Tunalı Hilmi Caddesi, Ankara'nın Çankaya ilçesine bağlı Kavaklıdere semtinde bulunan bir caddedir. Caddede mağazalar, restoranlar ve gençlerin daha çok ilgi duyduğu kafe tarzı işletmeler vardır.
Tunalı Hilmi Caddesi, Kavaklıdere, Ankara
Tunalı Hilmi Caddesi nerededir?
Ankara'da sosyal yaşamın önemli merkezlerinden sayılır. Tunalı Hilmi Caddesi, ismini TBMM üyesi Tunalı Hilmi Bey'den almaktadır. Kuğulu park da bu cadde üstündedir. Ünlü markaların mağazaları bulunur. Caddede trafik tek yönlüdür ve yoğundur.
Tunalı Hilmi Caddesi eskiden beri insanların eğlence için en çok zaman harcadıkları yer olmuştur. Ankara’nın en çok eğlence mekanı Tunalı etrafında’dır. Çok farklı yaş aralıklarından, farklı eğlence anlayışına ait insanlar Tunalı üzerinde kendilerine hitap eden eğlence mekanını bulabilirler.
Tunalı Hilmi Caddesi üzerindeki eğlence mekanları hangileridir?
Bir uçtan bir uca çok farklı alternatifler Tunalı Hilmi üzerinde mevcuttur. Bunlara dahil edebilecek mekan sayısı da her geçen gün artmaktadır.
Flat: Tunus Caddesi No: 54 adresinde bulunan ve telefon numaralarıı: 0 (312) 466 63 11 – 466 63 12 Cep: 0531 651 63 12 olan mekan ilk olarak 2008 senesinde Tunus caddesi üzerinde hizmete girdi. Oldukça zengin bir içki menüsü olan bu mekanda her geceyi temsilen bir kokteyl müşterilere sunulmakta ve bu içecekler indirimli olarak müşterilere sunulmakta.
Tunalı’nın hemen dibinde Tunus caddesi üzerinde yer alan Flat’in hem içecek menüsü hem de yemek menüsü oldukça zengin. Tatlıları da müşterilerin oldukça ilgisini çeken ürünleri arasında yer alıyor..
IF Performance Hall: Ankara’nın geçmişi eski olan ender mekanlarındandır IF Performance Hall.2005 senesinde Ankara’lı müşterileriyle buluşmuştur ve Tunus caddesi üzerinde 14 numaralı binanın altında yer almaktadır. Ankara’nın en sosyal mekanlarından biri olan IF Perfomance Hall insanların oturup muhabbet edebilecekleri bir mekan değil. Kendi söylemlerine göre Gönül Adam’ları tarafından kurulmuştur ve müziğin insanlar arasında iletişim ve paylaşım aracı olduğuna inanırlar. Hafta da 3 4 gün konser verilen, stand-up gösterileri, partiler eksik olmayan farklı gösterileri bir araya getiren bu mekanda eğlence sınırsızdır. Mekan’ın en büyük handikapı küçük ve basık olmasıdır. Sadece 8 kişilik bir gösteri sahnesi olan mekanda insanlar sıkışarak müzik dinlerler ama IF’i de IF yapan özelliklerden birisidir aslında bu. Müşterilerinin rahat etmesi noktasında hayli katı kuralları olan mekan Dam’sız mekana kesinlikle müşteri almıyor ve girişler de genelde ücretli oluyor. Genel bir tanıtım yapıldığına göre oldukça eğlenceli olan bu mekanın ziyaret edilmesi şiddetle önerilir. Bu mekana dair aktiviteleri tunalihilmi.com.tr üzerinden de takip edebilirsiniz.
Under Roof: Under Roof Tunus caddesi ile Kennedy Caddesinin kesiştiği noktada yer alan Ankara’nın genç mekanlarından bir tanesi. Sanki biraz öğrenciler düşünülerek açılmış bir mekan gibi Under Roof. Fiyatları oldukça makul olan bu mekan gece saat 3′e kadar müşterilerine hizmet veriyor. Önünde sürekli insanların olduğu bu mekan zaten Kennedy caddesi üzerine kafanızı uzattığınız anda dikkatinizi çekecektir. Yaz olsun kış olsun popülerliğinden hiç bir şey kaybetmeyen bu mekanın hemen yanında Sekans ve Sakal yer alıyor. Bu mekanların tek sıkıntısı ise erken saatte kapanmaları.
Retrox Pub: İsminden yola çıkarak tasarlanıp dizayn edildiği son derece açık olan mekan Retro çizgiler taşımakta. Müşterilerine içkilerle birlikte güzel yemek hizmeti de veren bu mekan öğrencilerin ve genç eğlence düşkünlerinin son zamanlarda hayli gözdesi. Alt kata gidildiğinde bir gece kulübü havası hissederken üst kata çıktığınızda Retro havasında bir barla karşı karşıyasınız. Bir de çok güzel önce ve arkada bahçesi bulunuyor. Sürekli olarak müşterilerine paylamış mısır ikram eden mekanlardan bir tanesi Retrox Tunalı civarındaysanız Tunus caddesi üzerinde kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir mekan. Kennedy’den Kavaklıdere yönüne giderken solda kalan Retrox arkadaşlarla gelinip uzun uzun geyik yapılacak mekanlar listesinde yer alıyor.
Tunalı Hilmi’deki park hangisi?
Kuğulu Park: Şüphesiz ki Ankaralıların vakit geçirmekten en çok keyif aldığı parkların başında Kuğulu Park geliyor. Tunalı Hilmi Caddesi’nde bulunan park, içindeki küçük havuzunda kuğulara ve ördeklere ev sahipliği yapıyor. Parkta, 24 farklı kuş türü bulunuyor. Parkta kavakların yanı sıra, çınar, erguvan ve alıç ağaçları ile çeşitli çalı grupları yer alıyor. Tarihi ve doğal güzelliği nedeniyle Kültür Bakanlığı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından SİT alanı olarak belirlendi.
Tunalı Hilmi kimdir?
Tunalı Hilmi (28 Ağustos 1871 - 26 Temmuz 1928) Türk siyasetçi. Meclis-i Mebusan üyesi ve TBMM I., II. III. Dönem vekili.
Jön Türk ve Türkçülük hareketinin önde gelen isimleri arasında bulunan bir siyaset ve devlet adamıdır. Milletvekilliği sırasında, ilerideki Atatürk devrimlerine kaynaklık eden ilerici kanun teklifi ve önergeleri vermiş bir yenilikçidir. Öz Türkçe, kadın, köylü, işçi haklarının savunuculuğunu yapmıştır.
1871'de, bugün Bulgaristan sınırları içinde bulunan Eskicuma'da doğdu. Annesi Hacıabdullah ailesinden Rukiye Hanım, babası Kantacıoğulları ailesinden tütün fabrikası sahibi ve reji tütün eksperi İsmail Efendi'dir. 1877 Osmanlı Rus savaşı nedeniyle ailesiyle birlikte İstanbul'a göç etti.
“Vilayet sertahsildarı” olan babasının görevi nedeniyle ilk ve orta öğrenimini Anadolu’nun değişik yerlerinde tamamladıktan sonra Fatih Askeri Rüşdiyesi'ni bitirip Kuleli Askeri Tıbbiye İdadisi’ne kaydoldu. II. Abdülhamit yönetimine karşı gizli cemiyetlerin yoğunlaştığı bu dönemde elyazısıyla "Teşvik" adlı haftalık gazeteyi çıkardı ve yönetim aleyhine yazılar yazdı. Bir jurnal onu ele verdiyse de gazeteleri yaktığı için aleyhinde delili bulunamadı ve hakkında işlem yapılmadı.
Öğrenimini Gülhane Askeri Tıbbiyesi’nde sürdürdü. Bu okulda, daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşen Mektepliler Cemiyet-i Hafiyesi"'ni kurdu. Bu arada Paris’te bulunan Ahmet Verdani’ye para göndermesi nedeniyle tutuklandı; bir süre sonra af ile serbest kaldı.
Üyesi olduğu İttihad-i Osmani Cemiyeti’nin önde gelenleri hakkında 1895 yılında sürgün kararı alınınca bazı üyeler sürgüne gitti; bazıları bu karara uymayarak yurtdışına kaçtı. Tıbbiyenin son sınıfında olan Tunalı Hilmi de ülkeden kaçarak İsviçre'nin Cenevre kentine yerleşti (1895).
Tıp eğitimi yarım kalan Tunalı Hilmi, öğrenimine Cenevre Üniversitesi pedagoji bölümünde devam etti. Artık İstanbul’daki İttihad-i Osmani Cemiyeti ile Avrupa’daki Jön Türkler “İttihat ve Terakki Cemiyeti” adı altında birleşmişti. Tunalı Hilmi, Cemiyetin Cenevre şubesini kurdu.
İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin 1896 yılında gerçekleşen olağanüstü toplantısında başkan seçilen Mizancı Murat, 1897’de hareketin merkezini Cenevre’ye taşıdı. Tunalı Hilmi, Mizancı Murat’ın çıkardığı Mizan gazetesine ve Paris şubesini yöneten Ahmet Rıza Bey’in çıkardığı Meşveret düzenli yazılar yazdı; Jön Türkler'in amaç ve hedeflerini açıklayan "Hutbe" adlı broşürleri yayımladı. Ayrıca Avrupa’da eğitim gören Türk öğrencilere yardımcı olmak amacıyla “Osmanlı Talebe Cemiyeti”’ni kurdu ve “Avrupa’da Tahsil” adında bir kılavuz kitap yayınladı.
Juliette adında İsviçreli bir hanım ile evlenen Hilmi bey’in bu evliliğinden Sevda (1902-1958) adında bir kızı, İnsan adında bir oğlu dünyaya geldi.
Padişahın görevlendirdiği Ahmet Celaleddin Paşa 1896’da Cenevre’ye gelmiş ve Jön Türkler’i İstanbul’a dönmeye ve padişaha bağlı kalmayı çağırmıştı. Paşa’nın “Hutbe” kitapçıklarını ve gazete kalıplarını satın alma teklifini kabul eden Tunalı Hilmi, aldığı para ile çalışmalarını sürdürdü ve 1896’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin içinde özel bir şube olan “Osmanlı İhtilal Fırkası”’nı kurdu.
Silahlı eylemle mücadele taraftarı olan Osmanlı İhtilal Fırkası’nın çalışmaları Jön Türk çevrelerinde yeni örgütlenmeler oluşmasını hızlandırdı. Bu örgütler 1897’de bir ihbar sonucu ortaya çıkınca İstanbul’daki 78 Jön Türkü Trablusgarp’a sürgüne gönderen Sultan Abdülhamit, Avrupa’daki Jön Türklerle görüşmesi için Celalettin Paşa’yı yeniden Cenevre’ye gönderdi. Cemiyet Başkanı Mizancı Murat, bu defa cemiyetten istifa edip İstanbul’a dönmek konusunda ikna olmuştu. Mizancı Murat’ın istifası üzerine cemiyetin genel sekreterliğini üstlenen Tunalı Hilmi, Paşa’yı bu örgütlerle bir ilgisi olmadığına ikna etti ve Hutbe’nin satışından kalan parayı aldı; bu parayla 1 Ocak 1897’de "Osmanlı Gazetesi"'ni çıkardı. İshak Sükûti ve Abdullah Cevdet ile birlikte çıkardığı bu gazetede Türkçü, milliyetçi, cumhuriyetçi fikirlere yer verildi. Abdülhamit, yönetimin aleyhine yayınlarını durdurması konusunda görüşme için bu defa Paris sefiri Münir Paşa’yı gönderdi ise de Hilmi Bey buluşmayı reddetti.
Hilmi Bey’in direnişini kırabilmek için babası İsmail Efendi tutuklandı ve sürgün olarak gönderildiği Musul’da 1899 yılında öldü. Kardeşlerinden Faik Bey askerlikten ihraç edildi ve babasının sürgün yıllarını paylaştı. Ortanca kardeşi Şükrü Bey önce Bağdat’a sonra Basra’ya sürüldü ve orada yoksulluk içinde can verdi. Büyük kardeşi Fehmi Bey baskıdan kurtulmak için önce Bulgaristan’a sonra ABD’ye kaçtı; bir süre New York- Şikago demiryolu hattında isçi olarak çalıştıktan sonra tekrar Bulgaristan’a döndü.
Ailesine el uzatılması karşısında kini daha da büyüyen Tunalı Hilmi, 1898'de İttihat ve Terakki Cemiyeti müfettişi olarak Mısır' a gitti ve cemiyetin Kahire şubesini örgütledi. Kahire’de “Hak” isimli bir gazete çıkardı. Cemiyetin içinde bir kongre düzenlenmesi fikrini öne attı ve hazırlıklar için 1900 yılında Paris’e döndü; Hutbe kitapçıklarını yeniden yayımlamaya başladı. Kongre girişimi, Jön Türk ileri gelenleri tarafından kabul görmeyince sonuçsuz kaldı.
Jön Türkler'in çoğu 1899'da sarayla uzlaşmıştı. Bu durum karşısında Tunalı Hilmi Bey ve arkadaşları da hareketlerinin finansmanını sağlamak üzere Abdülhamit ile kağıt üstüne kalan bir anlaşma yapma yoluna gitti.
“Osmanlı Gazetesi"’nin yayının durdurulması karşılığında devlet görevlerinde yer almayı kabul ettiler. İshak Sükûti devletin Roma, Abdullah Cevdet Viyana elçiliğine doktor olarak atandıktan sonra; kendisi de Madrid elçi katipliğine atandı (1900).
Memuriyeti sırasında “İntikamcı Yeni Osmanlılar Cemiyeti”’nin kurulması ve “İntikam” adlı bir gazetenin çıkarılması için Ali Fahri (Ağababa) Bey’e destek verdi. Atina ve Cenevre’ye giderek cemiyet üyelerinin tutuklanmasına sebep olan kimselere suikast girişimi düzenlenmesi için ve hutbelerinin Cenevre’de yayımlanmasını sağlamak için uğraştı. Faaliyetleri istibdat yönetimi tarafından öğrenilince elçilikteki görevinden alındı.
Ali Fahri Bey ile birlikte Paris’te 4 Şubat 1902’de I. Jön Türk Kurultayı’nın toplanmasını organize etti. I. Jön Türk kurultayı’ndan sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ikiye bölünmesi ile sonuçlanınca artık cemiyet içinde aktif bir rol üstlenmedi.
1904'te Mısır'a gitti; Muhtelit (Karma) mahkemede çalıştı, "Kanun-ı Esasi" ve "Hak" gazetelerine yazdı. Yeni eseler
kaleme almakla meşgul oldu.
Hilmi Bey, II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesinden sonra yurda döndü; sağ kalan kardeşleri ile İstanbul’da buluştu. Başta"İnkılâp" olmak üzere çeşitli yayın organlarında yazıları yayımlandı.
1916'ya değin Karadeniz Ereğlisi, Silivri, Bayburt, Ordu, Beykoz ve Gemlik’te kaymakamlık yaptı; daha sonra savaş nedeniyle ülkeye göç eden ve sığınanların durumlarını denetlemek ve düzenlemekle görevlendirildi. Bu görevi 1919’a kadar sürdürdü.
1919 yılında yapılan seçimlerde Bolu mebusu olarak Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na girdi. 1920’de İstanbul'un İtilaf Kuvvetleri tarafından işgal edilip meclis çalışamaz hale gelince Anadolu'ya geçti.
TBMM'ye Bolu milletvekili olarak katıldı. Düzce Ayaklanmasının bastırılmasında ve Karadeniz Ereğlisi'ni işgal etmek isteyen Fransızlara karşı direnişin örgütlenmesinde görev aldı. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun (1921) hazırlık komisyonunda bulundu.
İşçilerin, özellikle Ereğli maden işçilerinin sosyal ve hukuki haklarının verilmesi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi için pek çok soru önergesi verip konunun takipçisi olan Hilmi Bey, 1923 ve 1927 seçimlerinde Zonguldak milletvekili olarak yeniden meclise girdi.
Henüz 1923 yılında, meclisten tepki almasına rağmen meclis kürsüsünden kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasını, “Hanım Paşa görmek istediğini bildiren Tunalı Hilmi aynı zamanda Türkçe'nin özleştirilmesine ve önemine birçok defa gerek TBMM kürsüsünde gerekse yazılarıyla dikkatleri çekmiştir. Getirdiği kanun teklifi ve önergelerinin çoğu yaşadığı dönemin çok ilerisinde yenilikler getirmesi nedeniyle kabul edilmemiş olsa da daha sonra yapılacak Atatürk devrimlerine kaynaklık etmiştir.
1928 yılında tüberküloz hastalığına yakalanıp İstanbul Şişli Etfal Hastanesi’ne yatan Himi Bey, birkaç ay süren ve sonuç vermeyen tedavinin ardından 26 Temmuz 1928’de İstanbul'da kayatını kaybetti[1]. İstanbul’da Maçka Mezarlığı’na defnedilen cenazesi daha sonra Ankara’ya getirildi ve Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi.
İsmi, Ankara'nın pek çok gözde mekanının toplandığı çekim merkezlerinden Tunalı Hilmi Caddesi ile yaşamaktadır.
Un projet d'organisation de la souverainete du peuple en Turqie (Türkiye'de halk hakimliği(düzen) Bir şart-Bir dilek, 1904)adıyla yayımladığı ayrıntılı anayasaya tasarısı. (Bu çalısması Fransızcasından çevrilerek Tarih ve Toplum dergisinde "Tunalı Hilmi'nin Halk Hakimiyeti Risalesi ve Anayasa Tasarısı" adı altında yayımlandı.(Mart 1984, sayı 3) )
Evvel ve Ahir
Makedonya Mazisi
Hâl
İstikbal(1898)
Peşte'de Reşid Efendi (1899)
Rezalet yine İspanya'da (1900)
Kongre, Cevapları-Cevabımız(1901)
Kongre Nedir, Nasıl Olmalıdır?(1901)
Bir Dilek (1902)
Memiş Çavuş Büyük Millet Meclisinde (1923)