Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Turgut Cansever

22 Şubat 2009’da vefat eden ünlü Türk mimardır. Başbakan Erdoğan’ın saydığı sevdiği, mimari konularda fikrine başvurduğu Turgut Cansever, dünyada üç kez Ağa Han Mimarlık Ödülü almış tek mimardır. "Bilge Mimar" da olarak anılır. Beyazıt Meydanı'nı tasarlamıştır.




Turgut Cansever

Turgut Cansever



Turgut Cansever kimdir? 



Turgut Cansever, 1920 yılında Antalya'da doğdu. Doktor Hasan Ferit Bey ile eşi Saime Hanım'ın beş çocuğundan en büyüğüdür.


Babası Doktor Hasan Ferit Bey, Kasımpaşa Turabi Tekkesi şeyhi ve Bab-ı Ali'nin üst düzey bürokratlarından birisi olan Şeyh Ali Efendi'nin oğlu idi. Bürokrat olmak yerine tıp okumayı seçen, savaş yıllarında Sina Cehpesinde Sahra Başhekimliği yapan, Türk Ocakları'nın kurucuları arasında yer alan Hasan Ferid Bey; devlet ideolojisine muhalif kalmış, Ankara'da üst düzey görev tekliflerini reddederek Antalya'da, Adana'da sıtma mücadelesinde görev almayı tercih etmiş, Tavşanlı'da Bursa'da sürgün hayatı yaşamış bir fikir adamı ve doktordur.


Annesi Saime Hanım ise Filibe kökenli bir öğretmendir. Halide Edip Adıvar'ın öğrencisi olarak yetişmiş, 19 yaşına geldiğinde gönüllü olarak Kudüs'te öğretmen olmayı kabul etmiş bir hanımdır. 



Turgut Cansever hangi eğitimleri aldı?



Turgut Canserver, ilkokulu Ankara ve Bursa'da okudu. İlkokul yıllarından sonra ailesi İstanbul'a taşınmıştı. Lise öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde tamamladı. Okul ve sınıf arkadaşlarından bazıları Turan Güneş, Turhan Feyzioğlu, İlhan Usmanbaş, Avni Arbaş, Cihat Burak'tır.


Ressam olmak düşüncesiyle girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Halil Dikmen’le, Mazhar Şevket İpşiroğlu’yla, Sedad Hakkı Eldem’le tanıştı. Mimarlık öğrenimi görmeye karar verdi. Sedad Hakkı Bey'in yardımcısı oldu. Mimarlık öğreniminden sonra sanat tarihi doktorası yapmaya yöneldi. 1946 yılında derslere başladı ve İslam Sanatı tarihi hocası Ernst Diez onu çok etkiledi. 1949’da yazdığı “Osmanlı ve Selçuklu Mimarisinde Sütun Başlıkları” adlı doktora tezi, Türkiye’de yapılan sanat tarihi doktora tezlerinin ilkidir. Tezi için 14 Anadolu şehrini ve 111 yapıyı ziyaret etti. Eser, 2010 yılında "Sonsuz Mekânın Peşinde: Selçuk ve Osmanlı Sanatında Sütun Başlıkları" adıyla yayımlandı.


Fransa'ya giderek bir süre Avrupa'yı dolaştı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden “Modern Mimarinin Sorunları” adlı 1960 tarihli tezi ile doçent ünvanını aldı.


İstanbul Güzel Sanatlar Fakültesi Mimarlık Bölümü'nde okuyan Cansever, 1951'de mimarlık bürosu kurdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden sanat tarihi doktoru ve doçent unvanını alan Cansever, 1959-60 yılında, kuruluşunda bulunduğu Marmara Bölgesi Planlama Teşkilatı Başkanlığı ve 1961'de İstanbul Belediyesi Planlama Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Cansever, 1974-75'te Dünya Bankası İstanbul Metropol Planlama Projesi'ne başkanlık yaptı.


1974-1976 arasında Avrupa Konseyi Türk Delegasyonu üyeliği yapan Cansever, 1975-1980 arasında İstanbul Belediyesinde, 1979'da Ankara Belediyesi metropol planlama, yeni yerleşmeler, kent merkezleri ve koruma danışmanlığı görevlerinde bulundu.



Turgut Cansever meslek hayatında hangi başarılara imza attı?



1949 yılında Sadullah Paşa Yalısı’nın restorasyonu gerçekleştirdi. Bu, meslek yaşamının ilk önemli deneyimi oldu. 1951'de ortağı Abdurrahman Hancı ile birlikte ilk mimarlık bürosunu kurdu. Birlikte tasarladıkları Anadolu Kulübü Oteli, önemli eserlerindendir. Karatepe Açık Hava Müzesi, Diyarbakır Koleji, ODTÜ Kampüsü yarışma projesi, Türk Tarih Kurumu binası 1950'li yıllarda tasarlanmış çalışmalardandır.


1952 yılında Nilüfer Hanım ile evlendi çiftin Hasan, Emine ve Feyza (1961) isminde çocukları oldu ve mimarlık mesleğini seçtiler.


Cansever 1958'de Beyazit Meydanı tasarımına başladı. Bu çalışma, onu kent, imar, koruma alanında mücadele vermeye yönlendirdi. Bu alanlarda kısa süreli pek çok görev aldı. Aldığı görevlerin bazıları şunlardır: 1959-1960’ta kuruluşunda bulunduğu Marmara Bölgesi Planlama Teşkilatı Başkanlığı ve 1961’de İstanbul Belediyesi Planlama Müdürlüğü; 1974-1975’te Dünya Bankası İstanbul Metropol Planlama Projesi’ne başkanlık; 1974-1976 arasında Avrupa Konseyi Türk Delegasyonu Üyeliği; 1975-1980 arasında İstanbul Belediyesi’nde, 1979’da Ankara Belediyesi metropol planlama, yeni yerleşmeler, kent merkezleri ve koruma danışmanlığı.

1960'lı yıllar, Cansever'in Bodrum'la tanıştığı dönemdir. Kendisine 1980'de aldığı iki Ağa Han Mimarlık Ödülü'nden birisini getirecek olan Ertegün Evi restorasyonu Bodrum'la tanışmasının sonucudur.


Türk Tarih Kurumu binası (1951-1967, Ankara, Ertur Yener ile birlikte gerçekleştirdiği) ve Ahmet Ertegün evi yenilemesi (1971-1973, Bodrum) ona 1980 yılında iki Ağa Han ödülü getirdi. Üçüncü ödülü ise 1992 yılında aldı. Bodrum'un 9km. kuzeyindeki Mandalya Koyu'nda toplam 3 otel ve 500 evden oluşan; Emine Öğün, Mehmet Öğün ve Feyza Cansever ile gerçekleştirdiği Demir Evleri Projesi kendisine üçüncü Ağa Han Ödülü'nü getirdi. Üç kez Ağa Han Mimarlık Ödülü almış dünyadaki tek mimar oldu.


1983'te Mekke Üniversitesi'nde eğitim programı hazırlık danışmanı olarak çalıştı. Aynı yıl, Ağa Han Mimarlık Ödülü Master Jürisi'nde görev aldı.


Cansever, doksanlı yıllarda yayım etkinliklerini sürdürdü. Pek çok makale yayımladı, yazı derlemelerini kitap haline getirdi. Anıtsal bir yapıt olan Mimar Sinan kitabını 2005 yılında yayımladı.


2007 yılında İstanbul'da, hakkında “Turgut Cansever: Mimar ve Düşünce Adamı” başlıklı sergi açıldı. Küratörlüğünü Uğur Tanyeli ile Atilla Yücel'in yaptığı sergi, Türkiye'de arşiv belgesi niteliğinde malzemeye dayanarak yapılmış ilk retrospektif mimar sergisidir.



Turgut Cansever’in kitapları hangileridir?



Turgut Cansever'in yayımlanmış kitapları arasında ''Şehir ve Mimari'', ''Ev ve Şehir'', ''Kubbeyi Yere Koymamak'', ''Şehir ve Mimari Üzerine Düşünceler'' ve ''İstanbul'u Anlamak'' bulunuyor.



Turgut Cansever hangi ödülleri aldı?



2008 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında mimari dalında büyük ödüle, 2007 yılında TBMM Üstün Hizmet Ödülü'ne ve 2005'te Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünce mimarlık dalında Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülen Cansever, 1999 Marmara depreminin ardından ''İstanbul Deprem çalışma Grubu''nu oluşturmuş ve ''Depreme Karşı Yeni şžehir Üretimi Projesi''ni hayata geçirmişti.

Cansever, Aga Han Mimarlık Ödülü'nü de 3 kez almıştı. Bir mimar hakkında arşiv değerinde belgelere dayanılarak hazırlanan ilk sergi olan ''Turgut Cansever: Mimar ve Düşünce Adamı'' başlıklı sergi, 2007 yılında İstanbul'da açılmıştı.



Turgut Cansever’i ne zaman kaybettik?



2000 yılında kalbine pil takılan ve 2008 Temmuz’undan itibaren yatağa bağlı tedavi gören Turgut Cansever, 22 Şubat 2009 günü İstanbul Kadıköy Çiftehavuzlar'daki evinde vefat etti. Turgut Cansever'in cenazesi 23 Şubat 2009 günü Fatih Camii'nde ikindi namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı Mezarlığı'da toprağa verildi.



Turgut Cansever hangi haberlere konu oldu?



Mimar Turgut Cansever vefat etti (Akşam Gazetesi, 23 Şubat 2009)


Türkiye'nin önde gelen mimarlarından, Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi Turgut Cansever İstanbul'da vefat etti.

Türkiye'nin önde gelen mimarlarından Turgut Cansever, 89 yaşında İstanbul'da vefat etti. Kadıköy Çiftehavuzlar'daki evinde öğle saatlerinde vefat eden Cansever'in damadı mimar Mehmet Öğün, kayınpederi Turgut Cansever'in beslenme bozukluğu ve yatağa bağlı kılan addison hastalığı nedeniyle bir süredir tedavi gördüğünü bildirdi.


Mehmet Öğün, 2000 yılından beri kalp pili takılı kayınpederi Cansever'in, geçen Temmuz ayından itibaren yatağa bağlı hale geldiğini ve bütün sorunlarının beslenme bozukluğundan kaynaklandığını söyledi. Öğün, evinde tedavi gören Cansever'in başında 24 saat nöbet tutan sağlık ekibinin bulunduğunu ve doktor talimatıyla hareket edildiğini sözlerine ekledi.


Turgut Cansever'in cenazesinin, yarın Fatih Camisi'nde ikindi namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından Edirnekapı Mezarlığı'nda toprağa verileceği öğrenildi.



Mimar Turgut Cansever'in son sözleri! (Zaman Gazetesi, Ocak 2011)


Turgut Cansever (1920-2009) tarafından sanat tarihi alanında Türkiye'de yapılmış ilk doktora tezi sessiz sedasız yayımlandı. Usta mimarın 1960 tarihli Modern Mimarlığın Meseleleri adlı doçentlik tezi ise şubatta çıkacak

Daha da önemlisi hayatının son dönemlerinde Cansever ile yapılmış söyleşiler dizisi, önümüzdeki günlerde Turgut Cansever Külliyatı'nda yerini alacak.


"Ben doğrusu bir şeyden çok emindim. Hatırlıyorum, çocuklarım kardeşlerim, 'Sen bunları yazıyorsun ama kim okuyacak, yazacak' diyorlardı. 'Birileri okuyacak, biliyorum' diyordum." Oğuz Atay'ın o meşhur 'Ey okur nerdesin' sorusunun hemen kıyısına konulabilecek bu sözler, usta mimar Turgut Cansever'e ait. Aynı ızdırabın içinden kopup geldiğini sezmek hiç de zor değil. Zira 'ben buradayım' diyebilecek okurlar elbette hemen öyle ses vermiyor. Tıpkı çok zaman sonra anlaşılan insanlara, Cansever'e verilmediği gibi.


Cansever'in 1949'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümüne sunduğu tez, 61 yıl sonra, geçtiğimiz ay Sonsuz Mekânın Peşinde: Selçuk ve Osmanlı Sanatında Sütun Başlıkları adıyla yayımlandı. Klasik Yayınları'ndan sessiz sedasız çıkan kitabı Faruk Deniz hazırladı. Kitabın, sanat tarihi alanında Türkiye'de yapılmış ilk doktora tezi olduğunu söylemekte yarar var. Lakin kitap üzerinde pek durulmadı. Cansever'in 1960 tarihli Modern Mimarlığın Meseleleri adlı doçentlik tezi ise şubatta yayımlanacak. Daha da önemlisi bilge mimar ile yapılmış söyleşiler dizisi önümüzdeki aylarda Cansever kitaplığında en güzel yerini alacak. Hem kendi döneminde hem günümüzde entelektüel bir suskunluğa maruz kalan Cansever'in kitaplarının ve yeni yayımlanacak söyleşi dizisinin derin bir hikâyesi var aslında.


Bilim Sanat Vakfı'nda 1999'da düzenlenen bir konuşmanın ardından hocanın peşine düşer Faruk Deniz. Cansever hakkında okumalar yapar; doçentlik ve doktora tezlerinin de basılması gerektiğine inanır. Hoca tüm nezaketiyle, bu dileği geçiştirir. Haliyle, Deniz'in arzusu dinmez. Öyle ki yazıları gittikçe silikleşen doktora tezini, ne olur ne olmaz diyerek hocadan habersiz dizdirir. Her fırsat bulduğunda da bu mevzuyu açar. Talih bu ya. Bu kez 90 yaşına merpen dayamış Turgut Cansever'den uzunca söyleşi talebi gelir: "Anlatacağım şeyler var." der. Bunun üzerine Faruk Deniz ve Zahit Atçıl, 5 Nisan 2006-27 Şubat 2007 tarihleri arasında usta mimar ile evinde 26 oturumluk söyleşiler dizisi gerçekleştirir. Bu konuşmalardan epey memnun olan Cansever 2008'de haberin girişindeki o umut dolu cümleleri söyler: "Birileri okuyacak, biliyorum". Zira hocaya "Biz buradayız." diyen pek çok insan vardır artık. Cioran'ın "Yazmak olağanüstü bir tesellidir." sözünü bir tarafa iliştirip yazıyla pek arası iyi olmayan bir Cansever düşleyin. 90 yaşına gelmiş bir ustanın elbette söyleyeceği çok şey var. Konuşma onun için ne büyük bir teselli. Bunların yazıya aktarılacak olması ise çocuksu bir sevinç. Yaklaşık 26 hafta sürer bu konuşmalar. Hoca anlattıkça anlatır.


Yazmaktan ziyade konuşan biriydi


Bu büyük hikâyenin gerisini Faruk Deniz'den dinleyelim: "Çoğunlukla hocanın konuşmalarıyla akan bir söyleşi dizisi oldu. Dosyalarla bizi karşılıyordu. Zihninde bir çerçeve çizmişti. Her görüşme farklı bir mecraya kayıyordu. Kendi mimarlık serüvenini, Mimarlık Odası'nın kuruluşunu, ODTÜ ve Diyarbakır Koleji projelerini, Beyazıt Meydanı hikâyesini, İstanbul'un nasıl kurtulacağını, 'güzellik nedir'den, 'güzel ev nasıl olmalı'ya kadar birçok konuyu tutkuyla anlattı. Yazmaktan ziyade konuşan ve yapan biriydi."


Söyleşilerin sonunda 600 sayfalık ham bir metin ortaya çıkmış. Deniz, arkadaşı Atçıl ile kitabı konularına göre yaklaşık 22 başlığa böldüklerini söylüyor. Mayıs ayında çıkacak kitabın şu sıralar son okumaları yapılıyor. Kitap daha çok görsel ağırlıklı olacak. Kendisinin bile unuttuğu 1936'da Eminönü Halkevi'ndeki Turgut Cansever Resim Sergisi ile ilgili belgeler bile yer alacak ve daha pek çok belge. Kısacası kitabın içinde tartışılacak çok mevzu var.

Çok görmek istemesine rağmen Cansever bu kitaba dokunamayacak maalesef. Faruk Deniz, Cansever'in derinliğini şöyle anlatıyor: "Çağdaşları arasında maalesef çok yalnızdı. Onun felsefe ve sanat tarihi arasında kurmaya çalıştığı bağı kimse anlamadı. Canı yanmış, haksızlığa uğramış bir adamın hissiyatı var söyleşilerde, ama asla şahsileştirmiyor meseleleri. En temel üzüntüsü yeteneksiz, basiretsiz insanların Türkiye'nin geleceği hakkında söz sahibi olmasıydı. Onun söylediklerini, fikirlerini entelektüel düzeyde kimse sürdürmedi. Kitap zihinlerdeki Cansever'i daha da derinleştirecek ve göründüğünün aynısını yaşayan bir adamın portresini çizecek bize. Kitap, bir taraftan 60 yıllık bir Türkiye tarihi, diğer taraftan ise bir mimar ve sanatçının Türk modernleşmesiyle hesaplaşmasını sunacak. Turgut Cansever külliyatında önemli bir boşluğu dolduracak." Son olarak Klasik Yayınları'nın bir "Turgut Cansever Kitabı" üzerine çalıştığının müjdesini verelim. 


Aman Resort, Demir Tatil Köyü'nü işletecek! (Sabah Gazetesi, Mart 2011)


Aman Resort, ünlü mimar Turgut Cansever'in 1992 yılında Aga Han Mimarlık ödülü aldığı Demir Tatil Köyü'nü işletecek...


Dünyanın en lüks otel zincirlerinden Aman Resort Bodrum'a geliyor. Zincir, ünlü mimar Turgut Cansever'in 1992 yılında Aga Han Mimarlık ödülü aldığı Demir Tatil Köyü'nü işletecek. 2009 yılında vefat eden Cansever'in en önemli eserlerinden biri olan Demir Tatil Köyü projesinde yatırımı, ismi açıklanmayan bir grubun yapacağı, Aman Resort'ün ise sadece işletmeyi üstleneceği öğrenildi. Otelin bu yaz sezonuna yetiştirilmesi planlanıyor. Aman Resort, Bali, Hindistan, Sri Lanka, Kamboçya gibi dünyanın egzotik yerlerinde ilginç konseptli oteller açıyor. 



Ankara'daki TURYAP Golfkent'in tanıtımı yapıldı! (Yeni Şafak, Ekim 2011)


Kentsel tasarımını Yüksek Mimar Öner Tokcan'ın, konsept proje mimarlığını Bilge Mimar lakaplı merhum Turgut Cansever'in yaptığı Golfkent'in tanıtımı yapıldı


Ankara'nın Eskişehir Yolu güzergahı üzerinde bulunan Ballıkuyumcu bölgesinde golf oyun alanı ve buna bağlı konut alanları yapılmasının öngörüldüğü proje, golf konseptiyle bütünleşen konut alanlarının yanında dereler, göller, çarşılar, okullar, sosyal ve idari ünitelerle donatılan dev bir kent niteliği taşıyor. Proje liderliğini, gayrimenkul pazarlama konusunda 400'e yakın ofisiyle ilk sırada yer alan TURYAP'ın üstlendiği Golfkent, ismini arazi topoğrafyasının ve vadi niteliği taşıyan alanlarının golfe uygunluğuyla alıyor. Bir milyon 260 bin metrekare alanda 2 bin 640 konutun inşası öngörülüyor. proje kapsamında tam donanımlı kulüp binası inşaatı da tamamlanarak Ankara Golfkent Kulübü için tahsis edildi. Ankara Golfkent'te golf eğitmeni eşliğinde golf dersleri başlarken, kulüp binasının kendi bünyesindeki teraslı restaurant, golf kulübü üyelerine özel hizmet verecek.



Mimar Turgut Cansever Kütüphanesi, Eminönü'nden Sultanahmet'e taşınıyor! (Emlakkulisi.com, Nisan 2012)


Türkiye'nin en seçkin yerel yönetimler kütüphanesi olan ve Marmara Belediyeler Birliği'nin bünyesinde bulunan Mimar Turgut Cansever Şehir ve Yerel Yönetimler Kütüphanesi, Eminönü'nden Sultanahmet'e taşınıyor

17.437 adet yerel yönetim materyaliyle Türkiye’nin en seçkin belediyecilik kütüphanesi olan Mimar Turgut Cansever Şehir ve Yerel Yönetimler Kütüphanesi, Birliğin Eminönü’nde bulunan merkez binasından, Marmara Üniversitesi’nin Sultanahmet’teki Rektörlük binasına taşınıyor. Belediye yetkililerinin yanı sıra üniversitelerin ilgili bölümlerinde okuyan öğrencilerin de sıklıkla kullanarak istifade ettiği Mimar Turgut Cansever Kütüphanesi, önümüzdeki hafta tamamlanması planlanan taşınma işleminin ardından yeniden ziyaretçilerini bekleyecek.


“SANAL BİLGİ, KÜTÜPHANECİLİKLE BOY ÖLÇÜŞEMEZ”


Yerli ve yabancı 17.437 seçkin eserden oluşan Şehircilik ve Yerel Yönetimler Kütüphanesi’yle ilgili bilgi veren Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, “Bugünlerde giderek ağırlık kazanan sanal ortamda bilgi arama metodu, hiçbir zaman kütüphanecilik çalışmaları ile boy ölçüşemez. Yerel Yönetimlerle ilgili 18.000’e yakın yayının bir arada toplanmış olması ve belediyelerin hizmetine sunulmuş olması, sadece Marmara’daki belediyeler ve eğitim camiası için değil, tüm Türkiye için önemli bir şanstır. Bizlere rektörlük binasında yer açan Marmara Üniversitesi Rektörü Zafer Gül’e teşekkür ediyorum” diye konuştu.