Ankara’da Eskişehir yolu üzerindeki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanında inşa edilen ve 19 Nisan 2013’te resmi açılışı gerçekleştirilen camidir. Diyanet İşleri Başkanı, açılışında ‘VIP cami demeyin’ uyarısında bulunmak zorunda kalmıştır.
Ahmet Hamdi Akseki Camii
Ahmet Hamdi Akseki Camii’nin özellikleri nelerdir?
Eskişehir yolu Bilkent kavşağında, Diyanet İşleri Başkanlığının yanında yer alan, Prof. Dr. Ali Bardakoğlu tarafından 19 Kasım 2008 tarihinde temeli atılan ve yapımı yaklaşık 4.5 yıl süren Ahmet Hamdi Akseki Cami, sadeliği ile dikkat çekerken geleneksel sanatları içinde barındıran detay zenginliği dikkatleri çekiyor. Cami külliyesi 80 bin metrekare kapalı alan içerisinde 20 bin 618 metrekare avlu, 11 bin 87 metrekare peyzaj alanına sahip. Kapalı alanda 6 bin kişinin aynı anda ibadet edebileceği camide cenaze namazlarında ise 30 bin kişi namaz kılabilecek.
Neoklasik tarzda tasarlanmış, süsleme unsuru olarak Anadolu Selçuklu deseni esas alnımış cami, dört fil ayağı üzerine oturan 33 metre çapındaki akustik özellikli malzemenin kullanıldığı kubbesiyle de Türkiye’deki en büyük kubbelerden birine sahip. Kubbede kullanılan çarkıfelek kollarında yedi farklı kalemin bir arada kullanılması ve mihrap kuşak yazısının şebeke şeklinde yazılarak ışıkla okunması hat sanatında ilk kez kullanılmıştır. 66 metre yüksekliğinde sekiz kollu dört adet minaresi olan caminin alt katlarında sosyal ve kültürel alanlar, el sanatları kursları, sohbet mekanları, kitap okuma ve hat sanatlarının sergilendiği özel mekanlarda bulunuyor.
40 hadisin ve 10 adet ayetin Hattat Hüseyin Kutlu’nun hat yazısıyla bezendiği camide ilk kez kabartma çini kullanılırken, minber kapısı ve kürsünün alın kısmı sedef kakmalarla süslenmiş.
Ahmet Hamdi Akseki kimdir?
Türkiye Cumhuriyetinin üçüncü Diyanet İşleri Başkanı olan, yazdığı değerli eserleri ve yaptığı hizmetleri ile yüzyılımızın İslâm alimleri arasında önemli bir yeri olan Ahmet Hamdi Akseki, Antalya ili Akseki İlçesi Güzelsu Beldesinde doğdu. Küçük yaşta Kur'an-ı Kerim öğrenmeye, 7 yaşında da camide mukabele okumaya başladı. Önce babası Mahmut Efendi'den sonra da Mecidiye Medresesinde Müderris Abdurrahman Efendi'den okudu.
Karamanlı Süleyman Efendi'nin medresesinde tahsiline devam etti. Daha sonra İstanbul'a geldi ve Dersiâm Bayındırlı Muhammed Şükrü Efendi'den icazet aldı.
Medresetü'l Mütehassisin'de 3 sene okudu, doktora imtihanını vererek birincilikle mezun oldu. Henüz 32 yaşında iken 3 fakülteyi tamamladı.
1924 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Müşavere Heyeti Âzâlığına getirildi. 1939 yılında Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına tayin oldu. Ahmet Hamdi Akseki, M. Şerafeddin Yaltkaya'nın vefatından sonra Diyanet İşleri Başkanı oldu. 9 Ocak 1951 tarihinde görevi başındayken vefat eden Ahmet Hamdi Akseki, Arapça, Farsça ve İngilizce bilmekteydi. (Kaynak: www.cubukmuftulugu.gov.tr)
Ahmet Hamdi Akseki Camii ne zaman ibadete açıldı?
Diyanet İşleri Başkanlığı binasının yanında, inşaatı 4,5 yıl süren Ahmet Hamdi Akseki Camii, 19 Nisan 2013 günü düzenlenen resmi törende dualarla ibadete açıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcıları ve Bakanların da katıldığı açılışta konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, insanlığın varlık ve yaratılış gayelerinden birisinin de ibadet olduğunu ifade ederek, ibadet mekanları olan camilerin insanları birleştiren, kaynaşmasını sağlayan, gönüller arasında köprü kurulmasını sağlayan ibadet mekanları olduğunu belirtti.
İnşa etmekle imar etmek arasında fark olduğunu vurgulayan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Allah’ın insanı yeryüzünden yarattığını ve yeryüzünü imar etmekle görevlendirdiğini kaydetti. Camilerin gönülleri imar etmek için yapılan ibadet mekanları olduğunu söyleyen Başkan Görmez, “gönülleri imar etmeyen yeryüzünü imar edemez. Camiler sadece ibadet mekanları değil gönülleri, kalpleri imar etmek için yapılan mekanlardır. Sadece ibadet amacıyla insanların toplandığı mekanlar değil, camiler aynı zamanda sevgi mekanları, birlik ve bilgi mekanları, insanların kalplerini ve ruhlarını buluşturduğu muhabbet mekanlarıdır” dedi.
Başkan Görmez şöyle konuştu;
Mutasavvıflar imar kelimesinden bir ahlak felsefesi, bir şehir felsefesi ortaya çıkarmışlardır. İnsanoğlunun şehirleri imar etmesi için önce yüreklerini imar etmesi gerekir. Bugün burada Ankara’ya ulu bir mabedi kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İnşaası bitti şimdiyse imar etmek için buradayız. Bu ulu mabede isim olarakta merhum Ahmet Hamdi Akseki hocamızın ismini verdik. Diyanet İşleri Başkanlığının tarihine baktığımız zaman milletimizin milli ve manevi hayatına hizmet eden Ahmet Hamdi Akseki hocamıza bir vefa göstergesi olarak onun ismini vermeyi uygun bulduk. İmam Hatip liselerinin, İlahiyat fakültelerinin açılmasında, din derslerinin okullarda ders olarak okutulmasında büyük emekleri olan hocamız dini yayınlar konusunda da gündüz işyerinde çalışarak geceleriyse yazarak ilme büyük önem verdiğini bizlere göstermiştir. Sadece kendi mensuplarımıza değil Ankara'ya eşsiz bir mabet kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ben burada emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.
VIP cami uyarısı...
Basın mensuplarından bir ricası olduğunu belirten Başkan Görmez, "Basın mensubu arkadaşlarımdan istirham ediyorum. Bu cami başta olmak üzere hiçbir cami için ‘VIP cami, protokol cami’ tabirlerini kullanmayalım" dedi.
"VIP cami" ve "protokol camisi" ifadeleri, caminin ruhuna ve varlık sebebine aykırı kavramlardır. Cami, eşitlik mekanıdır. Köylüsü, çiftçisi, işçisi, amiri, memuru, zengini, fakiri caminin kapısından girdiği andan itibaren Allah'ın eşit kulları olurlar. Orada protokol yoktur. Nasılki ihrama girdikten sonra tüm insanlar Allah katında eşittir.
Caminin kapısından geçtikten sonrada insanlar eşittir. Tüm protokoller, makamlar ve mevkiler geride kalmıştır.
Açılışa katılan Başbakan Erdoğan ise camiye isminin verildiği Ahmet Hamdi Akseki hocayı hayırla yad ederek, “Onunla ruh kökümüzde farklı bir dünyayı oluşturduk. Adeta gönül dünyamızın tohumlamalarını onunla yaptık. Şimdi de Ahmet Hamdi Akseki Camisi adı başkentimizde anılacak" dedi.
Caminin Ankara'da büyük bir ihtiyacı karşılayacağını ifade eden Erdoğan, "Buradan hem Diyanet İşleri Başkanlığımıza hem de tüm imam, kayyum ve müezzinlerimize ben bir istirhamda bulunmak istiyorum" dedi. Başbakan Erdoğan, "Lütfen camilerimizin içindeki ve avlusundaki çocuklarımızı rahatsız etmeyelim. Onlar hiç kimseye rahatsızlık vermez" ifadesini kullandı.
Çocukların oyunları ve cıvıltıları hiçbir mümini rahatsız etmeyeceğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Tam tersine biz bu konuda hassasiyet gösterelim. Asıl biz camideki çocukları rahatsız etmeyelim. Bırakalım cami içinde doyasıya koştursunlar, bırakalım cami içinde istedikleri kadar oynasınlar, bırakalım cami içinde istedikleri kadar rahat olsunlar. Eğer çocuklar camiden uzaklaşırsa bu milleti, bu vatanı ayakta tutan en önemli dayanağımızı, maazallah yitiririz. Eğer çocuklar camiyle kucaklaşırsa, inanın ebediyen bir, beraber ve kardeşçe yaşar, onurla, şerefle yaşar, güçlü şekilde istikbale yürürüz. Mimarlarımızdan, hayırseverlerimizden de rica ediyorum, camilerimizi en çok da çocuklarımız için inşa edelim. Onlar için tasarlayalım, çocuklarımızı camilerle ne kadar kucaklaştırır, çocuklarımıza camiler vesilesiyle ne kadar estetik sunabilirsek, gelecek nesillerde inanın o kadar farklı olacaktır."
Ahmet Hamdi Akseki Camii’ni hangi firma aydınlattı?
Aydınlatmasını Arlight'ın yaptığı AHMET HAMDİ AKSEKİ CAMİİ Proje Koordinatörü Yüksek Mimar Merih Şengül projeyi anlattı;
“Cami, dört fil ayağı üzerine oturan 33m çapında ana kubbesi ile Türkiye’de ki en büyük kubbelerden birine sahiptir. Ana kubbeyi dört taraftan saran yan kubbelerde bulunan yay ışıklıklar cami içinde yeterli gün ışığının içeri alınması açısından olumlu etkiye sahiptir. Cami içinde yapılan hat ve tezyinat işlerinin algılanması doğru aydınlatma sistemi ve seçilecek armatürler ile mümkündü, bunun için armatürlerin ön plana geçmeyeceği ama ortam için gerekli renk ve düzeyde ışık sisteminin seçilmesi gerekiyordu. Cami içinde cemaatin huzur ile ibadetini gerçekleştirmesi ve ruhani atmosferin oluşturulması için endirekt aydınlatmayı tasarım ilkesi olarak benimsendi. Ana kubbe tezyinat ve hatlarının rahatlıkla algılanabilmesi için avize kullanılmadı. Dekorasyon konseptinde; dört ana ve ara yönü gösterdiği için kainatı temsil ediyor olması, sekiz cennet sayısını ve kapısını simgeliyor olması nedeniyle sekiz kollu selçuklu yıldız motifini kullanmayı seçtik. Işık bantlarının içinde yer alan bölümlerin ortasında ARLIGHT tarafından Ahmet Hamdi Akseki Camii için, sekiz kollu selçuklu yıldız motifli armatürler üretildi. Böylelikle camii içinde oluşturulan dekorasyon konsepti, yıldız armatür görüntüsüyle desteklenmiş oldu. Cami altında yer alan sosyal alan içinde ışık bantlarının ortasında yıldız motifli konsept armatürün kullanılması, cami içinde ve ayakkabılık bölümlerinde kullanarak dekorasyonun dil birliğinin devamlılığı sağlanmış oldu.
Mihrap kuşak hat yazısı şebeke tekniğinde içi boşaltılarak iki yandan aydınlatılarak yazının ışıkla okunması, hat sanatında bir ilk olma özelliğine sahiptir.
Sosyal alan duvarlarında çini bordürlerle çevrelenmiş pano içlerinde ışık efektinin önemsendiği sade görünümlü aplikler kullanılarak mekânın aydınlatılması estetik olarak desteklenmiştir.
Dekorasyon konseptinde seçilen renk turkuaz ve selçuklu yıldız desenlerinin birlikteliğinin algılanmasında, armatürlerin ön plana çıkmadan endirekt aydınlatma sisteminin kullanılması sonucunda Ahmet Hamdi Akseki Camii içinde hedeflenen huzur duygusu ibadet için gelen cemaat tarafından ifade edilmektedir.”
Camiyi aydınlatmada kullanılan ürünler nelerdir?
Özel üretim sekiz kollu armatür, E236UPM, E136UPM, S236ATS, S136ATS, DG1223AGC, DG1220AGC, AS0640KAR, S128GRS, S135GRS, G418ALÇP veE7122OPC.
Ahmet Hamdi Akseki Camii için köşe yazarları hangi yorumları yaptı?
Ahmet Hamdi Akseki Aleviler için ne dedi? (Yalçın Bayer, Hürriyet Gazetesi, 31 Mayıs 2013)
Mülkiyeti devlet hazinesine ait, Hazine’den tahsisli, Diyanet İşleri Başkanlığı hizmet binasının yanına yapılan cami, ülke genelindeki bütün il ve ilçe camilerinden periyodik olarak toplanan yardımlarla inşa edilmişti.
Bu camiye, ‘Cumhuriyet Camisi’ adı verileceği bildirilmişti, ama sonradan alınan bir kararla Eski Diyanet İşleri başkanlarından Ahmet Hamdi Akseki’nin adı verildi.
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes bu konuda Başbakan Erdoğan’a sorular yöneltiyor:
“Camiye neden Ahmet Hamdi Akseki adı verilmiştir? Akseki’nin, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan ‘Batınilerin ve Karmatilerin İçyüzü’ adlı yazılı bir eseri var mıdır? Akseki’nin bu eserinin, “Gizli tarikatlar nasıl başladı?’ adlı önsözünde Alevi yurttaşlarımız, ‘Mülhid’ (dinden çıkan, dinsiz, kâfir, imansız, ahrete inanmayan) olmakla suçlamış mıdır? Yazısında, Cumhuriyet’in bir bölümünü ‘Kürdistan’ olarak tanımlamış mıdır? Toplumun geniş bir kesimini rahatsız edecek görüşleri ile tanınan Ahmet Hamdi Akseki’nin ismi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanında bulunan bir camiye sehven mi verilmiştir? Sehven verildi ise bu caminin adı ‘Cumhuriyet Camisi’ olarak değiştirilecek midir?”
3’üncü köprüye adı verilen Yavuz Sultan Selim’in kulağındaki küpesi ne anlama geliyor? Küpenin sağ veya sol kulağa takılmasının bir anlamı var mıdır? Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda bir açıklama yapabilir mi? G.G
İsim... Doğru tercih (Yavuz Donat, Sabah Gazetesi, 24 Haziran 2013)
Eskişehir yolu... Ankara'nın "Gelişme bölgesi... Protokol yolu."
Gecekondu "Sıfır."
Bazı Bakanlık ve üniversiteler... Sayıştay... TOBB... Diyanet... Lüks siteler...
"Aynı güzergâhta."
Medyada "VİP camii... Protokol camii" diye bahsedilen "Ahmet Hamdi
Akseki" camii de burada.
Yapımı 4.5 yıl sürdü.
Aynı anda "6 bin kişi" ibadet edebiliyor. 66 metre yüksekliğinde 4 minaresi var.
İzmir'den Ankara'ya geliyorsanız...
Aracınız bu caminin önünden geçer.
Açılışını nisan ayında Cemil Çiçek ile Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı...
Açılıştan bir hafta sonra Abdullah Gül'ün cuma namazı kıldığı bu camiye "Adını
veren" Ahmet Hamdi Akseki kimdir?