Boğaziçi’ne 17 metre cephesi bulunan yalıdır. Demet Sabancı Çetindoğan, Zarif Mustafa Paşa Yalısı’nın sahibidir. Fatih Camii’nde sergilenen Sakal-ı Şerif, bu yalıda bulunmuştur.
Zarif Mustafa Paşa Yalısı
Zarif Mustafa Paşa Yalısı, İstanbul'un Beykoz ilçesinde yer alan yalıdır. 1848'te Mustafa Paşa tarafından satın alınmıştır. Bir zamanlar İstanbul Boğazı'nın en büyük binalarındandı, günümüze sadece selamlığı kaldı.
Görkemli yalının Esat Bey Yalısı diye bilinen selamlık dairesi hariç, diğer kısımları tamamıyla yıkılmış. Geriye kalan bölümü de 1971 yılında gemi çarpması sonucu yıkılan yalı, şimdilerde örnekleri çok azalmış yalı hamamlarından birini içinde barındırıyor. Kalan kısmı restore edilmiş ve bugün Demet Sabancı Çetindoğan tarafından kullanılıyor.
Zarif Mustafa Paşa Yalısı’nın fiyatı nedir?
Boğaziçi’ni süsleyen en güzel 15 yalıyı İstanbul Life dergisi, Kasım 2008 sayısında sayfalarına taşıdı. Derginin haberinde Zarif Mustafa Paşa Yalısı’nın değeri 70 milyon dolar olarak belirtildi.
Zarif Mustafa Paşa Yalısı’nın tarihçesi nedir?
Karadeniz’den Marmara’ya durmadan akan sulara şahitlik yapan Zarif Mustafa Paşa Yalısı, II. Mahmud’un kahvecisi Kani Bey tarafından 1800’lerde satın alınmış. İlk yapıldığında Harem, Selamlık ve Kayıkhane bölümlerinden oluşan ve bugünkünden üç kat daha büyük olan yalı, 1848 yılında Zarif Mustafa Paşa’nın mülkiyetine geçmiş. 1992’ye kadar aynı ailenin fertleri tarafından kullanılmış. Yalı eski bir Bizans manastırının kalıntıları üzerinde yer aldığından Ayazma (Kutsal Su Kaynağı) halen binanın bahçesinde bulunuyor. Paşa’nın damadı Sadık Bey, kayınpederinin sürekli verdiği ziyafetlerden sıkılınca Selamlık ve Kayıkhane olan bölümü satın alıp araya da kocaman bir duvar ördürmüş. Aile Şeyh Talat Efendi’nin akrabasıymış.
Zarif Mustafa Paşa -torunlarından birinin elinde bulunan ve kendi el yazısı ile yazmış olduğu- hatıratında, yalıyı 1848 senesinde aldığını zikretmektedir. Demek ki Paşa, yalının ilksahibi değildir; fakat kimden aldığı da kaydedilmemiştir. Yakınlarının söylediğine göre: Paşa yalıyı, II.Mahmut'un (1784-1839) Kahvecibaşı'lık hizmetinde bulunmuş olan Kani Mustafa Bey'den (Enderun'dan yetişmiş, Sarıkçıbaşılıktan ikinci Deftereminliğe kadar bir çok devlet memurluklarında bulunmuş 1849'da ölmüştür) almış. Ancak Kani Bey'de yalının üçüncü sahibi imiş.
Yalının Sakal-ı Şerif’le ilgisi nedir?
Sadık Bey’in oğlu Osmanlı mebusu Mehmet Esat Bey yalıda bulunan Hz. Muhammed’in sakalına (Sakal-ı Şerif) ait bir teli Anadolu Hisarı’ndaki Fatih Camii’ne hediye etmiş.
Bundan sonra halk yalıyı “Esat Bey Yalısı” olarak adlandırmış. Binanın cihannüması Sakal-ı Şerif’i muhafaza etmek için kullanılmış. 1926’da yalı sakinlerinden Sadiye Hanım’ın düğünü nedeniyle bakımı yapılan bina sarıya boyanınca adı “Sarı Yalı” ya çıkmış. Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’u İngilizler işgal edince Esat Bey’in oğulları yalıyı Anadolu’ya silah ve mühimmat göndermek için kullanmışlar.
Yalının ünlü konukları kimler olmuştur?
Yalının Harem kısmı da İngilizler askerleri için kullanılır kaygısıyla sahipleri tarafından yıktırılmış. Yalı 2000 yılından beri burada oturmakta olan başka bir ailenin mülkiyetinde. Aile Türkiye’nin tanıtımına katkıda bulunmak için elinden geleni yapıyor. Evin zarif hanımefendisi Colin Powell, Oprah Winfrey, Madeleine Albright ve Rus Grand Düşesi Maria Vladimirovna Romanova gibi önemli misafirleri yalıda ağırlıyor. Yalıda bulunan tarihi Türk hamamı güzel bir mermer işçiliğine sahip ve orijinal haliyle muhafaza edilmiş.
Zarif Mustafa Paşa Yalısı’nda deniz hamamı neden yapılmış?
Binadaki en önemli kısımlardan biri de kadınların deniz hamamı olarak kullandıkları yer. Bunu evin içindeki kapalı bir havuz olarak düşünün. Mahremiyet dolayısıyla geçmişte denize giremeyen kadınlar evin içindeki bu havuzda yüzerlermiş. Şu anda Kahve Odası olarak kullanılan bu yerin camla kaplı zemininin altında balıklar yüzüyor! Günümüzde akvaryum olan bu havuzun filtre edilmiş suyu Boğaz’dan geliyor.
"Meşruta" veya "Amcazade Yalısı" ile birbirine benzer kısımları çoktur. Yanındaki, Ferruh Efendi Yalısı'na Yunan şilebinin çarpması ile harem kısmı üzerine yıkılması, burayı oturulmaz hale getirmiştir. (Sonra da yıkılmıştır.)
Bugün için, koca yalıdan sağlam olarak Esat Bey Yalısı diye bilinen Selâmlık kısmı kalmıştır. Devlet Şûrası azalarından olan Esat Bey, Zarif Mustafa Paşanın torunudur.
Zarif Mustafa Paşa Yalısı kaç bölümdür?
Yapılar, zamanla iki ayrı yalı durumuna gelmiş olduğundan, ayrı ayrı bahsedilmesi icap etmektedir. Vaziyet planında da görüleceği gibi, bugün, Zarif Paşa yalıları gurubundan sadece Selâmlık bölümü ile, çok değişmiş olarak "Mehtabiye" den bir kısmı kalmıştır. (Bu mehtabiye'den kalan, sol taraftaki kısım, III.sınıf olarak tescil edilmişti. 1977'de içi yenilenmiştir.) Bordürler tamamen iki yalıda da aynıdır. Panolardaki tezyinat esası da birdir; aynı ekolün devamı olduğunda şüphe yoktur.
I.Dünya Harbi senelerinde yalının ortasından bir kısmı yıktırıldığı için, 1938'de) bu büyük bina ayrı ayrı üç yalı halinde bulunmaktadır.
Tezyinatlı odanın bulunduğu kısım herhalde binanın en eski parçasıdır.
Diğer kısımları belki de, Kani Mustafa Bey yahut da ondan evvelki sahipleri ilâve ettirmişlerdir. Zira tezyinatlı oda ile, diğer kısımlar arasında farklar bulunmaktadır. Zarif Paşa'nın erkek torunları, yalının odalarını özelliklerine göre isimlendirmişlerdir: "Ocaklı Oda", ve tezyinatlı kısıma da "Yaldızlı Oda" demişlerdir. Yaldızlı odaya girildiği zaman, insan kendisini bol ışıklı bir yerde; denizden aksedip odaya dolan ziya huzmeleri arasında, duvarlardaki ve tavandaki rengârek çiçekli ve meyveli tezyinatın ve altın yaldızlı kısımlarının parıldamasından hâsıl olan tatlı bir renk armonisi içinde hisseder. Bu odada 6,60m.boy ve 2,05m.eninde ve altı parçadan meydana gelen fevkalâde bir pano bulunmaktadır. Odanın iki yan duvarlarında da bu panodan ayrı tezyinatta ve üzerlerinde ayet veya diğer yazılar için kitabe yerleri bulunan başka bir tahta tezyinatı da vardır. Buradaki çiçek guruplarının sadeliği, bordürdeki ahengi nadir bir güzelliktedir. Tavan, ortada güneş, etrafında sekizer köşeli yıldızlarla ve halkâr (Halkâriye dair: Dr.S.Ünver, Arkitekt Mecmuası. 10/11, 1938 ) tezyinatlı çifte bordürü ile odanın güzelliğini tamamlamaktadır.
Balkan Harbinde boş bulunan haremin selâmlık kısmına asker konulduğundan bu kısım harap olmuş, I.Dünya Harbinde de ''yine asker iskân edilir ve yangın çıkar endişesiyle de" sahipleri tarafından yıktırılmıştır. Böylelikle bir parçanın yıktırılmasıyle harem ve selâmlık kısımlarının bağlantısı kalmamış ve iki ayrı yalı meydana gelmiştir. Yıktırılan kısımda, alt katındaki suyunu denizden alan havuzunun mermerden bordür taşları ve üç katlı fıskiyesinden parçalar durmaktadır. (Meşruta Yalı'nın havuz fıskiyesi iki katlı fakat daha gösterişlidir.)
Zarif Mustafa Paşa yalısının mimari özellikleri nedir?
Adresi: Körfez caddesi No: 37 - Anadoluhisarı. (Ada 65/parsel 2)
Üslubu: Neo-klasik espiride, geleneksel Türk yapı tarzı bağdaştırılmış; hakim olan görüntü geleneksel üslup. Harem ve kayıkhane bölümleri yıkıldı. Bugün mevcut olan sarı renkli yalı "Esat Bey Yalısı" diye de anılır.
İnşası : Zarif Ongun ve S.Hakkı Eldem’e göre XVII.yüzyıl sonu veya XVIII.yüzyıl başı (İslam Ansiklopedisi, cüz 53,1967). Behçet Ünsal'a göre 1792. Bugünkü şeklini XIX.yüzyıl başında almıştır.
Yüzölçümü: 1000m2.
Selâmlık Bölümü: (Ada 65/parsel 2) Zarif Paşa Yalısı'nın selâmlığı olan bu kısım "1935'te ölen" Esat Bey'e aitti. (Macide Ekimoğlu, Tez, İ.Ü.Ed.Fak.1970)
Bu kısımda bulunan hamam, tezyinat bakımından önemlidir. Ayrıca, yalının kahve ocağı önündeki üç ayrı panolu barok devri mermer bir su haznesinin mevcudiyeti bilinir.
Zarif Orgun'un "Boğaziçi'nde Eski Bir Türk Yalısı" adlı makalesi (Arkitekt. sayı 1/2) Zarif Paşa Yalısı'nın harem kısmındaki tezyinatlı oda ve tezyinat motifleri, panoları, bu odanın perspektivi ve Meşruta yalı ile Anadoluhisarı hakkında malûmatı ihtiva etmektedir.
Hamam plân ve kesitinden de anlaşılacağı üzere umumî (genel) hamamlardaki esastan ayrılarak biri soğukluk "camekân" ve diğeri "yıkanma yeri" olmak üzere iki kısımdan oluşmuştur. Bir de apdeshanesi vardır. Soğukluk kısmında karşılıklı iki mermer set mevcuttur. Vaktiyle burada kerevet üzerine, döşekler konulur, bohçalar içinde hamam takımları, silecekler, havlular getirilir ve burada soyunulurdu. Yıkandıktan sonra yine bu yerde bir müddet istirahat etmek adet idi. (Bugün Boğaziçi'nin eski yalı arsalarında acaip tarzda binalar kurulmaktadır. E.Rıfkı Atay'ın Ulus'ta. T.Öz'ün Yapı'da ileri sürdükleri örnek planların dikkate alınmadığı, bir çok yerde görülmektedir.)
Eski Eserleri Koruma Encümeni'ndeki dosyasından:
İnşaası: XVIII.yüzyılın başı.
Şöhreti: Zarif Mustafa Paşa Yalısı.
Aslı ve bugünkü kullanımı: İkametgâh.
Bir şilep çarpması dolayısıyla, bir bölümü yıkılmıştır. Mal sahipleri tarafından takibat yapılmaktadır. (1965)
Bazı notlara göre: XVIII.yüzyılın birinci yarısında yapılmış olan bu yalı, Zarif Mustafa Paşa'ya 1848 yılında intikal etmiştir. Ondan evvel bir kaç sahip daha değiştirmiştir.
Yalının dış kısmının bir çok tamirlerden sonra, kaplama ve pencereleri ampir üslubunda görülmekte ise de; içinde ilk yapılışından kalma, devrinin üslubunda ahşap ve boyalı tavanlar ile lambriler mevcuttur.
Tezyinatı Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı'ndakilere benzemektedir.
Bostancıbaşı Defteri'ne göre:
Listedeki (39.sıradaki) sabık berberbaşı Mustafa Ağazade Bey'in yalısı bilâhare (daha sonra) Zarif Mustafa Paşaya intikal etmiştir ve halen de Paşa'nın varislerinin mülkiyetindedir. (Macide Ekimoğlu, Tez, İ.Ü.Ed.Fak.1970)
Mevcut en eski Bostancıbaşı Defteri'nde (1791-1792) Kanlıca ile Anadoluhisarı arası yalıları sayılırken: Yağcıoğlu Emin Ağa’nın yalısı, Mütevelli meşrutası Rıfat Bey'in yalısı, sabık Berberbaşı Mustafa Ağazade Beyin yalısı, Yasincizade Efendinin yalısı...denilmektedir.
Zarif Mustafa Paşa'nın yalısı, Mütevelli meşrutası olan ve Meşruta yalı adı ile bilinen Köprülü Amcazade Hüseyin Paşa yalısı ile Yasincizade Şeyhülislâm Abdülvehap Efendi yalısı (yanlış olarak aileye damat olan Mizancı Murat Bey yalısı da denirdi, yıktırılmıştır) arasında bulunduğundan Zarif Paşa'nın yalıyı satın aldığı Sultan Mahmut'un Kahvecibaşısı Kani Mustafa Beyden (1817'de Kahvecibaşı olmuş, 1818'de azledilmiştir) evvelki sahibinin Berberbaşızade olduğu neticesini vermektedir.
Bugünkü durumu: Bu yalının Esat Bey Yalısı diye bilinen selâmlık dairesi hariç diğer kısımları yıkılmıştır. Harem, selâmlık, mehtabiye ve kayıkhane bölümleri; harem ve selâmlık bahçeleri, limonluk ve ahırları ile Boğaziçi'nin en büyük yalılarından idi. Ailenin damatlarından S.Daniş Koper'in 1972 yılında bize yazdırdığı notlar: "Yalının arkasındaki yolu, Esat Bey (Esat Bey -dede- Devlet Şûrası azası. Babası Sadık Bey -yalıda tablosu var- Zarif Mustafa Paşa'nın kızının kocası) Belediye'ye hibe etmiş. Harem'in bir bölümü 1918-1919'da yıkılmıştır. 1971'de kalan bölümü de gemi çarpması sonucu yıkıldı. Sahipleri:Zarif Orgun, Ertuğrul Kayıhan ve diğer bir ortaktı. Değerli eşyalar, Londra ve Paris'ten getirilmişti. Büyük murassa aynalar var. Çatı, makas sistemi, kalın kalaslarla tutturulmuş, 800m2.1ik komplike bir çatı. Bu çatı aynı zamanda yüklük olarak kullanılıyordu. Damın kiremitleri eskiden üçgen biçiminde idi, şimdi Marsilya tipi. Dış duvarlar bağdadî/ahşap kaplama; ısı derecelerini ayarlamak için arada hava boşluğu bırakılmış. Orta sofa: 11,75x7m. Bazı kısımlarda kartonpiyer; bazı kısımlarda 150-200 senelik ıstampalar, çiçekler ve nakışlar var. Yalının yüklük dairesinden başka bazı odalarda da yüklük var. Aile kalabalıklaştıkça küçük bölmeli dairelere ihtiyaç duyulduğundan, iç bölmeler yapılmış. Bina ile irtibatlı (birleşik) yüz ölçümü 1000m2. kadar olan alaturka hamamı, şimdi örnekleri çok azalmış yalı hamamlarından. Yalının alt tarafındaki dehlize iç kemer altı deniliyor. Yalının bahçeye bakan yüzünde kuvvetli bir ihtimalle ayazma olabilir. Esat Bey zamanında bahçede ser bulunuyordu.
5 Ekim 1974 günü, Arkeolog Ergun Ataçeri ile beraber yalının dışında yaptığımız inceleme sırasında, Ataçeri şu görüşü belirtmişti: "Hamam alt çıkmaya kadar XVI.yüzyıl." Sonra tuğla ve taş, derzli duvar, üstlerinde de kirpi saçak. Zemindeki ahşap küçük kapı, eski -tünel halindeki- 3m.lik dar geçite açılıyor.
Mimar Turhan Giritlioğlu'nun notu: "Frontonlu, Avrupa etkili (içten açılan Fransız) pancurlarla cephede yabancı elemanlar var." (Kaynak: Orhan Erdenen "Boğaziçi Sahilhaneleri" 1994)
Yalının mimari biçimi nedir?
"Sağlam olarak kalan Selâmlık dairesi bugünün Esad Bey Yalısı 'dır. Yol açımı sonucu arka bahçesi, limonluk ile mutfak ve ahırları yıkılmış olan (1962) Yalı grubunun diğer binaları da yokolmuştur. Bu yönde bulunan hamam yapısı ve de banyo tekneli olarak, klasik Türk hamamı plan tipindedir. Bu yalının planı orta sofalı anonim bir sahilhane gibidir. Deniz cephesinin orta motifi -eliböğründe- konsol profili ile alt kat döşemesine kadar inen destekleri ile ve üst kat cumbasının yarım yuvarlak kemerli dikey pencereleri ile ve defronton teşkil eden çatı kalkanı ile ve diğer kat ve pencere silmeleriyle ampir stili andırıyor; fakat Türk yalı ruhuna sadık kalmaktadır.
Yalının Harem dairesi dıştan aşıboyalı kaplamaları ve beyaz pencere pervazları ile belirlenmiş iken Selâmlık sarımsı renkle boyalı durmaktadır. İç mimarisi ise renkli zengin bitkisel motifli nakışlarla süslemelidir; Yaldızlı oda'nın duvar başpanoları ise Kırmızı Yalı panolarını andırmaktadır, fakat daha zarif görünümlüdür.
XIX.yüzyılda başlayan Türk eklektizmi ile, burada da uygulanan tarzda klasik mimarimizin yabancılaşmaya yönlendiğine şahit oluyoruz." Behçet Ünsal
Yalının alt kat güney köşe odasına 28 Haziran 1990 günü gemi çarptı. Bununla ilgili gazete haberi: "Şehir Hatları İşletmesinin (Yeniköy) yolcu vapuru, dün sabah dümeni kilitlenince, Anadoluhisarı'ndaki tarihi Zarifi Mustafa Paşa Yalısı'na çarptı.Vapur 7.15'te Anadoluhisarı iskelesinden kalktıktan sonra, dümeni kilitlenince kontroldan çıktı. Önce bir yata sonra 300 yıllık yalıya bindirerek durdu. Yalının çarptığı odada uyumakta olan Ali Çalım ile eşi Meryem Çalım kazadan yara almadan kurtuldular. Yalıdaki zararın 1 milyar lira olduğu tahmin ediliyor." (Milliyet, 29 Haziran 1990)
Yalı, hangi haberlere konu oldu?
Zarif Mustafa Paşa Yalısı turistlerin dikkatini çekiyor! (Posta Gazetesi, Mayıs 2011)
Demet Sabancı Çetindoğan, Kandilli'deki Zarif Mustafa Paşa Yalısı'nda oturuyor. Demet Sabancı Çetindoğan'ın müzeyi andıran ve daha dünyaca ünlü isimlere davet verdiği yalı, turistlerin de gözdesi olmuş....
Demet Sabancı Çetindoğan, Kandilli'deki Zarif Mustafa Paşa Yalısı'nda oturuyor. Demet Sabancı Çetindoğan'ın müzeyi andıran ve daha dünyaca ünlü isimlere davet verdiği yalı, turistlerin de gözdesi olmuş. Bir grup Amerikalı, İstanbul'a kültür turu düzenlemiş. Tur şirketi, Demet Sabancı Çetindoğan'a "Turistler, sizin yalınızı da görmek istiyor" demiş. Demet Hanım da Amerikalı turistlere yalıyı gezdirmiş ve Türk kahvesi ikram etmiş.
Murat Karamancı, Demet Sabancı Çetindoğan’ın komşusu oldu (Ekonomist Dergisi, Mart 2011)
Aile içi anlaşmazlık nedeniyle bir süredir satış masasında olan Çapa Ailesi’ne ait Anadoluhisarı’nda yer alan Zarif Mustafa Paşa Yalısı Mehtabiye Köşkü, 4 Şubat tarihinde Murat Karamancı tarafından satın alındı. Karamancı’nın bu köşkü 18 milyon 64 bin TL’ye (11.3 milyon dolar) aldığı belirtiliyor.
Yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın en prestijli ‘ev’leri arasında yer alan Boğaziçi yalılarından biri daha geçen ay gerçekleşen sürpriz satışa ev sahipliği yaptı.
Türkiye’nin en büyük denim kumaşı üreticilerinden olan Orta Anadolu Tekstil Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Karamancı Boğaziçi’nin yeni sakinleri arasına katıldı.
Yalı haberlerini en iyi duyuran yayın olarak öne çıkan Ekonomist’in ulaştığı bilgilere göre bir süredir aile içi anlaşmazlık nedeniyle satış masasında olan Anadoluhisarı’nda yer alan Zarif Mustafa Paşa Yalısı Mehtabiye Köşkü, 4 Şubat tarihinde Murat Karamancı tarafından satın alındı. Karamancı’nın bu köşkü 18 milyon 64 bin TL’ye (11.3 milyon dolar) aldığı belirtiliyor.
Öte yandan Karamancı Ailesi’nin Boğaziçi’ndeki gayrimenkullere olan ilgisi yeni değil. Orta Anadolu Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Karamancı, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer’in, Vaniköy'de bulunan Andiçen Villaları sitesindeki lüks villasını 2009’un Temmuz ayında satın almıştı. Villa için Fatih Karamancı'nın o dönem 7 milyon TL ödediği ifade edilmişti.
Aile içi anlaşmazlık
Mehtabiye Köşkü, pirinç unu ve hazır gıdada Türkiye'nin en köklü markalarından biri olan Çapamarka'nın eski sahiplerinden merhum Ahmet Vecdi Çapa’nın eşi Rabia Çapa ile kızları Sinem ve Didem Çapa’ya aitti. Ahmet Vecdi Çapa'nın 1997'de vefatının ardından Anadolu Hisarı'nda bulunan yalının 16'da 10’u Rabia Çapa ve 16’da 3’de üç çocuğu arasında pay edildi. Bir süre sonra çocuklardan Mehmet Tunç Çapa, yalıdaki 8'de birlik hissesini ablası Didem Çapa'ya devretti. Bu devirle birlikte yalıda anne Rabia Çapa ile kızları Didem ve Sinem Çapa uzun bir süre birlikte yaşadı. Ancak annesi ve ablasıyla anlaşamayan Sinem Çapa, 2009 yılında köşkten ayrıldı. Sinem Çapa, köşkün satışa çıkarılarak, hissesine düşen payı almak amacıyla 2009’da 'ortaklığın giderilmesi' davası açmıştı. Köşkün satışıyla ilgili görüşüne başvurduğumuz. Murat Karamancı ile Didem Karamancı, konu hakkında görüş vermek istemediklerini belittiler.
Selamlık bölümü Demet Sabancı’ya ait
17’inci yüzyılın sonu veya 18’inci yüzyılın başında inşaa edildiği tahmin edilen Zarif Mustafa Paşa Yalısı harem, selamlık ve Mehtabiye Köşkü olmak üzere üç ayrı bölümden meydana geliyor. Mehtabiye Köşkü’nün bir bölümü günümüze gelebilmiş ve bu bölüm çeşitli onarımlar nedeni ile özelliğini büyük ölçüde yitirmiş. Haremin bir kısmı 1918-1919 yıllarında yıkılmış, kalan bölümüne de 1971 yılında bir gemi çarpmış ve böylece harem bölümü günümüze gelememiş. Günümüze yalnızca selamlık kısmı gelmiş. Zarif Mustafa Paşa Yalısı’nın Selamlık Bölümü ise 2000 yılında 3.5 milyon dolara satın alan Demsa Group Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan’a ait. Mehtabiye Köşkü, 400 metrekare kullanım alanına sahip. Köşkün Boğaziçi’ne 17 metre cephesi bulunuyor.
Bir dönem silahlar saklandı. (Sabah Gazetesi, Ocak 2007)
18. yüzyıl sonunda inşa edilen yalının ilk sahibi Berberbaşı Mustafa Ağazade Bey adında bir zat... Daha sonra yalıya adını veren Zarif Mustafa Paşa'nın eline geçiyor ve 1992 yılına kadar ailenin elinde kalıyor. Ailenin torunlarından 71 yaşındaki Mediha Kocataş anılarını şöyle anlatıyor: "Deniz üzerinde bir odada yatardım. Panjurlardan deniz ışığının tavanda oynamasını hiçbir zaman unutamam." Kocataş, yalının satılmış olmasından çok üzgün ama "En azından yalı yaşıyor," diyor. Şimdiki sahibi ise Demet Sabancı. Zarif Mustafa Paşa Yalısı, Kurtuluş Savaşı sırasında özel bir amaçla da kullanılmış; Mustafa Kemal'in arkadaşlarının silahlarının saklandığı depo olarak hizmet vermiş.
Önerilen Bağlantılar : Anneler günü konut kampanyaları