlerinde faaliyette bulunan bazı satıcı-sağlayıcı şirketlerce 'Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' ve ilgili yönetmeliklerdeki düzenlemelere uygun olmayacak şekilde sözleşme ve ön bilgilendirme form kopyasının tüketicilere sunulmaması ya da eksik sunulması, devre tatile konu olan taşınmazların sözleşmedeki teslim sürelerinin geçilmesi, kişilere devre mülk tapularının verilmemesi, yapıların bitirilmemesi nedeniyle hak sahiplerine mülklerin verilmemesi, tüketicinin haklarının kullanımında ilgili olmaması ve bu konuların ciddi maddi kayıplar yaşattığını kapsayan dilekçelerin Alt Komisyon tarafından değerlendirmeye alındığı aktarıldı. 

TBMM Alt Komisyonu

Raporda, devre mülk ve devre tatil sektöründe, satış öncesinde tüketicilerin bilgi ve deneyim eksikliğinin istismar edilerek saldırgan satış yöntemleri ile mağdur duruma düşürüldükleri ifade edildi.

Tüketicilerin, saldırgan satış yöntemleri tercih edilerek alışveriş merkezleri veya kentlerin ana caddelerinde gerçekleştirilen anketler aracılığıyla iletişim bilgileri bulunarak telefonla arandığı ve ‘hediye tatil’, ‘bedava yemek’ veya ‘ücretsiz yat gezisi’ gibi vaatler sunularak tesise çağrıldığı belirtilen raporda, tüketicilerin, kendilerine vaat edilen fırsatlardan faydalanmak için tesis, otel ya da tekneye gittiklerinde hiç ummadıkları şekilde devre tatil tanıtımına katılmak için mecbur bırakıldığı, hazırlıksız olan tüketicilerin yüksek müzik eşliğinde, profesyonel satış ekipleri tarafından farklı pazarlama seçenekleri ve cezbedici vaatlerle sözleşme yapmaya zorlandığı aktarıldı. 

Yapılan tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde, devre mülk ve devre tatil sektörleri ile ilgili meri mevzuatın her ne kadar tüketici lehine koruyucu önlemler bulundurduğu görülmüşse de yaygın olan mağduriyetlerin engellenmesine ilişkin müstakil bir kanuni düzenle hayata geçirilmesinin aciliyet arz ettiğinin belirtildiği raporda, Ticaret Bakanlığı uhdesinde ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla eş güdümlü şekilde hem tüketici hem de iyi niyetli yatırımcıya dost bütüncül takip mekanizması oluşturacak bir kurulun hayata geçirilmesi önerildi.

Böylesi bir yapı kapsamında, tüm sözleşmelerinin kayıt edilebileceği, bu kapsamda yatırımcıların satışlardan kazandığı gelirlerden oluşan verginin zayi olmayacağına dikkat çekilen raporda, kurumsal yapılanma altında, yatırımcı şirketlerin ortaklarının ticari geçmişlerinin şeffaf olarak kayıt edilmesinin, ortaklardan birinin payını devretmek istemesi durumunda devir işleminin ilgili kurumdan izin alınmasının ardından yapılması görüşü belirtildi. 

TBMM Alt Komisyonu

Raporda, saldırgan satış yöntemlerinin engellenmesi için Ticaret Bakanlığı bünyesinde yer alan Reklam Kurulu aracılığıyla haksız ticari uygulamalarla ilgili mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilen denetimlere ve uygulanan idari yaptırımlara ağırlık verildiği vurgulandı.

Bazı bakanlıklar ile kurum ve kuruluşlardan, yaşanan mağduriyetlerin çözümüyle ilgili bazı isteklerin de bulunduğu raporda, ön ödemeli devre tatil inşaatı yapacak müteahhitlerin sınıflandırılması, iş tamamlama, sermaye yeterliliği gibi özelliklere sahip olmayan ve ön ödemeli satış için yerine getirilmesi şart olan teminat türlerinden birini bulundurmayan kurum veya kuruluşlar için yapı ruhsatı verilmemesi talep edildi.

Raporda, ön ödemeli devre tatille ilgili satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline otomatik şerh koyulması için bir mekanizmanın hayata geçirilmesi ile teminat usullerinden bina bitirme sigortasının tabana yayılarak maliyetinin indirilmesi amacıyla zorunlu sigorta yapılmasıyla ilgili somut çalışmanın ilgili kurumlar tarafından yapılması istendi. 

Devre tatil sektöründe inşaat, satış veya hizmet alanlarında faaliyette bulunan kurumların sektöre girişini ve uygulamalarını mesleki açıdan düzenleyen ve mesleki özene dayalı hareket etmelerini ve sektörün öz denetimini sağlayacak yarı kamusal çatı bir meslek kuruluşunun hayata geçirilmesine ilişkin çalışmalar sürdürülmesi ve söz konusu yapıyla ilgili yazılı ve altına imza atılmış etik değerler manzumesi düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Raporda, özellikle devre mülk ve devre tatil pazarlama ve satış faaliyetlerinin yoğun şekilde sürdürüldüğü şehirlerdeki tesislerin etrafında, mülki idare amiri tarafından yeterli sayıda yetkili kolluk kuvvetine görev verilmesi, kötü niyetli kurumların haksız ticari çalışmalarının engellenmesi konusunda caydırıcı olabilmesiyle ilgili valilik ve kaymakamlıklardan destek verilmesi talep edildi. 

Alt Komisyon raporunda, devre mülk yatırımlarında ön planda olan Afyonkarahisar, Ankara, Bolu, Balıkesir ve Yalova gibi şehirlerde, İmar Kanunu kapsamında satıcı/sağlayıcı kurumların yapı ruhsatiyesi başvurusunun veya onaylanan başvurusunun olup olmadığının, tapuda söz konusu arazinin kuruma ait olmadığının ve ruhsatiyenin devre mülk inşa edilmek için alınıp alınmadığının tüketici tarafından araştırılmasıyla ilgili yoğun bilinçlendirme faaliyetlerinin yapılması önerildi.

TBMM Alt Komisyonu

Bilhassa saldırgan satışlarda, yapı ruhsatı koşulunın uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesinde belediyelerin de etkin görevde bulunması talep edilen raporda, bina tamamlama sigortasının zorunlu sigorta yapılması ve yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmalar yapılmasının gerekliliği vurgulandı. 

Raporda, satıcıların ve tüketicilerin, resmi şekil koşuluna uyum sağlamaktan imtina etmelerinin engellenmesi amacıyla devre mülk hakkının, mülkiyetin nakli ile tesis edilmesi durumunda alınacak tapu harçları ile satış vaadi sözleşmelerinin resmi şekilde gerçekleştirilmesi halinde alınan noter harçlarının indirilmesine ilişkin çalışılması da istendi.