İstanbul’un Marmara Denizi’ndeki adalarından biridir. Yassıada, yakın siyasi tarihte merhum Başbakan Adnan Menderes ve partililerinin yargılanmalarıyla hatırlanır. Demokrasi Müzesi kurulacağı söylense de şimdi imara açılması gündeme geldi. SON DAKİKA: Yassıada'nın adı resmen değişti...
Yassıada
Yassıada'nın yeni adı ne oldu?
27 Mayıs darbesi döneminde Demokrat Partililer'in yargılandığı Yassıada'nın adı “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olarak değiştirildi.
İçişleri Bakanlığı’nın bugünkü (14.12.2013) Resmi Gazete’de yayımlanan “Yer adlarının değiştirilmesine dair” Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri bakanı Muammer Güler'in imzasını taşıyan 3’lü kararnamede, “İstanbul İli Adalar İlçesi sınırları içerisinde bulunan Yassıada’nın isminin “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olarak değiştirilmesi, 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 2 nci maddesinin (B) ve (D) bentlerine göre uygun görülmüştür” denildi.
Kararın yayımlanması ile birlikte Yassıada’nın ismi resmen “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” olarak değişti.
Bu arada, Yassıada Yargılamaları, 27 Mayıs 1960 Darbesi'nden sonra iktidardan uzaklaştırılan Demokrat Parti yönetiminin, darbeyi gerçekleştiren cunta tarafından Yassıada’da kurulan özel bir mahkemede yargılandığı davalar dizisini kapsıyor. Yassıada’daki yargılamalar sonucunda Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan İmralı Adasında idam edildiler.
Yassıada nerededir? Genel özellikleri nelerdir?
Yassıada, (Yunanca:Πλάτη Plati). Marmara Denizi'nde İstanbul'a yakın küçük bir ada. Biri sivri, diğeri yassı görünümlü olan iki Hayırsızada'dan yassı olanıdır. Eni 185, boyu 740 metre, yüzölçümü 18.3 hektar olan adanın arazisi düzdür, ancak sahilleri genellikle denize dik olarak iner. Sivriada'ya 0.9, Burgaz Adası'na 2.67 ve Kadıköy'e (Fenerbahçe Adası) 6.27 deniz mili uzaklıktadır. 27 Mayıs Darbesi döneminde burada gerçekleştirilen ve Demokrat Partililerin (DP) yargılandığı Yassıada Yargılamaları ile de tanınır.
İstanbul'a yakın ve deniz trafiğinden uzak olduğu için hafta sonlarında şehirdeki dalış kulüpleri için eğitim alanı olarak kullanılmaktadır.
Yassıada’nın tarihçesi nedir?
Doğu Roma İmparatorluğu döneminde 4. yüzyıl'dan itibaren bir sürgün yeri olarak kullanılan Yassıada'ya, Doğu Roma imparatoru Theofilos (hükümdarlığı 829-842) Platea Manastırı diye bir manastır inşa ettirmiştir. 860'ta bu adada sürgün olarak kalan patrik İgnatios adanın tam ortasına bir kilise inşa ettirmiştir. Daha sonraları bu kilisenin altındaki dehlizler zindan olarak kullanıldı. 12. yüzyıl'da Latinlerin ve 15. yüzyıl'da Rusların istilasına uğradı.
İstanbul'un Fethi'nden sonra uzun süre adayla ilgilenen olmamıştır. 1859'da adayı satın alan İngiltere'nin İstanbul sefiri Sir Henry Bulwer, sahilde burçları olan kaleye benzer bir bina ile adanın ortasına enteresan bir mimari üslupta, şato büyüklüğünde bir köşk inşa ettirdi.
Bulwer 1837 yılında İngiltere'nin İstanbul büyükelçiliği kâtipliğinde bulunurken önemli bir ticaret anlaşması imzalamıştır. Saint Petersburg, Madrid, Washington, Floransa'dan sonra tekrar Mayıs 1858'de İstanbul'a gönderilmiş ve 1865 yılı Ağustos ayına kadar Büyükelçi olarak kaldığı sırada, dört tarafı kayalık, ıssız yeri beğenerek Sultan Abdülmecit'in de onayını alarak Yassıada'yı satın almıştır.
Lüks eşyalar taşınarak burada küçük bir şato şeklinde, biri batı tarafında, biri ortada olmak üzere iki bina, limonluk inşa ettirir ve asma kütükleri diktirip bahçe kurdurur. Bahçıvanlardan üretimi sorarken, bir taraftan da misafirlerini karşılar. Bahar ve yaz ayları bitince, İngiliz elçisinde birden sıkıntı görülür. Bunun üzerine Londra'da Times gazetesine ilan vererek adayı satışa çıkarılır. Osmanlı hükümeti için bu hiç de uygun bir davranış değildi. Kendisine epeyce dil döküldükten sonra bu kararından vazgeçirilir.
Burada dikkate değer bir rivayet de şudur: inşaat yapılırken lahit içinde çok değerli mücevherler çıkar, bunun üzerine Osmanlı hükümeti Bulwer'den adayı bir Türk'e satmasını ister. Bu kez arazi, bahçe, bağ ve binalar Mısır Hip'i İsmail Paşanın ilgisini çeker ve satın alır. Fakat o da, kısa bir süre sonra, bu şehirden uzak olan Yassıada'dan sıkılır. Tekrar birkaç bekçi ve martılardan oluşan ıssız günler başlar.
Yassıada 1947'de Deniz Kuvvetleri tarafından satın alınmış, 1949'da inşaata başlanmış ve 1952'de eğitim hizmetlerine açılmıştır. Komutanlık kuzey iskele yanındaki, bugün de duran Bulwer'in şato tipi yuvarlak köşkünü muhafaza ederek, subay ve erler için yüksek katlı lojmanlar, spor sahası, tesisler, buz deposu, yemekhane, silahhane gibi birçok yeni bina yaptırdı. 27 Mayıs Darbesi'nden (1960) sonra burada kurulan mahkemelerde Demokrat Partililer yargılanmıştır. Mahkeme sonunda idam cezasına mahkum edilen 15 sanıktan Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun cezaları İmralı Adası'nda infaz edildi. Davaya bakan hakim ve savcılar kaldıkları Heybeliada Panaroma otelinden buraya gemi ile gelip gitmişlerdir. Yassıada Yargılamaları bittikten sonra, ada yeniden Deniz Kuvvetlerine teslim edilmiş ve buradaki eğitim faaliyetleri 1978'e kadar sürmüştür.
Yassıada ne zaman sessizliğe gömüldü?
Deniz kuvvetleri de burayı boşalttıktan sonra adanın ıssız günleri tekrar başlamıştır. 1993'te İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi için uygun bir çalışma yeri olarak görüldüğünden, enstitü buraya taşındı. Günde iki kez şehir hatları vapurları, hoca ve öğrencileri getirip götürmesine rağmen, uzaklık, gerekli ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırdığı için Fakülte 1995'te adayı terk etmiştir.
Marmara Denizinin tek balık çiftliği burada bulunmaktadır. Gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss), 1–4 kg'lık Çelikbaş Alabalığı yetiştirilmektedir.
Yassıada imara açıldı mı?
15 Temmuz 2013 tarihli Radikal Gazetesi’nin "Müze Dediler Altından Rant Çıktı" başlıklı haberine göre; Yassıada'da demokrasi müzesi diye yola çıkıldı. Adanın yüzde 65'i imara açıldı. Müze için emek veren eski Bakan Günay, "Bu, DP'lilerin hatıralarına saygısızlık olur" dedi. Adalar Belediyesi ise tepkili. Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yapmış olduğu planlara itiraz ettik. Gerekirse dava açacağız” dedi.
Merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarının tutuklu kaldığı ve aylarca yargılandıkları Yassıada’nın imara açılmasının yankıları sürüyor. Demokrasi Müzesi yapılma fikri ile başlayan süreçte, yeni yapılaşma izni olmayan tarihi adanın önce sit kararları iptal edildi. Ardından da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı plan yaparak adanın yüzde 65’ine yeni inşaat yapma izni getirdi. Yassıada’nın Demokrasi Müzesi olması için uğraşan eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay , “Bu planlama Demokrat Parti’nin hatıralarına saygısızlık olur’’ dedi. Radikal Gazetesi’nin haberine göre Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu ise “Müze yapılacak dediler altından rant çıktı” şeklinde konuştu.
Müze olarak tasarlanmıştı...
Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: Yassıada, Kültür ve Turizm Bakanlığı ’nca tamamen tarihi ve doğal koruma kurallarına bağlı kalarak 27 Mayıs yargılamalarının ortamını canlandıracak bir anı müzesi olarak tasarlanmıştı. Mahkeme salonu, karşılama ve görüşme yerleri, koğuşlar vb. Bir yüzleşme yeri, yüzleşme mekânları olacaktı. Adadaki tek yüksek yapı tıraşlanarak dokuya uydurulacak, butik otel yapılarak sınırlı bir konaklama ve ağırlama ünitesi dışında yeni bir yapılaşmadan özenle kaçınılacaktı. Şimdi bu tasarıdan vazgeçilmesini ve yeni yapı yoğunlukların oluşturulmasını doğru bulmuyorum. Yassıada’nın demokrasi tarihimizdeki özel ve acı verici yeri, bu alanı fazlaca ‘turistik’ hale getirmeden mümkün olduğunca özgün yapısıyla korumayı gerektirmektedir. Yapılaşmayı arttırmak ve yargı süreci dokusunu yeni binaların arasında seyirlik hale getirmek, adaya uygun olmadığı gibi 27 Mayıs mağduru Demokrat Partililerin hatıralarına da özensiz ve saygısız bir düzenleme olacaktır. Sivriada ise belki bir amfitiyatro yapımı dışında fazla bir kullanıma zaten pek uygun görünmüyor. Ama asıl doğru ve önemli olan, Yassıada’yı tarihsel özelliklerini koruyarak, demokrasi tarihimizin ibret verici yüzleşme merkezlerinden biri haline getirmek, bunun dışındaki düzenleme ve beklentilerden kaçınmaktır.
“Gerekirse dava açacağız”
Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 1 / 5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1 / 1000 ölçekli Uygulama İmar planlarını yaparak tamamen yapılaşmaya kapalı olan Yassıada ile Sivriada’yı yapılaşmaya açtılar. Fuar, kongre alanları, kültürel ve turistik tesisler yapımına izin verildi. Burası müze yapılacaktı. Kültür turizmi deniliyordu. Bitki örtüsü korunacak, tescilli yapılar restore edilecekti. Bu adalar Bizans döneminden bu yana çok sayıda tarihi olaya sahne olmuş. Demokrat Parti’nin yargılandığı spor salonu 2. derece tescilli yapıydı, restore edip gezi alanı yapılacaktı. Menderes ve arkadaşlarının tutuklu kaldığı askeri binalar ziyarete açılacak, canlandırmalar yapılacaktı. Arkeolojik alanlarda kazılar yapılıp evrensel değerler de ortaya çıkarılacaktı. Eski Bakan Ertuğrul Günay, İBB Başkanı Topbaş adaları ziyaret ettiklerinde bunlar anlatılmıştı. Sonra birden bire Çevre ve Şehircilik Bakanlığı planlar yapmaya başladı. Belediyemize, halka, STK’lara üniversitelere sormadan yapıldı. Yassıada yüzde 65, Sivriada yüzde 40 yapılaşmaya açıldı. Bu yeni durum yoğun yapılaşma adaların doğal dengesini bozacak, kültürel yapısı zarar görecek. Ada halkı olarak kaygı duyuyoruz. Benzer planların diğer Burgaz, Kınalı, Heybeli, Büyükada içinde yapılmasından endişe duyuyoruz. Bu adaların yüzde 55’i orman, geri kalanının da yüzde 95 yapılaşması tamamlandı. Yeni yapılaşmaya yer yok. Ekolojik denge bozulur yeni planlama yapılırsa. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yapmış olduğu planlara itiraz ettik. Gerekirse dava açacağız.