Tebernüş Kireççi'ye SORU SOR

Yola terk

Bina sahiplerinin belirli bir alanı kamunun kullanımına terk etmesidir. Yola terk, zaman zaman belediyeler ile konut sahiplerini mahkemelik eden bir konudur.



Yola terk



Yola Terk ne demektir?



Yola terk; taşınmaz sahiplerinin bedelli ya da bedelsiz bir şekilde taşınmazının bir kısmını ya da tamamını kamu yararına terk etmesi durumudur. Yani; belediye bir yol çalışması yapacak ve yolu genişletecek ise ve sizin araziniz, arsanız bu yol üzerinde ise bir kısmını ya da tamamını belediye hiçbir bedel ödemeksizin elinizden alabilir. Buna da yola terk denir. 


Yola terk işleminde tapu kütüğü kaydından yola terk edilmiş kısmın yüzölçümü düşülür. Fakat daha sonra yola terk olarak alınmış kısım ihtiyaç olmaması durumunda taşınmaz sahibine tekrar iade edilmez. 


Terk işlemi bedelli dahi olsa resmi senet düzenlemeye gerek yoktur. Ancak bir bedel ödenmekle beraber terkin edilecek kısmın belediye adına tescili ve bu tescilden sonra sicilden terkini isteniyorsa, satış hükümleri uygulanarak resmi senet düzenlenir.


Resmi senet için aranan şartlar şunlardır;


1) Belediye encümen kararı aranır, 


2) Serbest harita mühendisi tarafından düzenlenmiş ve kadastro müdürlüğünce kontrol edilmiş değişiklik beyannamesi.



Yola Terk işlemi için hangi belgeler gereklidir?



1. Teknik belge: Bu belgeler kadastro müdürlüğünden alınır.


2. Plan örneği: Taşınmazın imar durumunu belirleyen plandır.


3. Aplikasyon krokisi: Öncelikle taşınmazın sınırlarının zeminde bulunması gerekir. Bu resmî işlemi mevzuat gereği kadastro müdürlüğü yapar.



‘Yola terk’, 3194 sayılı İmar Kanunu’nda nasıl ifade edilir?



Kamuya ait gayrimenkuller:


Madde 11 – İmar planlarında; meydan, yol, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma

istasyonu ve terminal gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan Vakıflar Genel

Müdürlüğüne ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği

ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı Kuvvetlerine ait harekat ve savunma amaçlı yerler hariç

Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsalar belediye veya valiliğin teklifi, Maliye ve Gümrük

Bakanlığının onayı ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeye; belediye ve mücavir

alan hudutları dışında özel idareye bedelsiz terk edilir ve tapu kaydı terkin edilir. Ancak, bu

yerlerin üzerinde bina bulunduğu takdirde, arsası hariç yalnız binanın halihazır kıymeti için

takdir edilecek bedel ödenir. Bedeli ve ödeme şekli taraflarca tespit olunur.

Bu suretle maledilen arazi ve arsalar belediye veya özel idare tarafından satılamaz ve

başka bir maksat için kullanılamaz. Bu hususta tapu kütüğünün beyanlar hanesine gerekli şerh

konur.


Bu yerlerin kullanılış şekli, yeni bir imar planıyla değiştirilip özel mülkiyete

konu olabilecek hale getirildiği takdirde, bu yerler devir alınan idareye belediye

6683 veya özel idarece aynı usulle iade edilir. Buna aykırı davranışı sabit olan ilgililer şahsen

sorumludur. Bu terkinler hiçbir şekilde resim, harç ve vergiye tabi değildir.

(Üçüncü fıkra iptal: Ana.Mah.nin 29/12/1999 tarihli ve E.:1999/33, K.:1999/51 sayılı

Kararı ile) Onaylanmış imar planlarında, birinci fıkrada yazılı yerlerdeki arsa ve arazilerin, bu

Kanunda öngörülen düzenleme ortaklık payı oranı üzerindeki miktarlarının mal sahiplerince

ilgili idarelere bedelsiz olarak terk edilmesi halinde bu terk işlemlerinden ayrıca emlak alım ve

satım vergisi alınmaz.


Tescil ve şüyuun izalesi:

Madde 16 – Belediye ve mücavir alan hudutları içindeki gayrimenkullerin re'sen veya

müracaat üzerine tevhid veya ifrazı, bunlar üzerinde irtifak hakkı tesisi veya bu hakların terkini,

bu Kanun ve yönetmelik hükümlerine uygunluğu belediye encümenleri veya il idare kurullarınca

onaylanır.


Onaylama işlemi, müracaatın belediyelere veya valiliklere intikalinden itibaren en geç 30

gün içinde sonuçlandırılır ve tescil veya terkini için 15 gün içinde tapuya bildirilir.

Tapu dairesi, tescil veya terkin işlemini bir ay içinde sonuçlandırmak zorundadır.

Bu Kanun hükümlerine göre şüyulandırılan gayrimenkullerin sahipleri ilgili idarenin

tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde aralarında anlaşamadıkları veya şüyuun izalesi için,

mahkemeye müracaat edilmediği takdirde ilgili idare hissedarmış gibi, şüyuun izalesi davası

açabilir.


Tarafların rızası veya mahkeme kararı ile şüyuun izalesi ve arazi taksimi de yukarıdaki

hükümlere tabidir.

(…)


Müşterek giriş

Geçici Madde 4 – Kanunun yürürlüğe girmesinden önce tapuda müşterek giriş olarak

tescil edilip fiilen kamu tarafından yol olarak kullanılan tapu kaydı

yol olarak terkin edilmeyen gayrimenkullerin imar planında kamu hizmet ve tesislerine ayrılanları belediye

ve mücavir alan sınırları içinde belediye encümeni dışında ise il idare kurulu kararı ile muvafakat

aranmaksızın imar planındaki tahsis amacına uygun olarak tapuda terkin edilir.


Örfü belde, paftos:

Geçici Madde 5 – Belediye hudutları ve mücavir sahalar içinde veya dışında bulunan gedik ve

zeminler (örfü belde-paftos) tamamen yıkılıp yok olarak (müntafi ve münhedim) varlıklarını kaybedip,

kaybetmediklerine bakılmaksızın bu Kanun hükümlerine göre tasfiye olunurlar.

Tasfiyeye tabi tutulan taşınmaz mallardaki zemin hakları bedele çevrilmiştir.


Zemin hakkı bedeli, ait olduğu taşınmaz malın zemine ait son emlak vergi değerinin 1/5'idir. Bu

şekilde belirlenecek zemin hakkı bedeli, tapu idaresince gedik sahibinin müracaatı halinde zemin hakkı

sahibi adına emaneten milli bir bankaya yatırılır. Müracaat edilmediği takdirde zemin sahibi lehine kanuni

ipotek tesis edilir.


Zemin hakkı bedelinin 1/4'ü peşin, bakiyesi en geç üç yıl içinde yıllık eşit taksitlerle ödenir ve bu

bedele bankaca vadesiz mevduat faizi uygulanır. Peşin miktar ve taksitler 40 000 TL. dan az olamaz. Bu

işlemlerden sonra tapu sicilinde gerekli terkin ve tashihler resen yapılır.


Bankaya emaneten yatırılan veya ipotekle temin edilen zemin hakkı bedeli üzerindeki iddialar genel

hükümlere tabidir.



Yola terk, hangi haberlere konu olmuştur? Belediye başkanları yola terk için ne diyor?


Kaldırımda servet yatıyor (Sabah Gazetesi, Ocak 2013)


Vatandaşın kamuya terk ettiği ancak hâlâ üzerinde görünen kaldırım ve yeşil alanlar için belediyelere 14 bin 840 dava açıldı. Bunun için özel hukuk büroları kuruldu. 502 metrekare yeşil alana 3 milyon TL ödeyen Kadıköy belediyesi gibi hepsi davalarla boğuşuyor


Türkiye'nin dört bir yanında, zamanında kamuya terk edilen ancak tapuda hâlâ mal sahibinin üzerinde görünen kaldırım ve yeşil alanlar için belediyeler dava yağmuruna tutuldu. Sadece bu davaları takip eden ve özel hukuk büroları kuran avukatlar türedi. Bu avukatlar mülk sahiplerine, "Biz kadastro, tapu ve belediye kayıtlarından araştırdık. Belediye sizin yerinizi kullanıyor. Avukatlık ücreti istemiyoruz. Vekalet verin, kazanılan tazminatın yüzde 20'sini alırız" diyerek çalışmaya başladı. Son üç yılda, İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Antalya, Adana başta olmak üzere Türkiye genelinde belediyeler aleyhine 14 bin 840 'kamulaştırmasız el atma' davası açıldı. Kadıköy'de 70 metrekare alan için 1 milyon TL isteyen çıktı. Belediye Bağdat Caddesi'nde 502 metrekarelik yeşil alan için 3 milyon TL ödemek zorunda kaldı. Açılan davaların 8 bine yakını, mülk sahiplerinin lehine sonuçlandı. 2 milyar TL'lik tazminata ödeme ile karşı karşıya kalan belediyeler ise çareyi, bu alanlardaki kaldırımları söküp, mülk sahibine terk etmekte buldu. Belediyeler, tehlikeye dikkat çekti: "Bütçemizi aşan ödemelerle karşı karşıyayız. Bu uyanıklar yüzünden vatandaşa hizmet götüremez hale geldik. Soruna çözüm bulunsun" diyor. Ankara Kızılay'da geçen hafta büyükşehir belediyesinin GAMA giriş binasının önündeki kaldırımları sökmesi, kanayan bir yarayı gündeme taşıdı. Büyükşehir Belediyesi, kaldırımın metrekaresine 15 bin TL değer biçen bilirkişinin raporuyla bin metrekare yer için 1.5 milyon TL ödemeye mahkum edilmişti. Belediye de 'kaldırımlarınızı alın' diyerek dava açılan bina önünde parke taşlarını sökerek davalı mal sahibine terk etti. 


İstanbul'da ana arterlerin bağlı olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerine toplam 2 bin 800'ün üzerinde dava açıldı. Bu davaların büyük çoğunluğunu uyanık avukatlar kazandı. Bağdat Caddesi'nde bir mülk sahibi, 70 metrekare bir alan için faiziyle birlikte 1 milyon TL isteyerek mahkemenin yolunu tuttu. Büyükşehir Belediyesi ise, kaldırıma döşediği taşları 'O zaman hizmet yok' diyerek söktü ve tepkisini koydu. Yine, Acıbadem Caddesi'nde 95 metrekarelik kaldırımla ilgili de benzer dava açılınca, oranın da taşları söküldü. 


KADIKÖY BU DAVALARA ÇALIŞIYOR 


Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk: "Son 2.5 yılda 247 dava açıldı. Toplam 41 milyon 384 bin TL tazminat ödemeye mahkum edildik. Bunun 25 milyon 610 bin TL'sini ödedik. Kalanı ise, sıraya koyduk. 2013 yılında belediyenin toplam borcu 20 milyon, 14 milyon TL'si bu davalara olan borcumuz. Bağdat Caddesi'ne paralel bir sokakta 40 yıl önce yapılan planla terk edilen 502 metrekarelik yeşil alan için 3 milyon TL ödedik. Bu uyanıklara haksız ödediğimiz paralar ağrıma gidiyor. Maaş ödeyemez duruma geldi. Birçok belediye kapısına kilit vurma noktasında. İstismarlar ortadan kaldırılmalı, caydırıcı kurallar getirilmeli. Kamu altından kalkamayacağı bedellerle karşı karşıya. Geçmişte belediyelerde para olmadığı için bu yolu denemiyorlardı. Şimdi belediyelerde para olduğunu gören, bilen uyanık istismarcılar bu işi adeta meslek edinerek, dava bombardımanına tutuyorlar bizi." 


CİDDİ BİR TEHDİTLE KARŞI KARŞIYAYIZ 


Mustafa Demir (Fatih Belediye Başkanı): Tüm Türkiye'de büyük bir sorun olan bir konu. Planlama yapılırken tüm bu unsurlar tek tek gözden geçirilmeli. Terkler tapu müdürlüklerine gidilerek tescil ettirilmeli. İstismara açık bir kapı bırakılmamalı. Tapusu olan bina sahiplerine giden avukatlar, 'Vekaletinizi bize verin. Kazanılan paranın yüzde 20'sini alırız' diyerek anlaşma yapıyorlar. Bu durum şeklen yasaya da uygun ama istismar ediliyor. Bugüne kadar 3 milyon TL ödeme yapıldı. 40'ın üzerinde davamız devam ediyor. 


ABLUKAYA ALDILAR 


İsmail Ünal (Beşiktaş Belediye Başkanı): Türkiye'nin tamamında özellikle rantı yüksek bölgelerde bu işleri takip eden özel hukuk büroları kuruldu. Belediyelerin başları büyük dertte. İstismarlar ortadan kaldırılmalı, caydırıcı kurallar getirilmeli. Kamu altından kalkamayacağı bedellerle karşı karşıya. Geçmişte belediyelerde para olmadığı için bu yolu denemiyorlardı. Şimdi belediyelerde para olduğunu gören uyanık istismarcılar bu işi meslek edinerek, dava bombardımanına tutuyorlar bizi. Durumu iyi olan belediyeleri adeta ablukaya aldılar. Herkes terklerle uğraşıyor. Geçmişte 20 yıldan fazla kullanılan terklerle ilgili dava açılamıyordu. Anayasa Mahkemesi'ne yapılan iptal başvurusu tüm yerel yönetimlerin belini büktü. İşi gücü bıraktık, davalarla uğraşıyoruz. 


FİİLİ TERKi, FIRSATA ÇEVİRDİLER 


Aziz Yeniay (İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski İmar Komisyonu Başkanı ve Küçükçekmece Belediye Başkanı): Kaldırım uyanıkları belediyeleri çok zor durumda bırakıyor. Bu Türkiye'nin tamamını ilgilendiren büyük bir sorun. Bu iş için özel avukatlık büroları türedi. Mahkemeler, uzman olmayan bilirkişilerin verdikleri raporlara daha dikkatli ve özenli bakmalı. Belediyemize meri yasa ve yönetmelikler çerçevesinde 2011-2012 yılında 20 dava karşılığı 50 milyon TL, kamulaştırmasız el atma ise 28 dava karşılığı 10 milyon TL olmak üzere toplam 60 milyon TL'lik dava açıldı. İmar planları yapılırken ana arterler ve ara yollarda kamuya terk etme zorunluluğu var. Biz buna plan dilinde 'çekme mesafesi' deriz. Bu konunun istismar edilerek dava yoluna gidilmesi hiç akla gelecek bir durum değildir. Şehirler, bu tür kaldırımları, parkları, yeşil alanları ve planlamalarıyla bir bütündür. Fiili terkleri yıllar sonra uyanıklar fırsata çevirmeye çalışıyor. Sayın Başbakanımız yerel yönetimlerin sorunlarını en iyi bilenlerden. Çözümüne yönelik çalışmalar yapılıyor. 2981 sayılı yasada yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var. Bölgemizde bir vatandaş 14 dönüm arsayı 700 bin dolara satın almış. Bir yıl sonra planlama ile bunun 3 bin metrekaresi yola, yeşil alana gitti. Dava açtılar. 3 dönüm için 4.5 milyon TL faiziyle birlikte bizden aldılar. Böyle bir rant olabilir mi? 


AÇIKTAN YARARLANIYORLAR 


Hüseyin Avni Sipahi (Eski Taşdelen Belediye Başkanı ve İBB İmar Komisyonu Üyesi): Belediyeler, mal sahiplerinin fiilen terklerini plan değişikliğiyle onaylayarak, ruhsatları ona göre düzenleniyor. Ama aradan bunca zaman geçtikten sonra inşaat ruhsatı almak için yaptıkları terki yok sayıp kanundaki bir açıktan yararlanmalarını istismar olarak ortaya çıkmıştır. 


Kanun açık, istismar ediliyor


Kamulaştırma kanununu düzenleyen yasaya CHP'nin itiraz ettiğine dikkat çeken Avukat Gökçen Bilge Özdemir, "Bazı hukukçular, Anayasa Mahkemesi'nin bazı maddeleri iptal etme kararını, fırsata çevirmek istiyor. Bina sahiplerinin 50-60 yıl önce belediyeye terk edilmiş yerlere mirasçılardan vekalet alıp dava açmaları yasadan kaynaklanan bir boşluk. UYAP üzerinden yaptığım araştırmada Türkiye genelinde 14 bin 840 dava açılmış. 8 bine yakını sonuçlanmış durumda. Rantı yüksek bölgeler daha çok avukatlar için revaçta. Mahkemeler bilirkişilerin verdikleri raporlar üzerinden karar veriyor. Kamu büyük bedeller ödüyor. Belediye başkanlarının isyanı haklı. Mahkemeden çıkacak gerekçeli karardan sonra yeni bir çalışma yapılacak.